Nakliyat-İş’ten: Yaşasın Şanlı 15- 16 Haziran Direnişimiz

18.06.2017
553
A+
A-

Nakliyat-İş'ten haberler

ŞANLI 15-16 HAZİRAN DİRENİŞİNİN 47. YILINDA KIDEM TAZMİNATININ GASPINA, GREV YASAKLAMALARINA, ARABULUCULUK YASASINA HAYIR DEMEK İÇİN ALANLARDAYDIK
YAŞASIN ŞANLI 15-16 HAZİRAN DİRENİŞİMİZ

 

15-16 Haziran Şanlı İşçi Direnişinin 47. Yılında Eylemlerimiz Devam Ediyor.

Sendika olarak İstanbul, Konya ve Ankara’da 15-16 Haziran direnişinin yıldönümünde kitlesel eylemler yaptık. 19 Haziran 2017 Pazartesi günü de Eskişehir’de yapılacaktır.

KONYA
15 Haziran 2017 Perşembe günü Konya’da Sendika Temsilciliğimizde toplanan üyelerimiz Kayalı Park’a kadar kortej oluşturarak yürüyüş yaptılar. Saat 12:00’de başlayan basın açıklaması Eskişehir Anadolu Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Ünver tarafından ortak bildiri metnini okunarak yapıldı.
ANKARA
Aynı gün Ankara’da da Çankaya Belediyesinde alt işvereninde, taşeronda çalışan üyelerimizin katılımı ile basın açıklaması yapıldı. 14:30 da bir araya gelen üyelerimiz buluşma noktasından Kızılay YKM önüne kadar önlük, flama ve dövizlerimizle yürüdüler. Burada saat 15:00 de Örgütlenme Daire Başkanımız Erdal Kopal ortak bildiri metnini okuyarak basın açıklamasını yaptı.
İSTANBUL
16.06.2017 Cuma günü ise İstanbul’da Taksim’de üyelerimizin kitlesel katılımı ile yürüyüş ve basın açıklaması yapıldı. Odakule önünde toplanan kitle, buradan yöneticilerimizle birlikte sloganlar atarak bayrak, flama ve dövizlerimizle yürüyerek Galatasaray Lisesinin önüne geldi. Burada basın açıklaması Genel Başkanımız Ali Rıza Küçükosmanoğlu tarafından yapıldı.

Basın açıklamalarında “Kazanılmış Tüm Haklarımıza Yönelik Yerli-Yabancı Parababalarının Örgütlerinin, İktidarların Saldırılarına Karşı Yeni Örgütlü 15-16 Haziran Direnişleri Örgütlemenin” acil bir görev olduğu vurgusu yapıldı.

Yapılan basın açıklamalarında “Yaşasın 15-16 Haziran Direnişimiz”, “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek”, “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız”, “Kıdem Tazminat Hakkımız Gasp Edilemez”, “Kölelik Yasalarına Hayır”, “Zorunlu BES’e HAYIR” “Zorunlu Arabuluculuk Yasasına HAYIR” “Kiralık İşçilik Yasasına HAYIR” “Taşeron Cehennemine HAYIR” dövizleri taşındı ve sloganları atıldı.

ESKİŞEHİR
19.06.2017 Pazartesi günü Eskişehir’de sendikamız ve Birleşik Metal-İş sendikası ile ortak eylem yapılacaktır.

16.06.2017
Nakliyat-İş Sendikası
Genel Merkezi
Eylemlerde okunan bildiri metni;

 

Yaşasın Şanlı 15-16 Haziran Direnişimiz

Kıdem Tazminatımızın Gasp Edilmesine, Grev Yasaklamalarına, Arabuluculuk Yasasına HAYIR

 

Türkiye İşçi Sınıfının Mücadele Tarihi içerisinde Şanlı 15-16 Haziran Direnişinin önemli bir yeri vardır. 15-16 Haziran Direnişi kitlesel katılımı, ekonomik, toplumsal ve siyasi mücadeledeki sonuçları tarihsel önemdedir. Yüzbinleri aşan İşçi Sınıfı 15-16 Haziran günleri İşçi Sınıfının devrimci sendikal örgütünü DİSK’i kapatmaya yönelik girişimlere karşı İşçi Sınıfının sermaye sınıfına onun iktidarı olan AP’ye karşı cevabıdır.

İşçi Sınıfımız CIA uzmanları tarafından 1952 yılında kurdurulan TÜRK-İŞ’e mahkûm etmeye karşı İşçi Sınıfımızı isyan başkaldırısının adıdır, 15-16 Haziran. 15-16 Haziran Direnişinde kaybettiğimiz İşçi kardeşlerimizi Yaşar Yıldırım, Mehmet Gıdak ve Mustafa Bayram’ı rahmetle ve saygıyla anıyoruz.

Türkiye İşçi Sınıfı, DİSK’in kapatılmasına, örgütlenme haklarının elinden alınmasına karşı, “DİSK kapatılamaz” sloganı ile 168 fabrika ve 150 bine yakın işçiyi kapsayan direnişte, işçiler İzmit ve Gebze’den Kadıköy’e, Levent’ten Mecidiyeköy ve Taksim’e, Bakırköy’den Topkapı ve Edirnekapı’ya kadar yürüdüler. İstanbul’un iki yakasındaki işçilerin bir araya gelememesi için vapur seferleri bile iptal edildi; Galata Köprüsü açılarak geçişe kapatıldı. 16 Haziran 1970 tarihinde İstanbul ile Kocaeli Merkez ve Gebze ilçesinde sıkıyönetim ilan edildi. 3 ay süren sıkıyönetim sonunda işten çıkarılan işçi sayısı 5 bini aştı. DİSK yöneticileri ile birlikte çok sayıda işçi tutuklandı.

Söz konusu yasa değişikliklerini içeren hükümler 2 yıl sonra, Anayasa Mahkemesince Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Sermaye sınıfı o dönem yapmak istediklerini, ancak 12 Eylül 1980 Faşist Darbesinden sonra  DİSK’i kapatıp, yasaları işverenler lehine değiştirerek, İşçi Sınıfını yalnızca sarı-gangster sendika Türk-İş’e mahkûm ederek uygulayabilmişlerdir.

Bugün, Şanlı 15-16 Haziran Direnişimizin 47. yılında, yerli-yabancı parababaları ve onların siyasi  iktidarı İşçi Sınıfımızın kazanılmış haklarına saldırmaya devam ediyor. Ulusal istihdam stratejisi programında yer alan işçi örgütlenme ve sendika düşmanı politikalar düzenlemeler hayata geçiriliyor.

Özel istihdam büroları kiralık işçilik yasasını, zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemini düzenleyen BES’i işçi sınıfımızın tepkilerine karşın çıkardılar. Esnek çalışmayı. Daha yaygın etkin duruma getirmek için düzenlemeler yapılıyor. Kazanılmış hakları ortadan kaldıran “süresi belirli hizmet akdi” ile çalıştırılma da yaygınlaştırılıyor.

Kamu ve özel işletmelerde milyonlarca işçi kardeşimiz taşeron cehenneminde çalıştırılıyor. Taşerona verilen kadro sözü yıllardan beri yerine getirilmiyor.

İş güvencemiz, geleceğimiz olan 81 yıllık kıdem tazminatı hakkımız yerli-yabancı parababaları direktifleri ile gasp edilmeye çalışılıyor.

Grev hakkının ortadan kaldıran, grev yasaklamalarıyla işçi düşmanlığı ile karşı-karşıyayız. Metal, Lastik, Banka, Cam, Petrol-Kimya işkollarında grevler, hukuksuz keyfi şekilde yasaklanıyor.

Meclis gündeminde olan Arabuluculuk yasası olarak da adlandırılan iş mahkemesi kanununda yapılmak istenen değişiklikler de yıllardan beri işveren örgütleri olan TİSK (Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu) ve TOBB’nin (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) istediği değişikliklerdir. Sermaye ve örgütleri işçilerin yasal hak aramalarına da kısıtlama getirmek, işçilerin mağduriyetlerinden yararlanarak haklarını gasp etmek istiyorlar. Çağdaş Evrensel Hukuk kurallarına da dönüşmüş olan iş hukukunda ki işçi lehine yorumu sınırlamak istiyorlar.

Ülkemizde servetin ve gelirin paylaşımının giderek daha da adaletsiz duruma geldiği bu süreçte yerli-yabancı parababaları servetlerini, karlarını daha da artırmak istiyorlar.

(En zengin %1’in serveti toplam servetin %54,3’dür).

OHAL ve KHK’larla hukuksuz olarak işten çıkartmalar devam etmektedir.

 

  • Kıdem Tazminatımızın Gasp Edilmesine,
  • Grev Yasaklamalarına,
  • Zorunlu Arabuluculuk Yasasına,
  • Zorunlu BES’e,
  • İş Cinayetlerine,
  • Kiralık İşçilik Yasasına,
  • Taşeron Cehennemine,
  • Örgütlenme ve Mücadelemizin Önündeki Engellemelere,

Kazanılmış Tüm Haklarımıza Yönelik Yerli-Yabancı Parababalarının Örgütlerinin İktidarların saldırılarına karşı yeni örgütlü 15-16 Haziran Direnişleri Örgütlemeliyiz.

16.06.2017

 

Yaşasın 15-16 Haziran Direnişimiz

Yaşasın DİSK Yaşasın Nakliyat-İş

 

Nakliyat-İş Sendikası

Genel Merkezi

İstanbul;

       

PTT Taşeronlarında Ücretsiz Paso Mücadelemiz Kazanımla Sonuçlandı

Yeni ihalelerde işçiler toplu taşıma kartlarına ücret ödemeyecekler.

Sendikamız taşeron cehennemine, güvencesiz çalıştırılmaya karşı mücadelesini her alanda sürdürmekte ve örgütlenmelerine devam etmektedir.

Türkiye genelinde PTT taşeron cehenneminde çalışan binlerce işçi kardeşimiz Sendikamızda örgütlenmişler ve Sendikamıza üye olmuşlardır.

Sendikamız PTT-Taşeron cehenneminde direnişler, yürüyüşler, kitlesel eylemlerle, örgütlü mücadeleyle önemli kazanımlar elde etmiştir. Ödenmeyen ücretler ödenmiş, hukuksuz iş sözleşmelerine müdahale edilmiş, ücretsiz paso davası kazanılmıştır.

PTT’de, 657 Sayılı Yasa kapsamında ve sözleşmeli memur olarak çalışanlara şehir içi toplu taşımada kullanılmak üzere “ücretsiz paso” verilmektedir. PTT Taşeronlarında çalışanlara ise verilmemekteydi. Sendikamız bunun Anayasanın eşitlik ilkesi ile 4736 Sayılı Yasaya aykırı olduğunu belirterek İstanbul’da PTT Taşeronlarında çalışan bir üyemiz adına İstanbul 4. İdare ve İstanbul 9. İdare Mahkemesine dava açıldı.

Açılan her iki davada Sendikamız lehine sonuçlandı. İlk olarak İstanbul 9. İdare Mahkemesi PTT Taşeron işçilerin ücretsiz paso hakkının olduğuna karar verdi. İstanbul 9. İdare Mahkemesi de taşeron işçisine ücretsiz pasoyu vermeyen İETT’yi haksız buldu.

2016 yılında Temmuz ayında sonuçlanan dava ile de İstanbul 4. İdare Mahkemesi taşeron işçisinin ücretsiz paso hakkını engelleyen PTT’yi haksız bulmuştur.

Sendikamız PTT’ler de çalışan taşeron işçiler ile ilgili olarak 28 Ağustos 2014 yılında “Şehir içi Toplu Taşımada Ücretsiz Paso Yasal Haktır” sloganı ile imza kampanyası başlattı. Türkiye genelinde binlerce imza toplandı. Toplanan imzalar PTT Başmüdürlüklerine basın açıklamalarıyla verildi ancak sonuç alınamadı.

9. İdare Mahkemesine dava sonucu tebliğ edilmesi ile birlikte davayı açtığımız üyemiz işçi 29 Temmuz 2015 pasosunu İETT’den alarak kullanmaya başladı. Ücretsiz pasosunu kullanmaya devam etmektedir.
5 Ağustos 2015 tarihinde, İstanbul PTT Taşeronlarında çalışan 400’e yakın Sendikamız üyesi PTT taşeron işçileri ile ücretsiz paso hakkına sahip çıkmak için, iş yerlerinden aldıkları çalışma belgeleri ve ücretsiz paso talep dilekçelerimizi kitlesel coşkulu yürüyüş ve basın açıklaması ile İETT Genel Müdürlüğüne başvurusunu yaptık.

Ardından Adana’da, Kocaeli’nde Büyükşehir Belediyeleri önünde Sendikamız üyeleri ile “Mahkeme Kararı Uygulansın, Ücretsiz Paso Hakkımız Verilsin” adı altında kitlesel eylemler gerçekleştirdi.
Ücretsiz paso hakkı mücadelemiz, 17 Ekimde 2016 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Gündemine taşındı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Danıştay kararlarının beklenilmesine karar vermiştir.
PTT’de Yeni Yapılan İhalelerde İşçilere Toplu Taşıma Kartları Verilecek, Ücretleri İşveren Tarafından karşılanacaktır.

İstanbul’da PTT ile KDC İnşaat San. ve Tic. A.Ş arsındaki sözleşmenin 35. Meddesinde yer almaktadır. 35. Madde “ Serbest dolaşım kartı uygulaması yapılan il ve ilçelerde işçilerin ikametlerinden iş yerlerine, iş yerlerinden ikametlerine geliş ve gidişlerine ait serbest dolaşım kartları ilgili Başmüdürlükçe ilgili belediyelerle irtibata geçilmek suretiyle temin edilerek işçiler imza karşılığı dağıtılacak olup bedeli yüklenicinin hak edişinden kesilecektir.” Biçimindedir.
Evet PTT taşeron cehenneminde 2014 yılında başlayan ücretsiz paso mücadelemiz kazanımla sonuçlanmıştır. Bundan böyle İstanbul’da PTT taşeronlarında çalışan işçi kardeşlerimiz herhangi bir ücret ödemeden toplu taşıma kartı kullanacaktır.

Tüm PTT Taşeron işçilerine hayırlı olsun. 07.06.2017

Ücretsiz Paso Hakkını Kazandık, Sıra Toplu Sözleşmede

Şehiriçi Toplu Taşımada Ücretsiz Paso Yasal Haktır

PTT’de Taşeron Cehennemine Son

Kahrolsun Sarı Sendikacılık

İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız

Cam Grevinin Yasaklanmasına,Kıdem Tazminatımızın Gaspedilmesine, Belediyelerden İşten Atmalara Karşı Ankara Kızılay YKM Önünde Kitlesel Basın Açıklaması

5700 Cam işçisinin grevinin yasaklanması, kıdem tazminatımızın gasp edilmesine, Van Büyükşehir Belediyesinde ve diğer kamu kurumlarında OHAL, KHK ile hukuksuz, keyfi işçi kıyımına karşı Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) ve Nakliyat-İş olarak Ankara’da kitlesel basın açıklaması yaptık.

Basın açıklamasını DSF Başkanlık Kurulu üyesi ve Sendikamız Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu yaptı.

Basın açıklaması saat 15:00’da Ankara Kızılay YKM önünde yapıldı. Basın açıklamasına Sendikamız üyesi Çankaya Belediyesi taşeronu Norm Altaş işçileri, Eskişehir Anadolu Şube yöneticileri ve işyeri temsilcileri, Konya Bölgeden ambarlardan işyeri temsilcilerimiz coşkulu ve kitlesel bir biçimde katılım sağladı.

Eyleme, Birleşik Metal İş Anadolu Şubesi yöneticileri de destek verdi.

Eylemde Nuriye Gülmen – Semih Özakça ile ilgili taşınan dövizlere güvenlik şube tarafından “terör propagandası” yapıldığı gerekçesiyle müdahale edildi.

Eylemde “5700 Cam İşçisinin Grevinin Yasaklanması İşçi Düşmanlığıdır DSF- DİSK/Nakliyat-İş”,“Van Büyükşehir Belediyesinde OHAL Gerekçesiyle İşçi Kıyımına Son”, “Kıdem Tazminat Hakkımız Gasp Edilemez” ozalitler açıldı.

Ayrıca “Yaşasın Cam İşçilerinin İnsanca Yaşam ve Çalışma Koşulları İçin Mücadelesi”, “Yaşasın Cam İşçilerinin Grevi”, “Yaşasın Cam İşçilerinin Onurlu Mücadelesi”, “Cam İşçileri Yalnız Değildir”, “Van Büyükşehir Belediyesinde Atılan İşçiler Geri Alınsın”,  “Nuriye Gülmen – Semih Özakça Yalnız Değildir”, “Nuriye Gülmen- Semih Özakça Serbest Bırakılsın”, “Nuriye Gülmen- Semih Özakça’nın Talepleri Yerine Getirilsin”, “Zorunlu Arabuluculuğa Hayır” , “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek”, “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” dövizler taşındı ve sloganları atıldı.

Ali Rıza Küçükosmanoğlu’nun yaptığı basın açıklamasının tam metni:

• 5700 Cam İşçisinin Grevinin Yasaklanması İşçi Düşmanlığıdır.
• Kıdem Tazminatı Hakkımız Gasp Edilemez.
• Van Büyükşehir Belediyesinde Güvenlik Gerekçesi İle Kanunsuz İşçi Kıyımına ve Diğer Kamu Kuruluşlarında OHAL ve KHK’lar İle Keyfi, Hukuksuz İşten Çıkartmalara Son

Sendikamız Nakliyat-İş ve üyesi bulunduğumuz, 126 ülkede 92 milyon üyesi bulunan kapitalizme, emperyalizme karşı sınıf temelli mücadele eden Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) ülkemizde daha insanca yaşayabilecekleri bir ücret ve çalışma koşulları için mücadele eden, grevleri yasaklanan Kristal-İş üyesi 5700 Cam İşçisi ile dayanışma içerisindedir.

İşçilerin patronlara, kapitalistlere karşı en etkin hak arama, mücadele aracı “GREV”dir. Grev hakkının ortadan kaldırılması demek patronların işçileri düşük ücretle kölelik koşullarında çalıştırılmasına ortak olmak demektir. Cam işçilerinin reel ücretleri giderek düşerken ve yoksullaşırken tekel durumunda olan Şişe Cam patronları karları giderek artmakta, ülke içerisinde ki yeni fabrikalar yanında yurt dışında da yeni fabrikalar kurmaktadır.

Cam fabrikalarında grevin yasaklanması ilk değildir. Geçtiğimiz yıllarda da yasaklanmış Anayasa Mahkemesi grev ertelemenin, yasaklanmasının yasal dayanağının olmadığını karar vermiştir. Metal, lastik geçtiğimiz günlerde de banka iş kolunda grevler erteleme adı altında yasaklanmıştır. Erteleme, yasaklama gerekçeleri her zaman “milli güvenlik” olmuştur. İşçi Sınıfın daha insanca yaşayabilecek bir ücret ve çalışma koşulları istemesinin “milli güvenlik” ile ne alakası var?
Grev Hakkı Anayasa, İLO ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış bir haktır. Cam grevinin yasaklanması aynı zamanda da tüm İşçi Sınıfımıza gözdağıdır. Ancak İşçi Sınıfımız, cam işçileri keyfi, hukuksuz grev yasaklamaları, tehditlerle teslim alınamaz.
Grev yasaklamalarına karşı mücadele meşru bir haktır. Nakliyat-İş Sendikası ve Dünya Sendikalar Federasyonu olarak direnen, mücadele eden cam işçileri ile her zaman dayanışma içinde olacağız.
Kıdem Tazminat Hakkımız Gasp Edilemez

Sermayenin İşçi Sınıfı üzerinde ki en açık diktatörlüğü demek olan 12 Eylül Faşizm döneminde yerli parababası Vehbi Koç, Kenan Evren’e yazdığı mektupta kıdem tazminatının patronlar üzerinde yük olduğunu ve bu yükten kendilerinin kurtarmasını istiyor. O dönemde her yıl için ödenecek kıdem tazminatına önce asgari ücretin 7,5 katı olarak daha sonra da memur maaş katsayısına bağlı olarak bir sınırlama getiriliyor. Şu an alınan ücret ve sosyal yardımlara bağlı olarak kıdem tazminatı tavanı 4,426,16 TL’dir. Bu sınırlama yerine asgari ücretin 7,5 katı olsa her yıl için ücret ve sosyal yardımlara bağlı olarak bu rakam 13.327 TL olacaktır.

Ancak yerli-yabancı parababaları ve onların ekonomik siyasi örgütleri bununla da yetinmeyerek işçiler için kıdem tazminatlarının gelecekle ilgili bir hak, bir güvence olmaktan çıkarılmasını istiyorlar. Herhangi bir ekonomik anlamda yük getirmeden işçiyi daha kolay çıkartmak istiyorlar. Fona devredilen kıdem tazminatı ile işverenler tümden sorumluluktan kurtulmak istiyorlar. İşçileri daha düşük ücretlerle örgütsüz sendikasız çalıştırmak istiyorlar.

Milli gelirden işçilerin emekçilerin aldıkları pay düşerken sermayedarların aldıkları pay artmaktadır. Servetin ve gelirin paylaşımında adaletsizlikler giderek derinleşmektedir. Tüm bunlar iş ve gelecek güvencesi de olan kıdem tazminatına göz dikiyorlar.

Kıdem tazminatı ile değişiklik tasarısı dün Bakanlar Kuruluna sunuldu. Önümüzdeki günlerde başta örgütlü sendikalı işçiler olmak üzere tüm işçileri, halkımızı kıdem tazminatı hakkımıza sahip çıkmaya, onu gasp etmeye çalışanlara gerekli cevabı vermeye, direnmeye, mücadele etmeye çağırıyoruz.
Van Büyükşehir Belediyesi taşeronlarında çalışan büyük çoğunluğu sendikamıza üye 39 işçi geçtiğimiz günlerde işten çıkartıldı. İşten çıkartılmalarda kanuni hiçbir gerekçe gösterilmemiştir. Çıkarmalarla ilgili ne OHAL kararı nede KHK vardır. Belediye yetkilileri konunun (işten çıkartmanın) kendilerinin dışında olduğunu belirtmişlerdir. Bu çıkartmalar tamamen kanunsuzdur, hukuksuzdur. 15 Temmuz sonrası süreçte bilindiği gibi KHK ve OHAL’le işten çıkarmaların sayısı 150,000’i aşmıştır. KHK’larla hukuksuz şekilde işten çıkarmalara karşı mücadelenin simgesi durumuna gelen Nuriye GÜLMEN ve Semih Özakça tutuklanmıştır.

Açlık grevi sonucu, sağlıkları giderek hayati tehlike aşamasına gelen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’da serbest bırakılmalıdır.

Van Büyükşehir Belediyesinden hiçbir gerekçe ve karar bildirilmeden, keyfi olarak işten çıkarılan üyelerimiz baştan olmak üzere haksız yere, hukuksuz işten çıkarılan işçiler, memurlar, akademisyenler işe alınsın. 30.05.2017

Nakliyat-İş Sendikası

Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF)

• Grevleri Yasaklanan Cam İşçileri Yalnız Değildir.
• Kıdem Tazminatı Hakkımız Gasp Edilemez.
• Van Büyükşehir Belediyesi’nde Gerekçesiz, Hukuksuz İşten Çıkartılan Üyelerimiz ve Tüm Haksız, Hukuksuz İşten Atılanlar Geri Alınsın.
• Zorunlu Arabuluculuk Yasasına Hayır.

     

İletişime Geç
Merhabalar,
Bize buradan ulaşabilirsiniz