“Jeffrey Epstein’in seks adası ve sübyancı, pedofil AKP’giller üzerine…”

12.01.2024
72
A+
A-

Saygıdeğer Arkadaşlarım;

Bildiğimiz gibi tüm dünya, Amerikan Parababası Jeffrey Epstein’in Karayipler’deki fuhuş ve seks adasındaki dramı konuşuyor. Dünyanın çeşitli yerlerinden, ülkelerinden kaçırılan, 14 ila 17 yaşındaki sübyan kız çocuklarının Trump gibi, Bill Clinton gibi Amerikan Başkanlarına, İngiltere Prensi Andrew gibi asillere ve bütün sapık Parababalarına kurban olarak sunulduğunu konuşuyor, anlatıyor.

Tabiî bugün bu olayın patlatılması da tamamen siyasi hesaplar sonucu. Yoksa CIA’nın, MI6’in, Mossad’ın, Alman Anayasayı Koruma Örgütü’nün bunları bilmemesine imkân var mı?

Milyonda bir bile ihtimal yok! Ama dediğimiz gibi onlar da insanlıkla ilgisi olmayan emperyalist devletler ve onların örgütleri de aynı.

Ne acıdır ki bu seks adasında iki de kaçırılan Türk kızının kurban olarak kullanıldığı ve Parababalarına, soylulara sunulduğu yazılıyor. Hatta isimleri bile söyleniyor. Fakat bunlara ilişkin bizim Tayyipgiller iktidarından tık yok. Tayyip şarkıcılarla, televizyoncu Fatih Portakal’la bile uğraşır, onlara bile laf yetiştirir ama bu drama ilişkin ne kendisi, ne İçişleri Bakanları, ne Aileden Sorumlu Sosyal Politikalar Bakanları tık demiyor.

Bu neyi gösteriyor?

Bunların halkımızla, vatanımızla asla bir ilgilerinin olmadığını gösteriyor. Bunların Amerikan yapımı, mafyatik, çıkar amaçlı bir suç örgütü olduğunu gösteriyor ve Amerika’ya hizmete odaklanmış olduklarını gösteriyor. Karşılığında da hepsi küplerini dolduracaklar, makam, mevki, koltuk, ün, poz sahibi olacaklar ve ballı maaşlar alacaklar. Ahlâksızca pazarlık, anlaşma bu şekilde yapılmış durumda.

Bu, işin, facianın bir yönü…

Bir diğer yöne ise; bu adada Jeffrey Epstein denen sapık insan sefaleti, 80 civarında kız çocuğunu kurban olarak pazarlamış, kullanmış. Yahu bizde bunların damardan yandaşı, bir uzantısı olan Ensar’da sadece Karaman’da 45 çocuğumuz tecavüze uğradı. Sadece bir yurtta, bir seferde…

Ne dedi zamanın Tayyip’in Aileden Sorumlu Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu?

“Bir kereden bir şeycik olmaz” dedi, değil mi?

Halbuki ne bir kere… Ne on kere… Belki tacizin, tecavüzün olmadığı Ensar yurtları yok, tarikat yurtları yok, Kur’an Kursları yurtları yok, cemaat yurtları yok. Yani bunlar için bu tür ahlâksızlıklar, cinsel suçlar bir önem arz etmez. Dedik ya; bunlarda insani, vicdani ve ulusa dair, vatana dair hiçbir değer aramayacaksınız.

İşin bir diğer yönüne gelelim…

Bu Karayipler’deki Epstein’in adasında 14 ila 17 yaş arasındaki zavallı kızcağızlar kurban olarak kullanılmış.

Yahu bizimkiler sübyancı değil mi?

Yahu bunların iki defa Adalet Bakanlığını yapmış olan Bekir Bozdağ; “Küçüğün de rızası vardı”, diye bir kız çocuğunun zorla evlendirilmesini savunmadı mı?

Tecavüze uğramasını savunmadı mı?

Bunların müttefiki Molla Necmettin’in, bu Tayyipgiller tayfasının alayının yetiştiricisi Molla Necmettin’in oğlu Fatih Erbakan; “15 yaşında da kızlar evlendirilebilir bu gayet normal. Bunda sakınılacak, gocunulacak, eleştirilecek hiçbir yan yoktur”, demedi mi?

İşte videosu izleyin bakın bir:

 

***

Videonun Tapesi:

Fatih Erbakan: On binlerce baba erken yaşta evlenmiş; Allah’ın emri Peygamberin kavliyle, anne baba rızasıyla, kız tarafının, kızın da annesinin babasının rızasıyla, kızın kendisinin de rızasıyla…

Zeynep Uzun: Ama o yaşta çocuğun rızası olur mu Sayın Erbakan?

Fatih Erbakan: Anadolu’da yıllardan beri 15, 16, 14 yaşında anneannelerimiz, nenelerimiz evlenmiş. Bunlar aklı başında olmadan mı evlendi? Ne kadar mutlu yuvalar kurmuşlar. Bütün ilmi çalışmalara göre de 15 yaşında bir insan cinsel olgunluğa eriştiğine göre aklı başındadır, akıl baliğdir.

***

Yine Tayyip’in Cumhur İttifakının bir parçası ve İŞİD’le, Taliban’la aynı dini ideolojik anlayışa sahip HÜDA-PAR’ın şefi Zekeriya Yapıcıoğlu; “12 yaşında bile kızlar evlendirilebilir. Neye göre çocuk, neye göre yetişkin?” diyerek demagoji yapmadı mı?

Bunların İsmailağa Cemaatine bağlı, Hiranur Vakfı’nın Mollası kendi kız çocuğunu altı yaşındayken bir müridine sunmadı mı?

O yüzden bunlara göre sübyancılık çok normal bir şeydir. Altı yaşında da evlendirilebilir kızlar, dokuz yaşında da, on yaşında da; bunlar için gayet normal bu. Ve rızasına filan bakılmaz. Ebeveyni emreder, kız çocuğu uyar ona.

Bunların Din İşleri Bakanı, Müdürü, Şefi Ali Erbaş’ın Diyanet’i geçende fetva vermedi mi; “Kadının çalışması erkeğinin iznine bağlıdır”, diye?

Bunlarda kadının yeri nedir?

Mutfakla yatak odası arasında köle, kölelik. Erkeğinin cinsel zevklerine hizmet edecek, çocuk doğuracak, onları büyütecek. Kadının işlevi, görevi bu.

Orta Asya’da atalarımız, Tengri Dini’ne inanan atalarımız, asla kadını böyle küçümsemezlerdi. Tam tersine Hakanla Hatun yan yana otururdu, eşitti. Ne küçük yaşlarda kadının evlendirilmesi söz konusuydu ne de kadının aşağılanması, eve hapsedilmesi, onun söz hakkının olmaması söz konuydu.

Orhun Kitabeleri’nde Bilge Kağan emretmiyor mu?

“Hakan da Bey de istemiş olsa, bir kadın ancak kendi rızasıyla seçtiği bir kişiyle evlenebilir”, diye…

Ama işte 1400 yıl öncesinin Mekke-Medine Köleci Toplumunun çamurlara buladığı insanların kültürünün, örfünün din olarak benimsetilmesi ve kabulü ile birlikte kadınlarımız da hızla aşağılanmaya, insan sayılmamaya başlandı.

Adı Görklü Marks ne diyor?

“Din, yaşanılan maddi dünyanın din dünyasına yansımasından başka bir şey değildir.”

1400 yıl öncesinin Mekke-Medine Toplumunda yaşanılan maddi dünyada ne var?

Kölecilik var. Köleci Toplum var. Tefeci-Bezirgânların egemen olduğu kölecilik tahakkümünü sürdürüyor, bütün şiddetiyle. Cariyelik var. Bir savaşta yenilmişse savaşılan başka bir kavmin ordusu; o kavmin erkeklerini, kadınlarını, çocuklarını köleleştirmek var, örf olarak. Ve cariye “Mütekavvim Mal”, İslam Fıkhında. Yani dayanıklı mal, insan değil. Eğer annesi, savaşta esir alınanlar arasında ise onun karnındaki çocuk bile doğduğu anda köle olarak doğuyor.

Böyle bir yazgı olabilir mi?

Böyle bir örfü Allah, Tanrı emredebilir mi?

Emretmiş olsa ona adaletli, hakkaniyetli, vicdanlı, merhametli denebilir mi?

Kesinlikle denmez…

Bunlar tamamen 1400 yıl öncesinin Arabistan Toplumunun, Köleci Toplumunun kuralları, gelenekleri, örfüdür. Din diye bize sunulan budur! Kadınlarımız, çocuklarımız, evlatlarımız da işte bu örfün kurbanıdır.

Demek istediğimiz; bu Tayyipgiller’de de, HÜDA-PAR’da da, bu Fatih Erbakan’da da, bu Davidson Ahmet’te de, Karamolla’da da, Gültekin’de de, Bohçalı’da da kadınlarımızın ve çocuklarımızın haklarına karşı bir duyarlılık yoktur. Hepsi bu vicdansızlığı, bu caniliği, bu insanlık dışılığı savunur.

Türkiye’de her yıl 15 bin çocuk kaçırılıyormuş. Tayyipgiller devletinin yaptığı istatistiğin verisi bu. Yani her ay 1250 evladımız kaçırılıyor.

Nereye gidiyor bu çocuklarımız?

Belki dünyanın değişik yerlerindeki Parababalarına gidiyor, seks kölesi olarak. Belki Arap Dünyasındaki krallara, şeyhlere, emirlere, prenslere sunuluyor. Belki Jeffrey Epstein gibi sapıkların kurdukları fuhuş yuvalarına sunuluyor. Belki de bir bölümü organ mafyası tarafından mı kaçırılıyor…

Devletin görevi bu insanlarımıza sahip çıkmak değil mi?

Ama onların umurunda değil bu.

Geçen yıl yaşadığımız 6 Şubat Depremi’nde yani Kahramanmaraş’tan Hatay’a kadar, Adıyaman’dan Hatay’a, Malatya’ya, Diyarbakır’a kadar yıkım yapan depremde 1129 çocuğumuz kaybolmuş.

Bunları bulmak da Tayyipgiller hükümetinin görevi değil mi?

Nereye gitti bu evlatlarımız?

Ama hep söyleyegeldiğimiz gibi bunların umurlarında değil halkımız, insanlarımız, çocuklarımız, kadınlarımız…

Devlet bunları göremiyor filan diyorlar… Bunlar asla inandırıcı değil.

Bakın, bundan otuz küsur yıl önce “Son Kabadayı Dündar Kılıç” aynen şunu demişti:

“Türkiye’de polisin ve devletin haberi olmadan bir tek iğne bile şuradan alınıp şuraya konulamaz.”

Aynen böyle. Bunlara göz yumuluyor. Sadece fuhşa zorlanmıyor; bazı evlatlarımız da hem tecavüze uğruyor hem de öldürülüyor. İşte Kazakistanlı öğrenci evladımız, Elazığ’da okuyan Yeldana Kaharman… Karanlık Mehmet’in oğlu Tolga Ağar, Sedat Peker’in açıklamalarına göre hem tecavüz ediyor hem de bu yavrumuz jandarmaya başvurduğu için ertesi gün intihar süsü verilerek katlediliyor. Jandarmadaki bütün kayıtları da yok ediliyor, ortadan kaldırılıyor.

Yine İstanbul’da Tayyip’in bir vekilinin evinde aynı şekilde bir kız evladımız hem tecavüze uğrayıp hem katledilmedi mi?

Katledildi.

Yani ne diyoruz?

Bütün bunlar neyi gösteriyor, neyi doğruluyor tekrar tekrar?

Tayyipgiller dediğimiz iktidar, AKP’giller dediğimiz iktidar normal, yasalarla çalışan bir burjuva partisi ve iktidarı değil. Hukuk dışı, kanun kışı, yasa masa tanımaz, ahlâk, vicdan, merhamet, insanlık tanımaz, Amerikan yapımı, Amerikan hizmetkârı, çıkar amaçlı, mafyatik bir suç örgütüdür. Yandaşları da öyledir.

İşte buna karşı savaşıyoruz. Türkiye’nin başbelası bu suç örgütünden kurtulmak için mücadele ediyoruz. Birincil öncelikli görevimiz bu. Bu suç örgütünden kurtulmadan Türkiye nefes alamaz. Halkımız nefes alamaz. Olumlu anlamda hiçbir adım atılamaz.

İşte bu sebepten, önümüzdeki yerel seçimlerde tıpkı geçen Mayıs Seçimlerinde olduğu gibi, bunları devirebilmesi en fazla olasılık taşıyan CHP’yi destekleyeceğiz. CHP ile Tayyipgiller arasında bıçak sırtı durum arz eden illerimizde CHP adaylarını destekleyeceğiz, onlara oy vereceğiz. Ölçüt bu.

Her zaman söylediğimiz gibi, halkımızdan bir tek şey istiyoruz: Anlaşılmak.

Kalın sağlıcakla…

12 Ocak 2024

İletişime Geç
Merhabalar,
Bize buradan ulaşabilirsiniz