ÇHD’Lİ AVUKATLARA ÖZGÜRLÜK! >>> 25.01.2013
18 Ocak 2013 tarihinde, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı ve İstanbul Şube Başkanının da aralarında bulunduğu 16 avukat, hakkında terör örgütü üyeliği iddiasıyla soruşturma başlatılarak, Ergenekon, Balyoz, KCK ve Nakliyat-İş Sendikası’na yönelik operasyonlarda olduğu gibi gene gece yarısı baskınları ile gözaltına alındılar.
Sonradan ayrılıklar yaşasak da, Kurtuluş Partili Hukukçular olarak, daha önce de Devrimci Mücadeleci Hukukçular olarak, yıllarca omuz omuza çalıştığımız avukat arkadaşlarımızdan 9’u, CIA+Cemaat+AKP “hukuk” bürolarına dönüşen mahkemelerden biri tarafından tutuklandı.
Operasyonun ilk anından itibaren, AKP’nin hukuk bürosuna dönüşen “özel” yetkili yargıdan ve sabıkası malum “TEM” polislerinden gelen “hukuk” maskeli saldırıya karşı, avukat arkadaşlarımızın yanında yer aldık.
Baroda görevli hukukçularımız, Ankara’da yapılan hemen hemen tüm büro, ev aramaları ile Çağdaş Hukukçular Derneği’nde yapılan aramalara katıldılar. Konuyla ilgili avukat eylemleri örgütlenmesinde öncü görev aldılar, baro ve ÇHD toplantılarına katıldılar. İstanbul’daki arkadaşlarımız da İstanbul ÇHD’nin önündeki eylemlerde ve gözaltına alınanların 2 gün sonrasında çıkarıldıkları adliyede yerlerini aldılar.
Ankara’da yapılan aramalarda, avukatlık bürosunda yapılacak aramaya dayanak olan “arama kararı”nın hukuka aykırılığı sebebiyle aramayı ilk anda engelleyebildiysek de, aynı gün yeniden “şeklen geçerli” bir kararla savcılık ve TEM polisleri yeniden aramaya geldi. Aramalarda savcının, en küçük bir evrak, belge, doküman vb.ne el koymadığına, yalnızca bilgisayar-CD kopyalarını aldıklarını müşahede ettik. Tek istisnayla: Bir avukatın evinden Sol Yayınları’ndan çıkan ve her kitapçıda bulunabilen Lenin’in kitaplarının alındığını duyduk. Bu işlemin hukukun değil, mizahın konusu olduğunu düşünüyor ve geçiyoruz. Ama Ortaçağcı/Şeriatçı zihniyetin Sosyalizme düşmanlığının düzeyini gösteren çarpıcı bir örnek olmuştur bu.
Geçtiğimiz günlerde Halkın Kurtuluş Partisi’nin şikâyeti üzerine Ankara Savcılığı tarafından Tayyip Erdoğan hakkında verilen takipsizlik kararında ifade edilen “ıslak imzalar” nerededir? “Ceza hukuku bağlamında delil niteliği olacak” belgeler nerededir? Henüz bilgisayar kopyaları da İstanbul’daki yetkili mahkemeye ulaşmadığına göre, neye dayanarak tutuklanmıştır meslektaşlarımız?
Biz bu sorunun cevabını biliyoruz, ama tüm hukukçuların kendilerine bu soruları sormasını bekliyoruz.
Soruşturma aşamasını yürüten savcılık ve hâkim için, delile ihtiyaç falan yoktur. Solcu, Devrimci olarak nitelenen Avukatlara yapılan bu saldırının emri “yukarılardan” gelmiştir çünkü.
Daha dün Ergenekon operasyonunda “dava Ergenekonsa sinkaf ederim savcısını, hâkimini” diyerek sahte deliller üreten polis korosuna, bugün aynı mantık-ahlâk yapısında ve davranışında olan savcılar-hâkimler de eklenmiştir sadece.
Ergenekon’un Yeni Sevrci saldırıya hizmet eden bir CIA operasyonu olduğunu göremeyen, bu nedenle de 12 Eylül ve 12 Mart Faşizm dönemlerinde bile cüret edilemeyen hukuksuzluklar/keyfilikler, sahte deliller karşısında tam bir aymazlık/bakar körlük içinde olanlar artık uyanırlar umarız.
Bu haksız-hukuksuz operasyonu ve tutuklamaları, ÇHD’ye yönelik 12 Eylül Faşizminin bile cüret edemediği bu saldırıyı kınıyor, meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz! Meslektaşlarımız özgürlüklerine kavuşuncaya kadar yanlarında olduğumuzu ilan ederiz! 25.01.2013
Ne CIA’sı, ne Cemaati, Ne AKP’si, ne de Onların Hukuk Büroları Bizleri Yıldıramaz!
Yeni Sevr’e Karşı Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşı’mız!
Halkız! Haklıyız! Kazanacağız!
Kurtuluş Partili Hukukçular