Yök’e Boyun Eğmeyeceğiz! Parasız Demokratik Laik Anadilde Eğitim İstiyoruz!
Yök’e Boyun Eğmeyeceğiz!
Parasız Demokratik Laik Anadilde Eğitim İstiyoruz!
12 Eylül faşist darbesinden sonra, Amerikancı generaller eliyle, AB-D emriyle kurulan ve asli görevi üniversitelerdeki devrimci – demokrat – yurtsever gençlik mücadelelerinin önüne geçmek; gençleri korkutup terörize ederek mücadeleden, bırakın mücadeleyi düşünüp sorgulamaktan bile soğutmak olan YÖK; kurulduğu 6 Kasım 1981’den bu güne tam 31 yıldır görevini duraksamadan – hatta daha da aleni- sürdürmektedir. Üniversite öğrencilerine uygulanan baskı bir yandan çıkartılan yasalarla; öte yandan kampüslerde kol gezen, volta atan hatta “racon kesen” polisle, Özel Güvenlik Birimleriyle de her geçen gün artmaktadır. Her gün başka başka okullardan, başka sebeplerle onlarca öğrenci tutuklanmakta, gözaltına alınmakta, biber gazıyla, coplarla karşılaşmaktadır. Polisler zırhlı panzerleriyle otobüslerle “okul basmaya” gelir olmuştur.
YÖK’ün En Net Sloganı: “Parası Olan Okusun!”
İlk günden beri bu çizgisini hiç kaybetmeyen YÖK, en son bu dönem başlangıcında “eğitimi parasız”(!) hale getirdiğini ilan ederken, asıl küpleri doldurduğu 2. Öğretim ve açık öğretim öğrencilerinden; yabancı uyruklu öğrencilerden harç almaya devam ederek sadece yıllardır üniversitelerde süren parasız eğitim mücadelelerine darbe vurmaya çalıştığını, YÖK eliyle parasız eğitimin bir yalandan, çarpıtmadan ibaret olduğunu alenen ortaya koymuştur. Geçtiğimiz yıllarda YÖK başkanlığı yapan Yusuf Ziya Özcan bir açıklamasında “üniversiteleri paralı yapalım, ihtiyacı olana burs verelim. İnsanlar mezun olduktan sonra geri ödesin, Amerika’daki gibi” diyerek parasız eğitim hakkını nasıl resmi olarak çiğnemeye devam edeceklerini açıkça söylemiştir. Yani üniversite öğrencilerinin beslenme – barınma – ulaşım gibi zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak bir tarafa, daha fazla rant peşinde olan YÖK; “zaten paralı olan” eğitimi bile beğenmeyerek, paralı yapalım herkes okumasın diyerek ne kadar halk düşmanı olduğunu saklama gereği duymuyor bile.
Yine geçtiğimiz aylarda Fen – Edebiyat Fakültelerinde okuyan öğrencilerin formasyon haklarını ellerinden alan YÖK, devrimci demokrat gençlerin ülkenin her yanında gösterdikleri mücadeleler karşısında geri adım atmak zorunda kalmış “şu an okumakta olanların hakları saklı tutulacak, ilk defa gireceklerinkini ise önümüzdeki sene belirleyeceğiz”, diyerek bu uygulamanın da peşini bırakmayacakalarını belli etmiştir.
Gerici – Şoven Eğitime Hayır!
YÖK’ün üniversiteler üzerindeki bir başka oyunu da sözde meslek liselerinin önünü açmak adı altında yapılan katsayı uygulamasıdır. Üniversite sınavlarında Anadolu ve Fen Liseleriyle, meslek liseleri arasındaki katsayının kaldırılmasındaki asıl hedef tabi ki meslek liseleri değil imam hatiplerdir. YÖK’ün katsayıyı kaldırmasındaki amacı imam hatip liselerinden mezun olan şeriatçı, Ortaçağcı kafayla donatılmış tarikata mürit, emperyalizme köle olmuş “adamlarını” üniversitelere sokmaktır. Öyle ki, bu çalışma Tayyipgiller tarafından 4+4+4 Kesintili Eğitim modeli ile ilk okullara kadar sokulmuştur.
İşte tüm bu alçaklıklara, düzenbazlıklara şeriatçı, halk düşmanı uygulamalara karşı devrimcilerin tavrı nettir. Üniversiteler her zaman, aydın, toplumsal sorunlara duyarlı gençlerin yetiştiği, Ortaçağcılığa, faşizme, emperyalizme karşı mücadelenin kaleleri olmuştur. Bunlara karşı en kuvvetli direnci üniversiteler göstermiştir. Biz Kurtuluş Partisi Gençliği olarak, bilimin, demokrasinin kalesi üniversitelerin, parababalarının holdinglerine dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz. Bu konuda partimizin programında şöyle denmektedir:
Eğitim DEMOKRATLAŞTIRILACAK. Ezberciliğe değil, güçlükler karşısında çözüm yolları bulma, yani bellek yerine zekâyı işletme prensibi, öğretim ve eğitimin baş prensibi olacak. Ölçü alınarak, kişiye özel, el yapımı ayakkabı üretir gibi, her öğrencinin kişiliğini ezmeyen eğitim güdülecek.
“Fazla diplomalı bize gerekmez” kaygısı ile,SINAV’lar öğrenci “turnikesi”, ya da salhanesi (mezbahası, kesimevi) haline sokulmayacak. Dönen (başarısız) öğrenci oranı; öğretmenin, öğretim sisteminin ve öğretim araçlarının nitelikleriyle kıyaslanacak ve başarının yükseltilmesi için, saptanan eksiklikler ya da yanlışlıklar hızla giderilecek.
Öğretimin her kademesine her yaş ve cinsiyetten herkes sınav vermek şartı ile girip belge alabilecek.
Her yerde HALK ÜNİVERSİTELERİ kurulacak.
Öğretim ve Eğitim, biçimi ve içeriğiyle LAİKLEŞTİRİLECEK.
Anadilde eğitim serbest olacak. Devlet ve diğer kamu yönetimleri bu konuda üzerlerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirecek.
Yabancı dilde eğitim yasaklanacak.
Eğitim bütünüyle bir kamu görevi olacak. Eğitimden para kazanma yasaklanacak. Herkese eşit, parasız eğitim imkânı sunulacak.”
Bizler de, bulunduğumuz okullarda AB-D Emperyalistleri ve satılmış uşaklarına karşı laik, demokratik, bilimsel, parasız, anadilde eğitim için her türlü mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Vatanımızı AB-D Emperyalistlerinden yerli satılmışlardan temizleyecek ve Demokratik Halk Devrimi’ni başaracağız. İşte o zaman gerçek “Demokratik Halk Üniversiteleri” ile halkımız, bilime sınırsızca ve parasız olarak kavuşacaktır.06.11.2012
Yaşasın Demokratik, Laik, Anadilde Eğitim Mücadelemiz!
Yaşasın Demokratik Halk Üniversiteleri Mücadelemiz!
Yaşasın Eşit,Parasız, Bilimsel Eğitim Mücadelemiz!
Gün Gelecek Devran Dönecek Tayyipgiller Halka Hesap Verecek!
Yaşasın Halkın Kurtuluş Partisi!
Kurtuluş Partisi Gençliği
www.hkp.org.tr