Kültür ve Turizm Bakanlığının açıklamasına cevabımızdır: Kültür ve Turizm Bakanlığından “Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı” adlı kitap için inandırıcılıktan uzak, acizliklerini gösterir, evlere şenlik bir açıklama…
AKP’giller’in; AB-D Emperyalistleri tarafından iktidara taşındıkları 2002 yılından bugüne taktikleri hiç değişmiyor. Gerçekleştirmek istedikleri gerici değişiklikleri, ortadan kaldırmak, yıkmak istedikleri değerleri, kanunları önce taşeron gazetecileri, yazarçizerleri aracılığıyla gündeme getirtiyorlar, tepkiyi ölçüyorlar, kamuoyunu hazırlıyorlar, gelen tepkilerden geri adım atar gibi yapıyorlar; sonra sessiz sedasız amaçlarına ulaşıyorlar.
AKP’giller’in ilk andan itibaren gerici amaçlarını ortaya koyan, onların gerçek niyetlerini deşifre eden, Halka değil oynatıcıları AB-D Emperyalist Efendilerine hizmetle görevli kıldıklarını kanıtlayan Partimiz HKP’nin yapmış olduğu suç duyurularına, bu suç duyurularının geniş yankı uyandırmasına karşı da AKP’giller aynı yöntemi izliyorlar.
Anayasaya, yasalara, tüzüklere, yönetmeliklere ve teamüllere aykırı eylemleri gerçekleştiriyorlar. Gündeme gelinceye kadar sessizliklerini koruyorlar. Hatta biat etmeyen, yandaş olmayan, dürüst ve doğru habercilik yapan, sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen TV’lerde, gazetelerde gündeme gelmesi AKP’giller’i çok rahatsız, daha doğrusu açıklama yaptıracak kadar rahatsız etmiyor. Ama Halkın Kurtuluş Partisi AKP’giller’in yolsuzluklarını, vurgunlarını, peşkeşlerini, Laiklik başta olmak üzere bütün değerlerimize saldırılarını yargıya taşıyınca ve bu yüzbinlere ulaşıp tepki büyüyünce, AKP’giller hemen açıklama üstüne açıklama yapıyorlar.
Kültür ve Turizm Bakanlığının; “Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı” kitabı için yaklaşık 1 milyon TL tutarında parayı saçmasını yargıya taşıyıp suç duyurusunda bulununca, suç duyurumuz geniş yankı uyandırınca, inandırıcılıktan, samimiyetten uzak, yavuz hırsızın ev sahibini bastırma çabasıyla evlere şenlik açıklamalar yapıyorlar.
HKP olarak yaptığımız suç duyurumuza; “Cumhurbaşkanlığı Makamında oturan AKP Genel Başkanı’nın eşi olmaktan başka hiçbir sıfatı olmayan ve suç duyurumuzun şüphelileri arasında yer alan Emine Erdoğan’ın yazdığı iddia edilen, özgün bir yönünün olup olmadığı belli olmayan kitabın tanıtımı, basımı ve dağıtımı için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yüzbinlerce lira harcanabilmektedir” diye başlamışız.
Ne Cumhurbaşkanlığı sitesinde 04.09.2021 tarihinde yayımlanan “Emine Erdoğan, ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ kitabının tanıtım programına katıldı” başlıklı haberde, ne de maalesef AKP’giller’in ajansına dönüştürülen Anadolu Ajansının 06.09.2021 tarihli “Emine Erdoğan’dan ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ kitabının tanıtımına katılanlara teşekkür” başlıklı haberinde, bu kitabı Emine Erdoğan’ın yazmadığına dair bir ifade yok. Kültür ve Turizm Bakanlığının açıklamasında belirttiği “alanın en önde gelen akademisyenleri ve şefleri tarafından kaleme alın”dığına dair bir ifade de yok. Tam tersine, Cumhurbaşkanlığının sitesinde yer alan “Asırlık tarifleri aslına uygun reçetelerle kayıt altına alan kitabın hazırlanmasına akademisyen, uzman ve ünlü şefler destek verdi” ifadesinden ünlü akademisyen ve şeflerin kitabı yazdığı mı anlaşılması gerekiyor?
Nereden bakılırsa bakılsın tutarsızlık, nereden tutarsanız dökülüyor.
Velev ki Kaçak Saraya gelip giden “ünlü” “şef” ve “akademisyenler” yazdı kitabı.
Hiçbir şey değişir mi?
AKP’giller’in yandaşlarına, Kültür ve Turizm Bakanlığının 1 milyon TL’ye yakın bir parayı peşkeş çektiği gerçeği değişir mi?
Tabii ki hayır…
Gerek suç duyurumuzda, gerek sonrasında yapılan açıklamalarda sorduğumuz sorularda bir değişiklik olmazdı. Hatta sorular çoğalırdı. Sorularımızı yineleyelim ve çoğaltalım:
1- Kitap özgün müdür? Özgünlüğü konusunda, gerek Türk Tarihi, gerek geleneksel Türk Yemekleri konusunda uzman olan kişilerin görüşlerine başvurulmuş mudur?
2- Bu kitap; millî, manevî, tarihî, kültürel ve turistik değerleri araştırmaya, geliştirmeye, korumaya, yaşatmaya, millî bütünlüğün güçlenmesine ve ekonomik gelişmeye katkıda bulunmaya hizmet edecek bir kitap mıdır?
3- Devletin bir Bakanlığı tarafından on binlerce insanın açlığını giderecek, on binlerce çocuğumuzun üstünü başını giydirecek, onların defter kalem ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda kaynağın peşkeş çekilmesi ne kadar hakkaniyetlidir?
4- Aynı içerikte yüzlerce yazılmış kitap varken, Emine Erdoğan “önsözünü yazdı” diye bir kitaba yüzbinlerce lira akıtmak hangi ahlâka sığar?
5- Aynı içerikte kitaplar yazan ve kendi olanaklarıyla basımını, dağıtımını yapan, Kültür ve Turizm Bakanlığı gibi bir sponsor bulamayan gerçekten ünlü, alanında otorite şeflerin, aşçıların, akademisyenlerin günahı ne? Onlara neden yardım edilmiyor? Madem açıklamalar yapıyorsunuz, basılacak kitapların basım ve tanıtım masraflarını üstlenmek için belirlediğiniz kriterleriniz nelerdir, onu da açıklayın.
6- Bu yardımlara mazhar olabilmek için Cumhurbaşkanlığı Himayesine mi girmek gerekiyor? Çünkü deniyor ki “Bu kitap Cumhurbaşkanlığı Himayesinde hazırlandı”.
7- AKP’giller ve Reisi neredeyse dünyada dost bir ülke bırakmadı. Uluslararası alanda belli bir ağırlığı olan Türk Diplomasisi yerle yeksan edildi. Yurtsever, Mustafa Kemalci diplomatların yerini Bakara Makaracı Egemen Bağışlar, ABD yetiştirmesi Merve Kavakçılar aldı. AKP’giller ülkemizin bozdukları imajını midelere hitap ederek mi düzelteceklerini sanıyorlar? Türk diplomasini öldürdük, yaşasın “gastrodiplomasi” mi diyorlar?
8- Cumhurbaşkanlığı sitesinde; “Kitap, Türk mutfağını, sadece geçmişe ve geleneğe değil, geleceğe iz bırakan yaklaşımı ve tarifleriyle uluslararası ölçekte tanıtmayı amaçlıyor.” deniyor. AKP’giller; uluslararası ölçekte teknoloji ve sanayi alanında marka değeri olan hiçbir ürünü üretemeyen, ağır sanayisi yok edilen, fabrikaları kapanan, kapatılan bir Türkiye’nin mutfağından, yemek tariflerinden mi medet umuyor?
HKP olarak AKP’giller’in bu suçlarını kayıt altına aldırmaya devam edeceğiz. Ve bu vurgunlarının, bu yolsuzluklarının, kamu hazinesinden yedikleri bir kuruşun dahi hesabını soracağız.
28 Eylül 2021
HKP Genel Merkezi