İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği İzmir’de 15-16 Haziran İşçi Direnişi Paneli Düzenledi
15-16 Haziran1970 yılında gerçekleşen şanlı işçi direnişinin 46. yıldönümünde İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği İzmir Şubesi Karşıyaka Belediyesi Çarşı Kültür Merkezi’nde bir panel düzenledi. 15 Haziran Çarşamba günü gerçekleştirilen ve yöneticiliğini İPSD İzmir Şube Başkanı Nesibe Gençer’in yaptığı “Şanlı 15-16 Haziran İşçi Direnişi’nden Günümüze İşçi Sınıfının Durumu ve Sendikalar Faciası” konulu panele konuşmacı olarak taşeron işçisi ve İPSD İzmir Şube Sekreteri Hakan Çavuşoğlu, DİSK/Nakliyat-İş Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Zeki Olkun, HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak katıldı.
İPSD İzmir İl Başkanı Nesibe Gençer’in açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik saygı duruşu ve ardından 15-16 Haziran’dan günümüze işçi sınıfı mücadelesini anlatan sinevizyonla devam etti.
Sinevizyonun ardından söz alan Hakan Çavuşoğlu, 15-16 Haziran’ın geliştiği süreç hakkında bilgi vererek günümüzde de işçi sınıfımızın içine düşürüldüğü durumu 15-16 Haziran günleriyle karşılaştırdı. 27 Mayıs Politik Devrimi’nin yarattığı özgürlükçü ortamın, işçi sınıfına getirdiği kazanımların sayesinde devrimci sendikacılığın geliştiğini ve işçi sınıfının sınıf bilincinin oluşmasında büyük ilerleme sağlandığını belirterek 15-16 Haziran direnişinin işçi sınıfının bu bilincinin ürünü olduğunu söyledi. AKP iktidarının işçi düşmanlığını vurgulayan Çavuşoğlu, o dönemle karşılaştırıldığında sayıca daha fazla olmasına rağmen işçi sınıfının kölelik yasalarına karşı harekete geçemediğini ve bunun işçi sınıfının sarı sendikalara mahkum edilmesinin bir sonucu olduğunu vurguladı. Hakan Çavuşoğlu yine de umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini söyleyerek işçi sınıfının eninde sonunda gerçek temsilcilerinin yanında saf tutacağını belirtti.
Ardından söz alan DİSK/Nakliyat – İş sendikası Ege Bölge Temsilcisi Zeki Olkun işçi sınıfının siyasetten koparılıdğını ve ekonomik sendikal mücadeleye hapsedildiğini söyleyerek tek başına ekonomik mücadelenin işçi sınıfını sömürüden kurtarmayacağını, bununla birlikte iyasi mücadeleyi de yürütmek gerektiğini vurguladı. 15-16 Haziran’da demokratik hakları ellerinden alındığı için ayaklanan işçi sınıfının bugün çok daha geri konumda olduğunu vurgulayan Olkun Özel istihdam büroları gibi kölelik yasalarına ses çıkaramayacak duruma düşürüldüğünü söyledi. Sosyalist kampın varlığında işçiler sosyalizme yönelmesin diye Avrupa ülkelerinde ve ülkemizde daha fazla haklara sahip olduğunu, sonrasında ise iyiden iyiye köleliğe mahkum edildiğini söyleyen Olkun işveren sınıfının kendi sınıfsal karakterine uygun davrandığını, işçi sınıfının da kendi sınıfsal karakterine uygun davranarak örgütlenmesi gerektiğini ve işçilerin birliğiyle hem sarı sendikacılığın hem de parababaları düzeninin yıkılabileceğini vurguladı.
Konuşmasında sendikalar faciasına da değinen Olkun, bir çok sendikacıların günümüzde lüks içinde yaşadığını, işçilerden kat kat fazla maaş aldığını vurgulayarak bir sendikacının toplu iş sözleşmesi imzaladığı iş kolundaki işçi maaşından daha fazlasını almaması gerektiğini belirtti.
Aynı zamanda işçi sınıfının politik mücadeleyi de yürütmesi gerektiğini aktaran Olkun Ortadoğu kaynarken, yüz binlerce insan katledilirken, Irak, Libya, Suriye kan gölüne çevrilirken işçi sınıfının “bize ne” diyemeyeceğini, bölgedeki sorunların Türkiye’ye de sıçradığını ve eninde sonunda Türkiye işçi sınıfını da vuracağını söyledi.
Panelin son konuşmacısı olan Av. Tacettin Çolak konuşmasına Aşık İhsani’nin
“Düş değil bu hayal değil he hey be hey
Yetmiş bin dev işçim kalktı yürüdü
Kokuşmuş düzene sahip çıkanın
Alnının çatına baktı yürüdü” dizeleriyle başlayan şiiriyle başlayarak İPSD’nin 15-16 Haziran direnişinde en ön saflarda micadele ettiğini belirtti. İşçi sınıfının politik konulara olan duyarlılığını geliştirmeyen bir sendikacılık anlayışının salt ekonomik mücadeleyle sınırlı kalarak bir işe yaramayacağını belirten Çolak bu konuda Nakliyat-İş sendikasının bir örnek teşkil ettiğini belirtti. Türkiye’de toplu sözleşme kapsamındaki işçi sayısının çok düşük olduğunu belirten Çolak işçi sınıfının duyarsızlığının toplumun bir çok alanında geri gidişlere neden olduğunu söyledi. Sağlık alanındaki geri gidişten, emeklilik yaşının “mezarda emeklilik” olarak tanımlanacak kadar yükseltilmesinden, yargının iktidarın hukuk bürolarına çevirildiğinden örnekler vererek sarı sendikacıların işçi sınıfını örgütlemediğini vurgulayan Çolak DİSK gibi kuruluşunda laiklik, antiemperyalizm,antifaşizm, antifeodalizm gibi ilkeler bulunan bir sendikanın da bugün bu ilkelerinden uzaklaştığını vurguladı. Av. Tacettin Çolak 15-16 Haziran direnişinin bugüne kadar aşılamamış olduğuna dikkat çekerek, Nakliyat-İş sendikasının 15-16 Haziran ruhuyla bir çok örgütlenme, direniş gerçekleştirdiğini ancak bu bilinçte davranan sendikaların sayısının artması gerektiğini ve ancak bu sayede yeni 15-16 Haziranlar örgütlenerek işçi sınıfının kurtuluşa giden yolu açabileceğini belirtti. Çolak konuşmasını Adnan Yücel’in “son sözü hep direnenler söyler” şiiriyle sonlandırdı.
Ardından panelde söz alan Bayraklı Belediyesi’nden, Kent A.Ş.’den, Grand Plaza’dan işçiler ve işyeri temsilcileri sarı sendikacıların işçi sınıfını nasıl kuşattığını ve işverenlerle, parababalarıyla iş birliği yaparak gerçek işçi sınıfı temsilcilerine karşı mücadele yürüttüğünü anlattılar.
HKP İzmir İl Örgütü