Biz yargılanmayız! Adaletsizliği, haksızlığı yargılarız!
Hem Soma Katliamı Davası’nı kararlıca takip ediyoruz hem de bu katliamın sorumlularını teşhir eden pankartımız nedeniyle yargılanıyoruz.
Soma Davası
Soma Katliamı’nın görünürdeki sorumlularının yargılandığı davanın sekizinci duruşması Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Davalar uzadıkça maalesef ilgi de azalmakta. Öyle ki katledilen 301 madenci ailesinden duruşmaları takip edenlerin sayısı elliyi bulmuyor. Bu durum, maalesef katılanlarda da moral bozukluğuna neden oluyor.
Ancak biz HKP’liler; her işte olduğu gibi, bu davanın takibinde de ısrarla, inançla ve inatla takibimizi sürdürüyoruz.
Bugün de (14 Haziran günü) Soma Davasında madenci ailelerine destek olmak için sabah saat; 08.30’da yerimizi altık. Soma’dan gelen aileler doğrudan mahkeme salonuna gittiler. Biz de her zamanki gibi Akhisar Tren İstasyonu’ndan duruşma salonunun önüne kadar bayraklarımızla ve “Soma’nın Katili AKP’gillerin Bekçiliğini Yaptığı Sömürü Düzenidir” pankartımızla, sloganlarımızla yürüyüşümüzü yaptık. Yürüyüşümüz sırasında madenci aileleri ve Akhisar Halkı’ndan destek olanlar oldu.
HKP’li avukat arkadaşlarımızın da takip ettiği davanın duruşma salonunda ise, bilirkişi rapor gelmemişti. Savcı tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi. Madenci ailelerinin avukatları ise dosyadaki delillerin değerlendirilmesini yaptılar ve 301 kişinin patronların aşırı kâr hırsı yüzünden göz göre göre nasıl ölüme götürüldüklerini kanıtlarıyla ortaya koydular.
Tutuklu yargılanan sanıklar ve avukatları ise mahkemeyi de tehdit eder mahiyette yaptıkları savunmalarıyla ailelerin tepkisini çektiler. Mahkeme, Bilirkişi Raporunun gelmesi için, tutuklu sanıkların tahliye istemlerini de reddederek bir sonraki duruşmayı 09 Ağustos 2016 tarihine bıraktı.
Cumhurbaşkanına hakaret davamız
Aynı gün, HKP olarak Soma Katliamı davalarında açtığımız “Soma’nın Katili Tayyipgiller’in Bekçiliğini Yaptığı Sömürü Düzendir” içerikli “sakıncalı” pankartımız nedeniyle beş yoldaşımızın Akhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesinde “Cumhurbaşkanına Hakaret” nedeniyle yargılandığı davaya da devam edildi. Esasen bu dava toplamda açılan altı davanın ilkiydi.
Avukatlarımız; yargılamanın adaletsizliğine dikkat çekerek, Cumhurbaşkanını hakaret suçunun Anayasa aykırı olduğunu ve bu iddianın İstanbul ve İzmir mahkemelerince ciddiye alınıp Anayasaya aykırılık başvuruları yapıldığını belirterek, bu mahkemenin de yargılamayı durdurup, Anayasa Mahkemesine başvurmasını istediler. Bu olmuyorsa da anılan pankartta suç unsuru olup olmadığına dair dil bilimci ve ceza hukuku profesörlerinden oluşan Bilirkişilerden rapor alınmasını talep ettiler.
Yine, mevcut cumhurbaşkanının üniversite mezunu olmadığına dair tartışmaların toplumun gündeminde olduğu bugünlerde, T. Erdoğan’ın dört yıllık diplomasını gösteremediğini, bu nedenle de cumhurbaşkanı vasfının bulunmadığını, bunun kanıtlanabilmesi için de mezun olduğunu iddia ettiği Marmara Üniversitesi’nden dört yıllık üniversite diplomasının istenmesini istediler. Mahkeme ise bu taleplerin hiçbirisini kabul etmedi. Mahkemenin bu keyfi kararı karşısında HKP’li avukatlar; esas hakkında savunma yapmak üzere süre istediler. Duruşma, karar verilmek üzere 13 Aralık 2016 tarihine bırakıldı.
Duruşma çıkışında Akhisar Adliyesi önünde yapılan Basın Açıklamasında HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak;
“Soma´da 301 tane madencinin katledilmesinden sonra görünürdeki sorumlular olarak işveren, genel müdür ve diğer yetkili mühendislerin yargılandığı Akhisar Ağır Ceza Mahkemesindeki davayı başından itibaren takip ettik, takip ediyoruz. Soma davasında nasıl karar verilirse verilsin, adaletli bir sonucun çıkacağına da inanmıyoruz. Çünkü oradaki katliamın bir de yargılanmayan perde arkasındaki sorumluları vardır. O sorumluların da yargılanması gerekir ki gerçek adalet tecelli etsin.
Fakat devletin işi gücü bitmiş, Akhisar polisinin işi gücü bitmiş, o davaya gelenleri nasıl yıldırabiliriz, nasıl ürkütebiliriz düşüncesiyle orada açılan pankartları da yargılamaya başladıklarını” belirterek; mahkemenin şu anda yürürlükte bulunan Anayasa’ya aykırı yargılama yaptığını, zira Türk Ceza Kanununun 299. maddesinin bağımsız, tarafsız, siyaset üstü ve tüm siyasi kişi ve kurumlara eşit mesafede olan bir Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığını koruma altına aldığını, ama mevcut Cumhurbaşkanının sürekli “Anayasayı İhlal” suçları işlediğini, en son olarak da hükümet darbesi gerçekleştirdiğini ve geçmiş devrik Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı ile yaptığı iki saatlik görüşmenin sonunda; ‘bu benim arzuladığım, istediğim bir sonuç değildi´ diyerek darbeyi açıkça ilan ettiğini, dolayısıyla Türkiye´de hükümet darbeleri yapan, hükümetleri değiştiren ve siyasetin tam da göbeğinde yer alan bir Cumhurbaşkanı söz konusu olduğunu, mahkemelerin böyle bir Cumhurbaşkanına hakaret suçunun unsurlarını araştırmaların da yasal bir faaliyet olmadığını ifade etti.
Çolak; duruşma anında mahkemeye “TCK’nin 299. maddesinin açıkça Anayasaya aykırılığı nedeniyle bekletici mesele yapılsın, siz bu maddenin iptali için Anayasa mahkemesine başvurun” dediklerini, ancak Mahkemenin bu talebi kabul etmediğini belirtti.
Aynı konuya ilişkin Karşıyaka 7. Asliye Ceza Mahkemesi ve İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi’nce Anayasa´ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulduğunun ifade edilmesine karşın Akhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesi yargıcının bu talebi ikinci kez reddettiğine dikkat çekti.
Çolak konuşmasının devamında; “yargılanan pankartta en küçük bir suç unsuru bulunmadığını, eğer var deniyorsa dil bilimcilerden ve ceza hukuku profesörlerinden oluşan bilirkişi incelemesi yapılmasını istediklerini, ancak Adalet Bakanlığının gün gün mahkemeye yazılar yazarak duruşmanın seyri hakkında bilgi aldığının ve bakanlığın vesayeti altında olan bir mahkemeden adaletli, hakkaniyetli bir karar çıkmasını da beklemediklerini” vurguladı.
13 Aralık 2016 günü esas hakkında savunma yapılacak. Tabiî savunma mı, yargılama mı o şimdiden bellidir:
Biz yargılanmayız! Adaletsizliği, haksızlığı yargılarız!
Basın açıklamasında; “Davalar, Baskılar Bizi Yıldıramaz”, “Halkız Haklıyız Yeneceğiz”, “Soma’nın Hesabı Sorulacak” sloganlarımızı haykırdık.
İzmir’den Kurtuluş Partililer