HKP’nin meraların yağmalanmasına karşı açtığı davada yürütmenin durdurulması talebi keyfi olarak reddedildi
AKP Hükümeti, geçtiğimiz yılın Ekim ayında, yani ülkenin gündemi 1 Kasım Erken Seçimine kilitlenmişken Mera Yönetmeliğinin 8’inci maddesine eklemeler yapmıştı.
Bu değişiklikle; üretmen köylümüzün hayvanlarını otlattığı mera, yaylak ve kışlak denilen araziler; Belediye Meclisleri ya da Bakanlar Kurulu kararı ile tahsis amaçları değiştirilerek “kentsel dönüşüm” projelerine dâhil edilebilecek ve 20 yıllık ot gelirini veren inşaat şirketleri buralarda büyük gökdelenler yapabilecekler.
Oysa aynı yönetmeliğin 7’nci maddesine göre, Mera, Yaylak ve Kışlakların kiralanması dahi ancak ihtiyaç fazlası olması ve en yakın köy veya kasabada oturan ve hayvancılık yapanlarca mümkün olabilmektedir. Kaldı ki, bu kiralanan meraların doğru ve amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı da beş yılda bir denetlenmektedir. Yani, Mera Yönetmeliğinin 8’inci maddesinde yapılan değişiklik 7’nci maddeyle açıkça çelişmektedir.
Yine Anayasa’nın “Tarım, Hayvancılık ve Bu Üretim Dallarında Çalışanların Korunması” başlıklı 45. maddesinde; devletin “tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek” gibi görevleri vardır. Ayrıca bu yönetmelik değişikliği 4342 sayılı Mera Kanunu, 442 sayılı Köy Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunun “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı” başlıklı 73’üncü maddesine de açıkça aykırıdır.
Dolayısıyla meralar; kadimden beri yerleşim amaçlı kullanılamadığı gibi, tahsis amacı değiştirilmeden Mera Kanununda sayma yoluyla gösterilenlerden başka amaçlara da tahsis edilemez. Ancak, durumu ve sınıfı çok iyi veya iyi olan meraların tahsis amaçları ise ancak istisnai hallerde değiştirilebilmektedir. Yine Bakanlar Kurulunca kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilen alanlarda kalan meralar bile istisna dışında tutulmuştur. Yani kentsel dönüşüm amacıyla dahi durumu ve sınıfı çok iyi veya iyi olan meraların tahsis amacının değiştirilmesi mümkün değildir.
Ancak iptal davasına konu ettiğimiz Mera Yönetmeliği değişikliği ile anılan yasal düzenlemeler yok sayılarak, durumu ve sınıfı çok iyi veya iyi olan meraların da tahsis amacının değişikliğine gidilebileceği öngörülmektedir.
Bu açık hukuksuzluk karşısında Partili Hukukçularımız tarafından, anılan yönetmelik değişikliğinin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve iptali amacıyla Danıştay 17’nci Dairesi’nde dava açılmıştı.
Davamıza bakan mahkemenin Tetkik Hakimi ve iki üyesi tarafından hukukçularımızın Yürütmenin Durdurulması isteminin kabul edilmesi gerektiği sonucuna varıldığı halde, mahkemenin üç kişilik çoğunluğu tarafından bu istem reddedilmiştir. Öyle ki, gerek Tetkik Hakimi gerekse azınlıkta kalan iki üye; son derece doyurucu gerekçelerle, yönetmelik değişikliğinin başta Anayasa olmak üzere Mera Kanunu, Köy Kanunu ve Belediye Kanununa aykırı olduğu sonucuna vardıkları halde, diğer üç kişi tarafında hiçbir gerekçe gösterilmeden yürütmenin durdurulması talebimiz reddedilmiştir.
AKP iktidarı, zaten yıllardır sistemli bir şekilde hayvancılığı yok etmektedir. Bu politikalar nedeniyle halkımız, en temel besin kaynağı olan eti ancak kasap reyonlarında izlemekle yetinmektedir. Böyle giderse süt ve süt ürünlerine ulaşmak da güçleşecektir.
Danıştay’ın bu red kararı ile de meralarımızın siyasi iktidar yandaşlarına peşkeş çekilmesinin önü açılacaktır. İktidar yandaşı vurguncular, verimli meralarımızın tahsis amacını değiştirerek buralara beton yığınları dikebileceklerdir.
Bu nedenle, hukukçularımız tarafından; açıkça hukuka aykırı olan Danıştay 17’nci Dairesi’nin bu red kararına itiraz edilerek anılan kararın ortadan kaldırılması ve talebimizin yeniden incelenip Yürütmenin Durdurulması Kararı verilmesi için Danıştay Dava Daireleri Kurulu’na başvurulmuştur.
Eğer Danıştay’da iktidarın talimatlarıyla hareket etmeyen ve vicdanının sesini dinleyen, hukukun üstünlüğüne inanan yargıçlar kalmışsa, Danıştay 17’nci Dairesinin bu kararının kaldırılması ve olası doğa tahribatlarının önlenmesi için de bir an önce Yürütmenin Durdurulması kararının verilmesi gerekmektedir.
Ancak sonuç ne olursa olsun;
HKP, çevre, doğa ve hayvan düşmanı politikalara karşı sonuna kadar mücadele etmektedir, edecektir.
Halkın Kurtuluş Partisi olarak, bu halk düşmanı politikayı şiddetle protesto ediyoruz.
HKP GENEL MERKEZİ