Halkları birbirine düşman eden, AB-D Emperyalistleri ve yerli satılmışlardır
Suriyeli inşaat işçileri 23 yaşındaki Mamoun al-Nabhan, 21 yaşındaki Ahmed Al-Ali ve 17 yaşındaki Muhammed el-Bish; İzmir’in Güzelbahçe ilçesinde 16 Kasım günü bir inşaat şirketinde ranzalarında uyudukları sırada yakılarak acımasızca katledildi.
Askerlik yaptığı dönemlerde JİTEM adına çalıştığını söyleyen saldırgan, İzmir Cumhuriyet Savcılığında verdiği ifadesinde, işlediği ırkçı cinayeti soğukkanlı bir şekilde anlatmıştır.
Katilin bu kadar rahat ve soğukkanlı cinayet işlemesi ve bunu anlatması ülkemizde Suriyelilere karşı biriken kin ve nefretin dışavurumudur.
Yani katil tümüyle ve açıkça ırkçı duygu ve düşüncelerle hareket etmiştir.
Irkçı katili buna teşvik eden, bu zemini yaratanlar kimlerdir?
Sorulması ve cevaplanması gereken asıl soru budur.
Halklar arasında yaşanan bu tür boğazlaşmanın asıl sorumlusu; ABD ve AB Emperyalistleriyle ülkemizdeki Ortaçağcı yerli satılmışlardır, AKP’giller’dir.
Çünkü 2011 yılına kadar ülkemizde herhangi bir “Suriyeli mülteci” sorunu yaşanmıyordu. Ne zaman ki Batılı Emperyalistler dünyanın dört bir yanından devşirdikleri katil sürülerini Türkiye sınırlarından egemen ve meşru Suriye Devleti’nin üzerine saldılar, ondan sonra Suriye Halkı da, Türkiye Halkı da huzurunu kaybetti. Özellikle sınır bölgeleri başta olmak üzere bu iki halk, adeta birbirine düşman hale getirildi. Halklar arasında yaratılan bu çelişkiyi kendi amaçları için kullanıma hazır hale getirdiler. Böylece de ırkçı saldırıların zemini yaratılmış oldu.
Bu düşmanlık, ABD-AB Emperyalistlerinin Suriye’ye yönelik provokasyonlarının ilk yıllarından sonra daha da artmaya başladı ve İzmir Güzelbahçe’de yaşanan son örnekte olduğu gibi acımasız katliamlar boyutuna vardı. Bazı bölgelerde Suriyelilerin hırsızlık, kavga ve hatta öldürme olaylarına karıştıkları da bilinmektedir.
Türkiye Halkı İşsizlik-Pahalılık cehenneminde inletilirken, ülkemiz mülteci cennetine çevrilmiştir.
Batılı Emperyalistler Türkiye’yi mülteci kampı olarak görmektedir. AB ülkeleri kendilerine gelen mültecileri sınır dışı ediyor ve hatta denizden geçenleri bile botlara bindirip geri yolluyor. AKP’giller iktidarı da AB’den, BM’den üç kuruş para kopartırım mantığıyla sınırlarımızı güvenliksiz hale getirip, bu insanları ülkemizde barındırmaktadır.
Bildiğimiz gibi, AKP’giller, milyonlarca Suriyeliyi ülkemize taşıdılar. Onlara yer verdiler, vatandaşlık verdiler.
AKP iktidarı, Suriyelilere kendi vatandaşlarımız karşısında ayrıcalık tanımakta. Vergi, sigorta primi almadan ticaret yapmalarına izin vermekte. Parasal yardımlar yapmakta. AKP diktatörlüğüne giden yolda bu insanlar oy deposu olarak kullanılmakta.
Bu durum, halklar arasında kin, nefret ve öfkeye ve hatta İzmir’de yaşandığı gibi canice katliamlara da neden olmaktadır.
Suriyeli işçilerin acımasız bir şekilde katledilmesini şiddetle lanetliyoruz. Yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyoruz.
Bu tür katliamların asıl sorumlusu ABD ve AB Emperyalistleri ile AKP’giller iktidarıdır. Bağımsız, egemen bir devlet olan Suriye’nin içişlerine karışmakla savaş suçu işleyen bu güçler, halklar arası boğazlaşmalardan da medet ummaktadır.
Ancak, Batılı Emperyalistler ve yerli satılmışların hevesleri kursaklarına kalacaktır.
Halkın Kurtuluş Partisi önderliğinde yürütülen İkinci Kurtuluş Savaşı’mız sonunda kuracağımız Demokratik Halk İktidarında, Suriyeliler de ülkelerine, evlerine dönecekler.
Tüm halklar kardeşçe ve barış içinde bir arada yaşamaya devam edecekler.
Partimizin 14.07.2016 tarihinde yaptığı açıklamada da vurgulandığı gibi:
Yanlış Slogan: Ülkemde Suriyeli istemiyorum!
Doğru Slogan: Ülkemde AB-D Emperyalistlerini ve Yerli Satılmışları istemiyorum!
24.12.2021
Halkın Kurtuluş Partisi