Genel Kurmay’da ABD’li Subay Görevlendirilmesi Uluslararası Ajanlık Suçudur!

11.11.2016
733
A+
A-

Genel Kurmay’da ABD’li Subay Görevlendirilmesi Uluslararası Ajanlık Suçudur!

07.11.2016 tarihinde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Ankara’da ABD Genelkurmay Başkanı ile yapmış olduğu toplantının bilgileri yazılı ve görsel medyada yer aldı. Yayınlanan ve yalanlanmayan bu bilgilere göre Türkiye Genelkurmay Başkanlığında–Türkiye Cumhuriyeti Karargahında ABD’li üst düzey bir subayın görev yapacağı, bu subayın koordinasyon için görevlendirildiği, edindiği bilgileri komutanı olan ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Joseph Votel’e rapor edeceği söylenmiştir.

Türkiye Genel Kurmay Başkanlığında çalışacak Amerikalı subay gelişmeler konusunda Orgeneral Joseph Votel’e rapor verecek.

General Votel Amerikan Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı. 15 Temmuz olaylarının arkasında olduğu söylenen kişi.

Ülkenin kalbi olan Genelkurmay Başkanlığında- Karargahta yer alacak ABD’li bir üst düzey subay ve bu üst subayın ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Joseph Votel’e DOĞRUDAN rapor vermesi demek Türkiye Cumhuriyeti devletine ait tüm bilgilerin, devlet sırlarının, güvenlik ve savunmaya yönelik her tür bilginin ABD’ye aktarılması, TÜRKİYE’YE KARŞI AJANLIK YAPILMASI demektir.

HANGİ YETKİYLE Türk Ordusu içine, başka bir ülke subayı sokularak, ve bu subayın doğrudan ABD Genel Kurmayı hiyerarşisine bağlılığı kabul edilerek, Türk Ordusu hiyerarşisi içine ABD Ordusu hiyerarşisinin sokulmasına, bu ABD Conilerinin ajanlık yapmalarına müsaade edilebilir?

Bu müsaadeyi veren Türk yetkililer de bu nedenle açıkça suç işlemişlerdir. Böyle bir faaliyete onay verilmesi demek, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yönetiminin de sömürge, bağımlı bir ülke konumuna sokulması demektir.

Bu Nedenlerle, TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN MÜCADELE ETMEYİ BİRİNCİ GÖREV SAYAN HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ OLARAK, RECEP TAYYİP ERDOĞAN, HULUSİ AKAR, MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU, BİNALİ YILDIRIM, FİKRİ  IŞIK, JOSEPH DUNFORD (Suç Türkiye’ye karşı işlendiğinden), JOSEPH VOTEL (Suç Türkiye’ye karşı işlendiğinden), Genel Kurmay Başkanlığında görevlendirileceği söylenen ABD’li üst düzey subay ve Suça konu fiile işlem ya da eylemleriyle katılan diğer şüpheliler hakkında;

Anayasayı İhlal (TCK md. 309),

Harbhiyaneti- Askeri Ceza Kanunu md.55,

Milli Müdafaaya hiyanet Askeri Ceza Kanunu Madde 56 ,

Göreve ilişkin sırrın açıklanması TCK Md 258,

Düşmanla işbirliği yapmak TCK Md 303,

Temel millî yararlara karşı faaliyette bulunmak TCK Md 305

Askerî komutanlıkların gasbı TCK Md 317,

Siyasal veya askerî casusluk TCK Md 328,

Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama TCK Md 329,

Gizli kalması gereken bilgileri açıklama TCK Md 330,

Uluslararası casusluk TCK Md 331,

Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik TCK Md 333,

Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini TCK Md 335,

Yasaklanan bilgileri açıklama TCK Md 336, 337,338 ve 339

SUÇLARININ sübut bulduğundan hareketle, suç duyurusunda bulunduk. Bu suçun cezasız kalmaması için mücadele edeceğiz. 11.11.2016

YA ÖZGÜR VATAN, YA ÖLÜM!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM!

HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ

Suç Duyurusu metnini olduğu gibi yayımlıyoruz:

ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNAN: Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı

Karanfil Sokak No:24/15 Kızılay/ANKARA

 

V E K İ L L E R İ……….: Av. Orhan ÖZER, Av. Metin BAYYAR, Av. Ayhan ERKAN,

Av. Ali Serdar ÇINGI, Av. Tacettin ÇOLAK, Av. Sait KIRAN,

Av. Ferit CÖHCE, Av. Ayça OKUR, Av. Halil AĞIRGÖL,

Av. Pınar AKBİNA, Av. Doğan ERKAN

Adres: Sezenler Cad. No: 4/15 Sıhhiye/ANKARA

Ş Ü P H E L İ L E R……..:

  • RECEP TAYYİP ERDOĞAN
  • HULUSİ AKAR
  • MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU
  • BİNALİ YILDIRIM
  • FİKRİ  IŞIK
  • JOSEPH DUNFORD (Suç Türkiye’ye karşı işlendiğinden)
  • JOSEPH VOTEL (Suç Türkiye’ye karşı işlendiğinden)
  • Genel Kurmay Başkanlığı’nda görevlendirileceği söylenen ABD’li üst düzey subay
  • Suça konu fiile işlem ya da eylemleriyle katılan diğer şüpheliler

SUÇ……….:

Anayasayı İhlal (TCK md. 309),

Harb hiyaneti- Askeri Ceza Kanunu md.55,

Milli Müdafaaya hiyanet Askeri Ceza Kanunu Madde 56 ,

Göreve ilişkin sırrın açıklanması TCK Md 258,

Düşmanla işbirliği yapmak TCK Md 303,

Temel millî yararlara karşı faaliyette bulunmak TCK Md 305

Askerî komutanlıkların gasbı TCK Md 317,

Siyasal veya askerî casusluk TCK Md 328,

Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama TCK Md 329,

Gizli kalması gereken bilgileri açıklama TCK Md 330,

Uluslararası casusluk TCK Md 331,

Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik TCK Md 333,

Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini TCK Md 335,

Yasaklanan bilgileri açıklama TCK Md 336, 337,338 ve 339

KONUSU……..…: Şüphelilerden Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın 07/11/2016 tarihinde

ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford arasında Ankara’da gerçekleşen yaklaşık 4.5 saatlik görüşmenin aynı tarihli basın yayın organlarında yayımlanan konuşmalarından ortaya çıkan Genelkurmay Başkanlığında yani Türkiye Cumhuriyeti Ana Karargahında yabancı bir generalin çalışmasına-ajan olarak görev yapmasına,bu görevli-ajanın aldığı bilgileri yabancı ülkedeki-ABD deki komutanına aktarmasına yönelik alenen verilmiş ancak SUÇ NİTELİĞİNDEKİ izin nedeni ile şüpheliler hakkında soruşturma başlatılarak yargılanmaları için Kamu Davası açılması istemidir.

 

AÇIKLAMALAR..: 07.11.2016 tarihinde Şüphelilerden Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Ankara’da ABD Genelkurmay Başkanı ile yapmış olduğu toplantının bilgileri yazılı ve görsel medyada yer aldı. Yayınlanan ve yalanlanmayan bu bilgilere göre Türkiye Genel Kurmay Başkanlığında–Türkiye Cumhuriyeti Karargahında ABD li üst düzey bir subayın görev yapacağı, bu subayın koordinasyon için görevlendirildiği, edindiği bilgileri komutanı olan ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Joseph Votel’e rapor edeceği söylenmiştir.

Aynı haberlerde Türk askeri kaynakların söz konusu ABD’li subayın Genelkurmay Karargâhı’nda görev yapacağı yönündeki haberlerin gerçek dışı olduğunu Genelkurmay’da değil de dışarıda başka bir yerde görev yapacağı belirtilmiş ise de yine yazılı ve görsel basında Amerikan Kaynaklarına göre toplantı ve içeriği aynı şekilde doğrulanmıştır.

 

iddiasina-yalanlama-40271281

  • http://www.yenisafak.com/gundem/genelkurmayda-abdli-subay-gorev-yapmayacak-

2560280

  • http://www.milliyet.com.tr/-genelkurmay-karargahi-nda-abd-li-gundem-

2341081/?utm_source=milliyet_haber_detay&utm_medium=header_alt_haber

yapacak- iddiasina-aciklama-h26699.html

  • http://www.bursadabugun.com/haber/pentagon-acikladi-abd-li-subay-ankara-da-gorev-yapacak-756508.html

 

Türk Genel Kurmay Başkanlığı’nda çalışacak Amerikalı subay gelişmeler konusunda

Orgeneral Joseph Votel’e rapor verecek.

General Votel Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM). Yani 15 Temmuz olaylarının arkasında olduğu söylenen kişi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın“Sen kimsin? Bir defa haddini bileceksin, kendini bileceksin. Sen benim ülkemdeki yapılan bir darbe girişimine yönelik kalkıp, bu darbe girişimini püskürten bu devlete demokrasi adına teşekkür edeceğine tam aksine darbecilerin yanında yer alıyorsun. Zaten darbeci senin ülkende. Darbeciyi senin ülkende zaten besliyorsunuz” diye konuştuğu kişidir.

 

 

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Dışişleri Bakanlığı Bütçesi ele alınırken yaptığı konuşmada “Fetö ve YPG” değerlendirmesi yaparken

“ABD sözlerini tutmuyor. Güvenilmezler!” Diyerek Gülen’in iade edilmemesinin Türkiye-ABD ilişkilerini etkilemesinin kaçınılmaz olduğunu söylemiş, “bu teröriste sahip çıkmanın ilişkilerimize ciddi bir maliyeti olacaktır. İlişkilerimizde her hangi bir kırılma yaşanmasını istemiyorsanız ve müttefik olarak bizi önemsiyorsanız mutlaka bu terörist başını ülkemize iade etmelisiniz, aksi takdirde ilişkilerimizin etkilenmesi kaçınılmazdır. Bunu başından beri söylüyoruz. Kendileri de zaten Türkiye’deki kamuoyunun bu konudaki görüşünü çok iyi takip ediyorlar, biliyorlar.”

YPG ile ilgili olarak da “ABD’li muhataplarımıza da ‘sözünüzde durun, siz bize söz verdiniz, bu şekilde güvenirliliğinizi de kaybediyorsunuz, yani 200 tane YPG’liye ya sözünüzü geçiremiyorsunuz, ya da gitmesini istemiyorsunuz. Bunun başka seçeneği yok. Zaten sözünüzü geçiremiyorsunuz o zaman böyle bir terör örgütüyle işbirliği yapmayın’ diyoruz. Bizim haklılığımız da ortaya çıkıyor. Eğer geri göndermek istemiyorsanız o zaman bize açıkça söyleyin. Sözünüzde durmayacağınızı da açıkça söyleyin. Dürüst olun bizimle. Biz tüm ülkelere bizimle ilişkilerinizi sağlıklı yürütmek istiyorsanız, biz size karşı açığız, dürüstüz, siz de dürüst olun diyoruz. Bir an evvel bunların da geri dönmesini bekliyoruz. Aksi takdirde bazı tedbirleri kendimiz alacağız.”

 

şeklinde beyanda bulunmuştur. Hem Cumhurbaşkanı hem de Dışişleri Bakanı ABD’nin güvenilmez olduğu, sözlerini yerine getirmediklerini, Türkiye’ye düşman güçleri desteklediklerini hatta 15 Temmuz olaylarının arkasında yer aldığını açıkça beyan etmişlerdir.

Böyle olduğu halde ;

Anayasa’nın 5’inci maddesinde, “Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak” devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı söz konusu hüküm ile devlete yüklenen görevlerin gerçekleştirilmesine yönelik olarak, Anayasa’nın 117’nci Maddesi’nde millî güvenliğin sağlanması düzenlendiği, bu düzenlemede, “Milli güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı, Bakanlar Kurulu sorumlu” olduğu; Genelkurmay Başkanı’nın, “Silahlı Kuvvetlerin komutanı olup, savaşta Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına” yerine getireceği, “görev ve yetkileri”nin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır.

 

Bu hüküm doğrultusunda, 1324 Sayılı Genelkurmay Başkanı’nın Görev ve Yetkilerine Ait Kanun’da Genelkurmay Başkanı’nın;

“Barışta ve savaşta silahlı kuvvetlerin komutanı” olduğu, (Md. 1)

“Silahlı kuvvetlerin savaşa hazırlanmasında; personel, istihbarat, harekât, teşkilat, eğitim, öğretim ve lojistik hizmetlerine ait ilke ve öncelikler ile ana programlarını tespit edeceği”, (Md. 2)

“Görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana karşı sorumlu” olduğu (Md. 7) belirtilmiştir.

Bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetlerinin temel görevi;

211 Sayılı TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesinde “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askerî gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurt dışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır”,

211 Sayılı TSK İç Hizmet Kanunu’nun 36’ncı maddesinde ise “Silahlı Kuvvetler, harp sanatını öğrenmek ve öğretmekle vazifelidir. Bu vazifenin ifası için lazım gelen tesisler ve teşkiller kurulur ve tedbirler alınır” şeklinde tanımlanmıştır.

Bu görevlere ilave olarak Türk Silahlı Kuvvetleri;

5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/D Maddesi ile valilerin yardım talebinde bulunmaları halinde terörün ve asayişi bozan her türlü toplumsal olayın engellenmesi maksadıyla kolluk güçlerine destek olmakta,

3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca, “umumi emniyet ve asayiş işlerinde” kolluk güçlerine destek sağlamakta,

3497 Sayılı Kara Sınırlarının Korunması ve Güvenliği Hakkında Kanun Md.2 uyarınca kara sınırlarını korumak ve güvenliğini sağlamak Genelkurmay Başkanlığının asli görevleridir.

Ülkenin kalbi olan Genelkurmay Başkanlığında- Karargâhta yer alacak ABD’li bir üst düzey subay ve bu üst subayın ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Joseph Votel’e DOĞRUDAN rapor vermesi demek Türkiye Cumhuriyeti devletine ait tüm bilgilerin, devlet sırlarının, güvenlik ve savunmaya yönelik her tür bilginin ABD ye aktarılması, TÜRKİYE’YE KARŞI AJANLIK YAPILMASI demektir. HANGİ YETKİYLE Türk ordusu içine, başka bir ülke subayı sokularak, ve bu subayı doğrudan ABD Genel Kurmayı hiyerarşisine dâhil halini kabul ederek, Türk ordusu hiyerarşisi içine ABD ordusu hiyerarşisi sokulmasına, bu ABD Conilerinin ajanlık yapmalarına müsaade edilebilir? Bu müsaadeyi veren Türk yetkililer de bu nedenle açıkça suç işlemişlerdir. Böyle bir faaliyete onay verilmesi demek, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yönetiminin de sömürge, bağımlı bir ülke konumuna sokulması demektir.

Yukarıda özetçe Türk yetkililerin bile zımnen ve eksik de olsa ifade ettikleri ve pek çok tarihsel belgeden bilindiği gibi, ABD Türkiye’ye sahtekârca “dost ülke” söyleminde bulunsa da, açıkça DÜŞMAN BİR ÜLKEDİR.

ABD Büyükelçileri, yazdıkları kitaplarda, röportajlarda açıkça Türkiye’deki sistemi nasıl değiştirdiklerini anlatırlar. Örneğin Graham Fuller-Yeni Türkiye kitabı buna başlı başına bir delildir. Yine Graham Fuller Devrim Sevimay’a verdiği röportajda Türkiye’ye yeşil kuşak dayatması yaptıklarını itiraf eder. Pensilvanyalı İblis’e kefil olur aynı şahıs: (“Gülen’e Kefil Oldum ve Olurum!http://www.analizmerkezi.com/cia-sefi-graham-fuller-gulene-kefil-oldum-ve-olurum-48519h.htm). Yine Türkiye’yi “tagut” olarak nitelendirip Türkiye’ye karşı sözde Cihad açan IŞID’i yaratanın da ABD olduğunu söyler Fuller

(http://www.radikal.com.tr/yazarlar/ezgi-basaran/isidin-ana-yaraticisi-abddir-1210125/)

Ve bunları hep ABD sözcüsü, yetkilisi olarak söyler.

Ve bu ABD Genel Kurmayı, brifinglerinde bölünmüş Yeni Sevr haritasını kullanır.

“Roma’daki NATO Savunma Koleji’nde Ortadoğu’daki son gelişmeler konusunda bir brifing veren ABD’li Albay’ın Türkiye’yi bölen haritayı kullanması, toplantıya katılan Türk subayların tepkisine neden oldu. Brifingdeki Türk subaylar topluca salonu terk edip durumu Ankara’ya bildirdi. Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, ABD Genelkurmay Başkanı Org. Pace’i arayarak olayı protesto etti”

“Star Ana Haber’in haberine göre, Roma’da yaşanan gergin dakikalar, ABD’li Albay’ın verdiği brifingde Türkiye’yi bölünmüş olarak gösteren haritayı kullanmak istemesiyle yaşandı. Geçtiğimiz aylarda da krize neden olan yarı resmi Amerikan Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde (Armed Forces Journal) yayınlanan haritayı kullanmak isteyen ABD’li subay, Türk subaylarının tepkisiyle karşılaştı.” (http://www.haberturk.com/gundem/haber/1465-bolunmus-turkiye-haritasi-skandali).

İşte bu ABD Genel Kurmayının, Türkiye’yi bölen haritayı Türk subayların gözüne baka baka dayatan ABD Genel Kurmayının “üst düzey” subayı, doğrudan ABD Genel Kurmay’ına bilgi vermek üzere Türk Genel Kurmayı içinde istihdam edilecektir. Buna Vatana İhanet suçu denmez de ne denir?

Anayasa’nın 4’üncü maddesi ile “DEĞİŞTİRİLEMEYECEK HÜKÜMLER” içinde yer alan; Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri (‘demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti’ olma ilkesi) ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.olan hükümleri tamamen ayaklar altına alınmış olmaktadır.

Bu nedenlerle, açıkça Anayasal bağımsızlık ilkesini bilerek ve isteyerek ihlal eden şüphelilerin eylemleri; TCK’nun 309’uncu maddede tanımlanan ANAYASAYI İHLAL suçunun kapsamındadır.

Recep Tayyip Erdoğan Anayasa gereği “başkomutan” sayılması dolayısı ile Başbakan ve Milli Savunma Bakanı da Genelkurmayın Başkanlığının sorumluluklarını taşımaları nedeni ile ve Dışişleri Bakanı da Genelkurmay Başkanı ile beraber Askeri Ceza Kanunu kapsamında sorumluluk taşımaktadırlar.

Ayrıca bu şüpheliler ve yürütme erkinin içerisinde yer alan diğer şüpheliler de TCK’nın devlet güvenliğine ilişkin olan yukarıda sıraladığımız maddeler çerçevesinde haklarında soruşturma açılması, ilgilisine göre dosyanın TEFRİK EDİLEREK TBMM’ye fezleke gönderilmesi ve YÜCE DİVAN’a gönderilmesi gerekmektedir.

Adı geçen ABD’li Subaylar ise Türkiye’ye karşı bu suçu bilerek ve isteyerek işlemektelerdir. İstihdam edecekleri “üst düzey subay”ın henüz kim olduğu bilinmediğinden, ve fakat bu kişi “yersellik” ilkesi gereğince Türkiye’de suç işleyeceğinden, JOSEPH DUNFORD ve JOSEPH VOTEL ise doğrudan Türkiye’nin egemenlik hakkında karşı suç işlediğinden, bu kişiler hakkında da soruşturma açılmasını talep ediyoruz.

Yürütme organının başındakiler bu sefer anayasayı ihlalin yanında açıkça vatana ihanet suçunu da işlemişlerdir

Maalesef, şimdiye kadar Cumhuriyeti, Anayasa’yı ve Hukukun Üstünlüğünü korumak ve kollamakla görevli hiçbir Cumhuriyet Savcısı bu kişiler hakkında soruşturma başlatmamış, başlatamamıştır. Yani yürütme organlarının başında bulunan bu kişilerin sanki “suç işleme özgürlükleri” varmış gibi, hergün Anayasayı ve yasaları ihlal etmeleri görmezden gelinmektedir. Bu nedenle müvekkil parti tarihsel bir sorumluluğunu yerine getirmektedir.

Bu nedenlerle, ÜLKEMİZİN BAĞIMSIZLIĞINA ve bu üst hukuka sahip çıkmak üzere Başsavcılığınıza başvurmak durumunda kaldık.

SONUÇ ve İSTEM.: Yukarıda ayrıntılıca açıklandığı üzere;

Şüphelilerin 07.11.2016 tarihinde Şüphelilerden Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın 07/11/2016 tarihinde ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunfordile anlaşarak Genelkurmay Başkanlığında yabancı bir generalin çalışmasına-ajan olarak görev yapmasına, bu görevli-ajanın aldığı bilgileri yabancı ülkedeki-ABD deki komutanına aktarmasına yönelik alenen verilmiş izin nedeni ile şüpheliler hakkında soruşturma başlatılarak yargılanmaları için Kamu Davası açılmasını müvekkil parti adına saygıyla arz ve talep ederiz. 11/11/2016

 

Başvuruda Bulunan

Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı

V e k i l l e r i

Av. Metin BAYYAR                         Av. Sait KIRAN            Av. Doğan ERKAN                 Av. Ayça OKUR

İletişime Geç
Merhabalar,
Bize buradan ulaşabilirsiniz