Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut: Tayyipgiller’in yeni anayasalarıyla amaçladıkları budur işte

21.11.2023
180
A+
A-

Saygıdeğer Arkadaşlarım;

Tayyip ve avanesi yine muhalefeti parmağında oynatıyor. 50+1 yemini attı ortalığa, habire onunla oyalanıyor muhalefet. Siyasetçisinden, hukukçusundan, akademisyeninden, medyacısından, gazetecisinden… Tamamı bunu tartışıyor.

Acaba Tayyip niye bir zamanlar ısrarla savunduğu 50+1’den vazgeçiyor?

Yoksa Saray’ın Arka Bohçalısı’ndan mı kurtulmak istiyor, elini mi rahatlatmak istiyor? Vesaire…

Yahu bir kere Saray’ın Arka Bahçelisi zinhar Tayyip’ten kopamaz. Defalarca belirttik, kaset tutsağı. Tayyip’ten asla ayrılamaz ve gık diyemez Tayyip’e. Öyle bir alternatif kesinlikle söz konusu değil. Ayrıca buna ilaveten bir de Sinan Ateş cinayetindeki azmettirici rolü ortaya çıktı Bahçeli’nin.

Ne demişti?

“Bir tek ülküdaşımı teslim etmem, surda gedik açtırmam.”

Bu ifade açıkça kendisinin cinayetin asli faili olduğunu gösterir. Bir itiraftır bu. Deneyimli cinayet büro elemanlarının hangisi böyle bir söylemi dinlese yüzde yüz kesinlikte der ki, cinayetin asli, bir numaralı faili budur.

Yani muhalefetin böylesine zavallı durumlara düşmesi bir taraftan üzüyor, bir taraftan onların acıklı haline gülmek mi, acımak mı lazım gelir diye düşündürüyor beni. Yahu adam Ortaçağcı Faşist Din Devleti inşa ediyor. Laik Cumhuriyet’i enkaz yığınına çevirdi. Şimdi günbegün inşa etmekte olduğu bu Ortaçağcı Faşist Din Devleti’nin yasal kılıfını oluşturmak istiyor, esas amaç bu. 2017’de de bu meşru olmayan Anayasayı Tayyipgiller yapmıştı.

Şimdi niye değiştiriyor?

2017’deki de meşru değildi. Hukuki derinliğe sahip dürüst, namuslu bilim insanı Profesör Kemal Gözler, “Elveda Anayasa”, diye o Anayasa oylaması öncesinde kitap yazdı. Eğer bu taslak yasalaşırsa, kesinleşirse Anayasaya elveda, dedi. Bu Anayasa yok hükmündedir, fake Anayasadır, dedi.

Kuvvetler ayrılığının olmadığı ve o ayrılığı ortadan kaldıran bir Anayasa, uluslararası burjuva hukuk düzleminde bile bütün meşruiyetini kaybeder. Bu hukuki bir Anayasa olmaz, gerçekten bir Anayasa olmaz. Kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırdığınız zaman, o Anayasadaki bütün yasalar kâğıt üzerinde kalmaya mahkûmdur. Her şey devletin en tepesindeki Reisin, Führer’in, Şahın, Sultanın iki dudağı arasından çıkan söyleme, buyruğa tabidir artık. İşte öyle bir Anayasa da o şeyhe, o şaha, o sultana, o padişaha yasal bir örtüden başka, bir araçtan başka hiçbir anlam taşımaz. Hukuki hiçbir değer taşımaz.

Şu anki Anayasa da bu sebeple fake-sahte Anayasadır. Kaldı ki Tayyip, bildiğimiz gibi bu fake Anayasaya bile göre meşru bir cumhurbaşkanı değil.

Çünkü 101’inci madde neyi şart koşuyor?

Cumhurbaşkanının yüksekokul diplomasına sahip olması, şartını koşuyor.

Var mı Tayyip’in böyle bir diploması?

Hayır yok.

E, o zaman meşru bir cumhurbaşkanı yok. Onun atadığı meşru bakanlar yok, kurduğu meşru hükümetler yok, çıkardığı kanun hükmünde meşru kararnameler yok, verdiği ihaleler meşru değil, yaptığı sözleşmeler meşru değil, hiçbir şeyi meşru değil. Bir suç örgütü karşımızdaki…

Bu sebeple şimdi yapacak olduğu Anayasa da aynı şekilde olacak. Yok hükmünde bir Anayasa olacak, sahte bir Anayasa olacak. Ama Tayyip, böyle muhalefet olduktan sonra ben yediririm bunlara, diyor.

Neler yedirmedi ki?

17-25 Aralık videolarını, tapelerini, dinlemelerini yedirdi, diplomasızlığını yedirdi, 15 Temmuz’daki rolünü yedirdi, binbir kanunsuzluğunu yedirdi, hırsızlığını yedirdi, düzenbazlığını yedirdi, Ortaçağcılığını yedirdi. E, bunu da yediririm nasıl olsa diyor.

Tayyip, yapmak istediği bu Anayasayla bizce önce 101’inci maddedeki, cumhurbaşkanının yüksekokul bitirmiş olma şartını kaldıracak ortadan. Böylece kendine kendince meşruiyet sağlayan bir zemin oluşturmuş olacak. Ama bunu tartışmaya açmıyor tabiî. Bunu hemen o Anayasanın içine sessizce yerleştiriverecek. Onun dışında kendisini ölünceye kadar şah, sultan kılacak maddeler ekleyecek ona ve kendisinin veliaht atayabilme yetkisine sahip olduğunu belirten maddeler ekleyecek ona. Ve enkaz yığınına çevirdiği Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın Zaferi üzerine, o savaşın, o zaferin komutanlarının Mustafa Kemal’in, İnönü’lerin ve silah arkadaşlarının inşa ettikleri Laik Cumhuriyet’in son kırıntılarını, kalıntılarını da temizleyecek.

Yani Afganistan’daki Taliban düzenine benzer bir düzene kapı aralayan maddeler yerleştirecek o Anayasaya. Yani Laik Cumhuriyet’i tümüyle ortadan kaldıracak. Zaten tarikatlar, cemaatler pıtrak gibi ülkenin dört bir tarafını sarmış durumda. Devlet kurumlarına bunların adamları yerleşmiş durumda. FETÖ gitti ama FETÖ’nün yine bir miktar adamı hâlâ devlet kurumlarında ama diğer tarikat ve cemaatlerin adamları bütünüyle yargıda, eğitimde, emniyette, orduda yani devletin akla gelen tüm kurumlarında. İşte bütün bunlara yasal bir perde, bir paravan olacak bir Anayasa yapacak. Esas mesele bu.

Yoksa 50+1 olsa ne olur, olmasa ne olur?

Tayyip için hiçbir önem ifade etmez o. Ama onu, muhalefeti oyalamak için ortaya attı. Bunu göremiyor bizim muhalefetin akıldaneleri. Fakat onlar da tabiî Banu Avar’ın deyişiyle, “Üretilmiş Muhalefet” ve Amerika’nın çizdiği sınırlar içerisinde oynayan bir muhalefet. Onlar da böyle oynayacak, böyle oynamaya mahkûm edilmiş bir muhalefet onlar da.

Neylersiniz…

İşte böylesine kara günlerde yaşıyoruz. Fakat hep söyleyegeldiğimiz gibi, asla karamsar değiliz. Çünkü buraya gelişin sebeplerini, sonuçlarını, bu Ortaçağcı haramiler düzeninin dış destekçilerini,  ABD Emperyalist Çakalını, Avrupa Birliği Emperyalist Haydutlarını; onların bunları (içimizdeki bu Tayyipgiller avanesini,  bu üretilmiş muhalefeti) oynattıklarını hep biliyoruz. Ve buradan çıkışın, bu hainler imparatorluğunu yıkışın ve Tam Bağımsız Türkiye’nin oluşacağı şartları ve oraya gidişin yolunu da biliyoruz. Bu bakımdan umutsuzluk ve karamsarlık yok bizde.

Halkımız eninde sonunda anlayacak bizi ve o zaman kurtuluş çok yakınlaşmış olacak.

Kalın sağlıcakla…

21 Kasım 2023

İletişime Geç
Merhabalar,
Bize buradan ulaşabilirsiniz