Ey AKP’giller’in Büyük ve Küçük Reisleri!
Ey AKP’giller’in Büyük ve Küçük Reisleri!
16 Nisan’da da cibilliyetiniz iktizası, hırsızlıktan geri duramadığınızı siz de adınız gibi biliyorsunuz!
Fakat bilmediğiniz bir şey var: Milleti ahmak yerine koyarak yaptığınız bu son hırsızlığınızı kimseye yutturamayacaksınız!
Herkesin göreceği şekilde suçüstü yakalandınız bu kez!
Üç ya da beş puan farkla bu referandumdan yenik çıkacağınızı, öncesinden biliyordunuz. Malum ya; siz, normal zamanlarda bile her ay dört ayrı şirkete, siyasi durumla ilgili olarak çok yönlü kamuoyu araştırması yaptırıyorsunuz. 15 yıldan bu yana, yalanlarınızı, demagojilerinizi, kandırmacalarınızı, hilelerinizi, dümenlerinizi, çıkan sonuçlara göre ayarlıyorsunuz, yönlendiriyorsunuz.
Mesela; 17-25 Aralık Geriz Patlamasını matematiksel bir kesinlikte ortaya döken “Sıfırlayamadım Babacım” kasetine, seçmenlerinizin bile sadece yüzde 7’sinin inanmadığını, yüzde 93’ünün ise, Tayyip’le Bilal arasında geçen o konuşmalarda dile getirilenlerin bütünüyle gerçek olduğuna inandığını, kendi aranızdaki bir toplantıda üst düzey parti yöneticileriniz, bakanlarınız konuşuyor. Bu konuşmaları da biz, bununla ilgili bir kasetten öğrenmiş olduk. Daha önce kaseti ve tape edilmiş metnini yayımlamıştık.
İşte bu bakımdan siz, halkın iradesini hiçe sayan bu hırsızlığınızı; nasıl, hangi metot ve biçimlerle ve hangi enstrümanları kullanarak yapacağınızı önceden kararlaştırdınız.
Oysa; Referandum sürecinde siz, futbol deyimiyle, tek kale maç oynamıştınız. Sadece siz propaganda yapmıştınız. Hem de devletin tüm olanaklarıyla. TRT’sinden, yandaş medyasından; kaymakamına, polisine, okul müdürüne, Diyanet’ine, Cübbelisinden cübbesizinden tarikatlarına kadar, tüm avanenizi ve devlet güçlerini kullandınız.
Tabiî bu arada devletin Hazinesi de, hesapsız kitapsiz biçimde elinizde olduğu için, onları da hayâsızca kullanmaktan geri durmadınız.
Bütün bunlara rağmen, halkımız artık kesince bir uyanış diyemesek bile, sizin içyüzünüzü sezinlemeye başlamıştır. Hırsızlıklarınız, yolsuzluklarınız, ihanetleriniz, yalanlarınız, hileleriniz, dümenleriniz; artık cahil ve yoksul insanlarımızın bile kafasında soru işaretleri yaratıyor, gözlerinde yıpranıyordunuz, günbegün.
Memlekette Anayasa, kanun manun, adliye, yargı, hak, hukuk kalmadığını bir ölçüde de olsa, herkes görüyor, anlıyordu artık. Allah’la aldattığınız saf insanlarımız, bir taraftan sizin Laik Cumhuriyet’i yıkmanızı memnuniyetle karşılıyor, ama diğer taraftan da yaptığınız hırsızlıklar, vurgunlar, katliamlar ve ihanetler, güvenilirliğiniz ve itibarınız eriyordu, günbegün. Onlarda size karşı bir tepki oluşmasına sebep oluyordu.
Size karşı olan, sizin Ortaçağcı, insanlık düşmanı ideolojinize tepkili olan insanlar da artık sizden iyice iğreniyor ve tiksiniyordu.
Hani, daha önce de yazmıştık ya; Kaçak Saraylı Reis, AKP yöneticisi yandaşlarının bile gözünde artık bir nefret figürüne dönüşmüştü. Onlar bile “Ölse de kurtulsak. Başka türlü bu adamdan kurtulamayacağız.” kanaatine varmışlardı.
Hikâyenin özeti; artık bayır aşağı gidiyordunuz.
Daha önce de defalarca yazdık; insanlar, hayvan sürüsü değildir. Baskıyla, zulümle, kandırmacayla, sürgit yönetilemez, diye. Eğer yalanlarla ve zalimliklerle iktidarlar korunabilseydi, Tarihteki hiçbir zalim iktidar yıkılmazdı. Tarih de gelişmezdi hiç. İlk çağlarda, oraya demir atıp kalırdı. Yani insanlık, bugün Köleci Toplum Düzeni içinde yaşıyor olurdu. Demek ki; zalimlerin de er ya da geç sonu gelir. Yalanların, hilelerin, kandırmacaların da öyle…
Sizin için de, sonun başlangıcıydı bu süreç. İşte bu aşamada Referandum kandırmacasına gittiniz. Güya Kaçak Saraylı Reis, Amerikancı Faşist Din Devleti kuruverecekti. Ona karşı hiç kimse gık diyemez duruma getirilecekti. Tüm AKP’giller de, durup dinlenmeden kamu malı hırsızlayarak küplerini doldurmaya devam edecekti. Yandaş müteahhitleriniz de “milletin a…’sına” habire koyacaktı.
Yok, Hafız, yok… Yanıldınız. Hem de fena halde yanıldınız. Siz ne Tarih biliyorsunuz, ne de Tarihten ders almayı…
Tabiî, ders alabilmek için Tarih bilmeniz gerekir, bütün gerçekliğiyle. Ayrıca da siz, insanları hayvan yerine koyuyorsunuz. Biz onları sürekli Allah’la aldatır, dümenimize bakarız, sanıyordunuz.
Bakın, Hitler’in ünlü Propaganda Bakanı Goebbels de sizin gibi düşünüyordu. Diyordu ki:
“Yöntem iyi kullanıldığı sürece, insanlar hep 5 yaşındadır.”
İşte, siz de bu kafadasınız. Sapık cellatların, masum evlatlarımızı “horozlu şeker”lerle kandırdığı gibi, biz de, “Bakara makara”yla kandırırız sürgit, diyorsunuz.
Hitler’in, Geobbles’in ve Nazi avanesinin hazin sonlarını olsun, herhalde yüzeysel de olsa biliyorsunuzdur.
“9 yaşındaki kız çocuklarıyla evlenilebilir”, fetvası çıkaran yandaşınız, kankanız Mursi’nin sonunu da biliyorsunuz artık.
Demek ki neymiş?
İnsan toplumu, hayvan sürüsü değilmiş!
Sürgit kandırılamaz, uyutulamazmış!
Sonunda uyanır, isyan edermiş!
Bakın bunu iyice yazın kafanıza. İnsanların isyan etmek gibi; “- eyyy zalim” diye, zalimler karşısında, korkusuzca haykırmak gibi bir huyları da vardır. Yani “İsyan huyludur” insanlar…
Lafı uzatmayalım, Hafızlar. Suçüstü halinde enselendiğiniz bu son cürmünüz, sizde ölümcül bir yara açtı. O yarayı asla onaramayacaksınız, üzerini kapatamayacaksınız. Sizi ölüme götürecek o yara. Acıklı sonunuza götürecek.
Sizi, ne Kaçak Saray’ın Arka Bahçeli Amigosu kurtarabilecek, ne de Yeni CHP’nin Sorosdaroğlu İbiş’i… Ne de Altan Tan’lar, Orhan Miroğlu’lar…
Kandırmacalarınızı millet çoğunluğu yemiyor artık. Azınlığa düştünüz. Sayınız da giderek küçülecek. Yani, Allah’la aldatıp kündelediğiniz, ağınıza düşürüp kullandığınız insanların sayısı eriyecek, günbegün.
Tabiî sonunuz, yıkılmış olan normal bir siyasi iktidarın mensuplarının sonu gibi olmayacak. Hep söylediğimiz gibi, sizler Türk Ceza Kanununda madde madde anılan hemen tüm suçları, yüzlerce, binlerce kez işlemiş bulunmaktasınız. İktidardan tekerlendiniz miydi, karşılaşacağınız ilk nesne Çelik Bilezik olacak.
Emri, sadece hukuktan ve vicdanından alan yargıçlardan, savcılardan kurulu, bağımsız mahkemeler önünde bulacaksınız kendinizi. Bugünkü yasaların öngördüğü şekilde yargılayacağız sizi.
Tüm AKP’giller yargılanacak. Size ve vurgunlarınıza, hırsızlıklarınıza şöyle ya da böyle, uzaktan ya da yakından bulaşmış olan herkes çıkacak, mahkeme ve kanun önüne.
Burada belki; sayımız pek çok, nereye sığdırıp yargılayacaksınız bizi? diye bir soru aklınıza gelebilir:
Onun da yolu var.
Bakın, modern stadyumlar yapıldı. Üzerleri kapanabilir. Bizim bildiğimiz, Cimbom’un ve Kartal’ın stadyumları böyle. İşte onlardan birini mahkeme haline getireceğiz. Sanırız, taraftarlar da bu işi memnuniyetle karşılarlar. Bir süreliğine, başka bir stadyumu ortaklaşa kullanabilirler.
Milleti sürü yerine koyarak yaptığınız bu son hırsızlığın, şu anda bile, ortaya çıkmış olan kesin kanıtları, size bu ölüm vuruşunu indirmeye yeter de artar bile…
Fakat, dikkat edersek; günbegün bu hırsızlığın nasıl devasa boyutlara ulaştığı, görüntülü, yazılı, tanıklı belgeleriyle birlikte, bir bir ortaya dökülmektedir.
Tek birini örnekleyelim:
Adam, uzun namlulu otomatik tüfeğiyle okul kapısına durmuş, buradan “Evet”in dışında oy çıkmayacak, diye sizin kanununuzu okuyor. (Muş-Hasköy Dağdibi’nde) Bu, ortaya çıkmış olanı. Ama böyle sırasını bekleyen binlerce yolsuzluk hikâyeniz var. Çıkmaya devam edecek bunlar. Ve bu belgeler de, sizi dirhem dirhem aşındırıp bitirecek…
Hiç başka hesap yapmayın. Paçanızı kurtarabilecek bir yol bulabileceğiniz hayaline kapılmayın. Siyasi ölüm yolculuğunuz, durdurulamaz biçimde başlamıştır artık…
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
18 Nisan 2017
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı