Caniler, sahtekârlar, katiller serbest, sadece KADINLAR serbest değil
H.K.G.’ye sahte rapor veren doktor serbest, Kadın Voleybolcuyu tehdit eden cani serbest!
Bildiğimiz gibi İsmailağa Cemaati yılan yuvasına bağlı, Hiranur Vakfı’nın kurucusu olan Yusuf Ziya Gümüşel, öz kızı H.K.G.’yi 6 yaşında, 29 yaşındaki sapık müridi Kadir İstekli ile imam nikahı ile evlendirmişti.
Olayın basına yansıması ile birlikte gelen tepkiler üzerine dava açıldı, Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli tutuklandı. Baba Yusuf Ziya Gümüşel ve anne Fatıma Gümüşel’e 22 yıl altı aya kadar, H.K.G’nin evlendirildiği Kadir İstekli’ye ise 67 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis cezası isteniyor.
Hemen belirtelim. Halkın Kurtuluş Partisi olarak bu davayı başından beri takip ediyoruz ve avukatlarımız da bizzat duruşmalara katılıyorlar. Her duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yaparak bu Ortaçağcılara karşı mücadelemizi sürdürüyoruz.
H.K.G., 2012 yılında 14 yaşındayken gittiği hastanede doktorun istismarı fark ederek polise bildirmesi sonucunda savcılık soruşturma başlatıyor. Bu aşamada H.K.G kemik testine gönderiliyor ve kemik testine 21 yaşında başka biri gönderiliyor. Doktorlarda “sahte rapor” düzenliyorlar. Tüm bu sahtekarlıklar yapılırken savcılık soruşturmaya yer olmadığına dair karar veriyor. Ve dava kapanıyor. O dönemde sahte rapor veren doktor için de bir işlem yapılmıyor.
Ta ki son gelişmelere kadar. 11 yıl sonra H.K.G. için verilen “sahte rapor” için 3’ü doktor toplam 7 kişi hakkında dava açıldı. İlk duruşması 11 Eylül’de görülen davada tek tutuklu sanık olan Mehmet Emin Marankoz serbest bırakıldı. Mahkeme, davanın tek tutuklu sanığı olan Mehmet Emin Marankoz’u suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi bulunduğu ancak tutuklulukta geçirdiği süreyi göze alarak tahliyesine karar verdiğini açıkladı.
Ülkemizi ne hale getirdiler? Adaleti ne hale getirdiler?
Kamuoyunun baskısı olmasa diğer davada da tek tutuklu olmayacaktı. Yasalar tamamen AKP’giller ve AKP’nin noteri gibi çalışan yargı mensuplarının elinde paspas edilmiş durumda.
Daha birkaç gün önce büyük bir başarıya imza atan Milli Kadın Voleybolculara Ortaçağcıların salyalarını akıtarak nasıl saldırdıklarına şahit olduk. Voleybolculardan Hande Baladın’ı “spor kulübüne giderken arabanı tararım, yüzüne asit atacağım” şeklinde mesaj gönderen Mustafa Neşeli de ilk duruşmada tahliye edildi.
Zonguldak Merkez Ulu Camii’nde vaaz veren Ali Koblay A Milli Kadın Voleybol Takımı oyuncularının kıyafetlerini “dinen sakıncalı” buldu.
Ehli Sünnet Alimler Birliği isimli bir grup da kadın sporcuların giydikleri şort ve tişörtleri eleştirerek kadınların voleybol oynamalarının dini ve nesli bozucu bir faaliyet olduğu, takımın başarısının övülerek kutlama yapılmasının caiz olmadığını ifade etti.
Yine Diyanet görevlisi Adnan Üstün “bacağı, baldırı açık kızların voleybol maçını millete seyrettirdiler. Bilmem nerenin sultanı dediler. Ayıptır, günahtır.” dedi.
(Sözcü Gazetesi haberlerinden)
Tüm bu sözleri sarf edenler 6 yaşında bir kız çocuğunun babası tarafından 29 yaşındaki biri ile evlendirilmesini nasıl buldular acaba?
Ya da tarikat, cemaat evlerinde erkek çocuklara yönelik cinsel istismarları nasıl buldular acaba?
Ayıptır, günahtır dediler mi acaba?
Dini ve nesli bozucu dediler mi acaba?
Dinen sakıncalı dediler mi acaba?
Tabii ki hayır.
Ama nereden kaynaklanıyor bu Ortaçağcı gericiliğin susuşu?
Bu konuya, Genel Başkanımız Nurullah Efe Ankut şöyle açıklama getiriyor:
“Görüldüğü gibi Tayyipgiller avanesinin her suçu gibi bu türdeki suçları da anında örtbas edilip olmamışa çevriliveriyor. Mahkemeler kendilerinin hukuk bürolarına dönüşmüş durumda. O bakımdan kararı, aslında Tayyip nam hafızın ikamet ettiği Kaçak Saray veriyor, her olayda olduğu gibi böyle olaylarda da. Mahkemeler işin sadece yazıcısı, klavyecisi… İşte Türkiye’de Muaviye-Yezid Dincilerinin iktidarı hüküm sürdüğü için, kadınlarımız için ülkemiz tam bir cehenneme dönmüştür. Her an tacize, tecavüze uğrayabilirler, öldürülebilirler, işkencelerden geçirilebilirler. Failleri de ya hiç ceza almaz ya da çok az bir cezayla işin içinden sıyrılırlar… Durup dinlenmeden din adına kadını aşağılamanın, şeytanlaştırmanın varacağı yer kuşkusuz burasıydı… İnanış bu, anlayış bu, kültür bu, mahkemeler bu… Bu anlayışa sahip olanların hepsi, kadını erkeğin kulu kölesi olarak görür. Tabiî köle, sahibinin her dediğine itaat etmez ise, onu öldürmek de dahil, her türlü zulmü yapmak erkek için bir hak haline gelir.”
Genel Başkanımızın da belirttiği gibi yani bu Ortaçağcı zihniyetin kadınlara, çocuklara bakışı bu.
Kurtuluş Partili Kadınlar olarak bu zihniyete karşı laikliği savunmaya ve korumaya devam edeceğiz. Ortaçağcı din tacirlerinin kadınlarımıza, kızlarımıza, çocuklarımıza kirli ellerini uzatmalarına izin vermeyeceğiz.
Cinsel suçlarla ilgili Parti Programımızda yer alan şu ifade de bu konuda ne kadar duyarlı ve hassas olduğumuzun somut kanıtıdır.
Şöyle ki;
“Irz suçu (cinsel suç) dışında idam cezası olmayacak.” Yani sadece cinsel suç işleyenler için idam cezası olacak. HKP İktidarında adına “cemaat” ve “tarikat” denilen tekke ve zaviyeler de derhal kapatılacaktır.
Cemaatler, Tarikatlar, Ortaçağcı Vakıflar Kapatılsın!
Laiklik Kadının, Çocuğun Güvencesidir!
14.09.2023
Kurtuluş Partili Kadınlar