BOP’un kilit ülkesi Türkiye’dir!
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Hayat; yanlışlıklar, unutkanlıklar, alışkanlıklar, korkular, sevinçler, heyecanlar, acılar, hüzünler, başarılar, başarısızlıklar karmaşasıdır.
Doğanın bir parçası olarak var olduk hepimiz; yine doğanın bir parçası olarak kaybolup gideceğiz. Tıpkı kediler, köpekler, güvercinler, martılar, kargalar, kartallar, şahinler, baykuşlar, kurtlar, aslanlar, kaplanlar ve diğer hayvanlar gibi… Onlar nasıl doğup büyüyüp belli bir süre yaşayıp sonra yeniden toz toprak olup çiçeğe, böceğe karışıyorlarsa biz de aynen öyle olacağız. Gerisi, gayrısı insanın bilinmezliklerine, korkularına, ölümsüzlük özlemlerine bir cevap bulabilmek için yarattığı metafizik tasavvurlardan, hayallerden ibarettir; hiçbir gerçekliği de yoktur.
Konumuza, özel alana gelirsek… Unutkanlıklar da hayatımızın bir parçasıdır. Hepimiz unuturuz; o bakımdan kendi hakkımızı kendimiz teslim edelim, dedik. Bu, 2014 yılında Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’yı anma etkinliğinde yaptığımız bir konuşmanın tapesinden oluşan kitapçıktır. Kasım 2014’te birinci basımı yayımlanmış, elimdeki de ikinci baskısı.
Ana konumuz neymiş?
Başlıkta da yer aldığı gibi adı; “Yugoslavya, Irak, Libya, Suriye… Sıra Sende Türkiye”dir.
Kapak resmi ise BOP Haritası ve PKK, PYD, YPG, HDP, DEM, DAM’ın safına çektiği bir gencin yüzünü Amerikan bayrağıyla boyamış görüntüsüdür.
Ve ne sloganı attırıyor ona?
“Bijî Serok Obama”
Demek ki bizdeki bu Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi, böylesine Amerika’yla eklemlenmiş durumdadır. Onun kuklası, onun piyonu olmuş durumdadır.
HTŞ denen bu Ortaçağcı örgüt ise El Kaide’den gelmedir. Bunların aslı Taliban’dır bildiğimiz gibi; sonra El Kaide oldu, IŞİD oldu türedi oradan, El Nusra oldu, şimdi de en son Heyet Tahrir El-Şam adını alıyor; kısaca HTŞ deniyor bu Ortaçağcı meczuplar grubuna. Bunların alayı, daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, 1400 yıl öncesinin Medine Köleci Toplumunun kokmuş karanlıklarına götürmek isterler toplumu, insanlığı. Böylesine kafayı yakmış yani beyin çürümesine uğramış insanlardan derleşiktir bunlar. İnsanlık düşmanıdır hepsi.
Ve bu HTŞ denen güruh saldırarak Halep’i işgal etti değil mi, 10 bin kişilik ağır silahlarla donatılmış bir ordu halinde?
Ve Halep Havalimanını da kim işgal etti?
Amerikancı Burjuva Kürt Hareketinin Kuzeydoğu Suriye’de oluşturduğu PKK’istan, Amerika’yla beraber gelip Havaalanını işgal ettiler.
Yine Kuzeydoğu Suriye’de bu PKK’istan ve Amerikan Hava Kuvvetleri fırsat bu fırsattır, diyerek Deyrizor bölgesinde saldırıya geçerek sınırlarını genişletti. Resmi Suriye Devletinin, BAAS İktidarının egemen olduğu Suriye Devletinin, onlarca köyünü ele geçirdi ve buna da Amerika Hava Kuvvetleri hem Suriye’de PKK’istandaki üslerinden hem Irak’taki üslerinden hem de Türkiye’deki İncirlik’ten kalkarak hava desteği verdi. Havadan vurdu Suriye’nin ve Suriye’yi desteklemek için gelen İran kuvvetlerinin mevzilerini. Böylece kara gücü olarak da PKK’istan harekete geçerek sınırlarını genişletti.
Bu saldırıya kim bayram ediyor bölgede?
İki Amerikancı güç.
Bir: Amerika’nın bölgede yerel ortağımız olarak adlandırdığı Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi; PKK, PYD, YPG ve Barzanistan.
İki: Yine Amerikan devşirmesi ve Amerikan yapımı ve 22 yıldan bu yana da Amerika tarafından iktidarda tutulan Tayyipgiller avanesi.
Dikkat ederseniz Tayyipgiller avanesinin tüm akıldaneleri, bütün medyası HTŞ’nin bu saldırısını ve Halep işgalini alkışlıyor, bayram ediyor. Burada bazı zihin bulandırmak için konuşan, yazan, yayın yapan televizyonlar, gazeteler; “Türkiye’nin burada bir dahili yok”, gibi safsatalara başvuruyorlar.
Oysa bu HTŞ denen Ortaçağcı meczuplar, ki aileleriyle birlikte 35 bin kişilik bir nüfus oluşturuyorlar, nerede yaşıyorlar?
İdlib’te. Yani Türkiye’nin, Tayyipgiller iktidarının korumakla görevli olduğu bölgede yaşıyorlar. Suriye Devletine karşı bunları Tayyipgiller’in ordusu koruyor.
Ve bu silahlar nereden geldi onlara?
Türkiye’den geldi, Ürdün’den geldi, İsrail’den geldi.
Astana ve Soçi Anlaşmalarına göre Tayyipgiller’in bu güçleri silahlarından arındırması gerekiyordu.
Ama Tayyip uyuyor mu bu anlaşmalara?
Uymuyor.
Her zaman onlar ikili üçlü oynar, yılan gibidirler. Hiçbir sözlerine güvenilmez onların.
Bu sebeple Suriye’de BOP’un uygulanmasını hangi yerel güçler destekliyor, yürütüyor?
İsrail, Tayyipgiller iktidarı, PKK’istan, Barzanistan, Ortaçağcı HTŞ gibi Ortaçağcı güçler, Suudi Arabistan, Arap Krallıkları, Arap Emirlikleri. Yani Amerika’ya göbekten bağlı, Amerika’sız iktidarda bir hafta bile kalamayacak olan kuklalar, hainler BOP’un hizmetkârlığını yapıyor.
Zaten Tayyip de övünmedi mi; “Biz Amerika’nın Büyük Ortadoğu ve Genişletilmiş Afrika Projesi var ya BOP Projesi işte onun Eşbaşkanlarından bir tanesiyiz ve bu görevi yapıyoruz”, diye?
Evet, 22 yıldan bu yana bu hainler, bu görevi yapıyorlar. Bunlar değişmez, bunlar düzelmez. Bir tek gün daha koltuklarını koruyabilmek için Türkiye’nin tamamını satar bunlar. Bizim vatanımızla, halkımızla zerre ilgileri yoktur. Tam tersine düşmandırlar bunlar. Bunları böyle bilmezsek, olayları aslında oldukları gibi görüp kavrayamayız. BOP’un Suriye ayağı da kesinkes hayata geçirildi miydi yani resmi Suriye Devleti, BAAS iktidarı, Beşşar Esad liderliğindeki iktidar çökertilip Suriye üç parçaya bölündü müydü, doğrudan sıra İran’a ve ardından Türkiye’ye gelecek. Kesinkes plan bu. ABD haininin uygulamaya koyduğu ve düşündüğü, tasarladığı, projelendirdiği ihanet projesi, alçakça proje, namussuzca proje budur.
Ve BOP’un kilit ülkesi daha önce de söylediğimiz gibi Türki’yedir. BOP; Yeni Sevr demektir. Türkiye’yi de çökertti miydi Yeni Sevr’i yani BOP’u Türkiye’de de uyguladı mıydı Ortadoğu ve Akdeniz tümüyle Amerika’nın artık kendi babasından kalma çiftlik gibi sömürülebileceği bir alan haline gelecektir. Halklarını kölece, yük hayvanları gibi kullanabileceği, başta petrol gelmek üzere, tüm yeraltı kaynaklarını hayâsızca yağmalayabileceği bir alan haline dönüşecektir. Buna oynuyor bu hain Emperyalist Haydut ve onun müttefiki Avrupa Birliği Emperyalist Haydutları. İngiliz’i, Fransız’ı, Alman’ı, İtalyan’ı, Hollandalısı, Belçikalısı, İsveçlisi, Norveçlisi, Finlandiyalısı bilmem nesi…
İşte o sebepten biz, ABD Emperyalizmine ve Avrupa Birliği Emperyalizmine karşı 1960’lı yıllardan bu yana savaş veriyoruz. Bu savaşta vurduk, vurulduk. İdamlarla yargılandık ama bir milim hattımızdan ayrılmadık, uzaklaşmadık. Heyecanımızı bir dirhem olsun azaltmadık. Mücadele azmimizi, kararlılığımızı kesinkes sarsıntıya uğratmadık.
Tıpkı Kuvayimilliyeci Atalarımız gibi biz de bu hainleri, bu işgalci insanlık düşmanlarını hezimete uğratıp ülkemizden ve Ortadoğu’dan yerli ortaklarıyla, hainleriyle birlikte defedinceye kadar savaşımız sürecek ve en sonunda zafer yine bizim olacak.
Kalın sağlıcakla…
05 Aralık 2024