AKP’nin acımasız, insafsız zamlarını ve pahalılığı ‘kazık’la protesto ettik…
Halkın Kurtuluş Partisi olarak, Ankara Kızılay Karanfil Sokak’ta bir araya gelerek zamları ve hayat pahalılığını kazıklarla protesto ettik. Kazıkların üzerinde, “Elektrik Zammı”, “Doğalgaz Zammı”, “Akaryakıt Zammı”, “Ulaşım Zammı”, “Et Zammı”, “Ekmek Zammı” , “Gıda Zammı” yazıları yer aldı.
Eylem sırasında “İşsizliğe, Pahalılığa, Zamma, Zulme Son!” yazılı pankart açtık ve “Halka Kazık, Yandaşa Kıyak!”, “Tencerede Aş Değil, Dert Pişiyor!”, “AKP Sebep, Zamlar Sonuç!”, “Evlerde Yangın, Sarayda Saltanat!” yazılı dövizleri taşıdık. “İşsizliğe, Pahalılığa, Zamma, Zulme Son!”, “Zam, Zam, Zam Ucuzluk Ne Zaman?”, “AKP; İşsizlik, Pahalılık, Zam, Zulüm Demektir!” sloganlarını haykırdık.
Partimizin Genel Sekreter Yardımcısı ve Ankara İl Başkanı Av. Sait Kıran Yoldaş’ın yaptığı açıklama aşağıdadır:
“AKP’giller zamlarına, vurgunlarına, talanlarına, soygunlarına devam ediyor!
AKP’giller’in Reisi’nin “Enflasyonu kontrol altına alıp, fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz” açıklamasından bugüne ekmeğe yüzde 30, ilaca yüzde 37.5, ete yüzde 48, doğalgaza yüzde 50, pideye yüzde 66, elektriğe yüzde 127, benzine yüzde 166, motorine yüzde 235 zam geldi. Emekçi Halkımızı, önümüzdeki günlerde ise yeni zamlar bekliyor.
AKP’giller; AB-D Emperyalistleri tarafından bir proje olarak iktidara taşındıkları 2002 yılından bugüne ülkemizi hemen hemen her alanda dışarıya bağımlı hale getirmişlerdir. Bugün yaşadığımız hayat pahalılığının bir nedeni de; Laik Cumhuriyet’in Halkımıza kazandırdığı değerleri; Tekel, Telekom, Seka, Petkim, Tedaş, Tüpraş, Sümerbank, Limanlar, Demir-Çelik-Bakır Fabrikaları, Yem Fabrikaları, Şeker Fabrikaları gibi kurumları, Özelleştirme adı altında yerli-yabancı Parababalarına peşkeş çekilmesidir.
Türkiye, tarımda kendi kendine yetebilen 7 ülkeden birisiydi. Ama AKP’giller ile birlikte ülkemiz, neredeyse bütün tarım ürünlerini ithal eden bir ülke haline getirildi. Diğer taraftan mazot, tohum, gübre fiyatlarının aşırı yükselmesi köylülerimizi, çiftçilerimizi üretemez, mahsulünü kaldıramaz duruma getirmiştir. Çiftçiye “Ananı da al git” anlayışının doğal sonucudur yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız.
Emekçi halkımızın bir nebze de olsa et ihtiyacını karşıladığı, satış noktalarının önünde uzun kuyruklar oluşturduğu Et ve Süt Kurumu 21 Mart’ta kırmızı et fiyatlarına yüzde 48 zam yaptı. Yapılan zamların ardından 1 kg kıymanın kilosu 56 TL’den 83 TL’ye, 1 kg kuşbaşının fiyatı da 62.50 TL’den 92 TL’ye yükseltildi. Zaten evlere et kıt giriyordu artık hiç et girmeyecek. Yaptıkları zam yetmezmiş gibi Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Osman Uzun, “Çok uzun kuyruklar oluşuyordu. Bu nedenle biz fiyatı arttırdık” açıklamasında bulunarak utanmadan halkımızla dalga geçiyor! Bu AKP’giller ve avanesinde vicdan, merhamet, acıma kalmadığını gösteriyor.
AKP’giller’in Reisinin, “Bizim kuyruklarımız yokluk değil, varlık kuyrukları” açıklamasından bugüne halkımız ucuz et, ucuz yağ, ucuz ekmek, ucuz bakliyat, ucuz şeker, benzin kuyruklarına mahkûm edilmiştir. Halkımızın tenceresinde aş değil, dert pişiyor! Artık her gün başta akaryakıt olmak üzere zam haberleriyle uyanıyoruz. AKP’giller iktidarı kasalarını, küplerini, mülklerini doldurmaya devam ederken halkımızı açlığa, yoksulluğa, sefalete mahkûm etmektedir.
Can dayanmaz ve gittikçe de artan hayat pahalılığı karşısında Emekçi Halkımız cehennemi yaşıyor. Neredeyse bütün çalışanlarımız Asgari Ücrete yani sefalet ücretine mahkûm edilmiş durumda. Ve Yerli-Yabancı Parababaları açısından ülkemiz tam bir ucuz işgücü cenneti. Asgari ücretin bile altında maaş alan milyonlarca emekli ise bu hayat pahalılığı karşısında kaderine, yani ölüme terk edilmiş durumdadır. KAMU-AR’ın verilerine göre, 2022 Mart’ta açlık sınırı 5 bin 738 TL olurken, yoksulluk sınırı 17 bin 349 TL’ye yükseldi.
Önceki yıllarda Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri sırasında mikrofon açık unutulunca, “Uzasa işi karıştıracağız, kapattım böyle” diyerek milyonlarca işçiyi satan Türk-İş, Sarı Gangster Sendika anlayışını, yani işçi düşmanlığını devam ettiriyor. Artan hayat pahalılığı karşısında güneşi görmüş kar gibi eriyen Asgari Ücrette bir iyileşme için AKP’gillerden çağrı bekliyor.
Ne diyor Sarı TÜRK-İŞ’in Sarı Genel Başkanı Ergün Atalay:
“Haziran ayı olur mu olmaz mı? Yasada böyle bir yönetmelik yok. Ülkeyi yönetenler yapabilirler mi? Yaparlar. Biz de zevkle, keyifle o masaya Haziran ayında çağırırlarsa otururuz.”
Bir sendika, bir konfederasyon can dayanmaz hayat pahalılığına karşı alanlara inmezse, eylem yapmazsa ne yapar. Söz konusu CIA’nın kurdurduğu TÜRK-İŞ olursa bir şey yapmaz. Çünkü TÜRK-İŞ’in görevi eylem yapmak, sokağa çıkmak değil, İşçi Sınıfının Devrimci Potansiyelini yok etmektir. Ve yüzbinlerce lira maaş alan Sendika Ağaları, sefalet ücretine mahkûm edilen işçimizin yaşadığı sıkıntıları göremez, anlayamaz, bilemez.
AKP’giller ekonomiyi çökerttikleri gibi, güzelim ormanlarımızı, dağlarımızı, ovalarımızı da rant ekonomisine teslim ediyorlar, yerli yabancı Parababalarına peşkeş çekiyorlar. Bir avuç vurguncu, rantçı, talancı daha fazla kazansın, karlarına kar katsın, zeytinde, zeytinyağında daha da dışa bağımlı hale gelelim diye zeytinliklerimiz madenciliğe açılıyor, yani katlediliyor.
Peki, ne yapılmalıdır?
Yılın daha üçüncü ayında enflasyon karşısında eriyen asgari ücret, memur ve emekli maaşları yeniden belirlenmelidir.
En düşük Asgari Ücret dört kişilik bir ailenin Asgari Geçim Endeksinin altında olmamalı ve enflasyon karşısında güncellenmelidir.
Başta gıda ürünleri olmak üzere elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ulaşım gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamlar geri alınmalıdır, vergiler sıfırlanmalıdır.
AKP’giller iktidarı 20 yılda ülkemizi İşsizlik-Pahalılık-Zam-Zulüm Cehennemine dönüştürmüştür. Bu cehennemden kurtulmanın yolu ise Halkın Kurtuluş Partisi önderliğinde kurulacak Demokratik Halk İktidarındadır. Bir daha biz uyarmıştık dememek için; gelin, örgütlenelim, güzel günler kendi ellerimizdedir.
Halka Kazık, Yandaşa Kıyak!
Tencerede Aş Değil, Dert Pişiyor!
AKP Sebep, Zamlar Sonuç!
Evlerde Yangın, Sarayda Saltanat!
27.03.2022
Ankara’dan Kurtuluş Partililer