ABD Emperyalist Haydutları BOP’un Suriye ayağını tamamlayarak meşru Suriye Devletini çökertti…

08.12.2024
45
A+
A-

Saygıdeğer Arkadaşlarım;

Hepimizin aşağı yukarı gelmekte olduğunu gördüğü felaket geldi: Suriye Devleti çöktü.

ABD Emperyalist Haydudu Yugoslavya’yı, Irak’ı, Libya’yı ve nihayet Suriye’yi de çökertti.

Yugoslavya’yı yedi parçaya böldü; Irak’ı üç parçaya böldü; Libya’yı üç parçaya böldü; Suriye ise şu anda boğazlanmış bir kurban gibi sırt üstü Emperyalist Haydut Devletinin önünde duruyor. Şimdi gönlünce parçalayacak ve Ortadoğu’daki piyonları arasında pay edecek o parçaları.

Daha önce de söyledik; Ortadoğu’da iki stratejik müttefiki var bu alçağın, asla vazgeçmeyeceği:

Bir: Siyonist İsrail,

İki: Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi: Barzanistan, PKK’istan, PYD, YPG, HDP, DEM.

Tabiî Suriye’nin bir bölümünü yine Siyonist İsrail’e verecek; zaten Golan Tepeleri’nde İsrail Ordusu işgale girişmiş durumda, bazı bölgeleri ele geçirmiş bile.

Deyrizor Bölgesinde PKK’istan bildiğimiz gibi harekete geçti ve sınırlarını genişletiyor; yeni bölgeler ele geçirdi.

Bir bölümünü de Ortaçağcı bu HTŞ, IŞİD, El Kaide çizgisindeki dincilere verecek.

Bir bölümünü de Nusayri yani Arap Alevisi dediğimiz insanlara verecek.

Güneydeki bir bölümünü de Dürziler’e verecek.

Yani Suriye’yi küçük küçük paylara ayıracak ki, hepsini istediği zaman gönlünce sömürebilsin, yönlendirebilsin, kuklalaştırabilsin, piyon gibi hepsiyle oynayabilsin.

27 Kasım’da harekete geçirdi bu HTŞ denen Heyet Tahrir el-Şam denen Ortaçağcıları. Eski El Nusra, El Kaide, IŞİD ve oradan dökülme bir sürü hareketin bir araya gelmesiyle oluşmuş Ortaçağcıların hepsine birden bugün HTŞ diyorlar. Ve 12 gün içinde bugün, 8 Aralık’ta Şam’a girdi ve devleti bütünüyle çökertti.

Öyle görülüyor ki, Suriye Ordusu’nda da savaşacak moral güç, kendilik değeri ve özgüven kalmamış. Askerlik mesleği; bize göre, Türk Ordusu’nun mensuplarına göre yiğitlik yarışıdır. Asker; belli bir dava için yani genelde vatanı ve halkı için her an ölmeyi ve öldürmeyi gözünü kırpmadan kabullenmiş insan demektir. Askerlik mesleği bunu gerektirir.

Ne demek tek kurşun atmadan en önemli şehirleri birer birer bu Ortaçağcı, Amerikan kuklası namussuzlara terk etmek?

Akıl alır şey değil… Asker olmaktan çıkmışlar bunlar.

Kaddafi aylarca savaştı bunlara karşı ve bunlarla birlikte Emperyalist Haydutlara karşı savaştı. Tüm NATO içinde yer alan ülkelere karşı, tüm emperyalistlere karşı savaştı.

O zaman Rusya da, Çin de oyuna getirildi; Libya’ya müdahaleyi meşrulaştıran 1973 Nolu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararına çekimser oy verdiler. Veto haklarını kullanmadılar.

Ama Kaddafi’nin bir farkı vardı. Kaddafi’nin aşireti, Bedevi yani İlkel Komünal Toplum Düzeninde yaşayan aşiret, göçebe aşiret. O bakımdan savaşçı. Kaddafi’de o ruh vardı. Ve bir de ilave olarak Ankara’da Kara Harp Okulu’nda okudu Muammer Kaddafi; oradan mezun. Orada da askerliğin yiğitlik yarışı olduğunu öğrettiler Kaddafi’ye. O bakımdan son soluğuna kadar savaştı ve savaşarak bu dünyadan ayrıldı.

Rusya da, öyle görülüyor ki, Suriye’yi terk etti; sırtını döndü Suriye’ye.

Biz daha bu savaş başlar başlamaz yani 2011’de, 13 sene önce demiştik ki; Çin, İran ve özellikle Rusya Suriye’ye destek verdikleri sürece Suriye’deki BAAS rejimini hiçbir güç dünyada yıkamaz. Dediğimiz aynen gerçekleşti. Çin ikili oynadı, aktif bir destek vermedi. İran destek vermeye çalıştı ama o da özgüvenini kaybetti; savaşçı ruhu büyük ölçüde hırpalandı, yaralandı, hasara uğradı. 2023’ün 7 Ekim’inde bildiğimiz gibi Filistin’deki Gazze şeridindeki Hamas, tuzağa düşürüldü. ABD ve Siyonist İsrail tuzağa çekti Hamas’ı. Tâ o zaman, anında görmüştük tuzağa çekildiğini. Ardından Siyonist İsrail cehennemin kapılarını açtı. 50 bine yakın Filistinliyi katletti. Kadın, çoluk çocuk dinlemedi; hastaneleri, okulları, kampları vurdu. Vurmaya kazımaya da devam ediyor.

Ardından nereyi vurdu?

Lübnan’da Hizbullah’ı vurdu. Hizbullah’ın da başta en önde gelen lideri Hasan Nasrallah olmak üzere komuta kesimini imha etti. Onu da kurt dalamış keçi sürüsüne döndürdü. Ve İran’ı art arda vurdu Amerika ve Siyonist İsrail. Hamas’ın lideri İsmail Haniye’yi İran Başkanlık Sarayı’nın yanı başında gece yatağında katletti. Böylece İran’ın da özgüveni hırpalanmış oldu, başının derdine düşürülmüş oldu. Suriye yapayalnız kaldı böylece.

Rusya ise Ukrayna’yla boğuşur hale getirildi 2 yılı aşkın süreden bu yana. Ukrayna, vekâlet savaşı yürütüyor tabiî.

Aslında savaşın bütün askeri ve ekonomik giderini kim karşılıyor?

ABD Emperyalist Haydudu, Avrupa Birliği Emperyalist Haydutları, onlar karşılıyor.

Rusya’da da ne yazık ki orduda bir savaşçı ruh kalmamış. Aslında çoktan bu Ukrayna savaşını sonlandırmalıydı, elindeki silah ve asker gücüyle. Ama o stratejiyi oluşturacak askeri çap, düşünce, öngörü ve cesaret kalmamış. Uzayan savaş Rusya’nın aleyhine oldu. Rusya’nın kaynakları, silah gücü ve askeri gücü giderek azaldı. Ama tüm emperyalist âlem, Amerika ve Avrupa Birliği Emperyalistleri, durup dinlenmeden askeri ve ekonomik, maddi imkân aktardı Ukrayna’ya. En etkili silahları, füzeleri verdiler, savaş uçaklarını verdiler. Böylece Rusya’da kendi derdine düşmüş, ambale durumuna getirilmiş oldu. Ve Suriye’ye sahip çıkamaz hale geldi, getirildi.

Yani Suriye yapayalnız kaldı emperyalist dünya karşısında, Ortadoğu’daki Emperyalist ABD’nin uşakları karşısında. Tayyipgiller iktidarı, hain Siyonist İsrail kadar Suriye’ye düşman. Suriye Devletine düşmanlık güttü 2011’den bu yana. PKK’istan da Siyonist İsrail kadar Suriye Devletine düşmanlık güttü. Ve dünyanın dört bir yanından topladıkları meczuplaştırılmış Ortaçağcı cellatlar, caniler sürüsü saldırtıldı Suriye’ye. İşte bunlara karşı bir başına kaldı Suriye. Bu HTŞ’yi, bunun benzeri örgütleri, Tayyipgiller’le iç içe olan Suriye Milli Ordusu adını verdikleri Ortaçağcıları, IŞİD, El Kaide hatta Taliban döküntülerinin hepsini ABD, İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Katar, hem silahlandırdı hem maddi olarak destekledi. Suriye ise hem ekonomisi harap olduğu için, yokluğa kıtlığa uğratıldı hem silah gücü giderek tükendi. Böylece askerlerinde de moral kalmadı. Hani hep deriz ya; “İnsan denilen makine moral denilen yakıtla çalışır.” Moralini yitirdi, kaybetti Suriye Ordusu ve Suriye vatanını savunan Suriye Halkı. Böylece koca düzenli Suriye Ordusu, 10 bin kişilik HTŞ denen Ortaçağcı meczuplar karşısında hezimete uğradı. Tek kurşun atmadan Halep gibi Suriye’nin ikinci büyük şehrini terk etti. Ardından Hama’yı, Humus’u terk etti ve en sonunda yine terk kurşun atmadan Şam’ı terk etti.

İşte bunlar bizim için akıl almaz olaylar.

Bir asker, bir ordu asla ne olursa olsun böyle davranamaz. Askerlikten çıkmadıkça, taşıdığı üniformaya zerre miktarda olsun onur ve şeref atfettiği sürece böyle davranamaz. Savaşırsın, ölürsün ama şerefinle ölürsün. Şerefsizce düşman karşısında teslim olmazsın, diz çökmezsin. 1600 başlarında yazdığı Macbeth,  bildiğimiz gibi, en ünlü dramlarından biridir Shakespeare’in.

Macbeth, sarayı kuşatıldığı zaman, çaresiz kaldığı zaman ne der?

“Teslim olup düşmanımın ayakları dibinde toprağı öpmektense savaşarak, şerefimle ölürüm.”

Ve savaşır, şerefiyle ölür.

Demek ki bir asker için şeref, bu kadar önemlidir.

Ama Arap Ordularında, ne yazık ki, yüzyıllar boyu süren böyle bir olumsuz davranış biçimi var. Endülüs’ten aynı şekilde çekildiler biliyorsunuz. Savaşmadan terk ettiler. Haçlı Seferleri sırasında Haçlıları Selçuklu Türkleri durdurdu. 1. Kılıçarslan, oğlu Sultan Mesut, yiğit komutan Belek ve yine yiğit savaşçı, babası Kürt anası Türk olan Selahaddin Eyyubi.  Bizler yıprattık, dağıttık, bozguna uğrattık Haçlı Seferleri’ni. Eğer bizler olmasaydık Haçlılar aşağı yukarı 900 sene önce belki Mekke, Medine’ye kadar girip silip süpüreceklerdi Müslümanları. Ama biz durdurduk onları, biz yendik ve biz geri gönderdik. O zaman da, daha önce de söz ettim, Arap Devletleri biz Türkleri arkadan vurdular. Amin Maalouf, “Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri” adlı eserinde bu acı ihaneti itiraf eder, ki Amin Maalouf’un kendisi de bir Lübnan Arap’ıdır. Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşında da Hristiyan İngiliz Emperyalistleriyle anlaşarak Müslümanları arkadan vurdular.

Ama biz dünyada ilk kez tüm mazlum milletlere örnek olarak, onlara örneklik ederek, emperyalistleri hezimete uğrattık Çanakkale’de. Onların yenilebileceğini, diz çökebileceğini, hezimete uğrayabileceğini gösterdik.

Komutan kimdi?

Kurucu Başkomutanımız Mustafa Kemal.

Ve devamında Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızda yine bir kez daha hezimete uğrattık onları. Yine Başkomutanımız Mustafa Kemal’di, İnönü’ydü ve Silah Arkadaşlarıyla. Emperyalistler ve onların her türden yerli işbirlikçileri şu gerçeği akıllarını mıh gibi yazsınlar ki, bu komutan yenilmez; onların evlatları, torunları, devamcıları yenilmez!

Bu kara günlerin gelmekte olduğunu, daha önce de defalarca size belirttiğimiz gibi, 10 yıl önce netçe gördük, gösterdik ve kitaplaştırdık biz. Önderimiz Hikmet Kıvılcımlı’nın anma etkinliğinde 2014 yılında yaptığımız bir konuşmada bu gerçeği bir kez daha ayrıntılıca ortaya koyduk ve yayıncı Yoldaşlarımız kitaplaştırdılar o konuşmamızı.

Ne demişiz?

“Yugoslavya, Irak, Libya, Suriye… Sıra Sende Türkiye”

Şimdi sıra nereye geldi?

Emperyalist Haydut ABD’nin haritasına göre İran ve Türkiye’ye geldi.

Önümüzdeki aylarda, yıllarda kesinkes bilelim ki İran’a ve ardından Türkiye’ye saldıracak bu Haydut. O zaman da müttefikleri aynı olacak: Siyonist İsrail, Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi, Barzanistan, PKK’istan, PKK, PYD, YPG, DEM, DAM, HDP ve Ortaçağcılar, meczuplar bizi hedef alacaklar. Ve BOP’un Türkiye ayağını uygulamak için savaş başlatacaklar. Biliyorsunuz BOP Haritası’nda Türkiye de üç parçaya bölünmüş olarak gösterilmektedir.

Ama o hainlere şimdiden diyoruz ki biz Arap Devletlerine benzemeyiz. Bizim Ordumuz Arap Ordularına benzemez. Tepedeki üç beş Amerikancı, NATO’cu ordu fosilini, Tayyipgiller ve Amerika; ele geçirdim, diye sevinmesin. Onlar Türk Ordusu’nu temsil etmezler. Onlar Mustafa Kemal’in Ordusu’nu temsil etmezler. Geçen 30 Ağustos diploma sonrası Subaylık Yemini eden, Askerlik Yemini eden ve “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!” diye slogan atan Teğmenlerimiz ve o ruhu taşıyan diğer komutanlarımız temsil eder Mustafa Kemal’in Ordusu’nu. Ve biz gerçek devrimciler temsil ederiz.

Bizi asla yenemeyecekler!

O hain alçaklara, o emperyalist çakallara diyoruz ki; sizi Ortadoğu’da üçüncü kez hezimete uğratacağız. Yerli hain işbirlikçilerinizle birlikte yeniden geldiğiniz gibi gideceksiniz.

Saygıdeğer Halkımız, kalın sağlıcakla…

08 Aralık 2024

İletişime Geç
Merhabalar,
Bize buradan ulaşabilirsiniz