Yeni Eğitim-Öğretim Yılına Başlarken AKP’giller’in Yarattığı Yoksulluğu, Pahalılığı Ankara, İstanbul Ve İzmir’de Alan Eylemleri İle Protesto Ettik
Ankara
HKP Ankara İl Örgütü olarak, 7 Eylül 2024 Cumartesi günü saat 17.00’de Kızılay Karanfil Sokak’ta “Ders Değil, Dert Zili Çalıyor” eylemimizi gerçekleştirmek üzere bir araya geldik. Parti bayraklarımızı ve hazırladığımız dövizlerimizi açarak, sloganlarımız ile basın açıklamamıza başladık. Eylemimiz sırasında AKP’giller’in haklarında katliam fermanı çıkardığı bir patili can dostumuz da yanımıza geldi ve sanki bizimle birlikte o da protesto etti kadına, çocuğa, hayvana düşman; eli kanlı ABD’nin uşağı, zalim AKP’giller iktidarını!
Ankara İl Yöneticisi ve Merkezi Kadın Çocuk Komitesi üyesi Meliha Kuşcu Yoldaşımız açıklamasında önce çocuklarımıza seslendi ve söze şunları söyleyerek başladı:
“Ey Çocuk;
Heyecanla bekledin okulun açılmasını, günler sonra ders zili çalacak. Öğretmenini, okulunu, arkadaşlarını çok özledin. Hayallerin var gelecekle ilgili… Belki depremde yıkılan evleri aklından çıkaramadığın için namuslu bir mühendis olacaksın. Belki yangında ormanlar, hayvanlar, evler küle dönmesin diye son teknoloji yangın söndürme uçağının pilotu olacaksın. Belki katledilen sokak hayvanlarına çok üzüldün, veteriner olacaksın ve öldürmüyorum bildirisinin altına imza atacaksın. Belki de dünyayı saran salgın hastalıkları önleyen ya da çareyi bulan o bilim insanı olacaksın. Ama her şeyden önce vicdanlı, merhametli olmanı; insana, doğaya, hayvana büyük bir sevgi duymanı dileriz yüreğinde.”
Açıklamamız, Laik Cumhuriyet’in, Laik ve Bilimsel eğitimin nasıl yok edildiğine vurgu yaparak devam etti.
Meliha Kuşcu, Partimizin çocuklarımıza verdiği sözü dile getirerek onların ana babalarına seslendi:
“Sana sözümüzdür çocuk, Devrimci Demokratik Halk İktidarını kuracağız, bizim İktidarımızda, İşleyen zihin, sorgulayan akıl eğitimi verecek olan Laik, Bilimsel, Demokratik, Parasız Eğitim senin en temel hakkın olacak.
Ey Halkım, çocuklarının geleceği için uyan; kurtulalım bu çocuk, doğa, hayvan, halk düşmanı hainlerin zalim iktidarından vakit çok geç olmadan.
Basın açıklamamızın ardından yine Kızılay’da Merkezi Kadın Çocuk Komitemiz tarafından gündemle ilgili olarak hazırlanan bildirimizi dağıttık.
İstanbul
HKP İstanbul Kadın Çocuk Komitesi olarak, 8 Eylül 2024 Pazar günü saat 15.00’te Kadıköy Mustafa Kemal Heykeli önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Basın açıklamamızı Semra Alimoğlu Efe okudu ve sonrasında standımızı açarak bildiri dağıtımı yaptık. Eylemimize halkın ilgisi yoğun oldu.
“Okul Başlıyor, Halkım Uyan, Çocuk Uyan” başlıklı açıklamamızda, çocukların eğitimde karşılaştığı sorunlara ve ekonomik zorluklara dikkat çektik. Ders zili değil, “dert zili”nin çaldığını ifade ederek, çocukların yetersiz beslenmesi ve ailelerin okul masraflarıyla başa çıkmakta ne kadar zorlandığını vurguladık. Ayrıca, iktidarın Laik ve Bilimsel Eğitimi zayıflatma çabalarına karşı tepkimizi dile getirdik.
Eylemimizde sık sık“Laik, Bilimsel, Demokratik, Eğitim”, “Tarikata Değil Eğitime Bütçe”, “Ders Zili Değil Dert Zili Çalıyor”, “Mustafa Kemal Ölümsüzdür”, “İşsizliğe, Pahalılığa, Zamma, Zulme Son!”, “AKP İşsizlik Pahalılık Zam Zulüm Demektir”, “Laiklik Yoksa Demokrasi, Bilim, Özgürlük Yoktur!”, “Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!” sloganlarımızı attık.
İzmir
Okulların açılmasıyla birlikte okul alışverişi için velilerimiz çarşı pazara inmeye başladı. Kırtasiye malzemeleri, okul forması, çantası, servis ücreti derken bir anda binlerce lira eksildi ceplerinden. 17 bin TL asgari ücret alan bir emekçi, çocuğunun yaklaşık 10 bin TL’yi bulan okul ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra ayın sonunu getiremiyor. Halkımız açlık ve sefalet içinde yaşamaya çalışıyor.
Biz HKP’liler bu gündemle ilgili, ilkini Karşıyaka’da, ikincisini 7 Eylül’de Konak Kemeraltı girişinde yaptık. Eylemimizi, stant açarak ve bildirilerimizi dağıtarak başlattık. Ardından, Partimiz adına basın açıklamamızı gerçekleştirdik. Halkımızın dikkatle dinlediği basın açıklamamızı İzmir Kadın Çocuk Komitesi Üyesi Fatma OLKUN Yoldaşımız yaptı. Yeni eğitim yılında halkımız için neden ders değil, dert zili çaldığını verilerle ortaya koydu. Eğitimdeki Ortaçağcı gerici gidişi vurguladıktan sonra Laik, Bilimsel, Demokratik, Parasız Eğitim için halkımızı HKP çatısı altında örgütlü mücadeleye çağırdı. Ardından söz alan Genel Sekreter Yardımcımız ve İzmir İl Başkanımız Av. Tacettin Çolak halkımıza şöyle seslendi:
“Değerli halkımız;
Her ne kadar kuşkulu gözlerle burayı izleyip transit geçsen de burada anlatılan senin hikâyen. Burada bir avuç Parababasının ve birkaç bin tane Tefeci-Bezirgân sermayedarın dışında olan 85 milyon insanın derdinin tercümanı olan insanlar var. Arkadaşımız ne güzel tek tek rakamlar vererek de anlattı. Okula giden bir çocuğun en basit kırtasiye masraflarının senin bütçene getireceği yükü rakamlarla anlattı. Onun dışında bir de okullardaki bilim dışı uygulamaların, hurafelerin nasıl çocuklarımıza enjekte edildiğini anlattı ve kurtuluş yollarını gösterdi. Maalesef az önce buradan geçen bir meczup da yaşasın AKP diyebildi. Ama gariban şunu düşünmüyor, görmüyor ki elindeki poşetlerle yine Kemeraltı’nda yani ucuzculardan bir şeyler almaya gitmiş. Yahu bu AKP’giller’in zengin ettiği güruhtan, İslamcı sermayedarlardan biri değilsin ki! Sen de buradaki insanlardan birisin. Hatta şu anda burada bulunan insanların senden daha yüksek yaşam standartı olduğu halde senin mücadeleni veriyor ama Yaşasın AKP diyebiliyor. İnsan buna isyan ediyor.
Adamlar 22 yıldır bu halkın ensesinde boza pişiriyor. “Bir yüzüğüm var başka bir şeyim yok. Eğer bundan fazla eğer servetim varsa hırsızlık yapmışımdır”, diyen adam şu anda dünyanın en zengin devlet başkanları arasında. Kendi çocuklarını Amerika’larda, özel okullarda okutuyorlar, senin çocuğun doğru dürüst öğretmeni olmayan okullarda okumak zorunda kalıyor. İnsanlar hâlâ bu saatten sonra “Yaşasın AKP” diyebiliyor. Ben de buna şaşıyorum.
Bu halk bu hale nasıl getirildi, niye bu hale geldi bu halk?
Yani Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı gibi Batılı Emperyalistlere bu ülkeyi zindan etmiş, onları bu topraklardan kovmuş, küllerinden doğmuş bu halkın bazı kesimi 21. Yüzyıl’da maalesef böyle açmazlar ve karanlıklar içerisinde yer alıyor. Bunun bize göre bir nedeni var: bu din tüccarları maalesef insanlarımızı Allah’la kandırıyorlar. Yani onlar gerçek anlamda İslamiyet’e inanmadıkları halde, bizim halkımızı “Bu dünyada senin çektiğin ızdıraplar, öbür dünyada, cennette sana ödül olarak dönecek”, diyerek kandırıyor, Kendileri bu dünyada cenneti yaşıyor, halkımıza cehennemi yaşatıyor.
Ama cehennemi yaşayan bu halkımız hâlâ bunu görmüyorsa ne yapalım?
Ben ilkokul ve ortaokulda okuduğum dönemde, hani bu AKP’giller’in “Eski Türkiye” dedikleri dönemler var ya, o dönemlerde kitap parası vermiyordu ailem, devlet kitaplarımızı veriyordu. Hatta okullarda kurulan kooperatifçilik kolu eliyle ihtiyacı olan öğrencilere kalem, defter, kırtasiye malzemesi dağıtıyordu eski Türkiye, bunların beğenmedikleri.
Ama buradan nereye geldi, nereye getirdiler bu memleketi?
Artık özel okullar cenneti haline geldiler. Özel liseler, özel ilköğretim okulları, özel üniversitelerden geçilmiyor memleket.
Eğitimin kalitesi arttı mı peki?
Nerede…
LGS sınavlarında ortalama net oranları açıklanıyor, öğrencilerin bilgileri yerlerde sürükleniyor. Türkçeden ortalama 1 civarında, YKS’de eksi neti olanlar mesela kimya fakültesine girer hale gelmiş.
Böylesine kalitesiz eğitim kurumlarında yetişmiş insanlardan ne beklenir?
Bir zamanın gözde üniversiteleri, ODTÜ, Bilkent Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi dünya ölçeğindeki 500 üniversite arasına giremiyorlar bile artık.
Bunu bu hale getiren kim?
Yaşasın AKP diyen insanımız bu kadar körleşmişse biz ne yapalım değerli halkımız?
Sadece eğitimde mi? Sağlıkta da aynı şey yaşanıyor. Bakın Suriyeliler bu ülkeye bilinçli bir şekilde BOP çerçevesinde sokulan istilacılar, bu ülkenin hastanelerinde randevu almadan, muayene ücreti ödemeden, ilaç katkı payı ödemeden muayene oluyorlar, tedavi oluyorlar.
Bizim insanımız ne halde, sen ne haldesin “Yaşasın AKP” diyen insanımız? Binbir zorlukla aldığın randevuyla gittiğin hastanelerde aldığın ilaca katkı payı ödüyorsun. Emekliysen emekli maaşından kesiliyor. Emekli maaşı rakamlarını da arkadaşlarımız söyledi.
12.500 TL kime ne yeter?
Ama eski Türkiye’nin sosyal sigortalar kurumlarında bu ülkenin yarısına hizmet veriliyordu. İlaç fabrikası vardı Sosyal Sigortalar Kurumunun. Orada her sigortalı bedava ilacını alıyordu. Hastanelerde her türlü ameliyatlar yapılıyordu. Şu anda bakın Bozyaka SSK’yı kapattılar. Tepecik Eğitim Hastanesini yok ediyorlar. Göğüs Hastanesini yok ediyorlar. Bayraklı’nın kırlarına hapsettiler hastaneleri. Bir kalp krizi geçiren insanın Bayraklı’daki o en ücra noktaya yetişmesi mümkün değil, yolda o insanlar kalp krizinden vefat edecek.
Yani bu açmazları, bu dayatmaları, AKP’nin bu halk düşmanı politikalarını görmüyorsan değerli halkımız, biz ne yapalım?
Biz doğru yolu göstermek için kendisini alevin kalbine atan devrimciler olarak gece gündüz mücadele ediyoruz.
Sen de hâlâ AKP yandaşlığı yapacaksan biz ne yapalım?
Bakın yargı sistemi de çökmüş durumda. Bizi takip eden polis memurları da yarın emekli olunca onlar da aynı girdabın, aynı ateşin içine düşecekler. Yani memur emeklisi olacaklar. 4688 sayılı kanuna göre, memurlara verilen zam oranından memur emeklilerine de zam yapılması gerekirken, Tayyip’in bir gecede çıkardığı kararnameyle, bakın kanunu kararnameye boğdurdu bu adamlar, memurlara uygulanan seyyanen zammı vermediler. Biz yine HKP olarak o davayı açtık. Ana muhalefeti de, yavru muhalefeti de, iktidarı da halk düşmanlığında yarıştığı için hiç kimse kılını kıpırdatmadı. Dönemin ana muhalefet partisi sözcüsü, AYM’ye gideceğiz dediği halde gitmediler. Danıştay’ın 12. Dairesinde devam eden davamız da bir yıldır sonuçlandırılmıyor. Aylardır karar aşamasında diye sistemde görülen dosyada bir türlü karar vermiyorlar.
Neden?
Siyasi hesaplar yapıyorlar. Yani emeklinin kursağına girecek üç beş kuruşa dahi bunlar düşman. Ülkenin en gözde okullarını proje okulu diye dönüşüme çevirdiler. Birçok yeri İmam Hatip Lisesine çevirdiler.
Ya zaten dine göre İmam Hatiplerde okuyan kızlarımızın İmam Hatipte okumasından sonra imamlık yapmaları dahi mümkün değil ki. İslam dinine yeni açılım mı getiriyorsunuz?
Ama hesap o değil. Gençlerimizi İmam Hatiplere yönlendirdiler. Oraları da dolduramadılar. Tıpkı Hz. Muhammed döneminde yaptıkları mescitler gibi, ülkenin her köşe başına yaptıkları camileri dolduramadıkları gibi, İmam Hatipleri de dolduramıyorlar. Ama bizi üzen şu; maalesef geçmişte eksik gedik de olsa bir anlamda pozitif eğitim vardı okullarımızda, şimdi artık hurafeleri doldurdular. İnsanlara, gençlerimize, küçücük çocuklarımıza cenaze namazı nasıl kılınırmış, cenaze nasıl yıkanırmış gibi, bu tür çocuklarımızın psikolojisini bozucu eğitimler verir hale geldiler. Kocatepe Camiini yaptılar. 60 bin kişilikmiş orası. Orada 134 tane çalışan var ama sabah namazına gelen 30 kişi. O dönemde bakın Hz. Muhammed bu din sahtekârlarına önlem almış yıktırmış o Dırar Mescitlerini. Bunlar milyon liralara yaptırdıkları lüks camilerde göz boyuyorlar. Onun için HKP, bu ülkenin en yurtsever, en halksever, en vatansever partisi olarak senin sorunlarına tercüman oluyor. Biz bu ülkenin İkinci Kuvayimilliyecileri olarak Birinci Kuvayimilliyeci Atalarımızın kahramanlıklarından ve Osmanlı sonrasında kurulan Cumhuriyet’in kazanımlarından elde ettiğimiz derslerle, o miraslara sahip çıkan İkinci Kuvayimilliyecileriz. O nedenle bu mücadeleyi yürütüyoruz. Yanımızda olmak senin yararınadır. Yaşasın AKP dersen cehennem seni beklemektedir. Saygılarımızla.”
Konuşmaların ardından eylemimiz slogan ve alkışlarla son buldu.
8 Eylül 2024
HKP Ankara-İstanbul-İzmir’den Kurtuluş Partililer