“Türkiye; şehirleriyle, semtleriyle, caddeleri, sokaklarıyla istilacılar tarafından işgal ediliyor”

12.07.2023
230
A+
A-

Saygıdeğer Arkadaşlarım;

Evvelki günkü Sözcü’nün manşeti: “Hatay’daki Suriyeli nüfusu Türkleri geçti, serhat şehrimizi kaybedebiliriz…”

Belediye Başkanı Lütfü Savaş açıklıyor bunu: “Deprem sonrası 500-550 bin Hataylı gitti. Kentte Hataylı ve Suriyeli nüfusu eşit gibi. Hatta Suriyeliler önde bile”, dedi. Bu haberin hemen altında Gaziantep Şahinbey ilçesinde Suriyeliler zikir çekiyorlar toplu halde.

Bir şehrimiz ele geçiriliyor Suriyeli istilacılar tarafından; kimsenin kılı kıpırdamıyor ya…

İstanbul’da Aksaray, Unkapanı, Beyazıt, Yenikapı arasında Suriyeliler başta gelmek üzere yabancılar Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarından fazla. Yani burasıda işgal edilmiş durumda. Birkaç gün önce bir iş için İstiklal Caddesi’ne çıktık; orada da yabancılar fazla, başta yine Suriyeliler gelmek üzere. Yani orası da işgal altına girmiş.

Daha önce de söyledim; benim 8 yaşımdan 30 yaşıma kadar yaşadığım Konya’nın Meram İlçesi, Gemalmaz Mahallesi, Sefine Sokak, şu anda Suriyelilerin işgali altında. Bütün tek katlı, iki katlı kerpiç evler bunlar tarafından işgal edilmiş durumda. Öyle kira mira vermiyorlar. Zorla gelip işgal ediyorlar ve ev sahibini de sokmuyorlar mülklerine. İki tane komşumuz, “Madem ben giremiyorum, bu işgalciler de oturmasın”, diyerek iş makinalarını götürüp yıktırtmış evlerini.

Bu devlet, bu hükümet kime çalışıyor, kime hizmet ediyor?

İşgalcilere…

Bu AKP’nin kuruluşunda bir tek Türk yer almıyor yahu… Böyle bir parti olabilir mi?

Olursa, işte böyle olur sonucu. Bunlar Amerika’nın, Avrupa Birliği’nin emrinde küplerini doldurma, saraylarında lüks içinde yaşama ve Hilafet kurma derdinler. Bunların başka hiçbir derdi yok. Bunların halkı düşünme gibi bir anlayışı yok. Meclisteki siyasi partilerin tamamı da böyle…

Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrasında, 30 Ekim 1918’deki Mondros Mütarekesi’yle Osmanlı teslim olmuştu, bildiğimiz gibi. Bütün ordu teslim edilmişti, bütün silahlar, depolar teslim edilmişti, Batılı Emperyalist Haydutlara, işgalci cellatlara. Ve halkımız tıpkı bugünkü gibi ölüm uykusundaydı.

İngiliz Emperyalizminin o yıllardaki ünlü sözcüsü ve lideri Winston Churchill ne diyor?

“Büyük harpte yaptığımız en büyük hata, Yunanistan’ı kendi ellerimizle silahlandırıp, kendi gemilerimizle İzmir’de Anadolu’yu işgal için limana çıkarmak oldu”, diyor. “Eğer bunu yapmasaydık halk uyanmayacaktı, Mustafa Kemal’in ve Silah Arkadaşlarının çağrısına katılmayacaktı”, diyor. Halkın o yıllardaki ölüm uykusunu Yakup Kadri Karaosmanoğlu, “Yaban” adlı romanında acı acı şekilde anlatır.

Bugünlerde de ne yazık ki, aynı şekilde ölüm uykusuna yatmış durumda halkımız. Hâlâ geçen yapılan bir kamuoyu yoklamasında Tayyip ve avenesi yüzde 40,6 oy oranıyla İstanbul’da birinci çıkıyor, birinci parti çıkıyor. Yahu, bu ihanet üstadı, bu tükürdüğünü yalama üstadı, halkımızı durup dinlenmeden, din alıp satarak, Allah’la aldatarak kandırıyor. Bu Muaviye-Yezid Dininin narkozu öylesine etkili ki, o narkozu yedi mi halkımız; yarı uyur, yarı uyanık şekilde yaşıyor. Hiçbir doğa ve toplum olayını görüp kavrayamıyor, anlayamıyor.

Yahu nedir bu Arap seviciliği, bu Arap sevdası?..

Haçlı Savaşlarında bile İslam’ı korumak ve Haçlı işgalcileri bölgeden, Türkiye’den ve Ortadoğu’dan atmak için savaşan Türk Ordusu’nu Araplar arkadan vuruyorlar ya… Açın, kendisi de bir Lübnan Arap’ı olan Amin Maalouf’un “Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri” adlı kitabını okuyun. Bu ihanet aynen yer alır, bu kitapta.

Yemen İsyanlarında bu vatanın evlatları 500 bin canını kaybetti. En son Mondros Mütarekesi sonrasında Yemen Reisi İmam Yahya, Yemen Kalesi’nde bulunan Osmanlı savaş esirlerini kendi elleriyle İngiliz Emperyalist Hayduduna teslim etti. Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda arkadan vurdu bunlar bizi, hem Hicaz’da, hem Filistin’de, Suriye’de…

Yahu, 13 ila 15 milyon arasında sayıya sahip olduğu söylenen bu işgalcilerin işgali sürdürmelerine daha ne kadar tahammül edecek bu millet?

Muhalefet rolünü oynayan TESEV’ci Sorosçu Kemal’in Yeni CHP’si başka bir dünyada. Sorosçu Kemal koltuğunu koruma derdinde. Onun bütün derdi, partideki koltuğunu korumak, başka bir derdi yok ya… Yahu bunların taşıdığı varlık değeri solucan kadar ancak. O yüzden bunların bir özgüven değeri yok, kişilik değeri taşımıyorlar, gurur yok, onur yok bunlarda.

O da avenesini toplamış etrafına… İşte evvelki günkü Cumhuriyet’in üst manşet haberi:

“Kemal Bey gitsin’in bir anlamı yok diyen CHP’li Bülent Kuşoğlu: Kılıçdaroğlu aday olur.”

Kendisi dün konuşuyor; “Dünyanın sonu değil”, diyor. “Hiç değilse oyumuzu koruduk, kazanamadık ama oyumuzu koruduk”, diyor. Ya bütün derdi koltuğunu korumuş olmak bunların.

Bunlarda utanma arlanma gibi, onur gibi, namus gibi bir değer yok yahu.

Meclistekilerin alayı, (Tayyipgiller’den Bohçalı’sına, Testici’sine, Çömlekçi’sine, Sinan Oğan’ına bilmem nesine kadar, Sorosçu Kemal’ine, HDP’sine, Yeşil Sol Partisi’ne, TİP’ine varıncaya kadar hepsi) işgalcilerin yanında, onları savunuyor. Bunların vatan diye bir anlayışları, bir dertleri yok, vatansız bunlar.

TİP Hatay’dan milletvekili çıkardı, değil mi?

Peki, bu işgale karşı niye tık demiyor?

Diyemez. Çünkü Amerikan projesi. Amerika’nın projesine tık dediği anda işi biter. Bir anda çöplüğe atılır. Efendilerine asla itaatsizlik edemez bunlar. Bizim “Sevrci Soytarı Sahte Sol” dediğimiz sol da aynı şekilde. Sahte TKP’sinden, EMEP’ine, SODAP’ına bilmem nesine kadar hepsi aynı çizgide, hepsi işgalcilerin yanında. Vatansızlar safında bunlar. Bunların sollukla filan bir ilgileri yok.

Dünyada hiçbir Gerçek Komünist bunlar gibi vatanını satmamıştır, vatanına ihanet etmemiştir.

Fidel Castro ne diyordu, 1953’le 1959 arasını kapsayan Küba’daki Devrimci Savaş sürecinde?

“Patria o Muerte”: “Vatan ya da Ölüm!”

Mustafa Kemal ne diyordu?

“Ya İstiklal Ya Ölüm!”

Usta’mız Kıvılcımlı ne diyor?

“Vatan aşkını söylemekten ve o uğurda savaşmaktan korkar hale gelmektense ölmek yeğdir”, diyor.

Devrimcilik bu!

Meclisteki Amerikan yapımı satılmış siyasilerin ve Sevrci Soytarı Sahte Solcuların namusla da, halkımızla da, onurla da zerre ilgileri yok. Bunların hepsi Emperyalizm Cephesinde ve emperyalistlerin uşağı durumunda.

Bu işgalcilere karşı eylem yapan bir tek Zafer Partisi, Ümit Özdağ ve arkadaşları var, değil mi?

O da neyle uğraşıyor?

Ağacın zehirli meyveleriyle. Sadece bu “sığınmacı” adlı işgalciler ülkeden gitsin, diyor. O zehirli meyveyi veren ağaca ve onun köküne hiç laf edemiyor.

Nedir o ağaç ve kökü?

ABD Emperyalistleri, Avrupa Birliği Emperyalistleri, Yeni Sevr ve onların BOP’u arkadaşlar, onların NATO’su.

Ümit Özdağ da onlara bir şey diyemiyor. Çünkü Amerikan sevici, NATO sevici. Onunki de tutarlı değil.

Hep ne diyoruz arkadaşlar?

“Farklı olan yalnız biziz!”

Kalın sağlıcakla…

12 Temmuz 2023

İletişime Geç
Merhabalar,
Bize buradan ulaşabilirsiniz