Sosyalizme inancını ve Halkların Kurtuluş Mücadelesine kendini vakfeden, bu mücadeleye ömrünü adayan Devrimcilere saygısını bir an olsun yitirmeyen Ergin Konuksever bedence aramızdan ayrıldı
Ülkemizin ilk savaş muhabirlerindendi, Fotoğraf Sanatçısı, Türkiye’nin Alberto Korda’sı Ergin Konuksever. Alberto Korda, Kahraman Gerilla Che’nin tüm dünya halklarının mücadelesinde bayrak olan ünlü fotoğrafını çekmek için deklanşöre bastı, o fotoğrafla da ölümsüzleşti.
Ergin Konukesver, Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut’un da gözünü kırpmadan kelle koltukta dövüştüğü, vuruştuğu 12 Mart öncesi dönemde, Gençlik Önderlerinden Deniz Gezmiş Yoldaş’ın parkalı fotoğrafını çekmek için deklanşöre bastı, o fotoğrafla da ölümsüzleşti.
O fotoğrafın hikayesini de şöyle anlatmıştı:
“O zamanlar NATO’da görev yapan çok subay arkadaşım vardı. Parka getirirlerdi bana. Bende birkaç tane olurdu, biri de Deniz’in payına düştü! 17 Mart 1971’de Deniz’i aylar sonra görmüştüm. Birkaç cümle konuşmak istedim ama onu hızla götürdüler. Sadece deklanşöre basabilmiştim. Çektiğim fotoğraf ile aslında Deniz’e veda etmişim. Parkasının içinde dimdik duruyordu. Şimdi bu fotoğrafa baktığımda boğazım düğüm düğüm oluyor.”
Devrimci mücadeleye inancını da, gerçek devrimcilere saygısını da son nefesine kadar hiç yitirmedi Ergin Konuksever. Fotoğraf Sanatçısıydı, en iyisini yapmaya çalıştı. Yaptı da. Çektiği tarihi fotoğraflarıyla da bunu kanıtladı.
Yine aynı dönemin Gençlik Önderlerinden Mahir Çayan ile ilgili şunları anlatıyordu Sanatçımız:
“Cezaevinde ziyaret ettiğim Mahir Çayan’a verdiğim mavi renkli kazağın öyküsü daha trajiktir. Üşüdüğü için verdim. Kızıldere’de öldürüldüğünde üzerinde o kazak vardı, delik deşik olmuştu.”
Ergin Konuksever cesaretliydi de aynı zamanda. Mesleğinin bütün risklerini biliyor, ölmekten korkup kendini geri çekmiyordu. Şöyle söylüyordu:
“Maalesef bu işin doğasında ölmek de var. ‘Aman ölürüm’ diye sakınır, kendini kollamaya çalışırsan bir iş yapamazsın. Ben bugüne kadar kendimi hiç kollamadım. Kıbrıs Barış Harekatı’nın ikinci safhasında askerlerin tankına binip gittim. Biraz manyaktım, üstümüze ateş de geliyor ama hiçbir şeye aldırmadan gittik. Biraz süratli gittiğimiz için birlikten kopup Lefkoşa’ya kadar girmişiz. O savaş bölgelerinde hiçbir zaman korkmadım. Eğer bu işi tercih ediyorsanız, riski başından kabul edeceksiniz. Şimdi görüyorum, otel odasının camından fotoğraf çekiyorlar. Yapmayın o kadar da yahu! Ben şimdi keşke oralarda olsaydım diyorum. Bu meslek severek yapılacak bir iş. Cesur olmalılar ve korkmadan işlerini yapmalılar.”
Ömrünün sonuna kadar korkmadan işini yaptı Ergin Konuksever, Devrimcilere saygısını ve sevgisini belirtmekten korkmadı, elindeki fotoğraf makinesini Halkına düşmanlık yapanları parlatmak için kullanmadı. Sonuçta Ergin Konuksever, insan olarak geldiği bu dünyadaki serüvenini insan olarak tamamladı. Anısı ve mücadelesi asla unutulmayacak.
Halkın Kurtuluş Partisi olarak Devrimci Gençliğin dostu, namuslu gazeteci-fotoğrafçı Ergin Konuksever’in yakınlarına, tüm sevenlerine ve Halkımıza başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
18 Aralık 2022
HKP Genel Merkezi