KÖYLÜ MESELESİ
KÖYLÜ MESELESİ
GEREKÇE: Dünyamızın beşte dördünü tutan bizim gibi geri ülkelerin tarım bölgelerinin ortalama tarım işçisi verimi, kapitalizmce ileri memleket tarım işçisinin on üçte biri kadardır. AB ülkelerinde 1 tarım işçisi, tarım dışında çalışan 23 kişiyi besler. Üstelik de artan bir sürü tarım ürünlerini bizim gibi geri ülkelere pazarlarlar. Zaten 1990’dan bu yana ABD ve AB’nin bizim gibi ülkelerin tarımını geriletmeye “şunu ekme, bunu destekleme” diyerek budamaya çalışmalarının asıl sebebi de budur.
Türkiye’nin ise tarımda çalışan bir kişisi, ancak tarım dışında çalışan iki kişiyi zar zor besleyebilmektedir. Kaldı ki bizdeki beslenmeye gerçek anlamda beslenme denemez. Çünkü Halkımız özellikle protein bakımından yetersiz beslenmektedir. Yani tarımımızın verimi, AB’dekinin sekizde ya da onda biri kadardır. Bu rakamlar, tarım faciamızın dehşetini göstermeye yeter, sanıyoruz.
Halbuki, Amerika’da 140 yıl önce yapılmaktan korkulmamış Toprak Reformunu, biz de yapsak ve yalnızca boş duran tarlalarımızı işlesek, yıllık 15 milyon ton fazla buğdayımız olur. Oysa, bilindiği gibi, 2004 yılında toplam buğday üretimimiz 19 milyon tondur.
Bu sebepten, tarımda ilk yapmamız gereken, gerçek bir toprak reformuyla boş duran devlet ve ağa arazilerinin acilen tarıma açılmasıdır. İkinci adım ise tarımın, son sistem tarım araç gereçleri ve üretim yöntemleriyle donatılmasıdır.
Demek ki tarımda olsun, sanayide olsun modernleşmek, yani dünyadaki en gelişkin teknolojiyle üretim yapmak, en vazgeçilmez ekonomi prensibidir.
Onun için modernleşmemizin temeli olacak Büyük Sanayimizin tutunmasında birinci şart: İŞÇİ MESELESİ ise, ikinci şart: KÖYLÜ MESELESİ’dir.
KÖYE DEMOKRASİ
1- KÖY HEYETLERİ: Hükümet ya da mütegallibe nüfuzu karışmadan, tam hür seçimlerle kurulacak. Seçilen muhtar ve heyetten her biri, seçmenlerin çoğunluğu tarafından her zaman değiştirilebilecek. Bugün kaymakam emri ile yapıldığı gibi, halkın seçtikleri yukardan azledilmeyecek.
2- JANDARMA ve MEMUR’ların, devlet nüfuzunu kişicil amaçlarla kullanmaları ve “misafirlik” angaryaları şiddetle yasak edilecek. Köylünün karakol ya da memurdan şikâyeti tekrar karakola ya da memura havale edilmeyecek.
3- HER MİLLETVEKİLİ: yüz köyün sırdaşı olacak. O köyler halkıyla sürekli iletişimde olacak, sık sık buluşacak. Şikâyetleri yerinde inceleyip sonuçlandırmaya çalışacak. Milletvekilinden memnun olmayan köy, beğendiği milletvekilini sırdaşlığa kabul edecek.
4- BİNDİRİLMİŞ MAHKEMELER: Hayvan sırtından helikoptere kadar her vasıtadan faydalanılarak, şikâyetlere ve dâvalara yerinde ivedilikle bakacak. Yalnız suç ve cinayetleri takiple kalmayacak; toprak, borç, faiz meselelerini, toprak ve su kiralarını kontrol edecek, tefecileri ve vurguncuları kovuşturacak.
5- KANUNLAR: Köy hayatını ilgilendiren mevzuat tasarıları, ziraat odalarından geçtikleri gibi, aynı haklarla köylü örgütlerinden, sendikalarından ve kooperatiflerinden de geçecek. REFERANDUM YÖNTEMİ, şehirler gibi, köyler için de canlı ve işler hale getirilecek.
6- BİNDİRİLMİŞ SAĞLIK EKİPLERİ: Eczaneyi, ameliyathaneyi ve hekimi, hemşireyi, hastabakıcıyı köylünün ayağına götürecek. Köy kanununun sağlık maddeleri, hekim örgütleri; köyün ev, su vb. imar işleri, mimar, mühendis ve ziraatçı örgütleri tarafından hazırlanıp, daima göz önünde bulundurulacak, eksiksiz uygulanacak.
7- BİNDİRİLMİŞ KÜLTÜR EKİPLERİ: Beşte biri okuma yazma bilmeyen köylümüzün ayağına bütün memleket için sistemli bir plân dâhilinde sinema, tiyatro, kütüphane, mevsim okulu vb. götürülecek. Böylece, hem işsizlikten kırılan aydınlara yararlı iş, ülkü ve ekmek bulunacak, hem köylümüzün başta üretim bilgisi gelmek üzere, özgürlük eğitimi, hayat aşkı ve siyaset bilinci geliştirilecek.
8- KÜLTÜR ERLERİ: Okulların tatil aylarında, her köyümüze kur’a ile üç ya da duruma göre daha fazla üniversiteli, gönüllü olarak, belli programlarla yazlığa gönderilecek. Kültür erlerinin geçimleri, asker nafakası ayarında devlet ve belediyelerce ödenecek. Böylelikle, aydın gençliğimiz maddî-manevî sağlık kazanarak, halkı tanıyacak ve memlekete bağlanacak. Köye boğaz tokluğuna bilgi, teknik, heyecan ve sevgi götürüp, köyün meselelerini getirecek.
9- SERBESTLİK: Köylüyü, köy sınırları içinde hapseden kast ruhlu kültür ve yönetim sistemleri kaldırılacak. Herkes gibi köylü de vatanın dilediği köşesine gidip, istediği işe katılabilme imkânları bulacak.
Bugünkü gibi insanlarımız, açlıktan dolayı köylerini terk ederek büyük şehir varoşlarına iş bulma ümidiyle, sırtlarında yorganlarıyla gelmek zorunda kalmayacak. Bugün, tarım ürünlerinin fiyatları yerinde sayarken, mazot, gübre, zirai ilaç, tohumluk fiyatları sürekli artmaktadır. O yüzden köylümüz üretemez duruma düşürülmüştür. Ekip ürettiği zaman bir şey kazanamadığı gibi, eline geçen para girdi maliyetlerini bile karşılayamadığı için bir de borçlu duruma düşmektedir. Bu sebepten, doğup büyüdüğü köyünü, toprağını bırakarak, ne olursa olsun deyip büyük şehir varoşlarına akın etmektedir. Ne yazık ki buralarda da onu yeni felaketler beklemektedir.
Kurtuluş Partisi bu duruma son verecektir. Köyler, insanca yaşanılan yerler haline getirilecektir.
Köyünü kendi isteğiyle terk eden insanlarımıza ise, başta iş ve konut olmak üzere, insana yaraşır bir hayat kurabilmesi için her türlü imkân kamu kurumları ve diğer halk örgütleri tarafından sunulacaktır.
ÖRGÜT ve
EKONOMİ POLİTİKASI
10- TARIM İŞÇİLERİ SENDİKALARI: Sayıları yüz binleri aşan yanaşma, götürücü, aylıkçı rençperler ve tarım işçileri iş mevzuatına göre özel sendikalarda toplanacaklar. Çalışma şartları, süreleri, yerel geçim endekslerine uygun en az geçim endeksleri belirtilecek. İLO’nun“Sosyal Adalet İçin” eseri der ki: “Dünya barışı için sanayi işçilerinin sosyal ilerlemesi kadar, toprak işçilerinin sosyal ilerlemelerinin de esaslı bulunduğunu, 20. Asrımızda görmeyen kimdir?”
11- TOPRAKSIZ KÖYLÜ ÖRGÜTLERİ: Toprak reformunda anarşiye ve kırtasiyeciliğe yol açılmaması için temel örgüt olacak.
12 – TARIM KOOPERATİFLERİ: Köylünün kendisi tarafından kurulup kendisi tarafından kontrol edilecek. Ortak sayısı 100’ü geçince, bin güçlük çıkarılmayacak. Milyonlarca üretmeni dağınıklıktan kurtaracak. Şehirle köy arasındaki uçurumu doldurmaya çalışacak. Kooperatifler, hükümet ya da tüccar emrindeki birliklerin kontrolünden kurtarılacak. Büyük Sanayi rekabeti karşısında el ve ev sanayisini kaybeden köylüye, büyük çiftliklere kıyasla daima daha pahalıya mal olan malzeme ve eşyaları ucuza mal edecek. Ortaklarına piyasadan pahalı mal satmayacak. Satarken birbirleriyle rekabete düşerek, bereket yıllarını bile felâket yılına çeviren küçük ekincilerin mallarını değeri ile satacak. Ortaklarının malını ölü fiyatına almaya kalkışmayacak. Küçük ekinciyi de modern üretime ve bilime kapalı kalmaktan kurtaracak.
13- ULUSAL BİRLİKLER: Bütün tarımsal meslek birlikleri, sendikalar, yurt ölçüsünde federasyonlar, konfederasyonlar kuracaklar.
14- KREDİ: Bizim güzel geleneğimize göre, tefecilik, faizcilik sosyal haram ve suç olarak en sıkı kovuşturmaya uğratılacak. Bugünkü yüzde 19-24 banka faizi, köy işletmesi kooperatifleştikçe en az sınırına indirilecek, büyük çiftlikler için arttırılacak, küçük ekinciye eksiltilecek. Öylelikle, devlete olan borcun 12 misli, banka borcunun 6 misli olan faizci borçlarıyla, köylünün sömürülmesi önlenecek. Üretim Kooperatifleri kanalıyla verilen ödünçlerin taksitleri, ürün alınınca tahsil olunacak. Kredi, güçlü çiftçilerden ziyade, güçsüz köylüye sağlanacak. İpotek ve teminat yerine, kooperatif ve köylü örgütlerinin kefaleti ve sorumluluğu geçecek.
15- FİYAT POLİTİKASI: Tarım ürünleri aleyhine, sanayi ürünlerinin fiyat artışı durdurulacak. Köy ürünlerinin gerçek köylü kooperatifleri eliyle ihracatı kolaylaştırılacak, Ofisin yönetim ve kontrolü köylü örgütlerine bırakılacak.
Modern üretim küçük ekincilere kadar götürülerek tüm tarım ürünlerinin maliyet fiyatları indirilecek.
KÖYLÜYE TOPRAK
16- TUTUM: Küçük ekincilerimiz, esasen cılız olan sermayelerini toprak satın almada harcarlarsa, sonraki her girişimleri parasızlıktan felce uğrayacağı için, yeterli miktarda hazine arazisi, topraksız köylülerimize ve yarı göçebe insanlarımıza, ekip biçmek şartıyla dağıtılarak, onların orta halli üretmenler durumuna getirilmesi sağlanacaktır.
17- SÜRE: Tarıma elverişli topraklar, tarım makineleştikçe ateş pahasına çıkacağından, toprak dağıtımını vurgunculuktan kurtarmak üzere, zaman geçirmeksizin devlet elindeki boş topraklar en geç altı ay içinde, diğer boş topraklar ise en geç bir yıl içinde dağıtılacak.
18- ŞEKİL: 1915’ten beri çıkmış kanunlar memur eliyle bir türlü sonuçlandırılamadığına ve Büyük Millet Meclisinde bu işi, memurların 500 yıldan önce bitiremeyecekleri belirtildiğine göre, milyonlarla topraksız köylümüzün doğrudan doğruya seçeceği TOPRAKSIZ KÖYLÜ ÖRGÜTLERİ kurulacak ve bu örgütler BİNDİRİLMİŞ MAHKEMELER’in gözetimi altında, yukarıki süreler içinde toprak dağıtımını gerçekleştirecekler.
19- BOŞ DEVLET TOPRAKLARI: Devlet elindeki boş arazi, derhal, topraksız çiftçi ailelerine, verimlilik derecesi göz önünde tutularak 50-70’er dönüm ve pek az topraklı köylü ailelerine ise ellerindeki toprak miktarı onlarınkine ulaşana kadar Bedava dağıtılacak. Böylelikle var olan üretime ek olarak on milyonlarca ton tahıl ve diğer tarım ürünü sağlanacak ve aynı oranda devletin geliri artacak.
20- BOŞ ÖZEL TOPRAKLAR: Milyonlarca yoksul köylü ailesinin elindeki topraktan kat kat fazla olan, birkaç bin toprak ağası ve beyinin elindeki toprak, uygun rayiçle istimlak edilecek, az topraklı yüz binlerce köylü ailesinden her birine 25-45’er dönüm dağıtılacak. Böylelikle, yılda (çayır, bağ hariç), yalnız tahıl 10 milyon ton, bugünkü rakamlarla 4 milyar 200 milyon YTL fazla ürün ulusal gelirimize katılacak.
Bu toprakların bedeli, 50 yıl vadeli ve faizsiz taksitlerle ödenecek. Aile başına 50 dönümden fazla yer için 10 yıl vade ile yıllık yüzde 2 faiz konulacak.
21- GASPEDİLMİŞ YERLER: Osmanlı toprak düzeninde “mirî”, “vakıf”, “metruk”, “mevat” sayılmış yerleri, gayri meşru oldubittilerle tasarrufuna geçirmiş olan aşiret reisi, mütegallibe gibi derebeyi artıklarının durumları, Bindirilmiş Mahkemelerce mahallinde (yerinde) incelenecek. Haksız edinilmiş topraklar, sahiplerine ya da köy tüzel kişiliğine geri verilecek.
22- EK DÜZEN: Yüzyılda bitmeyeceği Büyük Millet Meclisinde belirtilen kadastroyu beklemektense, tarla ve köy sınırları gibi cinayetler kaynağı olmuş durumu, köylü örgütleri, bindirilmiş mahkemeler gözetiminde düzenleyecek. Büyük arazi tekeli yüzünden hayvan yetiştiriciliği imkânlarını kaybetmiş bulunan köylülere, her köy için zorunlu OTLAK ve BALTALIKLAR tespit edilecek. Kır suları, mutlak adaletle üleştirilip, gerçek ihtiyaca göre sıraya konacak.
EKİNCİLİĞE TEKNİK
23- GEREKÇE: Büyük çiftliklere nazaran her ayrı küçük ekinci için modern tarım tekniğini ve malzemesini elde etmek ve benimsemek çok pahalı olacağından, şimdiye kadar yurdumuzda denenmiş zirai donatım yöntemlerimizin olumlu ve yetkinleştirilmiş uygulanışı bütün yurda yaygınlaştırılacak.
24- DEVLET ÜRETME ÇİFTLİKLERİ: İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı kıtlığımıza çare olan ve kısa zamanda mevcut orta ve büyük arazi sahiplerimizin toplamı kadar ürün yetiştirerek, savaş sonu yurdumuzu buğday ihracatçısı yapan DEVLET ÜRETME ÇİFTLİKLERİ, özel bir kanunla özerk Kamu İktisadi Teşekkülleri halinde geliştirilecekler. Bu örgütlerin geliştirilmesi sayesinde, önemli bir bölümü boş duran, işlenebilir topraklarımızın bütünü kullanılır hale gelecektir. İdealist bilim adamları ile, tarım işçi sendikaları yönetiminde ve devletin yalnız yasal kontrolü altında, tarımsal kalkınmamızın modern kaleleri ve örnek çiftlikleri haline getirilecekler.
25- DEVLET TEKNİĞİNDEN FAYDALANMA: Zirai Donatım Kurumlarıyla Devlet Üretme Çiftlikleri, komşu köylerin en fakir ekincilerinden başlayarak, orta köylüsüne kadarki aile topraklarına sürme, ekme, gübreleme, tohum ıslâhı (iyileştirmesi) ve bilimsel yöntem yardımlarında bulunacaklar. 1941 yılı 1060 traktörle yalnız Ziraat Kombinaları (Devlet Üretme Çiftlikleri): tüm Büyük ve Orta arazi sahipleri kadar buğday üretti ve Tarım alanının onda birine yardım etti. Bugün memlekette traktör sayısı 1 milyona ulaştıktan sonra makineler yarı boş duracaklarına, köy üretimimizin tamamen yeni araçlarla verimlendirilmesi için örgütlendirilecek.
26- ZİRAİ DONATIM KURUMU: Modern tarım tekniğinin kolayca ve ucuzca küçük ekincilerimize kadar ulaşabilmesi için, Zirai Donatım Kurumları yeniden örgütlenecek. Bilfiil üretmen ekincilerle topraksız köylü örgütlerinin emrine verilecek. Önce nüfusları 500’den yukarı olan köyler arasından en uygunları etrafında yüzer traktörlü modern teknik istasyonları ile işe başlanacak. Orada kazanılan güçle, ikinci ve üçüncü aşamalara geçilecek. İstasyonlara yakın daha küçük köyler, dilerlerse, Kurum ağları içine katılacaklar.
27- TEKNİK ve BİLİM ÖRGÜTÜ: Tarım Bakanlığı, tarım işletmelerinde faal tarım uzmanlarının geniş ağı haline sokulacak. Hayvan, sebze, orman, endüstriyel tarım, meyveli bitkiler ve süs bitkileri ve her çeşit tahıl için ayrı ayrı Teknik ve Bilim İSTASYON’ları gerek devletçe, gerek diğer örgütlerce kurulacak. ÜNİVERSİTE ve ENSTİTÜ’ler özellikle bitki ve hayvan ve toprak ıslâhları için araştırmalar, uygulamalı bilimsel çalışmalar yapacaklar. Ulusal gelirimizde her yıl ortalama 5 milyar YTL’lik kayba yol açan tarım zararlılarına, tarım hastalıklarına karşı ziraatçı ve veteriner müfettişler, BİNDİRİLMİŞ TARIM EKİPLERİ halinde çalıştırılacak.
28- ORMAN YÖNETİMİ: Köylerimizin 4’te birine yakını orman içinde ya da yakınında bulunduklarından, orman işletme ve koruma görevlerine, bindirilmiş mahkemelerin kontrolü altında, ormancılık uzmanları ile bilfiil üretmen köylü örgütlerinin katılımı sağlanacak. Her yılın bir tatil günü, başta Cumhurbaşkanımız gelmek üzere, eli çapa tutan her insanımız bir ağaç dikerek AĞAÇ BAYRAMI’nı kutlayacak.
29- TOPRAKSIZ BÖLGELERE SANAYİ: Toprağı kıt ya da tarıma elverişli olmayan bölgelerde, endüstriyel tarım ve tarımsal sanayi refah getiremeyecekse, Ulusal Üretim Seferberliği plânımız gereğince, bu bölgeler hızla sanayileştirilerek geçim imkânları sağlanacak.