Katil İsrail’in mazlum Filistin Halkına yönelik katliamlarını İzmir’de protesto ettik
AB-D Emperyalizminin Ortadoğu’daki bekçi köpeği İsrail’in Mazlum Filistin Halkına uyguladığı katliamları İzmir’de yaptığımız eylemle protesto ettik. Partimizin Karşıyaka İlçe Örgütünün önünde bir araya gelen üyelerimizle Karşıyaka Çarşıdan, Karşıyaka İZBAN İstasyonuna yaptığımız yürüyüşte İsrail’i protesto eden, Filistin Halkına destek veren dövizler ve pankartlar taşıdık, sloganlar attık.
Halkın alkışlarla yoğun destek verdiği yürüyüşümüz Karşıyaka İZBAN İstasyonu’nda son buldu. Burada da halkın yoğun ilgisi altında Genel Sekreter Yardımcımız ve İzmir İl Başkanımız Av. Tacettin Çolak Yoldaş’ımız bir açıklama yaptı.
Tacettin Çolak konuşmasında şunları söyledi:
“Bir haftadır dünyanın dört bir yanında naklen verilen savaş görüntüleri ile bir halkın çoluk-çocuk demeden, yaşlı, kadın, erkek demeden acımasızca hunharca katliamını izliyoruz. Bir halkın, Filistin Halkı’nın soykırımını izliyoruz. Hepimiz salonumuzda, mutfağımızda, yatak odamızda bu görüntüleri içimiz kan ağlayarak izliyoruz. Ama değerli İzmir halkı, dünyanın baş haydudu Amerika ve Avrupa Birliği Emperyalistlerinin desteğiyle, tekniğin son sözü silahlarıyla İsrail alçağını Filistin Halkı’nı katlettirmeye yönlendirirken için sızlamadan izliyorsan, o görüntüler karşısında isyan etmiyorsan, o zaman senin de insanlığından kuşku duyulur.
Çünkü bu Filistin Halkı’nın suçu ne? Yüzyıllardır, bin yıllardır kendi toprağında yaşayan bu halkın suçu ne? O suç, o bölgeyi yüz yıl önce Osmanlı’dan koparttıktan sonra, Arap devletlerini 21 parçaya bölen Emperyalizmin İsrail’e vadedilmiş topraklar diye sunduğu o topraklarda yaşamaktır, Filistin halkının suçu. Bir suç olabilir mi, insan doğduğu coğrafyayı tayin edebilir mi, annesini, babasını seçebilir mi? Ama bugün hasbel kader Filistin’de doğan bir çocuk, bir kadın bunların alçakça fosfor bombalarıyla ateşler içinde kıvranarak ölüyor.
Bu alçaklar 48 saat içinde Gazze’yi terk edin diyorlar. Zavallı Filistin Halkı ne yapsın, terk etmek için konvoy oluşturuyorlar. Bu konvoya da saldırıyor bu namussuzlar. Bugün Filistin Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre 70 kişi sırf o bölgeyi terk ederken öldürülüyor.
Müslüman Arap halkı cuma namazına gidiyor. Kutsal Mescidi Aksa’ya da saldırıyor. Namaz kılan insanlara saldırıyor bu alçaklar.
Bakın Siyonizm nedir? Siyonizm, Yahudilerin kendilerine Tevrat’ta vaat edilmiş, Fırat’ın bizim ülkemiz sınırlarına da girmek kaydıyla Fırat’ın güneyiyle Nil nehri arasında kalan bölgeyi kendi toprakları olarak gördükleri için bu alçakça saldırıyı yapıyorlar. Yoksa yeryüzünde İsrail halkı diye bir halk yok, İsrail yapay bir devlettir. Arkadaşımızın dediği gibi 75 yıl önce dünyanın dört bir yanından topladıkları yapay bir devlettir. Batılı Emperyalistlerin Arap ulusunun bağrına soktuğu bir kamadır. Bu devletin varlık nedeni yoktur. Ama çil yavrusuna döndürülmüş Arap halkı, maalesef o halkın başındaki yani 21 parçaya bölünmüş Arap devletlerinin başındaki Şeyhler, Emirler, Sultanların da tamamı emperyalistlerin uşağı durumundadır. O uşaklar sayesinde Filistin Halkı yıllardır ama yıllardır katliama maruz kalıyor.
Bir haftadır sürdürülen katliamlarda Filistin Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre 1900 kişi katledildi. Bunların 614 kişisi çocuk. Yani bunlar da sözde Tevrat’tan hareketle tanrının buyruklarını, tanrının kendilerine vaat edilmiş toprakları savunuyor, ama çocukları katlederek bunu yapıyor bu alçaklar. Böyle bir tanrı olabilir mi? Bir tanrı çocukları katledin diye kendi dindarlarına emir verir mi? Arkadaşlar bizdeki Allah’la adam kandıranlarla, oradaki Siyonistler aynı toptan kesmedir. Birinin Müslümanlığı kullanmasının, birinin Yahudiliği kullanmasının hiçbir önemi yoktur. Oradaki de tarikat buradaki de tarikat.
1991’den sonra, Sosyalist Kampın çökmesinden sonra Filistin davası da deminki saydığımız tarikatların eline geçti. Hamas denilen Ortaçağcı bir gücün, bizzat, CIA tarafından, ABD tarafından üretilmiş ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün içinde oluşturulan kargaşadan sonra hareketin başına geçirildi. Ortaçağcı gerici bir gücün liderliğinde Filistin halkı. Ancak olaylara Diyalektik bakışımızı ortadan kaldıramaz bu çelişki. Çünkü biz Ortaçağcı Hamas’ı değil mazlum Filistin Halkı’nı savunuyoruz.
Zaten bu katliama yol verildiği de baştan belli. Tıpkı 11 Eylül’de İkiz Kuleleri Taliban uçaklarının vurmasına nasıl engel olmadılarsa, ki o katliam sonrası dünyayı biliyorsunuz yeniden şekillendirmeye başladılar. Ve büyük ortamında biz de dahil Türkiye’de dahil 22 ülkenin sınırlarını değiştirmeye davrandılar. Tıpkı İkiz Kuleler saldırısında olduğu gibi dünyanın neresinde bir kuş uçmuşsa haberi olan MOSSAD, CIA Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısını önlemedi. Çünkü neden? Bu katliamlara kendince haklı gerekçe yaratmak istedi.
Biliyorsunuz saldırı sonrası Hamas’tan gelen bütün füze saldırılarını hava savunma teknikleriyle engelliyorlar. Baştan da bunu yapmayarak bu katliamın önünü açtılar. O nedenle de biz mazlum Filistin halkını destekliyoruz.
Peki bizimkiler ne yapıyor? Bizde de Allah’la adam kandıran Türkiye kamuoyuna sözde keskin çıkışlar yapan, “one minute” diyen, “siz bebek öldürmesini bilirsiniz”, diyen ne yapıyor? Orta yolculuk yapıyorlar, arabuluculuk yapmaya soyundular. İki tarafa da itidalli olma çağrısında bulunuyorlar. En son Doğu Akdeniz’e gelen savaş gemileriyle ilgili yaptığı açıklamada: “Amerikan gemilerinin orada ne işi varmış”! Yahu sen Libya’nın dağıtılmasında da gelen NATO gemilerine aynı şeyi söyledin ama Libya’da Kaddafi’nin katliamından sonra ön almaya gittin. Yani seni hiç kimse takmıyor Tayyip Erdoğan, sana söylüyorum. Seni hiç kimse ciddiye almıyor. Aslında sen Türkiye kamuoyunu uyutmak için bu hikâyeden söylemleri ortaya koyuyorsun.
Bakın gerçekten dirayetli bir lider, gerçekten halkların kurtuluşunu savunan, gerçekten Müslüman halkın Emperyalistler tarafından bölünüp, parçalanmasını, katledilmesini engellemek isteyen lider nasıl davranıyor. Mustafa Kemal Atatürk 1937’de ölümünden bir yıl önce bakın nasıl davranıyor:
“Filistin’de İsrail devleti kurmak isteyen İngiliz Kralı Edward, buna engel olmamasını Atatürk’e söylemek için 1937’de İstanbul’a geldi. Sevgilisi Fransız Prensesi Virjini de kaçak yolcu olarak yatındaydı. Dolmabahçe’de o akşam protokol yemeği yerken, Kral Edward Atatürk’e niyetini açtı. Atatürk’ün ona yanıtı kesindi: Ben sağ olduğum sürece buna asla izin vermem!”
Mustafa Kemal, Dolmabahçe yemeğinde, İngiliz kralına ve birlikte hareket ettikleri aşikâr olan Fransızlara verdiği cevabı Ankara’ya döner dönmez mecliste yaptığı nutukla Türk halkına ve dünyaya açıkladı: “Filistin’e el sürülemez!” “Arapların Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip bu “sözde istiklal” kelimesine inandıkları ve bu uğurda Arap memleketlerini Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür. Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa bir kaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet’in mukaddes yerlerini Musevilerin ve Hristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet’e lakayt olmakla itham edildik. Fakat bu ithamlara rağmen Peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bu gün kanımızı dökmeye hazırız.” “Cetlerimizin, Selâhaddin’in idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hâkimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bu gün, Allah`ın inayeti ile kuvvetliyiz. Avrupa bu mukaddes yerlere temellük etmek için yapacağı ilk adımda bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğinden şüphemiz yoktur.”
Atatürk’ün bu sözleri ertesi gün bütün Avrupa basınında yankılandığı gibi, Hindistan’da yayınlanan Bombay Cronicle’de de şu başlıkla yer alıyor: “Kemal Paşa Avrupa’ya ihtar ediyor.” !
Tacettin Çolak konuşmasını şu sözlerle bitirdi:
“Lider bu! Öbürleri trişkadan! Bakın fetih çağrıları yapıyorlar. Sözde timsah gözyaşları döküyorlar. Hamas Filistin’e çağrı yapıyor. Ama hangisi gidiyor. Bütün Müslümanları Filistin’e çağırıyor ama bir teki bile gitmiyor. Bizdeki o tahtadan tüfeklerle talim yapan şeriatçılardan da bir teki gitmiyor. Dolayısıyla bunlar sahte kahraman. Gerçek kahramanlar, gerçek halkların dostu, mazlum halkların gerçek savunucusu bizim gibi, Halkın Kurtuluş Partisi gibi gerçek Sosyalistlerdir. Batılı Emperyalistlerin, Amerika’nın, Avrupa Birliği’nin kucağında, onların silahlarıyla, onların yönlendirmesiyle, onların kurallarını uygulayarak devrimcilik yaptığını sananlar değil.
Halkız, haklıyız, yeneceğiz!”
Yürüyüş ve açıklama sırasında sık sık “Filistin Halkı Yalnız Değildir”, “İsrail ABD’dir”, “Katil ABD Ortadoğu’dan Defol”, “Kahrolsun ABD-AB Emperyalizmi”, “Kahrolsun Emperyalizm Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Emperyalistler İşbirlikçiler Geldikleri Gibi Gidecekler”, “Siyonist İsrail Filistin’den Defol” sloganları atıldı.
14.10.2023
HKP İzmir İl Örgütü