İstanbul’un İşgalden Kurtuluşu kutlu olsun!
İstanbul’un İşgalden Kurtuluşu kutlu olsun!
AB-D Emperyalistlerinin ve yerli işbirlikçilerinin
Yeni Sevr planlarına izin vermeyeceğiz!
Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın bitmesinden sonra Mondros Ateşkes Antlaşması’na dayanan Emperyalist Kuvvetler, tarihler 16 Mart 1920’yi gösterdiğinde İstanbul’u işgal edeceklerdi.
Emperyalistlerin gözünde bir “Hasta Adam” olan çürümüş Osmanlı Devleti ve onun Padişahı ve yardakçıları ise bu işgale hiçbir ses çıkarmayacak, hatta şehrin anahtarını hain Vahdettin kendi elleri ile İngilizlere verecekti.
İşte bu kara işgal günlerinde, bir tarafta nasıl hainler ve vatan satıcılar bulunuyor ise diğer tarafta da Mustafa Kemal önderliğinde bir araya gelmiş ve kendine Kuvayimillliye adını vererek örgütlenmiş Türkiye Halkları bulunuyordu.
Ülkemizin her bir tarafından işgale karşı direnişler örgütlenmeye başlanmış, kadın erkek, genç yaşlı, çocuk demeden elde silah emperyalist işgale karşı mücadele başlamıştı. Bu mücadelenin en başında da vatanını öyle kolay kolay Emperyalist İşgalcilere terk etmeyecek olan Türk ve Kürt emekçi halkları vardı.
Daha sonra da Antiemperyalist mücadelemizin en büyük destekçisi olan Lenin önderliğinde kurulmuş Sovyetler Birliği var idi. “Ortak Düşmana” karşı verilen bu mücadelede Lenin ve Sovyetler Birliği, bizim bu mücadelemize çok büyük yardımlar yapmış ve kazanılmasında da büyük rol oynamıştır.
Ve sonuç olarak, Mustafa Kemal’in askeri dehası ve silah arkadaşlarının kararlı, inançlı mücadelesi ve Kürt ve Türk Halklarının büyük fedakârlıkları ve Sovyetler Birliği’nin desteği sonunda Kurtuluş Savaşı’mız zaferle sonuçlandı.
Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızın önderi Mustafa Kemal’in dediği emperyalist işgalciler bu topraklardan “geldikleri gibi gittiler” ve giderken de yanlarında Vatan Haini Vahdettin ve benzerlerini götürmeyi ihmal etmediler.
Son işgal birliği, 4 Ekim’de Dolmabahçe Sarayı önünde düzenlenen bir törenle Türk bayrağını selamlayarak şehri terk etti. Birinci Ulusal Kurtuluş Zaferi’miz ve onun önderleri düşmanda bile bu saygıyı uyandırmıştı.
6 Ekim’de de 3’üncü Kolordu’nun İstanbul’a girişiyle işgal resmen sonlanmış oldu.
Bugün İstanbul’un Kurtuluşunun yıldönümü, kutlu olsun!
Şan olsun İstanbul’un kurtuluşu için mücadele edenlere!
Ancak ne yazık ki bugün İstanbul ve tüm ülkemiz tekrardan işgal altında. Ve bu düşman, elde silah vatanı işgale girişen emperyalistlerden daha sinsi ve daha tehlikeli…
Çünkü düşman içimizde!
Düşman, ABD-AB Emperyalizminin BOP’u ve Yeni Sevr’i uygulatmak amacı ile iktidara getirdiği AKP’giller’dir.
AKP’giller, “Büyük Ortadoğu Projesi” doğrultusunda ülkemize Sevr’de yapılamayanı yapmaya çalışmakta, en az üç parçaya bölüp parçalamak için mücadele vermektedir. Ülkemizi bir Ortaçağ karanlığına sürmeye çalışmaktadır.
İşte biz Kurtuluş Partililer, Mustafa Kemal’in ve silah arkadaşlarının ilk işgal döneminde yaptığı gibi pes etmeden, vazgeçmeden, korkmadan ve yılmadan tekrardan İkinci bir Kurtuluş Savaşı vereceğiz Türk ve Kürt Halkları olarak…
Ve bu mücadelenin sonunda da Antiemperyalist, Antifeodal ve Antişovenist bir Demokratik Halk İktidarı kurucağız.
Buna inancımız tam… 06.10.2017
HKP İstanbul İl Örgütü