İmamoğlu’nun kullanmadığı diplomasının peşine düşen Yargı, 1981’den bu yana sahte diploma kullanan Tayyip’e hiç ses çıkarmıyor.

Saygıdeğer Arkadaşlarım;

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bir ihbar üzerine ya da şikâyet üzerine diyelim, İmamoğlu Ekrem’in diplomasının sahte mi, gerçek mi olduğunu araştırmak için İstanbul Üniversitesine yazı yazmış. Üniversite de cevap vermiş; “Araştırma yapacağım bu konuda en kısa sürede size bilgi vereceğim”, diye.

İmamoğlu Ekrem, üniversite diplomasını (askerlik dışında) henüz kullanmadı. Ama Tayyip, askerlik yaptığı günden bu yana, üniversite diploması diye bir diplomayı kullanıyor. Millî Savunma Bakanlığının Asker Alma Şubesine verdi, İBB Başkanlığı Döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesine verdi, sonra Meclise verdi, Yüksek Seçim Kuruluna verdi.

Fakat Yüksek Seçim Kuruluna verdiği diplomada bir sakatlık çıktı. Şöyle;

İstanbul 15’inci Noterine Tayyip Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’ın şoförü Hasan Tükenmez bir diploma fotokopisi getiriyor. 15’inci Noter de; “Ben gerçek diplomayı gördüm, buna uygun bir suret veriyorum”, diye bir suret veriyor. Şoför alıp onu götürüyor ve o diploma Yüksek Seçim Kuruluna veriliyor. Tayyip de o sayede hem milletvekili hem sonra da CB seçtiriyor kendisini.

Fakat hep dediğimiz gibi; namussuzların olduğu her yerde namuslular da var. O noterde çalışan bir namuslu kişi diyor ki; biz diplomanın aslını görmedik, bir fotokopi geldi buraya, aslını gördük diye 15’inci Noter suret çıkardı; bu yasal değil, diyor. Ve iş Türkiye Noterler Birliğine aksediyor. Noterler Birliği de, ki kamu kurumudur bu, o diplomanın geçersiz olduğuna dair ve o noterin yani 15’inci Noterin yaptığı işlemin yasa dışı ve görevi kötüye kullanmak olduğuna dair bir karar veriyor ve 15’inci Noteri cezalandırıyor.

Biz bu sahtekârlığı, seçimler döneminde TRT’de yaptığımız propaganda konuşmalarında sıra beklerken, o arada yanımıza gelen bir Yüksek Seçim Kurulu Üyesiyle de konuştuk.

O dedi ki; “Türkiye’de pek çok şey usulsüz olabilir ama seçimler düzgün yapılıyor”, dedi.

Ne düzgün yapılması yahu!.. Tayyip Erdoğan size gerçek bir diploma verdi mi, dedim.

Yo, bizden önce bir diploma sureti vermiş; biz de onu geçerli saydık, onun üzerinden devam ettirdik sonraki seçimlerde de, dedi.

Böyle şey olur mu, dedim. Siz şu anda Hâkim sıfatı taşıyorsunuz. Sizin hukuk fakültesi diplomanızın sahte olduğu ortaya çıksa bu sıfatı taşıyabilir misiniz siz şimdi, dedim. O diplomanın geçersiz, kanunsuz olduğu Türkiye Noterler Birliğinin kararıyla hükme bağlandı, dedim. Sen ne masal anlatıyorsun, git başka yerde anlat bu masalları, dedim.

Gelelim işin bir başka yönüne…

Yusuf Ziya Özcan eski YÖK Başkanı, diyor ki; “Ben görevim sırasında Marmara Üniversitesine sordum: Tayyip Erdoğan’ın buradan almış olduğu bir yüksekokul diploması var mı, diye. Araştırdılar ve hayır yok, Tayyip Erdoğan’ın üniversitemizle bir ilişkisi, bir ilgisi, bir bağı olmamıştır diye cevap verdiler”, dedi.

Bunu YÖK Başkanı söylüyor.

Ne demek YÖK?

Yüksek Öğretim Kurulu. Bu adam söylüyor bunu. Ergün Poyraz, “Diplomasız” diye kitap yazdı, işte kitabın resmi.

O da araştırdı, uzun araştırmalar sonucunda Tayyip Erdoğan’ın diplomasının olmadığını, bitirdiği en son okulun Fatih’teki İstanbul İmam Hatip Lisesi olduğunu, orada da son sınıfta en baba derslerden, Kur’an ve Arapçadan bütünlemeye kaldığını, bütünleme sınavında bile veremediğini, kurul kararıyla; ya Müslüman çocuğumuz mağdur olmasın diye geçirildiğini söyledi.

Ve biz yine araştırmalarımız sonucunda, bakın ders kitabı ebadında büyük boy, 347 sayfalık kitap yazdık: “Diploması yok. Bu sebeple attığı bütün imzalar, Kurduğu bütün hükümetler YOK HÜKMÜNDEDİR!” diye.

Ve Tayyip, bizi onlarca kez yargılattı bugüne kadar ve yargılatmaya da devam ediyor. İşte bu ayın 20’sinde yine İstanbul Çağlayan Adliyesinde 2’inci Asliye Ceza Mahkemesinde yine bir duruşmamız olacak ve oradan da ceza alacağız. Çünkü yargıçlar, savcılar esir alınmış durumda. Ve yargılandığımız hemen her mahkemede diyoruz ki Tayyip’in Avukatına; “Bu avukatlar Tayyip Erdoğan’ın getirsinler gerçek bir diplomasını şuraya koysunlar, biz istediğiniz her cezaya gönüllüce varız, hiçbir itirazda bulunmayacağız, istediğiniz cezayı kabulleneceğiz. Ama böyle bir diploma yoksa da insanları ahmak yerine koymayın, kanunsuzluk yapmayın. Bakın dört yıl Hukuk Fakültesini okudunuz, onca dersler gördünüz sonra stajlar yaptınız, bu emeklerinizi çöpe atmayın, bunlara sırtınızı dönmeyin”, diyoruz. Ama yargıçlar da, savcılar da, Tayyip’in avukatları da bizim bu sözlerimizi duymazlıktan geliyor, hiç söylememişiz gibi dinleyip geçiyorlar.

Evet, biz hep ne diyoruz?

İşte temel soru bu: Diploma Nerede Tayyip?

Ve senin diploman yok. Bu sebeple de senin meşru bir cumhurbaşkanı sıfatın yok. Senin kurduğun hükümetler meşru değil, kanunsuz. Senin yaptığın bütün anlaşmalar, bütün kararnameler kanunsuz. Bütün ihalelerin o beşli, yedili, kırklı, kırk dörtlü çetelere verdiğin yağma ihalelerinin hepsi geçersiz. Yarın iktidardan düştüğün anda gerçekten hukuka yasalara bağlı olan, emri onlardan alan, bağımsız ve tarafsız savcılar ve hakimlerden oluşan mahkemeler, bizim bu iddialarımızın tamamını yargı hükmüne bağlayacak, hüküm oluşturacak. Ve bütün işlemleriniz yok hükmünde olacak. Ve o zaman sen yüksekokul diploman olmadığın için Tayyip, er statüsünde askerlik yapacaksın.

Şimdi burada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına talepte bulunuyoruz; bir yazı yazın Marmara Üniversitesine, Tayyip burada meşru bir diploma, kanuna uygun bir diploma almış mıdır? Okumuş mudur? Bir bağlantısı var mıdır? Ayrıca Eyüp Lisesine yazın; Tayyip buraya başvurup buradan normal bir lise diploması almış mıdır? diye.

Biz mahkemelerden talep ediyoruz, mahkemelerin hiçbiri, tabiî ki kendilerini düşündükleri için, böyle bir talebimize uymaya cesaret edemiyorlar.

Siz, madem ki (askerlik haricinde) kazandırdığı statünün hiç kullanılmamış olmasına rağmen İmamoğlu Ekrem’in diplomasının peşine düşüyorsunuz pek çok yerde, Tayyip’in bu resmi evrakta sahtecilik suçu işleyerek, nitelikli dolandırıcılık suçu işleyerek ortaya çıkardığı, ortaya koyduğu, kullandığı sahte diplomanın da peşine düşün bir.

Evet, Saygıdeğer Arkadaşlarımız; mesele bu işte.

Kalın sağlıcakla…

04 Mart 2025