Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut: Bunların alayı da “Otantik Deepfake”tir…
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Siyonist İsrail, bugüne dek 6 bin 500’ü çocuk, 3 bin 500’ü kadın olmak üzere 15 bin Filistinliyi katletti canavarca, hunharca, alçakça, vahşice. Ve Gazze’de taş taş üstünde bırakmadan. Hastaneleri, okulları, kampları vurdu. Yani ne kadar savaş suçu sayılıyorsa literatürde hepsini eksiksiz işledi ve işlemeye devam ediyor. Burada sormamız gereken temel soru şudur:
Eğer arkasında, onun doğrudan destekçisi başta ABD Emperyalist Çakalı olmak üzere İngiltere, Fransa, Almanya olmasa bu haydut bu çakallığını, bu katliamını yapabilir mi?
Yapamaz değil mi?
Bakın, ABD’nin Atom Denizaltıları, en gelişkin, en büyük uçak gemileri ve her türden savaş gemisi İsrail kıyılarında demirli değil mi?
Ekonomik, siyasi, lojistik her türlü yardım akıyor İsrail’e. İngiltere’nin de aynı şekilde askeri, siyasi, ekonomik desteği var ve hatta Yunanistan’ın da var aynı şekilde. Zaten İngiltere ve Fransız Emperyalist Çakalları ve Amerika Emperyalist Haydudu olmasaydı Siyonist İsrail’in 1948’de kurulması bile mümkün değildi. Bu da açık, kesin, yüzde yüz kesinliğe sahip bir tarihi gerçek. Bunlar kesin doğrular. Fakat bizim içerideki, hepsi de istisnasız ABD Uşağı, Amerikan sevici ve NATO’cu olan siyasiler ne yapıyorlar?
Tayyip’e bakalım…
Birkaç gün sessiz kaldı, arabulucu rollerine oynadı, sonunda baktı ki meczuplarını kaybediyor; onun üzerine Filistin dostu, Gazze dostu görünmeye oynadı.
Bakın dünkü Meclis Grubunda yaptığı konuşmada ne demiş “Cumhurbaşkanı Erdoğan”…
“Cumhurbaşkanı”, der işte bu satılmış medya hâlâ buna. Diplomasızlığını bile bile, meşruiyet taşımadığını bile bile korkularından ve ahlâksızlıklarından cumhurbaşkanı, derler.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP Grubunda konuşmasında İsrail’in saldırılarına dikkat çekerek Netanyahu, adını tarihe şimdiden Gazze Kasabı olarak yazdırdı. Bu utanç lekesi Tarihten silinmez. İsrail hukuk önünde hesap verecek, dedi.”
Peki, Tayyip’in oğullarının gemileri ne yapıyor?
Savaşın başladığı günden bu yana, daha önceden de olduğu gibi, İsrail Limanlarına her türlü malı taşımaya devam ediyor. Yani İsrail’le ticaret aksamadan sürüyor.
Peki, Gazze’yi cehenneme çeviren bu Siyonist İsrail’in savaş uçakları atış eğitimlerini nerede yapıyorlardı?
Konya Karapınar semalarındaki 200 kilometre boyunda 15 kilometre enindeki uçuş alanında. Çünkü İsrail’de alçak uçuşa elverişli böyle bir hava sahası yok. Ona bu imkanı Tayyipgiller sağlıyor.
Buna da göz yuman kimdi 21 yıldan bu yana?
Tayyip ve avanesi ve Meclisteki diğer Amerikancı partiler.
Peki, Tayyip boynunda ne madalyası taşıyor?
ABD’de dünyanın en önde gelen Yahudi Lobisinin verdiği “Cesaret Madalyası”nı taşıyor boynunda hâlâ. Ve dünyada Yahudi olmayan bir tek kişiye verilmiş bu madalya. O da Tayyip.
Tayyip Davos’ta bir “one munite” çekti değil mi?
Ama daha kapıdan çıkar çıkmaz; “Benim tepkim aslında modaratöreydi”, dedi değil mi?
Ve o “one minute”in ceremesini ne yazık ki halkımız alınterinden kesilen 67 milyon dolarla ödedi. Tayyip ve avanesi ABD’deki İsrail Lobilerine yalvar yakar oldular. “Ağzımızdan kaçtı işte, o anda gaza geldik söyledik ama daha oda kapısından çıkar çıkmaz söylediğimizi yaladık yuttuk. İsrail’le yeniden aramızı bulun”, diye tamı tamına 67 milyon dolar ödediler bu lobilere.
Kürecik ’teki radar üssü kimi koruyor?
İsrail’i koruyor değil mi?
Bu da yüzde yüz kesinliğe sahip bir gerçek. Ve başta İncirlik olmak üzere Türkiye’deki bütün Amerikan üsleri kimi koruyor?
İsrail’i koruyor, bu da bir gerçek.
Ve Tayyip sen, yine Beyrut Kasabı namıyla ünlü Sabra ve Şatilla Kamplarında 2 bin 500 masum Filistinliyi katleden Ariel Sharon’u ziyaret ettin mi İsrail’de, Kudüs’te? Onunla ağzın kulaklarında tokalaştın ve geyik muhabbeti yaptın mı?
Yaptın.
Ve karşılaştığınızda ne dedi Sharon sana?
“İsrail’in kadim başkenti Kudüs’e hoş geldiniz”, dedi.
Video girecek!!! Linkini da koyalım.
Yani Mescid-i Aksa’nın bulunduğu kutsal şehir, Müslümanlar tarafından da kutsal sayılan ve Müslümanların ilk kıblesi olan bu caminin bulunduğu şehir için ne diyor Ariel Sharon?
“İsrail’in kadim başkenti”, diyor. Ve sen onu yedin, ağzın kulaklarında tokalaştın.
Şimdi sen ne masalı anlatıyorsun?
Ama dediğimiz gibi, işte bunlar ikili, üçlü oynarlar.
Peki, Meclisteki diğer partiler ne yapıyor, Amerikancı partiler?
Bir eksiksiz hepsi gak guk ediyor, laf ebeliği yapıyor, boş teneke gürültüsü çıkarıyor.
Siyonist İsrail’e ve arkadaki büyük hayduda, ABD Emperyalist Çakalına, Avrupa Birliği Haydut devletlerine gık diyebilen var mı?
Yok. Alayı onların önünde hizada, el pençe divan durur vaziyette.
Yine dün, ikbal avcısı, Sahte TİP’in lideri Erkan Baş güya Tayyip’i eleştiriyor değil mi?
Senin gemilerin İsrail’de ticaret yapıyorlar, sen sözde İsrail’e karşısın, terör devleti filan diyorsun, diyor.
E, peki sen nesin?
Amerikan Haydut Devletine, Emperyalist Çakalına gık diyebiliyor musun sen?
NATO’nun Finlandiya’yı da içine alarak genişlemesine dair Mecliste yapılan oylamada ne yaptın sen?
Oturuma katılmadın değil mi, arazi oldun?
Kucağında oynadığın Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi PKK’nin ve onun legal plandaki temsilcisi HDP’nin, Yeşil Sol Parti’nin yaptığı gibi arazi oldun ve Kadıkızı Sera’yla, Türk Ahmet’le beraber “selfie”cilik oynadın dışarıda. Ondan sonra da kalkmışsın İsrail’e karşıymış. Hadi be…
Bunların bir teki, ne Amerika’ya, ne onun saldırgan, Emperyalist Savaş Örgütü NATO’ya, ne onun Ortadoğu’daki ileri karakolu, petrol bekçisi, bekçi köpeği İsrail’e gık diyemezler gerçekte. Sadece halkımıza yönelik böyle kandırmacada, düzenbazlıkta bulunurlar. Yani bunların hepsi sahtekârdır.
Google’da son bir yıl içinde aranan, tıklanan en çok iki kavram olmuş değil mi?
Neymiş biri?
Otantik. Aslına, özüne uygun olan.
Öbürü neymiş?
Deepfake. Yani Türkçesiyle, büyük sahte, kallavi sahte, sahtenin kallavisi.
İşte bunların tamamı, “Otantik Deepfake”dir. Evet, “aslına uygun kallavi sahtedir” bunların tamamı. İkili oynarlar, üçlü oynarlar. İnsani, ahlâki, vicdani değerler yönünden iflas noktasındadır bunların tamamı. Bunların bütün derdi küp doldurmak. Mal, mülk, koltuk, ün, pozdur. Başka hiçbir şey bunların zerre kadar umurlarında olmaz. Ne yazık ki halkımızı kandırmaya devam ediyor bunlar. Sadece Tayyip’in cahil, yoksul, çaresiz meczupları değil, sosyal demokrat oynayanların, sol, sosyalist oynayanların, güya okumuş yazmış, üniversite bitirmiş taraftarları da aynı zavallılık içinde. Evet, onlar da aynı…
Ne yazık ki eğitimimizin en büyük zaafı, insanlarımızı sorgulayan bir akıldan, aydınlık bir düşünceden, özgür bir düşünceden ve akıldan yoksun kılmasıdır. Kul kişilikler yetiştirmesi, kul benlikler yetiştirmesidir. Özerk, özgün kişilikler, özgüvenli kişilikler yetiştirememesidir. O yüzden kolayca kandırılıyor insanlarımız. Ne yazık ki halkımızın yüzde doksanını aşkın bir kesimi sistematik düşünceden yoksun, mahrum…
Bu sahtekârlara kanmamak için ne diyoruz biz tek cümlemizle?
“Katil Amerika Ortadoğu’dan ve Ülkemizden Defol! diyemeyen her siyasi ya gafildir, ya hain, ya alçaktır.”
Bu Meclistekilerin hiçbiri gafil değil. Şeytan gibiler, olan akıllarını düzenbazlığa kullanırlar. İşte bu kandırıcılara, bu ikili, üçlü oynayıcılara tahammül edemiyoruz biz de.
Ne yapalım?
Bizim de kaderimiz buymuş.
Kalın sağlıcakla…
30 Kasım 2023