Genel Başkanımız Nurullah (Ankut) Efe, kendisi hakkında açılan “Davanın Suyunun Suyu” kabilinden bir soruşturmada daha AKP’giller’i yargıladı!
Yargı öylesine AKP’nin hukuk bürolarına dönüştü ki, artık Recep Tayyip Erdoğan hakkında söylenen en ufak bir söze karşı bile soruşturma, dava açılır oldu. Hele bu sözleri söyleyen HKP Genel Başkanı Nurullah (Ankut) Efe olunca, AKP’giller’in korkuları bin kat daha artıyor ve neredeyse söylediği, yazdığı her söze dava-soruşturma açtırıyorlar.
Bu seferki soruşturma ise komedi filmlerine konu olacak cinsten…
Genel Başkan’ımız Nurullah (Ankut) Efe’ye; “Cumhurbaşkanına Hakaret”ten açılan bir davanın çıkışında Adliye önünde yaptığı basın açıklamasından dolayı açılan davanın çıkışında yaptığı basın açıklamasından dolayı soruşturma açıldı!
Yanlış okumadınız…
Bu tekerleme gibi söylenen olay tümüyle gerçektir ve AKP’giller’in yarattığı korku imparatorluğunda gerçekleşmiştir. Yani Genel Başkan’ımıza, “davanın suyunun suyu” kabilinden bir soruşturma açılmıştır.
Genel Başkan’ımıza ilk önce, yazdığı Kanunsuzlar 2 ve Kanunsuzlar 3 kitaplarından “Cumhurbaşkanı’na Hakaret” suçlaması ile dava açılmıştır. İstanbul 2’nci Asliye Ceza Mahkemesinde görülen bu davanın çıkışında Adliye önünde basın açıklaması yapan Genel Başkan’ımıza bu basın açıklamasından dolayı aynı suçlama ile bir dava daha açılmıştır. İşte İstanbul (Çağlayan) Adliyesi 48’inci Asliye Ceza Mahkemesinde 14.10.2021 günü görülen o davanın çıkışında basın açıklaması yapan Genel Başkan’ımıza yeniden bir soruşturma açılmıştır.
Genel Başkan’ımız Nurullah (Ankut) Efe ise tüm bu açılan davalardan ve soruşturmalardan yargılanan olarak değil yargılayan olarak çıkmıştır. AKP’giller’in kendi mahkemelerinde, onların hâkim ve savcılarının karşısında “Ortada bir diplomaya sahip yasal bir Cumhurbaşkanı yok, sadece o makamı işgal etmiş bir kişi oturuyor. Ona bugün ‘Cumhurbaşkanı’ diyen herkes suç işliyor”, diyerek yüzlerine her seferinde haykırmıştır.
26.11.2021 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Savcılığında verdiği ifadeye “Üniversite diploması ortaya konulmadığı sürece kendisine Cumhurbaşkanı demem, diyen de suç işlemektedir, suçu ve suçluyu övme suçunu işlemektedir!” diyerek başlayan Genel Başkan’ımız, aynı şekilde RTE’nin diploması olmadığını, kamuoyu ile paylaşılan diplomanın ise Noterler Birliği kararı ile sahte olduğunun ispatlandığını, yani açıkça evrakta sahtecilik suçu işlendiğini kanıtları ile ortaya dökmüş; AKP’giller’in Reisinin Sarayının kaçak olduğunun Danıştay kararı ile sabit olduğunu ortaya koymuş; Yargının tamamen RTE’nin kontrolüne geçtiğini Savcının yüzüne söylemiştir.
İfadeye katılan Halkçı Hukukçu Avukatlar Ali Serdar Çıngı, F. Ayhan Erkan ve Pınar Akbina da özellikle Cumhurbaşkanına hakaret konusunda AİHM’nin verdiği Vedat Şorli kararını sunarak ülkemizde “Cumhurbaşkanına Hakaret” isnadıyla ilgili açılan soruşturmalarla, yargılamalarla, cezalandırmalarla dünya ölçeğinde rekorlar kırıldığını; bu konuda açılan on binlerce davanın Yargıyı çok fazla meşgul ettiğini, Cumhurbaşkanına Hakaret suçunu düzenleyen TCK 299’uncu maddenin artık kaldırılması gerektiğini belirtmişlerdir.
AİHM’nin verdiği Şorli Kararı uyarınca TCK 299’uncu madde kaldırılmalıdır. Çünkü AİHM’ye göre bu maddeye dayanarak değil hapis cezası, HAGB kararı dahi verilemez. Bundan dolayı AİHM birçok kez Türkiye’yi tazminat ödemeye de mahkûm etmiştir.
Parti Avukatlarımız; TCK’nin 299’uncu maddesinde tarafsız Cumhurbaşkanından bahsedildiğini dile getirmişlerdir. AKP Başkanı’nın, yani taraflı olan Tayyip’in (diploması olmadığı gibi) bu yönden de TCK 299’uncu madde kapsamında olmadığının aleni olduğuna dikkat çekmişlerdir. Bu hususun Anayasaya aykırılığı dikkate alınmayarak bu tür yargılamalara devam edilmesinin, Yargının AKP’giller’in hukuk bürolarına dönüştürüldüğünün net bir kanıtı olduğunu ifade etmişlerdir.
Genel Başkan’ımız Çağlayan Adliyesinde ifade sonrası kısa bir açıklama yaparak şunları belirtmiştir:
***
Kaçak Saraylı Neron bizim her konuşmamızdan, her yazımızdan suç çıkarıyor, hakaret olarak algılıyor, soruşturmalar açtırıyor, davalar açtırıyor bize…
Sanıyor ki bizi yıldırabilecek, sindirebilecek, korkutabilecek. Fena halde yanılıyor…
Ne diyordu, çağ açıp çağ kapatan Büyük Atamız Fatih?
“Ya şehir beni alacak ya ben şehri!”
Mustafa Kemal ne diyordu?
“Ya istiklal ya ölüm!”
Fidel ne diyordu?
“Ya vatan ya ölüm!”
Biz de ne diyoruz?
Ya Kaçak Saraylı Neron’u çelik bilezikle tanıştıracağız ya onun zindanında, o iktidarda kaldığı sürece yatacağız.
Hepsi hoş geldi, sefa geldi!
***
Ne yaparlarsa yapsınlar, Genel Başkan’ımızı ve Partimizi korkutamayacak, engelleyemeyecek ve gerçekleri söylemekten vazgeçiremeyeceklerdir!
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
27 Kasım 2021
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi