Demek ki Siyonist, Faşist İsrail bir soykırımcı devletmiş.
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Durup dinlenmeden 60’lı yıllardan bu yana ne diyoruz biz, Devrimci Kavgamızda?
“Yankee, go home!”, diyoruz.
“Hoşt Amerika, puşt Amerika!”, diyoruz.
Ve ne diyoruz bir de?
“‘Katil Amerika, Ortadoğu’dan defol!’ diyemeyen her siyasi, her aydın; ya gafildir ya korkaktır ya haindir!”, diyoruz. Bizim bu tespitimiz yaşanan her acı olayda tekrar tekrar doğrulanıyor.
Ve ne diyoruz biz, Siyonist, soykırımcı, faşist İsrail için?
“İsrail, ABD demektir. İsrail ABD’nin Ortadoğu’daki petrol bekçisidir.”
“İsrail, ABD bayrağında görülmeyen yıldızdır.” Kendileri diyor bunu. Yani ABD’nin tâ kendisidir İsrail. Soykırımcı Netanyahu’nun ABD Kongresinde dakikalarca ayakta alkışlanması bunun kanıtıdır.
Ve dün gerçekleştirdiği katliamları; Hamas Lideri İsmail Haniye’nin İran’da, İran devletinin en gizli toplantılarının yapıldığı binada, İran Devlet Başkanlığının 150 metre yakınında nokta atışıyla, nokta vuruşuyla katledilmesi ve aynı günün ilk saatlerinde Beyrut’ta Hizbullah’ın iki numarası Fuat Şükür’ün katledilmesi net bir şekilde bizim bu tespitimizi doğruluyor.
Bu katliamlar sonrası nasıl bir açıklama yaptı ABD?
“İlgimiz yok bunlarla bizim ama İsrail’in yanındayız, İsrail’in yaptıklarını destekliyoruz, olumlu buluyoruz”, açıklamasını yaptı. Yani İsrail biz demektir diyor yaptığı açıklamada. Bunu anlamamak için ahmak olmak lazım.
İsrail aynı zamanda kimi öldürüyor?
Bugünkü açıklamasına göre Muhammed Deif’i öldürüyor.
Kimdir bu Komutan?
İzzeddin el-Kassam Tugaylarının lideri. Yani 7 Ekim’deki saldırıyı da planlayan lider. Haniye’nin yerine geçeceği düşünülen kişi. Evet bu kişiyi de 13 Temmuz’da öldürdüğünü açıklıyor İsrail. Yani Hamas ve Hizbullah’ın en üst tepedeki üç lideri öldürüyor, katlediyor.
Biz 7 Ekim saldırısının hemen sonrasında ne demiştik?
ABD Emperyalist Haydudu ve Siyonist İsrail, Hamas’ı tuzağa çekti, tuzağa düşürdü, demiştik. Ve bundan sonra yaşanan süreçte Gazze Halkını tümüyle imhaya yönelecek ve Hamas’ı da askeri olarak bitirecek, demiştik. İşte oraya gidiyor. Bizim 7 Ekim’de yani aşağı yukarı 9 ay önce yaptığımız tespit aynen doğrulanıyor. Demek ki mesele netçe bu.
Demek ki Ortadoğu Halkalarını savunmak, tabiî bizim de halkımızı savunmak ya da daha geniş bir anlatımla, İslam âlemini savunmak demek; “Katil Amerika Ortadoğu’dan defol!”, deyip o prensip çerçevesinde mücadeleye girişmek demektir. Namuslu olmanın biricik kanıtı, şartı, ön koşulu budur.
Var mı bizim dışımızda bunu diyebilen, bu duruşu gösterebilen, burjuva siyasetinden ya da kendisinin sol olduğu iddiasında olan siyasi bir başka hareket, bir başka kişi?
Yok.
Çünkü hep ne diyoruz biz?
Gerçek Devrimciyiz; Ülkemizin, Halklarımızın, Ortadoğu Halklarının, İslam Dünyası Halklarının, mazlum Asya, Afrika, Latin Amerika Halklarının gerçek dostu, savunucusu biziz, diyoruz. Che, 67’de yaptığı tespitte, 1967’de Bolivya dağlarında savaşırken Küba’da toplanan Tricontinental’e gönderdiği mesajda dile getirdiği tespitte; “İnsan soyunun baş düşmanı ABD Emperyalizmine karşı dünyanın dört köşesinde yedi ikliminde savaş başlatmalıyız”, diyordu. “Bir, iki, üç; daha fazla Vietnam’lar yaratmamız gerekir”, diyordu. Demek ki ne kadar doğru bir tespitte bulunmuş. Ne kadar insani bir amaç için savaşmış ve hayatını vermiş. Namuslu insana, vicdana, ahlâka yaraşan tutum budur.
Gelelim İslam Dünyasının hali pürmelaline…
Yürekler acısı bir durum arz ediyor değil mi? Bu Gazze Soykırımı karşısında, bu Arap Direniş Liderlerinin katledilmesi karşısında ne tepki veriliyor İslam Dünyasından?
Bir iki kuru gürültü dışında hiç…
Bizden Tayyip, boynunda taşıdığı, ABD’de Yahudi Lobisi Lideri Abraham Foxman’ın boynuna taktığı Yahudi Cesaret Madalyasını çıkarıp atabiliyor mu?
Hayır atamıyor. Hâlâ boynunda Yahudi Cesaret Madalyasıyla dolaşıyor.
Kürecik Radar Üssü’nü kapatabiliyor mu, İran’dan İsrail’e gelecek füzelere karşı blokaj oluşturan o radar üssünü?
Kapatamıyor. Sadece içeriye yönelik, meczuplarına yönelik bir iki kuru gürültü. Başka hiçbir şey yok.
Diğer Arap ülkelerine baktığımız zaman var mı bir şey?
Hayır, hiçbir şey yok. Yahu daha önce de söyledik; “İslam Birliği”, “İslam Kardeşliği”, “İslam Dayanışması”; bunların hepsi geçerliği olmayan, maddi bir karşılığı olmayan, boş laflar.
1974’den bu yana Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ve orada yaşayan Türk Halkını tanıyan bir tek İslam ülkesi var mı?
Yok. Ona bile cesaret edemiyorlar. Ondan sonra İslam Birliği, İslam Dayanışması bilmem ne…
Bunların hepsinin, İslam ülkelerinin yöneticilerin yaptığı bu kuru gürültüler mazlum, sömürülen yoksul halklarını aldatmaya, kandırmaya yöneliktir.
İsrail bu vuruşlarıyla (tabiî arkasına da Amerika’yı alarak) “dünya benden sorulur”, diyor. ABD’nin bekçi köpeği, ileri karakolu, saldırgan jandarma müfrezesidir İsrail. Bakın; Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdi. “Benim alanım buralar, kimse benden izinsiz bir şey yapamaz. Bu ülkelerin liderleri tamamen bizim emrimizdedir, diyor.
Öyle mi?
Aynen öyledir.
Daha önce de ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ne demişti?
“İslam ülkelerin liderlerini satın almak çok kolay, emrimiz altına almak çok kolay. Onların servetlerinin miktarını ve nerelerde sakladıklarını onlara söylediğimiz anda hepsi size teslim bayrağını çeker”, demişti. Başka bir eyleme bile gerek duymuyor yani.
CIA Ajanı Michael Rubin de Tayyip’e aynı şey söylemişti, değil mi?
Tayyip bir iki gak guk etmişti geçen yıllarda. “Bak gürültü yapıp durma, ne kadar servetini nerelere sakladığını tek kuruşuna kadar biliyoruz”, demişti Rubin. Tayyip’in dili tutuldu.
Hadi açıkla biliyorsan, diyebildi mi?
Yok. Hepsi aynı durumda. Hepsi hırsız, hepsi halkına ihanet etmiş, hepsi halkını soyan ahlâksızlardan oluşuyor. O yüzden ABD Emperyalist Haydudu, herhangi başka bir şeye gerek duymadan, servetlerini ve nerelerde sakladıklarını açıklamakla tehdit ettiği anda, bunların tamamı diz çöküyorlar bu haydudun önünde. Ne yazık ki içler acısı durumumuz bu…
Türkiye’de en dinciyi oynayanından en milliyetçiyi oynayanına, en sağcıyı oynayanından en solcuyu oynayanına kadar Mecliste bir tek namuslu parti var mı, halkı düşünen, ülkemizi düşünen parti? Ya da burjuva siyasetçisi?
Yok. Hepsi Amerikancı, hepsi NATO’cu. Yani Amerikan uşağı hepsi.
Ne beklenir bunlardan ihanetten başka, Amerikan uşaklığından, halk düşmanlığından başka?
Hiçbir şey. Hepsi işte değişik demagojilerle halkımızı kandırıyorlar. Kimisi Allah’la aldatıyor, kimisi halkımızın ulusal duygularını sömürüyor. Kimisi de halkımızı Atatürk’le aldatıyor, Yeni CHP’nin Sorosçu Kemal’i ve onun çömezi Özgür Özel gibi. Hepsi Amerikan devşirmesi bunların.
Halkımız kırılıyor açlıktan, yoksulluktan, işsizlikten. Ev kirası 20 bin lira olmuş. 17 bin lira Asgari ücret, 12 bin 500 lira emekli maaşı. Halkımızı sefalete ölüme terk ediyor Tayyip.
Ne diyor bu Özgür Özel?
“Bizim normalleşme siyasetimiz halkta karşılığını buldu”, diyor. “Yumuşama siyasetimiz halkta karşılığını buldu”, diyor. Gericiliğin, faşistliğin Kemal Ilıcak’lardan bu yana temsilciliğini yapan Yavuz Donat’a verdiği seri röportajda, hâlâ bu ihanetini savunuyor. Halk feryat ediyor, bunun halkın feryadını duyduğu falan yok. Hâlâ yumuşaklıktan, yumuşamadan, normalleşmeden bahsediyor Tayyip’le. Sabahattin Önkibar’ın dediği gibi bu, “İkinci Akşener”. İşte bunu da ne yazık ki muhalif geçinen medya parlatıyor.
Tayyip, CHP’li belediyeleri bitirmek için, onların kaynaklarını kurutmak için saldırıya geçti. 22 yıldan bu yana kendi belediyelerinin, kendi başkanlarının, kendi yönetimlerinin yaptığı borçları, SGK alacaklarını 22 yıl boyunca almamış; şimdi o belediyeler CHP yönetimine geçince saldırılarla, hacizlerle, kaynaktan kesmelerle bu belediyeleri çalışamaz hale getirmek istiyor, hizmet veremez hale getiriyor. Halkı falan düşündüğü yok. Yani hız kesmeden saldırısına devam ediyor. Bu Özgür Özel paçavrası hâlâ normalleşmeden, yumuşamadan bahsediyor. Öyle görünüyor ki bunu uyaran da yok.
Muhalifi oynayan medya alkış yağmuruna tutuyor bunu. Sabah izledik; kendisini sol, sosyalist sayan Tele 1 patronu fırıldak Merdan Yanardağ bile art arda övgüler düzüyor buna. CHP ile DEM arasında salıncak siyaseti uygulayan o fırıldak, övgüler düzüyor. Bir taraftan sosyalist geçiniyor, bir taraftan faşist, işçi düşmanı, patronların İşçi Sınıfı içindeki ajanlığını yapan Türk Metal Sendikası’ndan madalya alıyor. Pervul Kavlak’tan madalya alıyor, utanıp sıkılmıyor. Ondan sonra da bize, partimize yasak koyuyor. “HKP haberlerini yapmayacaksınız, girmeyeceksiniz”, diye buyruk veriyor emrinde çalıştırdığı medya emekçilerine.
Yalan, dolan, hile, fırıldaklık meşrebi olmuş, kişiliği olmuş bunların alayının. Halk TV’si de öyle, Sözcü Gazetesi de öyle. Bunların hepsi suça ortaklık ediyorlar.
Halk kararını 31 Mart’ta ortaya koymuş. Bu Tayyipgiller iktidarından artık bezdik, bunu istemiyoruz, diyor Halkımız. Şu andaki Meclis aritmetiği ya da Meclis bileşimi, halkımızın iradesini yansıtmıyor. 31 Mart’ta halkımızın ortaya koyduğu iradesiyle çelişiyor. Halkımız; bunlar gitsin, yetti artık, diyor. Bu Özgür Özel paçavrası istemiyormuş erken seçimi. Başka hesaplar peşinde. Evet, dert çok. Neylersiniz…
Halkımızın uyanması lazım, bilinçlenmesi lazım, örgütlenmesi lazım Gerçek Devrimci saflarda. Yoksa bu Amerikan uşaklarından kurtuluş olası değil.
Kalın sağlıcakla…
01 Ağustos 2024