CIA Dincilerinde de, CIA Milliyetçilerinde de Vatan ve Millete Dair Bir Değer Yoktur!
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Daha önce defalarca söylediğim gibi, bu CIA dincilerinde ve CIA milliyetçilerinde yani başka türlü adlandırırsak bu Paul Henze ya da Graham Fuller dincilerinde ve Ruzi Nazar milliyetçilerinde vatana dair, halka dair hiçbir değer bulunmaz. Bunlar bütünüyle Amerikan işbirlikçisi, Amerikan kuklasıdırlar ve oradan aldıkları emirlere göre oynarlar.
Tayyip’i devşirirken nasıl anlaştılar Tayyip’le; ABD, İngiltere ve Siyonist İsrail?
Bir; sana verdiğimiz BOP görevlerini aksatmadan yerine getireceksin, dediler.
Getirdi mi Tayyip?
Getirdi değil mi?
BOP’un Irak ayağının uygulanmasında elinden gelen bütün gayreti gösterdi.
Libya ayağının uygulanmasında aynı şekilde bütün gücüyle hizmete sadakatle devam etti ABD’li efendisine.
Suriye ayağının uygulanmasında yine aynı şekilde sadakatini bozmadan uşaklığına, hizmetine devam etti.
Ve Suriye’de, kendi benzeri olan Ahmet el-Şara ya da Golani adlı vatan satıcı, Ortaçağcı alçağı ilk kutlayanlardan oldu değil mi?
Tayyip’in Hakan Fidan’ı, Kalın İbrahim’i, hatta Bilal’i hemen gittiler kutladılar, övgüler düzdüler değil mi?
Ama bu Golani denen alçak ne yaptı?
Vatan sattı. İsrail geldi, Golan Tepeleri’yle yetinmedi, Hermon Dağı’nı da işgal etti, Güney Suriye’yi de işgal etti ve “Buralardan artık çekilmemiz söz konusu değil. Buralar bize Rabb’imizin “Yehova’nın vaat ettiği topraklar”, dedi.
İşte Netanyahu ve avanesi Hermon Dağı’nda gezintiye çıkmışlar, videosunu paylaşıyorlar bütün dünyayla.
Ve bu Golani alçağı ne diyor?
“Bizim İsrail’le bir sorunumuz yok”, diyor.
Tayyip de ne yapacaktı?
Akdeniz kıyısında güya üs kuracaktı değil mi? Onu açıklamışlardı.
Gitti İsrail ne yaptı?
O bölgeyi de vurdu.
Yani ne mesaj verdi bizdeki satılmışlara?
Buraya gelirsen seni de vururum, dedi.
Ve anında Tayyip’in Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ne dedi?
“İsrail’le bizim bir meselemiz yok, herhangi bir çatışmaya girmemiz söz konusu değil”, dedi.
Yani teslim bayrağını çekti.
Bununla da yetinmediler, BOP’un Türkiye ayağının uygulanması için Kaçak Saray’ın kaset tutsağı Arkadan Bohçalı’sıyla beraber harekete geçtiler; Abdullah Öcalan Açılımı yaptılar. Şimdi artık sacayağı kurdular. Tayyipgiller-Devlet Bohçalıgiller ve Öcalan onun DEM’i, DAM’ı, Kandil’i, PYD’si, YPG’si. Şimdi kanki bunlar.
Bunlar, gözlerini kırpmadan, vatanın parça parça ABD Emperyalist Haydudu tarafından doğranmasında hizmette bulunurlar efendilerine, çünkü o sözü vermişlerdir başta. Yani bunlarda yiv set, omurga, benlik değeri, kişilik-pişilik, aramayacaksınız. Bunlar sıfır numara kukladır, ABD hizmetkarıdır. O yüzden ABD ne derse aynen öyle oynar bunlar.
Şimdi bazıları, bu Devlet Bohçalı bunu son anda icat etti, diyebilir bu Öcalan Açılımını, Öcalan aşkını. Yok, yıllar öncesinden böyleymiş bu.
Sinemacı Sırrı Süreyya ne dedi?
“Benim siyasette tanıdığım en asil adamdır Devlet Bahçeli”, dedi. “Yıllar önce ben cezaevine gireceğimde de beni arayarak aynen bana şöyle dedi”, dedi. “Geçmiş olsun, bizim yapabileceğimiz bir şey var mı? Bizden talep ettiğin bir şey varsa eksiksiz yaparız dedi”, dedi.
Yani bu Bahçeli, samimi milliyetçi gençleri kandırmak için meydanlarda nutuklar atar, kürsülerden urganlar fırlatır insanların üzerine, “alın Öcalan’ı asın bu urganla”, diye ateş püskürür; bu PYD’lilere, YPG’lilere, DEM’lilere. “Bunları Meclisten atalım” der.
Ama aynı zamanda bu PYD-DEM-DAM’lılarla ne yapar?
Arka plandı dostluk ilişkilerini aksatmadan sürdürür; ya bakmayın biz siyaseten böyle oynuyoruz, milliyetçilik dalgasıyla peşimize taktığımız safları kandırmak için öyle söylemde bulunuyoruz, ona inanmayın siz, biz sizinle böyle dostuz, Amerikancılık ortak paydasında aynı yerdeyiz, der.
Bunlar böyle işte…
Ve bunların içinden çıkan Kuvayimilliye’ye, Mustafa Kemal’e gerçekten aşık, içtenlikli, vatansever Sinan Ateş’i de katleder bunlar. ABD’nin talebi üzerine Bohçalı denen kaset tutsağı infaz emrini onaylar. Onun İzzet Ulvi Yönter’i, Semih Yalçın’ı, Feti Yıldız’ı, Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ı ve altındaki avane işbirliği halinde, torbacılara katlettirir bu vatanseveri.
Bunlar böyle işte…
İçtenlikli, Mustafa Kemalci ve Kuvayimilliyecilere, vatanseverlere asla tahammülleri yok bunların. En önde gelen düşmanları olarak görürler vatanseverleri, Atatürkçüleri.
Ve buradan, MHP’den dökülenler, sahip çıkabildiler mi bu namuslu vatansevere?
Çıkamadılar.
Ne dediler?
“Adil yargılanmasını talep ederiz, katillerin ortaya çıkarılmasını talep ederiz yargıdan”, dediler.
Bilmiyorlar mı bunlar katillerin kim olduğunu?
Bilmiyorlar mı infaz emrinin bizzat içerideki yerli yetkilisi olan Devlet Bahçeli tarafından verildiğini ve Tayyip’inde onayının alındığını bu işte?
Adları gibi biliyorlar ama söylemeye yürekleri ve namusları yetmiyor.
İşte bu gerçek Kuvayimilliyeci vatansevere kim sahip çıktı?
Biz. Biz sahip çıktık. Katillerini bir bir ortaya koyduk belgesiyle, kanıtlarıyla birlikte.
Ne dedik?
“Sinan Ateş Cinayeti Bağlamında Süper NATO, Gladyo, Kontrgerilla, MHP ve Katliamları”, dedik.
(Kitap kapağı girmeli)
Katillerin hepsi, kanıtlarıyla burada ortaya kondu. Ders kitabı ebadında 226 sayfa bu kitabımız.
Biz adalet dağıtıcıyız. Gerçekten Kuvayimilliyeci, Mustafa Kemalci, vatansever kim varsa ona sahip çıkarız.
Şimdi bazıları diyebilirler ki, ya Devlet Bahçeli böyleydi de Alparslan Türkeş iyiydi, o bundan farklıydı.
Hayır. O da sıfır numara Amerikan ajanı, Amerikan kuklasıydı. Onu da 1940’lı yılların ikinci yarısında Amerika devşirdi; Kontrgerilla, Süper NATO eğitiminden geçirdi. Daha sonraki yıllarda yine Amerika’da, CIA ajanı, CIA şefi Ruzi Nazar’la ve Fuat Doğu’yla kanki yaptı, şebeke yaptı bunları. Alparslan Türkeş’e 1965’te Kontrgerilla’nın yani Süper NATO’nun siyasi parti formundaki paramiliter örgütü MHP’yi kurdurdu. Yükselen devrimci hareketin önünü kesmek için bunları katiller ordusu olarak yetiştirdi ve devrimci gençlerin karşısına çıkardı. O görevi yaptırdı Alparslan Türkeş’e ve onun kandırdığı milliyetçi gençlere.
Fuat Doğu’yu da ne yaptı, CIA’ın devşirdiği o kişiyi de?
General formasında MİT’in başına getirdi, İstihbarat Örgütünün, Milli İstihbaratın başına getirdi.
İşte bütün bu siyasi olayları Türkiye’deki, Kontrgerilla, ki bütünüyle finansmanı da Amerika ve CIA tarafından sağlanmaktadır, yöneticileri de bizzat CIA uzmanlarıdır, Ankara’nın göbeğinde askeri birliğin içinde karargâh kurdurdu bunlara.
Alparslan Türkeş’in kim olduğunu, Devlet Bahçeli’den çok da farklı olmadığını anlamak için o hareketin içinde 30-35 yılını geçirmiş Cazim Gürbüz’ün “Tanış Ünlüler” adlı kitabına bakabilirsiniz. Evet, orada anlatır Cazim Gürbüz.
Demek ki bu CIA dincilerinin Golani’den bir farkı yok. Bunlar vatan satıcı ve halk düşmanıdırlar. Bu CIA milliyetçilerinin de vatanla, halkla ilgileri yok.
O zaman Önderimiz Hikmet Kıvılcımlı’nın dediği, bizim savunduğumuz şu gerçek dupduru ortaya çıkıyor:
“Gerçek milliyetçilik sosyalistliktir.”
Yaşanan olaylar, bizim bu tespitlerimizi her gün, tekrar tekrar ispatlıyor, kanıtlıyor.
Kalın sağlıcakla…