Bugün 5 Ocak, Adana’nın Emperyalist İşgalden Kurtuluş Günü!
Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrasında Batılı Emperyalistler, zaten paylaşmakta anlaşmış oldukları ve “Hasta Adam” olarak adlandırdıkları Osmanlı’nın her köşesini parsel parsel paylaştılar. Zaten bilindiği gibi Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı, özünde “Hasta Adam” olan Osmanlı’nın Batılı Emperyalist Haydut Devletler tarafından paylaşımı, yağmalanması savaşıdır. Bunun en net göstergesi ise hazırladıkları, bugünkü AKP’giller’in ataları olan yerli hainlere imzalattıkları ancak Mustafa Kemal Önderliğindeki Halkımızın destansı direnişi sonucu uygulamaya koyamadıkları Sevr Antlaşması’dır.
Bilindiği gibi Batılı Emperyalistler, Mondros Mütarekesi’ne dayanarak Anadolu’nun birçok bölgesini işgal ettiler. Mersin, Maraş, Antep, Urfa ile birlikte Adana gibi Güney illerimizdeki işgaller yoğunlukla Fransız Emperyalistleri tarafından başlatıldı. Böylelikle tüm halkımız için olduğu gibi bölge halkı için de acı günler, kâh yerli işbirlikçiler aracılığıyla kâh Batılı Emperyalistlerin müdahale ve işgalleriyle başlamış oldu.
Batılı Emperyalistlerin işgallerini ve vatan içlerine ilerleyişlerini sağlayabilmek adına Yerli İşbirlikçi İstanbul Hükümeti, 23 Kasım 1918’de Sadrazam Ahmet İzzet Paşa imzası ile Adana ve çevresinin düşmana bırakılmasını isteyen bildiriyi yayınladı. Yerli İşbirlikçi İstanbul Hükümeti’nin bu bildiriyi yayınlamasından hemen sonra 17 Aralık 1918’de Mondros Antlaşması hükümleri gereği Fransızlar Adana’ya girdiler ve şehrimizi işgal ettiler. Adana ve çevresini, örgütledikleri Ermeni çeteleriyle birlikte adeta yangın yerine çevirdiler; halka saldırdılar, aşağıladılar ve acımasızca kadın-çocuk ayırt etmeksizin zulmettiler, katlettiler.
Fransız İşgal Güçleri vatana ayak basmadan kısa bir süre önce, 31 Ekim 1918’de Alman Subayı Liman Von Sanders’in yetkilerini devralmak üzere Adana’ya gelen Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaş’ımızın Önderi Mustafa Kemal, şehirde 11 gün kaldı ve incelemeler yaptı. Yörenin ve halkımızın durumunu inceleyen Mustafa Kemal’in ilgisi sadece mevcut olaylarla sınırlı değildi, ileriye dönük de uyarılarda ve önerilerde bulundu. Fakat askeri deha olan Mustafa Kemal’in bu ivedilik taşıyan önerileri dikkate alınmadı.
Ancak düşman hiç zaman kaybetmek istemiyordu. Yerli işbirlikçilerin işgalci güçlere sağladıkları kolaylıklar ve deyim yerindeyse vatanın Batılı Emperyalistlere dikensiz bir gül bahçesi gibi sunulması sonucunda da işgalciler, İskenderun’a asker çıkardılar. Bu olay üzerine Mustafa Kemal, dönemin hükümeti ve Başbakanına çektiği telgrafla, düşmana ateş açılacağını bildirdi. Mustafa Kemal, kararlı ve bağımsızlıkçı karakterini düşman üzerinde pratikte işe koyularak yani dediğini yaparak gösterdi. Bölgede Emperyalist Çakallara ilk kurşun, Dörtyollu Kara Mehmet Çavuş tarafından 19 Aralık 1918’de sıkıldı.
Çukurova’nın kalbi Adana’dan verilen bu emir, Kurtuluş Mücadelesi’nin ilk ateş emridir. Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Mustafa Kemal’in 15 Mart 1923’teki Adana ziyareti sırasında: “Bende bu vakiinin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana’da vücut bulmuştur” ifadesinin ve duygularının nedeni budur.
Adana işte böylesi binbir zorlukla, bir avuç yurtseverin mücadelesi ve azmiyle kurtarıldı. Adana haince, alçakça ve arkadan dolanan namert, namussuz ihanet bıçaklarına rağmen kurtarıldı. Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaş’ımızın Önderi Mustafa Kemal’in de ifade ettiği üzere Fransızlar geldikleri gibi gittiler. Hem de bir avuç yurtsever, yiğit ve fedakâr insanın azmi ve mücadelesi sonucunda deyim yerindeyse topukları kıçlarına vura vura kaçtı Fransızlar. Böylece Çukurova’nın kalbi ateşten, bağrı açık yiğit insanları, Batılı Emperyalistlere karşı Güneyde zafer yazdılar.
Tarih, bu şanlı Kurtuluş Mücadelesi’ni şöyle not düştü:
Fransız Emperyalistleri, işgal süresi boyunca Adana’da yaptıkları işkence, zulüm ve katliamlarla Tarihe geçtiler ve dünya halklarının bilincine işgalci, mazlum halklara zulüm ve işkence edenler olarak kazındılar. Bu işgalde ve ihanette rolü olan Yerli İşbirlikçi-Hain İstanbul Hükümetinin sicillerine de bu işgal, kara bir leke olarak işlendi.
Bugün ülkemizi tekrar Sevr Antlaşması’nın koşullarına itmek ve içine düşürmek isteyenler var. Ülkemizi en az üç parçaya böleceği dünya âleme açıklanan BOP’un (Yeni Sevr Projesi) Eşbaşkanı olmakla övünen Yerli İşbirlikçiler var. Geçmişte yendiğimiz ve “geldikleri gibi giderler” şiarı ile postaladığımız düşman, yeni taktik ve Emperyalist Projeler ile kapımıza dayanmış durumda. Bugün ülkemiz Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaş’ımızın koşullarından çok daha ağır koşulları yaşamakta ve gizli kapaklı ihanetlere uğratılmaktadır. Partimizin Teorik ve Pratik Önderi Hikmet Kıvılcımlı Usta’mızın açıkça ifade ettiği üzere, cephe baş döndürücü ve taktik karmaşık durumdadır. Halkımızın deyimiyle at izi it izine karışmıştır.
Partimiz Halkın Kurtuluş Partisi ise izlediği ideolojik hatla, pratikte verdiği mücadeleyle bu cepheyi aydınlatıyor, İkinci Kurtuluş Savaşı’mıza önderlik ediyor…
Koşullar ne olursa olsun Yeni Sevr heveslilerinin ümüğünü tüm Halkımız gibi Adana Halkı da yeniden sıkacaktır. Adana Halkı tarihsel deneyimi ve Birinci Kuvayimilliye geleneği ile emperyalistlere karşı, İkinci Kuvayimilliye Mücadelemizde tüm Halkımızla birlikte tekrar zafer yazacaktır. Bu sefer AB-D Emperyalistlerini ve onların Yerli İşbirlikçilerini bir daha geri dönmemek kaydıyla ülkemizden defedeceğiz. Yeni Sevr’e karşı İkinci Kurtuluş Savaş’ımızı mutlaka zafere kavuşturacağız.
5 Ocak Adana’nın İşgalden Kurtuluş Günü Kutlu Olsun!
05 Ocak 2021
HKP Adana İl Örgütü