Bekle Bizi TAKSİM! Bekle Bizi 1 MAYIS 2025!
Sevgi ve Saygıdeğer Emekçi Halkımız;
İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele, Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor.
Bu 1 Mayıs’a; AKP’giller’in ekonomik ve siyasi zulmüne başkaldıran emekçi halkımızın, Jöntürk Gelenekli Gençliğimizin, baskıya, gözaltılara, tutuklamalara, işkencelere rağmen korkmadan, yılmadan, cesaretle sergilediği haklı ve meşru isyanı ile giriyoruz.
Bu 1 Mayıs’ta da AKP’giller’in Taksim yasağı devam ediyor. Ancak biz Proletarya Sosyalistleri için bu yasadışı uygulamanın hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Çünkü Türkiye’de 1 Mayıs’ın Anavatanı ve kalbinin atığı yer Taksim’dir!
1977 senesinde, Süper NATO’nun Türkiye Şubesi Kontrgerilla’nın alçakça bir saldırısı sonucunda 34 Şehit verilmiştir Taksim Meydanı’nda. Taksim Meydanı şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış ve İşçi Sınıfının Anavatanı olarak kazanılmıştır.
Taksim Meydanı’nın AKP’giller’in yasaklarına ve tehditlerine rağmen tekrar kazanmak ve özgürleştirmek, 1 Mayıs’ı Taksim Meydanı’nda kutlamak, olmazsa olmazımız olmalıdır.
Ülkemiz, AB-D Emperyalistlerinin taşeronu AKP’giller’in eliyle Ortaçağcı Faşist Din Devletine doğru götürülürken Emekçi Halkımıza ve İşçi Sınıfımıza karşı saldırılar da arttırılarak pervasızca sürdürülmektedir.
İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü olan 1 Mayıs;
İşçi Sınıfının politik iktidarı elinde bulundurmadığı, burçlara Sosyalizmin yüce bayrağının henüz dikilmediği ülkelerde bir bayram, bir karnaval değil,
Bir kavga, bir mücadele günüdür, sınıflar savaşının en önemli muharebelerinden biridir.
İşte bu muharebelerde İşçi Sınıfı, sınıf niteliğinden kaynaklanan gücünü, özgüvenini, kararlılığını, bilincini dosta da düşmana da gösterir.
İşçi Sınıfına önderlik eden Gerçek Devrimciler ise bu muharebelerde bir an olsun ikirciğe düşmez. Hedef bellidir: Düşmanın en zayıf olduğu, en çok korktuğu, çekindiği noktaya en güçlü darbeyi indirmek!
AKP’giller’in 23 yıllık diktatörlüğü altında halkımızın inim inim inlediği; işsizlik, pahalılık, zam, zulüm cehenneminde yanıp kavrulduğu; açlığın, yoksulluğun bir kadermiş gibi dayatıldığı 2025 yılının 1 Mayıs’ı, Türkiye İşçi Sınıfı ve tüm Emekçi Halkımız için çok daha önemli ve anlamlı bir muharebe olacaktır.
1 Mayıs söz konusu olduğunda Türkiye’de bugünkü koşullar altında düşmanın yani Modern Finans-Kapitalistlerin ve Antika Tefeci-Bezirgân Sermayedarların, onların siyasi iktidarı AKP’giller’in en zayıf noktası, 1977 yılında Şehitlerimizin kanlarıyla sulanan Taksim Meydanı’dır.
Bu gerçekliği, geçmişte Taksim’de gerçekleştirilen kitlesel eylemlerden, Şanlı Gezi Direnişi’mizden dolayı çok iyi bilmektedirler.
AKP’giller, aynı zamanda Türkiye İşçi Sınıfının potansiyel gücünü de çok iyi bilmektedirler.
Bu nedenle, Taksim’de yüz binlerle yapılacak bir 1 Mayıs kutlamasından ölümlerini görmüşçesine korkmakta, bunu engellemek için ellerinden gelen her şeyi yapmaktadırlar.
İşte biz Gerçek Devrimciler bu nedenle; “Taksim, Türkiye’de 1 Mayıs’ın Anavatanıdır!”, diyoruz.
Bu nedenle, Taksim Vatanımız özgürleştirilmediği sürece, 1 Mayıs’ı Taksim dışında başka yerlerde kutlamayı akıldan bile geçirmek, Türkiye İşçi Sınıfına yapılmış bir ihanet, utanç verici bir alçalma ve diz çöküştür, diyoruz.
Taksim mücadelesi bizim için sadece AKP’giller döneminde verilen bir mücadele değildir.
12 Eylül Faşizminin işgal ettiği 1 Mayıs Alanı’mızı özgürleştirmek için 40 yıldan fazla bir süredir kararlılıkla mücadele edenler, biz Gerçek Devrimciler olduk.
Siyasi cepheden yürüttüğümüz Taksim mücadelesinin bayraktarlığını bugünkü önder kadrolarımız, sendikal cepheden yürüttüğümüz kavganın öncülüğünü ise yoldaşlarımızın önderliğindeki DİSK/Nakliyat-İş Sendikası üstlenmiştir.
Ve bizim öncülüğümüzdeki bu mücadele sonucunda, Taksim bir dönem İşçi Sınıfına yeniden açılmış, ancak AB-D Emperyalizminin bir projesi olan AKP’giller tarafından bir kez daha kanunsuz bir şekilde yasaklanmıştır. AKP’giller bu kanunsuzluklarını bugün de sürdürmektedirler.
İşte bu kanunsuzluğa karşı, 2025 yılında da ABD-AB uşağı, çıkar amaçlı organize bir suç örgütü olan AKP’giller’in tüm terörize etme girişimlerine, tüm provokasyonlarına inat, AKP’giller’in Reisinin “marş marş” diyerek parmağıyla işaret ettiği Bakırköy Pazarı Çukuru’na, Maltepe Dolgu Çukuru’na, Kadıköy İskele Meydanı’na giden sarı sendikalara ve Sefalet Solu’na inat; 1 Mayıs’tan haftalar önce, her yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağımızı, dosta da, düşmana da ilan ettik.
ABD-AB uşağı Parababalarının Satılmışlar Cephesine karşı,
AKP’giller’in ekonomik ve siyasi zulmüne karşı,
Ortaçağcı gericiliğe karşı,
İşçi Sınıfımızla, Emekçi Halkımızla, Sivil-Asker Aydın Gençliğimizle, Kürt kardeşlerimizle Halk Kurtuluş Cephesini örüp,
Bu sömürü ve soygun düzenine son verip, zafere ulaştıracağımız Halkın İktidarında özgürce 1 Mayıs’lar kutlayacağız.
Sözümüzdür!
1 Mayıs Marşı’mızda da söylendiği gibi;
Gün gelir, gün gelir zorbalar kalmaz gider
Devrimin şanlı yolunda bir kâğıt gibi erir gider
Yaşasın 1 Mayıs!
Taksim, 1 Mayıs’ın Anavatanıdır!
18 Nisan 2025
Halkın Kurtuluş Partisi
Merkezi İşçi Örgütleri Komitesi