Batılı Emperyalistlerin İzmir İşgali ve Reyhanlı Katliamı Partimiz tarafından lanetlendi
Partimiz İzmir İl Örgütü tarafından, 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal eden Yunan maskeli İngiliz Emperyalizmine İlk Kurşunu sıkan gazeteci Hasan Tahsin’i Anma Ve Reyhanlı Katliamını Protesto eylemi yapıldı.
15 Mayıs Çarşamba günü saat 18.00’da Konak eski Sümerbank önünden yürüyüşle Hasan Tahsin Anıtı’nın önüne gidildi. Burada Parti’mizin İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak tarafından hem İzmir’in işgali ile ilgili, hem de Reyhanlı Katliamıyla ilgili açıklama yapıldı. Yürüyüş ve eylem sırasında sık sık, “Reyhanlı’nın Katili AB-D Emperyalizmi”, “Katil AB-D Ortadoğu’dan Defol”, “Emperyalistler İşbirlikçiler Geldikleri Gibi Gidecekler”, “Kahrolsun ABD-AB Emperyalizmi”, “Yeni Sevr’e Karşı Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaş’ımız”, “Kahrolsun Emperyalizm Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşımız”, “Katil AB-D Halk Düşmanı AKP”, “Gün Gelecek Devran Dönecek Tayyipgiller Halka Hesap Verecek”, “Hasan Tahsin Ölümsüzdür”, “Hasan Tahsin Onurumuzdur” sloganları atıldı.
Yapılan Basın Açıklamasını aşağıda yayımlıyoruz:
94 yıl önce ülkemizi açık işgale başlayan Batılı Emperyalistler
bugün de güney sınırımızda yarattığı kaosla ülkemizi Suriye Savaşı’nın içine çekmektedir
Emperyalistler, 94 yıl önce güzel İzmir’imizi 15 Mayıs 1919 günü işgale başladılar. Yakıp yıktılar, insanlarımızı hunharca katlettiler.
Bugün de aynı emperyalistler, yerli işbirlikçileri Tayyipgiller eliyle Ortadoğu’da ülkemize “Kasap Satırlığı” yaptırmaktadırlar. İki yıldır yıkamadıkları Suriye’nin antiemperyalist liderini devirmek, mezhep çatışmaları yaratmak ve Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek için oluk oluk kan akıtmaktadırlar. Son olarak Reyhanlı’da yaptıkları katliamla onlarca masum insanımızı katlederek, ülkemizi sıcak savaşın içine çekmekteler.
Geçtiğimiz yıl Gaziantep Saldırısı sonrasında da söylediğimiz gibi ABD’li düşünce kuruluşları 27 Haziran 2012’de Washington’da bir araya gelerek “Suriye Krizi” ile ilgili oynadıkları savaş oyunlarında Ağustos 2012’den Nisan 2013’e kadar bölgede yaşanacakları öngördüler. Maalesef ülkemizde ve Suriye’de yaşananlar AB-D Emperyalistlerin planladığı şekilde gelişmektedir.
Türkiye’nin savaşa dâhil edilmesi için önce Suriye’deki ölenlerin sayısını artırdılar, bu yetmedi Suriye’den kaçan mültecilerin sayısını artırdılar, bu da yetmeyince Türkiye’nin Suriye sınırındaki yerleşim yerlerinde bombalar patlatmaya başladılar. Böylece Türkiye’nin Suriye’ye asker çıkarmasını sağlamak istemekteler. İşte bunun için yapılmıştır Reyhanlı Saldırısı.
İçişleri Bakanı, eylemin istihbaratını 8 Mayıs’ta aldık, diyor. Fakat niye bir önlem almadın sorusu cevapsız. Patlama anında ilçedeki tüm mobese kameralarının “arızalı” olması tesadüfî değildir. Devlet, masum Reyhanlı Halkının acımasızca katledilmesine seyirci kalmıştır. Daha doğrusu seyirci kalmak zorundadır. Çünkü eşbaşkanlığını yaptıkları AB-D Emperyalizminin BOP Projesi bunu gerektirmektedir.
Patlamadan sonra ise, apar topar katliamdan Suriye Devleti ve taşeron dedikleri bir örgüt sorumlu tutulmuştur. Oysa Yurt Gazetesi’nde dün yayımlanan bir haberden öğrendiğimize göre, bizzat Emniyet İstihbarat Birimlerince 2011’de mahkemeye verilen raporda; bu örgütün “26 yıldır hiçbir eyleminin olmadığı ve bütünüyle dağıldığı” bildirilmiştir. Bu nedenle bu iddiaların inandırıcı olmadığı, hedef saptırma amaçlı ortaya atıldığı açıktır. Patlamanın boyutu, hedefi ve zamanlaması dikkate alındığında böylesi bir eylemi CIA ve MOSSAD’ın doğrudan organizasyonu ya da yardımları olmadan gerçekleştirmek mümkün değildir. Eylemin amacı masum insanları katlederek, Türkiye’yi sıcak savaşın içine çekmektir. Böylesi bir durumun Suriye’nin işine yaramayacağı çok açıktır. Dolayısıyla Reyhanlı Katliamı’nın tek sorumlusu AB-D Emperyalizmi ve Tayyipgiller’dir.
Hep söylediğimiz gibi bu savaş Emperyalist Batı ile Mazlum Doğu Bloku arasındaki bir savaştır. Tek bir ülke ile sınırlı kalması mümkün değildir. AB-D Emperyalizmi, Suriye’de amacına ulaşınca arkasından İran’a sonra da ülkemize yönelecektir. Suriye’de elde edecekleri başarı ile Irak’ta yarattıkları mezhep çatışmasını tüm Ortadoğu’ya ve dolayısıyla ülkemize de yaymak; böylece Arap-Kürt-Türk boğazlaşması için temeller atmak istemektedirler. Böylece tüm bölge savaşın içine çekilecek ve Ortadoğu’da “sınırlar yeniden çizilecek”tir.
Ülkemizdeki siyasi iktidar, AB-D Emperyalistlerinin Ortadoğu’daki çıkarları için ve bu güçlerin kendilerine verdiği desteği kaybetmemek uğruna, emperyalist düşünce kuruluşlarının savaş oyunlarında gönüllü piyon olmaktan çekinmemektedir.
Bundan 94 yıl önce de aynı emperyalistler İzmir’i işgal ederken zamanın işbirlikçisi Vali İzzet Paşa ile birlikte hareket etmişlerdi.
Bu katliamlarla ülkemizde de mezhepsel ve etnik çatışmalar çıkartarak halklar arası boğazlaşma süreci hızlandırılmaktadır. Tıpkı Yugoslavya’da, Irak’ta, Afganistan’da olduğu gibi…
Bu hainane gidişe karşı çok uyanık olunmalıdır. AB-D Emperyalistleri ve yerli işbirlikçilerinin Ortadoğu Halkları üzerindeki planlarının boşa çıkartılması gerekiyor. Tıpkı Birinci Ulusal Kurtuluş Savaş’ımızda olduğu gibi, Partimiz önderliğinde yürütülen İkinci Kurtuluş Savaş’ımızla buna dur denilecektir. Ve Halklar kardeş olacaktır. 15.05.2013
Kurtuluş Partisi
İzmir İl Örgütü