Amerikancı korkak muhalefet, Tayyip’in tutuklattığı kadınlarımızın gösterdiği cesareti gösteremiyor

01.02.2025
28
A+
A-

Saygıdeğer Arkadaşlarım;

Birkaç gün önce; 75 yaşında, yiğit, vatansever, Kuvayimilliyeci, Mustafa Kemalci bir Hanımefendi, Tayyip’e karşı hak ettiği kapsamda, hak ettiği dilden konuşunca, Tayyip’in ihanetlerini, hırsızlıklarını, vurgunlarını, soygunlarını ve diplomasızlığını ortaya koyunca, Tayyip hemen Kaçak ve de Haram Saray’ının bir hukuk bürosuna dönüştürdüğü yargısına emir verdi, tutuklattı Saygıdeğer Hanımefendiyi.

İşte evvelki gün de, Çiğdem Bayraktar Ör adlı bir Hanımefendiyi, yine aynı şekilde Tayyip’in bütün ihanetlerini, vurgunlarını, soygunlarını, Kuvayimilliye ve Mustafa Kemal, İnönü düşmanlıklarını, vatan düşmanlıklarını ve diplomasızlığını ve BOP Eşbaşkanı olduğunu ve “kurtar bizi Öcalan” diye Abdullah Öcalan’ın eteklerine sarıldıklarını ortaya koyan bir twitt atınca, bu saygıdeğer hanımefendiyi de hemen tutuklattı.

Oysa kendisi durup dinlenmeden “adi, şerefsiz, sürtük, çürük” diye olmadık hakaretler yağdırıyor muhaliflerine, milyonlarca, on milyonlarca insanımıza. O diyor ki; sadece küfretme hakkı benim Türkiye’de, benim dışımda hiç kimse eleştiride bile bulunamaz bana.

Evet, işte bu Hanımefendinin attığı twitt’i de okuyalım bir:

“AKP ve onun yoz iktidarı…

“Asla Cumhurbaşkanı olma vasfı taşımadan Cumhurbaşkanı olabilmiş ‘diplomasız’, liyakatsız, kinden beslenen partili Cumhurbaşkanı

“50 bin insanı katletmiş, ‘son kullanma tarihi’ çoktan geçmiş teröristi meclise çağırırken karşısına dikilenlerin hapse girmesine ses çıkarmayan ‘iktidar eş başkanı’

“Bunların ‘her devrin adamı’ dalkavukları

“Adaletsizliğe karşı durmayan Adalet Bakanları

“Bebeklerimiz yoğun bakımda katledilirken, katleden hastaneye ödül veren Sağlık Bakanlığı’nın işini nasıl yaptığı/yapamadığı belli, hala istifa etmeyen Sağlık Bakanı

“İnsanlar çoluk çocuk kar ayazında cayır cayır yanarken yine işini yapmadığı açıkça belli, sorumsuz ve denetimsiz, hala istifa etmeyen Turizm Bakanı

“Kolonların kesildiğini, kaçak yapıların büyütüldüğünü, kumdan binalarda insanların öleceğini bilen, can ve mal güvenliğini sağlayacak afet riski önlemlerini almayan, gözler önündeki her türlü çarpıklığı görüp de gerekeni yapmayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanları

“İsteyenin ülkeye elini kolunu sallayarak giriş yaptığı, asayiş ve güvenlik bırakmayan sığınmacı sorununa yurttaşın tepkisini önemsemeyen, milyonlarca kaçağın güvenliğimizi yerle bir etmesine olanak tanıyan İç İşleri Bakanları

“Yabancıya  kolayca vatandaşlık yolunu açan, Türkiye’de ‘çalışma izni almaksızın’ çalışma ve ikamet hakkı veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanları

“Pandemide piyasanın üstünde bir fiyatla kendi bakanlığına dezenfektan satabilen Ticaret Bakanı

“Ona yatırım desteği vermiş Sanayi ve Teknoloji Bakanları

“Bilimle, denetimle önlenebilecekken meydana gelen Çorlu tren faciasında sorumluluk üstlenmeyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı

“Kendi evini Kızılay’a bağışlayan Cumhuriyet Bakanı Refik Saydam’dan nerelere düştüğümüzün resmi olan, çadır satan Kızılay Başkanı

“Bu çağda dört başı mamur konteynırlar yerine insanları çadır kentlere mahkum eden, yönetemeyen ama hala yönetim ısrarında bulunan doyumsuz iktidar aparatları

“Beynini kiraya vermiş, onurunu terk etmiş, bir koltuk uğruna önceden dediğini kolayca yutmuş, bu yoz idareye el ve güç veren namussuz siyasetçiler

“İlkokul mezunu, ne “first” ne de “leydi” olan ama Tıp Kongresi’nde konuşabilen, çantasını başkasına taşıtan Emine Erdoğan

“Mahalle kahvesinde pişpirik atarken konuşur gibi konuşan ve kendine ‘gazeteci’ diyen cahiller ve hainler 

“Durumun tomografisini çeken gazeteciler, akademisyenler, yurttaşlar bir bir susturulmaya çalışırken ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ diyen omurgasızlar

“Baskı ve zorbalıkla beslenenler, sizler daha nereye kadar gidebilirsiniz?!

“Tarih sizlerden çok gördü. Hepsinin de sonu aynı oldu BOP sürüleri!

“Sizden korkan sizin gibi olsun.

“Susmayacağız, korkmayacağız!

“Bu devir de benzerleri gibi geçecek.

“#susma

“#korkma

“#Korkmuyoruz

“___ akademisyen Çiğdem Bayraktar”

Bu Hanımefendiler, gerçekten, atalarımızdan Tomris Hatun’un genlerini taşıyorlar; yiğitler, korkusuzlar.

Ama ne yazık ki siyasetçi geçinenler en sağcısından en solcusuna, en dincisinden en milliyetçisine kadar bu Hanımefendilerin taşıdığı namus ve cesaretin onda birini hatta yüzde birini taşıyabiliyorlar mı?

Taşıyamıyorlar. Onlarınki danışıklı dövüş, kayıkçı kavgası onlarınki.

Onlar ne diyorlar?

Artık Tayyip’in bir ayağı çukurda, yürümekte bile zorlanıyor. Bizim yaşımız genç, Amerika efendimiz Tayyip’i emekliye ayırdıktan sonra bize de görev verir herhalde; biz de sadakatle bu ABD efendimize hizmette bulunuruz, hizmette kusur etmeyiz. Onlar bu anlayış içinde.

Dün işte bunlardan biri; İmamın Oğlu binlerce kişi topladı Çağlayan Adliyesinin önünde.

Hiç BOP’tan söz edebildi mi?

Edemedi değil mi? Edemedi…

Çünkü BOP kimin projesi?

Onun da efendisi olan ABD’nin projesi.

Peki Tayyip’in diplomasızlığından söz edebildi mi?

Edemedi.

Bu masayı devirecek olan, turpun büyüğünü dile getirebildi mi? “Diploma nerede?” diyebildi mi?

Diyemedi değil mi? Diyemedi… Sadece kuru gürültü yaptı, boş teneke gürültüsü çıkardı.

Ama ne yazık ki, bu yiğit kadınlarımızı ve bunların ortaya koyduğu can alıcı gerçekleri, halkımız da anlamakta zorlanıyor. O kuru gürültü yapan, muhalefeti oynayan siyasetçileri, o kuru kabadayıları gerçekten ciddi bir muhalefet yapıyor sanıyor. Oysa onlar gerçekten ciddi bir muhalefet yapıyor olsaydı; onlar gerçekten vatanı, halkı ve Kuvayimilliye’yi savunuyor olsaydı, Tayyip 23 yıldan bu yana sürdürdüğü hırsızlık, yolsuzluk, ihanet, zulüm iktidarını hiç sürdürebilir miydi?

Sürdüremezdi.

Ne yazık ki, işte onlar da Tayyip’in meczuplaştırdığı ve oylarını aldığı, Allah’la aldattığı insanlar gibi, muhalefeti oynayan bunlar da, halkımızı kandırıyorlar, halkımızın cehaletinden yararlanıyorlar.

Olayların aslını görmek için, sorgulayan bir akla sahip olmak gerekir.

Ne diyoruz biz; tabu kişi, tabu düşünce yok. İnsan olarak hayvandan tek farkımız; zihnimizi işletmek, aklımızı kullanmaktır. Doğayı ve toplumu anlayabilmek, kavrayabilmek için biricik silahımız bu. Eğer bunu kullanmaz da dogmalara, tabu düşüncelere bağlı kalırsak, bir şey görüp kavrayamayız ve herkes kullanır bizi, herkes aldatır bizi. Yani özgür bir kişiliğimiz olmaz.

Özgür kişilik ancak sorgulayan bir akla sahip olanların kişiliğidir. Ancak o zaman kendiniz olarak yaşayabilirsiniz. Yoksa başkasının sizin zihninize doldurduğu tabuları, dogmaları gerçekmiş gibi kabullenir, öyle başkası adına yaşamınızı heba eder gidersiniz. Asla özgür olamazsınız.

Doğan Cüleloğlu Saygıdeğer Hoca’mızın da dediği gibi; insanın gerçekten özgür olabilmesi, kendisi olarak yaşayabilmesine bağlı. Yani varoluşunun sorumluluğunu yüklenebilmesi, taşıyabilmesi ve o sorumluluğun gereğini yerine getirebilmesine bağlı.

İşte o da ancak sorgulayan bir akla sahip olmak ve onu kullanmakla gerçekleşebilir. Doğa ve toplum, sırlarını ancak o zaman bize gösterir, çözdürür, ifşa eder.

 

Saygıdeğer Halkımız;

Kalın sağlıcakla…

01 Şubat 2025

İletişime Geç
Merhabalar,
Bize buradan ulaşabilirsiniz