Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısı üzerine….

Saygıdeğer Arkadaşlarım;

1 Ekim 2024’te Kaçak ve de Haram Saray’ın kaset tutsağı arkadan Bohçalı’sının başlattığı Kürt Açılımı, bugün yeni bir aşamaya ulaştı, değil mi?

Tabiî bu Bohçalı, Tayyip’in ulağıydı yani bir anlamda şamar oğlanıydı, tutsak çünkü.

Ve Tayyip’e bu emri kim verdi?

Muhakkak ki ABD verdi. DEM bu DEM’dir sen de BOP’un hayata geçirilmesi için adım atacaksın, dedi.

CIA Şefi Nelson Ledsky ne diyor?

“Biz Türkiye’de Meclisin her yerindeyiz. Bütün siyasi partileri biz yönetiyoruz”, diyor.

Evet, biz de hep ne dedik?

1950’den bu yana Türkiye, ABD’nin yarısömürgesi durumuna düşürülmüştür, Türkiye’yi Türkiye yönetmiyor, ABD Emperyalist Haydudu yönetiyor. Ve o, Türkiye’deki yerli işbirlikçi hain kuklaları eliyle, onları maşa olarak, enstrüman olarak, piyon olarak kullanarak yönetiyor Türkiye’yi. Yani bu yeni Kürt Açılımı’nı da yapan aslında ABD Emperyalist Haydududur.

Ve bu açılımın sonu nereye varacak?

Uzun bir süreç bu. ABD Çakalının BOP haritasında açıkça ortaya koyduğu projenin, şemanın gerçekleşmesine varacak. Tıpkı Irak’ta, Libya’da, Suriye’de olduğu gibi, Türkiye’de de o harita hayata geçirilmek için çalışılacak. Şimdi bu daha yeni, ilk basamaklarını oluşturuyor, Öcalan’ın bu mesajı. Öcalan burada barış meleğini oynuyor.

Ne diyor önce?

Sosyalist Kamp’a sırtını dönüyor, ona saydırıyor; “Reel Sosyalizm etkindi. Biz de onun rüzgârına kapıldık bir dönem böyle yanlışlar, hatalar yaptık ama oradan kurtulduk artık”, diyor.

Ve bir de; “Milliyetçiliği oynadık ama ondan da artık vazgeçtik. Demokratik bir toplumda bu meseleleri çözelim dedik”, diyor.

Yani gayet sureti haktan görünüyor, böyle oynuyor. Çünkü işin başlangıcı böyle olmalı.

Ama ne diyor bir de?

“Bir kongre toplanıp orada PKK’nin fesih kararı alınmalı”, diyor.

Yani bu işi ben yapamam, diyor.

İşte ikinci adım o kongrede ortaya konacak. Orada bu fesih karşılığında talepler ortaya konacak.

Yani bu ne olur?

Yerel yönetimlere belli özerklik verilir, belediyelerin yetkileri arttırılır ve giderek bu özerkliğe varır. Ve ondan sonra da daha farklı bir yerlere doğru adım adım ilerletilir.

Ve sonunda ABD neyi amaçlıyordu?

Amerikancı Burjuva Kürt Devleti’nin ortaya çıkmasını. Yani Irak’ta, Suriye’de, Türkiye’de ve İran’da dört parçanın da birleştirilerek, Ortadoğu’da İsrail’e kardeş yeni bir Amerika’nın petrol bekçisi Müslüman Devletin oluşturulmasını amaçlıyordu. Sürecin sonu oraya varmak üzere kurgulanmış durumda.

O bakımdan Öcalan’ın bugünkü açıklamaları sadece bir girizgâh, bir işin açılımı, daha uvertürü bu işin. Asıl, son ayların moda deyimiyle, turpun büyükleri bundan sonra yavaş yavaş heybeden çıkıp ortaya konacak.

Bu süreci, daha önce de söylediğimiz gibi; ne Kaçak ve de Haram Saray’ın Sultanı Tayyip yönetiyor ne onun kaset tutsağı, arkadan Bohçalı’sı yönetiyor ne Abdullah Öcalan yönetiyor ne Kandil yönetiyor ne Suriye’deki PYD-YPG yönetiyor. Bu işi doğrudan Amerika yönetiyor.

Bu işin Amerika’daki yeni şefi de kim?

Tulsi Gabbard. Başta CIA, FBI gelmek üzere 18 Amerikan İstihbarat Örgütünün yeni şefi, Trump tarafından atanan yeni şef. Asya-Hindistan kökenli, Samoa Adaları kökeni. Bizzat sürecin başında o olacak. O da zaten Ortadoğu’daki böyle bir Kürt Devleti’nin oluşumu için daha önceden açık, net ifadelerle anlayışını, görüşünü belirtmişti. Yani bu süreci böyle görmezsek olayı anlamamış, kavrayamamış oluruz.

Bir de işin şu yönü var tabiî…

PKK’nin bir kolu olan Kuzeydoğu Suriye’deki PYD-YPG, yüz bin kişilik bir ordu kurdu orada. Ve binlerce TIR’lık silahla, ağır kara silahları ve hava savunma silahları dahil olmak üzere, Amerika o orduyu donattı ve kendi üsleri de var o Amerikancı Suriye’deki Burjuva Kürt Devleti’nde. O aynen varlığını sürdürmeye devam edecek.

Ve Suriye’nin yeni dinci, hain HTŞ şefi Ahmet el-Şara ve onun iktidarı, YPG ile yeni bir petrol anlaşması yaptı. Günlük 15 bin varil petrol alacak Kuzeydoğu Suriye’deki Pekekistan’dan.

Yani onunla artık dost, kardeş ve Pekekistan resmi statüye kavuşmuş durumda. Onun ortadan kaldırılması vesaire kesinlikle söz konusu değil. Çünkü HTŞ’yi de Golani’yi de Amerika yönetiyor. PYD-YPG Devleti’ni de Amerika yönetiyor.

Yani Ortadoğu’daki bu tüm kukla devletleri bizzat, doğrudan yöneten ABD Emperyalist Haydudu ve onun casus örgütleridir. Bunu hiç aklımızdan çıkarmayalım. Süreci böyle bütünlüklü olarak görürsek ancak her bir parçadaki, her bir bölgedeki olayları bu bağlamda değerlendirirsek kavrayabiliriz.

Kalın sağlıcakla…

27 Şubat 2025