“6 Ağustos’ta ABD Emperyalist Haydudu, Japonya’nın Hiroşima şehrini atom bombasıyla vurdu…”
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Bundan 78 yıl önce, 6 Ağustos 1945’te, İnsan Soyunun Başdüşmanı, emperyalist haydut ABD, Japonya’nın Hiroşima şehrine atom bombası attı. 350 bin nüfusa sahip şehrin 150 bin insanını öldürdü bu bomba. Sadece insanları öldürmekle kalmadı; hayvan, kedi, köpek, kuş hatta kelebeklere varıncaya kadar her canlıyı yakıp yıkıp yok etti.
Bu bombanın üç ayrı yıkıcı etkisi var:
Birincisi; basınç etkisi. Öyle bir basınç yaratıyor ki havada bu bomba, bütün binaları yerle bir ediyor.
İkincisi; öyle dayanılmaz bir sıcaklık yaratıyor ki, her şeyi yakıp yıkıyor. Orman yangınlarında olduğu gibi alev alev yanıyor şehir, yıkıntılar halinde.
Üçüncü ölümcül etkisiyse, radyoaktif etkisi. Öyle ışınlar çıkarıyor ki o ışınlar bütün canlıların bedenlerini her hücrelerine varıncaya kadar delip geçiyor. Ve ölümcül hastalıklara yol açıyor bu radyasyon etkisi, hepimizin çok iyi bildiği gibi. Bu sebeple sadece o an ölenler değil, sonrasında sağ kalanlar da başta kanser olmak üzere pek çok hastalıktan yaşamını genç yaşlarda yitirip gidiyor.
O anda, bombanın atıldığı anda 14 yaşında olan Bun Hashizume adlı bir şair kadın; “İletişim Bakanlığındaki işimde çalışıyordum. Savaşabilecek yaştaki bütün erkekler askere alındığı için şehrin idari sivil işleri tamamen biz genç, çocuk yaştaki insanlara kalmıştı. Bir anda pencereden dışarıya baktığımda sanki güneşin yere düştüğünü sandım. Öylesine korkunç bir ışık yayıldı. Ve sonrasındaysa kendimden geçmişim. Bir gün sonra kendime gelebildim”, diyor.
Bu bombanın atılması süreci sonrasında İngiliz Emperyalizminin o zamanki en önde gelen temsilcisi Winston Churchill (o zamanlar başbakan biliyorsunuz) “Çocuk başarıyla doğdu” diye alkışlayarak karşılıyor bu katliamı. Bu katliam o kadar hoşlarına gidiyor ki ABD ve İngiliz Emperyalist Haydutlarının, üç gün sonra yani 9 Ağustos’ta Japonya’nın Nagazaki şehrine de bir ikinci atom bombası atıyorlar. Orada da 75 bin insanın canına kıyıyorlar. Bu haydutlar bu tür canavarlıkları öylesine zevkle yapıyorlar ki, mesela Hiroşima’ya attıkları bombanın adına “Little Boy” yani “Küçük Çocuk” diyorlar. Nagazaki’ye attıkları bombanın adını ise “Fat Man” “Şişman Adam” yani Türkçe deyişiyle “Şişko” koyuyorlar.
Ölenler umurlarında değil… bu emperyalist çakallar işin dalgasında. Öylesine sevinç içindeler yani. Bombaları atan uçağın adı “Enola Gay”. Bu da o bombaları atan çakal, zalim, canavarlaşmış, insanlıktan çıkmış savaş pilotu olan Paul Tibbets’in annesi. Annesinin adını veriyorlar o bombardıman uçağına, bombaları taşıyıp, atan, patlatan bombardıman uçağına.
Ve öylesine memnunlar ki bu yaptıkları canavarlıklardan o uçağı hâlâ bugünWashington’da Havacılık Müzesi’nde saklayıp teşhir ediyorlar. Övünçle ziyaretçilere gösteriyorlar o uçağı.
Ve bu insanlık dışı, insanın dışında hiçbir canavarın yapamayacağı alçaklığı, caniliği bugüne kadar ABD Emperyalistlerinin tüm yetkilileri savundu. Ne o bombaların atılma emrini imzalayan ABD Başkanı Truman bundan bir pişmanlık duydu ne ondan sonra gelen ABD Başkanları bundan bir pişmanlık duydu, nedamet getirdi ne de o bombaları atan savaş pilotu olacak alçak Paul Tibbets, bundan bir pişmanlık duydu. Ömrünün son yıllarında kendisiyle yapılan bir röportajda hiçbir pişmanlık ve acıma duymadığını söylüyor; “Bir askeri görev olarak verilen emri başarıyla yaptım”, diyor.
Yani bunlar böylesine insanlıktan çıkmış, canileşmiş, canavarlaşmış. Yani ne diyelim; insanlık düşmanı haline gelmiş yaratıklar, varlıklar bunlar. İşte biz hep bu sebepten diyoruz “İnsan Soyunun BaşdüşmanıABD Emperyalist Çakalı” diye.
1967’de Bolivya dağlarında yine ABD Emperyalist Çakalının katlettirdiği Che Guevara da ne diyordu bu alçak için?
“İnsan Soyunun Başdüşmanı”, diyordu. “Bizim her eylemimiz bu alçağa karşı, bu emperyalist hayduda karşı dünya halklarına bir savaş çağrısıdır, savaş davetidir, dünyanın dört bir köşesinde bu alçağa karşı savaşmalıyız”, diyordu.
Gerçekten de bu ABD Emperyalist Haydudu ve bunun etrafındaki alçak emperyalist haydutlar insanlık kanseridir.
Bunlar son G-7 Zirvesi’ni Japonya’da yapıyorlar. G-7’yi kimlerin oluşturduğunu hatırlatalım isterseniz. Tabiî başta bu ABD alçağı geliyor ve onun Avrupa’daki en yakın emperyalist, alçak müttefikleri geliyor: İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya. Bir de Amerika kıtasında bu ABD Haydudunun at uşağı görevini yapan Kanada geliyor. Ve işin garibi, bir de Japonya var, G-7’yi oluşturan emperyalist haydut çakallar arasında.
Bunlar Japonya’da yaptıkları son toplantıda, nükleer silahların caydırıcı bir etkiye sahip olduğu için bulundurulmasının faydalı olduğunu karar altına alıyorlar, bir kez daha. Yani bunlar böylesine canileşmiş, alçaklaşmış, namussuzlaşmış, ahlâktan, vicdandan, merhametten tümüyle kendilerini arındırmış, insanlık düşmanı, hayvanların düşmanı, doğanın düşmanı yaratıklar haline gelmişler. Bunlardan olumlu bir şey asla beklenemez. Ne insanlığa ne hayvanlara, canlılara ve ne de doğaya… Bunlar dünyamızın kanseridir. Dünyamızın da en büyük düşmanıdır bu namussuzlar.
İşte biz bu sebepten, devrimci harekete girdiğimiz 1967 yılından beri başdüşman olarak kimi belirliyoruz?
ABDEmperyalist Haydudu ve onun içimizdeki işbirlikçi hainlerini. Düşmanımız bunlar bizim.
Önderimiz Kıvılcımlı da düşmanımızı aynen böyle ortaya koyuyordu. Denizler, Mahirler de aynen böyle ortaya koyuyordu. Biz de 1967’den beri başdüşman olarak bunları belliyoruz ve bunlara karşı savaşıyoruz.
Dikkat ederseniz; BOP da bu alçakların ürettiği, ortaya koyduğu namussuzca bir plandır, projedir. Burada da Ortadoğu’daki 21 İslam ülkesiyle birlikte Türkiye’nin de üç parçaya bölünmesi öngörülür, değil mi?
Yani bunlar ülkemizin, vatanımızın da düşmanıdır, insanlığın düşmanı oldukları gibi.
Demek ki teorimiz, Partimizin ideolojisi son derece yerinde, son derece doğru, arkadaşlar. İnsanlığı savunuyoruz, vatanımızı savunuyoruz ve halkımızı savunuyoruz. Eninde sonunda bu alçakları yeneceğiz ve bu alçaklar insan içine çıkamayacaklar, insan yüzüne bakamayacaklar en sonunda. Ve Tarihin lanetli sayfalarında yer alacaklar. Biz kazanacağız, insanlık kazanacak.
Kalın sağlıcakla…
6 Ağustos 2023