5 Ocak Adana’nın Düşman İşgalinden Kurtuluşunu Kutluyoruz!
Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı öncesi Batılı Emperyalistler tarafından “Hasta Adam” olarak nitelendirilen Osmanlı, savaş sonrasında parsel parsel paylaşılmakta anlaşılmıştı emperyalistler tarafından. Bunun en belirgin tarihsel kanıtı Sevr Antlaşmasıdır. O dönem “Hasta Adam” olarak nitelenen Osmanlı’nın-AKP’giller’in atalarının tek bir ismi vardı: “Yerli Hainler Cephesi”. Bu cephe (Padişah Vahdettin, Damat Ferit vb.leri) tarafından imzalanan Sevr Antlaşması sonucunda Anadolu’nun Batılı Emperyalistlere nasıl peşkeş çekildiği açıkça ortaya çıkmıştır.
Batılı Emperyalistler, Mondros Mütarekesi’ne dayanarak Anadolu’nun ve Trakya’nın birçok bölgesini işgal ettiler bilindiği üzere…
Mersin, Maraş, Antep, Urfa ile birlikte Adana gibi Güney illerimizdeki Emperyalist İşgaller çoğunlukla Fransız Emperyalistleri tarafından başlatıldı. Sevr Antlaşması’na göre bu illerimiz Fransız Emperyalistlerine satılmıştı.
İşgal süreciyle birlikte tüm halkımız için olduğu gibi bölge halkı için de acı günler, kâh yerli işbirlikçiler aracılığıyla kâh Batılı Emperyalistlerin bizzat müdahale ve işgalleriyle başlamış oldu. Yerli Hainler Cephesinin halkımıza ihanetleri sonucunda kadın, çocuk ve gençler kendi öz yurtlarında emperyalistlerin boyunduruğuna sokulmak istendi.
Halkımız bu boyunduruğa girmek istemedi ve onuruna, şerefine sahip çıktı. Gerçek vatansever Mustafa Kemal ve Kuvayimilliyeci atalarımız önderliğinde destansı bir direniş vererek Sevr Antlaşması’nı parçaladı ve iradesini dosta düşmana gösterdi.
Peki, Adana’yı Emperyalist İşgale götüren olaylar neydi?
Batılı Emperyalistler, vatanımıza yönelik işgallerini ve vatan içlerine kanlı postalları ile girişlerini sağlayabilmek adına Yerli İşbirlikçi İstanbul Hükümeti’nin her türlü işgali kolaylaştıran uygulamalarından faydalandı. Öyle ki, Yerli İşbirlikçi İstanbul Hükümeti tarafından, 23 Kasım 1918’de Sadrazam Ahmet İzzet Paşa imzası ile Adana ve çevresinin düşmana bırakılmasını isteyen bir bildiri yayınladı.
Yerli İşbirlikçi İstanbul Hükümeti’nin bu bildiriyi yayınlamasıyla birlikte, 17 Aralık 1918’de Mondros Antlaşması hükümleri gereği Fransız Emperyalistleri Adana’ya giriş yaptılar kanlı postallarıyla. Şehrimizi açıktan işgal ettiler, Yerli İşbirlikçi İstanbul Hükümeti’nin yardımlarıyla.
Adana ve çevresini, o dönem örgütledikleri Ermeni çeteleriyle birlikte adeta zulüm bölgesi haline getirdiler. Adana Halkı için zulme uğramak, katledilmek ve gözyaşlarına boğulmak “kader” olarak biçilmek istendi Batılı Emperyalistlerce. Halkımıza saldırdılar, aşağıladılar ve acımasızca kadın-çocuk ayırt etmeksizin zulmettiler, katlettiler.
Fransız Emperyalist İşgal Güçleri, vatanımıza ayak basmadan kısa bir süre önce, 31 Ekim 1918’de Alman Subayı Liman Von Sanders’in yetkilerini devralmak üzere Adana’ya gelen Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaş’ımızın Önderi Mustafa Kemal, şehirde 11 gün kaldı ve incelemeler yaptı. Yörenin ve halkımızın durumunu inceleyen Mustafa Kemal’in ilgisi sadece mevcut olaylarla sınırlı değildi, ileriye dönük de uyarılarda ve önerilerde bulundu. Fakat askeri deha olan Mustafa Kemal’in bu ivedilik taşıyan önerileri dikkate alınmadı.
Ancak, Emperyalist düşman hiç zaman kaybetmek istemiyordu. Yerli işbirlikçilerin işgalci güçlere sağladıkları kolaylıklar ve deyim yerindeyse vatanın Batılı Emperyalistlere dikensiz bir gül bahçesi gibi sunulması sonucunda da işgalciler, İskenderun’a asker çıkardılar. Bu olay üzerine Mustafa Kemal, dönemin hükümeti ve Başbakanına çektiği telgrafla, düşmana ateş açılacağını bildirdi. Mustafa Kemal, kararlı ve bağımsızlıkçı karakterini düşman üzerinde pratikte işe koyularak yani dediğini yaparak gösterdi. Bölgede Emperyalist Çakallara ilk kurşun, Dörtyollu Kara Mehmet Çavuş tarafından 19 Aralık 1918’de sıkıldı.
Çukurova’nın kalbi Adana’dan verilen bu emir, Kurtuluş Mücadelesi’nin ilk ateş emridir. Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Mustafa Kemal’in 15 Mart 1923’teki Adana ziyareti sırasında: “Bende bu vakiinin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana’da vücut bulmuştur” ifadesinin ve duygularının nedeni budur.
Halkımız tüm bu acı günleri yaşadı. Açık işgaller sonucunda katliama uğratıldı. Sonuç olarak, Adana Halkı bir avuç vatanseverin emeği ve direnişiyle düşman işgalinden kurtarıldı. Fransız Emperyalistleri “geldikleri gibi gittiler”. Gitmeleri için büyük bir kararlılıkla direndik. Batılı Emperyalistlerin vatanımızı işgal ettikleri zaman boyunca Adana’da yaptıkları işkenceler, zalimlikler ve zulümler hafızamızdan silinmedi, unutmadık. Halkımıza yaşatılan tüm bunlar Fransız Emperyalistlerinin ve İşbirlikçi-Hain İstanbul Hükümeti’nin sicillerine kara bir leke olarak işlendi. Tarih bunu böyle yazdı.
Bugün, ülkemizde Birinci Kuvayimilliyecilikte olduğu gibi “açık işgal” yaşanmasa da Batılı Emperyalistler dünün ağır mağlubiyetini hiçbir zaman akıllarından çıkarmadılar. Çıkarmadıklarını da yakın Tarihte ülkemize ve halkımıza Yeni Sevr (BOP)’u dayatarak gösterdiler. Yeni Sevr (BOP) heveslilerinin, emperyalist işbirlikçilerinin sahnede olduğu şu günlerde, İkinci Kuvayimilliyecilik bayrağı biz Kurtuluş Partililerin ellerinde kararlılıkla dalgalanmaktadır.
5 Ocak Adana’mızın Kurtuluş Günü tüm Adanalılara ve halkımıza kutlu olsun!
5 Ocak 2024
Adana’dan Kurtuluş Partililer