Ey Kaçak Saraylı Reis ve kankisi Pensilvanyalı Feto!
Ey Kaçak Saraylı Reis ve kankisi Pensilvanyalı Feto!
Türk Ordusu’na yaptığınız bu iğrenç hakaretlerin yanınıza kalacağını sanıyorsanız, fena halde yanılıyorsunuz!
Bu milletin bağrından çıkan-evlatlarından oluşan Türk Ordusu’na bugüne dek ikinizin yaptığı hakareti Tarihte hiç kimse yapmamıştı, yapamamıştı…
Bu ne be!
Bu ne vicdansızlık!
Bugüne dek belki yüzlerce kez yazdık, söyledik; Pensilvanyalı Fethullah’ın cemaati de, Kaçak Saraylı Tayyip’in cemaati de, yani Tayyipgiller’i de Türk Milletinin, Türk Ordusu’nun ve Türkiye Halkının en ağulu düşmanları arasındadır, diye.
İşte bir kanıtı daha, bu düşmanlığın…
(15 Temmuz gecesi, sokaklara dökülen Ortaçağcı güruhun katlettiği 3 askeri öğrenci)
Bu vahşete, bu canavarlığa, İslam coğrafyasında IŞİD’in, El Kaide’nin, El Nusra’nın, Fetih Ordusu ve benzerlerinin sık sık sergilediği bu canavarlığa kalkıp bir de “destan” diyorsunuz be!
Bunun neresi destan…
Eğer bu destansa, IŞİD, El Kaide binlerce yarattı böyle destandan.
Kerbela’da İmam Hüseyin’i katleden Yezid’in Ordusu da aynı sizin Ortaçağcı güruh gibi davranmıştı.
Milletin evlatlarını kandırdınız onlarca yıl, Pensilvanyalı İmam’la el ele verip “beraber yürüdüğünüz” ihanet yollarında. Devleti çürüttünüz be! Ne ordusunu bıraktınız, ne yargısını, ne polisini, ne eğitimini, ne diğer kurumlarını.
Muaviye-Yezid Dini’nin afyonuyla afyonladınız, milyonlarca masum insanımızı. Bunların hepsini şartlandırdınız, Laik Cumhuriyet, Mustafa Kemal, Birinci Kuvayimilliye ve Ordu düşmanlığıyla.
Amerika ve Avrupa Birliği Emperyalist Haydutları arkanızda olduğu için art arda seçimler kazandınız. Tabiî onların hiçbiri gerçek anlamda halkın özgür iradesiyle, bilinçlice yaptığı tercihler sonucu oluşmuş sonuçlar değildi.
Girdiniz, sızdınız devletin bütün kurumlarına yıllar yılı; sinsice, kalleşçe, ahlâksızca. Kanunsuzca, hukuksuzca…
15 Temmuz 2016’da da çürütüp yere yıktığınız Laik Cumhuriyet’in mirasını Paylaşım Savaşına giriştiniz. Aslan payı senin mi olacak, benim mi olacak savaşıydı bu.
O Paylaşım Savaşını da bugüne dek her ikinizi de oynatan CIA kurguladı. CIA, Feto’nun askerlerini ve cemaatinin harekâtını yenilgiye kurgulamıştı. Yenilgi kaçınılmazdı, o kurguya göre. Ve öyle de oldu…
Yani Feto’nun askerlerini; sokağa, meydanlara döktüğünüz, tüm Türkiye’de sayıları 5 bin civarında olan o Ortaçağcı, kandırılmış, meczuplaştırılmış insanlar yenilgiye uğratmadı. Tam tersine; Ordudaki NATO’cu generallerin komutasında davranan askeri birlikler uğrattı. Bunların başında da İstanbul Selimiye’de karargâhı bulunan Birinci Ordu Komutanı Org. Ümit Dündar gelir. Onun, “hükümetin emrinde ve yanındayım” biçimindeki beyanatı bütün askeri birliklerde benzer tutumun benimsenmesine yol açmıştır. Kaldı ki, aynı kanaatte olan diğer NATO’cu komutanlar da olmuştur, bu türden tavır koyan.
Daha önce de tekrar tekrar vurguladığımız gibi, Feto’nun askerlerinin harekât planına ve onun başarı ihtimaline inanmak için insanın deli olması gerekir. Sıradan mafya çakalları bile, bu zavallılıkta bir plan yapmazlar, düşmanlarını ezmek için. Özetçe; bebeler bile kanmaz, böyle baştan ayağa ahmakça hazırlanan plana.
Ama CIA kandırır tabiî, kullandığı insanları. Onlar da CIA’nın gücüyle bu makamlara kadar geldik, bundan sonra da o arkamızda olduğu sürece her türlü harekâtı başarıyla sonuçlandırırız, diye düşünürler. Bilmezler, CIA’nın piyonlarını kullandığını, işleri bitince de çöplüğe fırlatıverdiğini…
Önce de söylediğimiz gibi, CIA, Tayyipgiller’i galip getirdi, 15 Temmuz’da. İstedi ki, Ordunun geriye kalan bölümünün işini de bunlar bitirsin. Aynen de öyle oldu. O geceden başlamak üzere Tayyipgiller, acımasız ve hainane bir saldırı başlattı Türk Ordusu’na karşı. Ve halen de sürdürülmektedir bu saldırı.
İşte Kaçak Saray’ın emirleri doğrultusunda hazırlanan “15 Temmuz Afişleri” de bu saldırı harekâtının bir parçasını teşkil etmektedir.
Afişlerin verdiği mesaj ve oluşturmak istediği kanaat aynen şudur:
Türk Ordusu Şeytandır. Yok edilmesi gerekir…
Hep söylediğimiz gibi, bunların genlerine kodlanmıştır, Laik Cumhuriyet, Mustafa Kemal, Birinci Kuvayimilliye ve Ordu düşmanlığı. Pensilvanyalı İmam’ın taifesinin de böyledir, Kaçak Saraylı İmam’ın taifesinin de böyledir. Ve diğer bütün tarikatların, cemaatlerin ve Muaviye-Yezid Dincilerinin de öyledir.
ABD, CIA, Washington, Pentagon bunları boşuna yetiştirip Türkiye’nin başına bela etmedi. Türkiye Cumhuriyeti’ni kerte kerte aşındırıp, çürütüp yıkmak ve vatanımızı 3 parçaya bölmek için bunları devşirdi, örgütledi, önlerini açtı, iktidarlara taşıdı. Bunların tamamı BOP’çudur. Onun hizmetindedir. Dolayısıyla da, Halkımızın, vatanımızın, milletimizin en zalim, en gaddar düşmanları arasındadır bunlar.
Bu düşmanlıklarının ve yaptıkları onca tahribatın, halkımıza çektirdikleri bunca zulmün, acının, döktükleri kanların, kardeş Müslüman Halklarına verdikleri zararın ve de ABD-AB Emperyalistlerine sadakatle hizmetlerinin hesabını mutlaka vereceklerdir bunlar.
Bunların aralarındaki kavga sadece ve sadece bir çıkar kavgasıdır, paylaşım kavgasıdır. Olansa, kandırılmış, bilinçsiz, zavallı halk çocuklarına olmaktadır. Onlar canlarını vermekte, onlar işkencelere uğratılmakta, onlar zindanlara doldurulmakta ve onlar mesleklerinden edilerek aileleriyle birlikte açlığa mahkum edilmektedir.
Sosyal medyada yoğun bir şekilde paylaşılmaktadır bu konuya ilişkin pek çok video. Bunların 10 küsur yıl nasıl birlikte, hainane bir anlayışla Laik Cumhuriyet’e karşı savaştıkları çok açık biçimde görülmektedir bu videolarda. İsterseniz bir de biz izleyelim bunlardan ikisini:
https://www.youtube.com/watch?v=CO2boPvMVWU
Gördünüz rezaleti, değil mi arkadaşlar?
Daha önce de söyledik; FETÖ’nün Türkiye’deki 1 numaralı yardım ve yatakçısı, başta Kaçak Saraylı Reis gelmek üzere Tayyipgiller’dir, AKP’giller’dir. En büyük ihanetlere imza attılar birlikte. Cumhuriyet Tarihinde ülkemize, milletimize ve halkımıza bunların yaptığı kötülüğü, ne içeriden ne de dışarıdan hiçbir düşman yapamamıştır.
Size hesap sormazsak, bu ihanetlerinizin bedelini ödetmezsek, halkımıza ve Tarihe karşı sorumluluğumuzu yerine getirmemiş oluruz. Bu görevimizi mutlaka yerine getireceğiz. Hem de hiç eksiksiz…
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
14 Temmuz 2017
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı