Ümit Özdağ’ın mahkemede yaptığı savunmaya dair (3)
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Ümit Özdağ’ın duruşmada yaptığı savunması üzerine bizim eleştiri yüklü değerlendirmemize bazı Zafer Partili, iyi niyetli gençler sitemde bulunmuşlar bize; dede eleştirebilirsin Özdağ’ı ama üslubun sert oldu, bu olmadı, diye.
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Biz, kimsenin kara kaşı, kara gözü için devrimcilik yapmadık bugüne kadar. Bugüne kadar sadece; ülkemizin bağımsızlığı ve halkımızın mutluluğunu en ön planda tutarak hayatımızı devrimci kavgaya verdik. Kimsenin bizden proletarya devrimciliği, dürüstlüğü, içtenliği, mertliği dışında bir şey istemesine izin vermedik. Biz de herkesten öncelikle bunu isteriz. Devrimci olmayanlardan ise; en azından dürüst olmalarını, içtenlikli olmalarını isteriz, bekleriz.
Nedir dürüstlüğün ölçütü?
Defalarca anlattık; insanın ağzından çıkan söze içtenlikle inanıyor olmasıdır. Yani savunduğunuz her görüşü, ona yüreğiniz ve bilincinizle inanıyor olduğunuz için söylemiş olacaksınız. Doğru olduğuna inandığınız için söylemiş olacaksınız. Bu tutumdaki insanlar dürüst insanlardır, söylediği yanlış da olabilir, bize çok aykırı da gelebilir ama içtenlikli insanlarla oturup tartışıp onları ikna etmek, zihinlerini açmak isteriz hep ve onların tutumlarına saygı duyarız. Ama insan doğruluğuna inandığı için değil de eğer siyasiyse oy avcılığı yapmak için, siyasi değilse başkalarına şirin görünmek için ya da bir menfaat koparmak, bir koltuk, makam, ün, poz kapmak için o düşünceleri söyleyip ona göre oynuyorsa işte böyle insanlar, bizde iç bulantısı yaratır, mide bulantısı yaratır. Dünkü üslubumuz oradan kaynaklandı.
Ümit Özdağ, eğitimli ve zeki denebilecek bir insan. Alparslan Türkeş’in ABD tarafından 40’lı yılların ikinci yarısında Ruzi Nazar aracılığıyla devşirilip ajanlaştırıldığını bilir, adı gibi bilir. Alparslan Türkeş’in MHP’sinin; Süper NATO’nun, Gladyo’nun, Kontrgerilla’nın siyasi parti formundaki paramiliter bir örgütü olduğunu bilir. Ümit Özdağ, Alparslan Türkeş’in başında bulunduğu MHP’nin, yönettiği MHP’nin, soldan yani biz devrimcilerden üç bin insanın; kandırarak MHP saflarına çekip tuzağa düşürdüğü gençlerden de iki bin insanın hayatını sonlandıracak eylemlere ittiğini, çarpışmaya ittiğini bilir. Böylece Alparslan Türkeş’in toplamda beş bin Türk insanının kanının elinde olduğunu bilir. Onun acımasız bir kanlı katil olduğunu bilir.
Daha önce de söyledik, toplu katliamları var bu Alparslan Türkeş’in verdiği buyruk üzerine MHP’li paramiliter komandolar denen kandırılmış insanlar güruhunun. Maraş, Çorum, Sivas, 16 Mart Beyazıt Katliamı, Bahçelievler Katliamı, Balgat Katliamı gibi toplu katliamları var. Masum, Mustafa Kemalci, Cumhuriyeti savunan akademisyenleri katlettirdi, sanatçıları katlettirdi, gazetecileri katlettirdi, sırf 12 Mart ve 12 Eylül Faşist Diktatörlüklerine zemin yaratabilmek için, zemin oluşturabilmek için. Bunları detaylıca anlattık Sinan Ateş kitabımızda.
Dolayısıyla 12 Eylül sonrası Alparslan Türkeş ve MHP yöneticileri usulen tutuklandılar. Ankara’daki Ordu Dil Okulu’na alındılar. Orada bir elleri yağda, bir elleri balda yaşadılar. Hiçbir baskı görmediler. Hatta 12 Eylül Faşist Diktatörlüğünün, Faşist Generallerinden, Amerikancı satılmış Generallerinden Kara Kuvvetleri Komutanı Nurettin Ersin; “MHP’lilerin hiçbirini tutuklamayalım, onlar bizden”, diyor. Ama CIA ve ABD; eğer böyle yaparsanız harekâtın inandırıcılığı halk üzerinde oluşmaz, o yüzden göstermelik de olsa onlardan da tutuklamalar yapmalısınız, diyorlar ve onun üzerine tutuklanıyor MHP’liler. Aslında Alparslan Türkeş, bu beş bin kişinin katlinden birincil derecede Türkiye’de sorumlu olduğu için 12 Eylül’ün o Askeri Mahkemeleri, eğer gerçekten bağımsız mahkemeler olsaydı, en ağır cezaya çarptırılacaktı parti yöneticileriyle birlikte, tetikçi katilleriyle birlikte. Çünkü onlar da yukarıdan bağlandıkları için CIA tarafından, işi sürüncemede bıraktılar ve sonunda zaman aşımına uğratılarak Türkeş ve parti yöneticileri salıverildi. Hizbullahçıların salıverilişi gibi…
Alparslan Türkeş bu!
Ümit Özdağ da aynen böyle bir eli kanlı katil olduğunu adı gibi bilir Türkeş’in. İşte bilmesine rağmen onu yeni kuşak gençlerimize masum, örnek alınacak bir önder olarak sunması bizi öfkelendirdi. Bu yaptığı, ahlâki bir iş değil. Ahlâkla, namusla, onurla bağdaşır bir iş değil. Bir de bunu hiç gerekmediği bir yerde söylüyor, savunmasını yaparken söylüyor bu tezi.
“Türkeş’in Mamak’ta yargılanırken durumu neyse bizim burada bugün yargılanmamız da aynıdır”, diyerek kendisini Türkeş’le eşitliyor.
Bu da onun çok zeki olmadığını gösteriyor, Ümit Özdağ’ın. Bizim beklediğimiz zekâsına, umduğumuz zekâsına sahip olmadığını gösteriyor. Çünkü kendisi masum. Kendisinin şu anda yargılanmayı gerektiren hiçbir suçu yok. Ümit Özdağ’ı 142-143 gün cezaevinde tutmayı gerektiren, onun yargılanmasını gerektiren, suç diye ortaya konulan iddialara eşekler bile inanmaz.
Ümit Özdağ ne için tutuklandı?
Bu Bohçalı, Tayyipgiller ve DEM üçlüsünün “Yeni Kürt Açılımı”, “Öcalan Açılımı” adını verdikleri BOP Açılımına karşı geldiği için tutuklandı. Bu açık, kesin bir gerçek. Hukuki bir dava değil o. Tayyipgiller tarafından esir alınmış, yargı kılıfına büründürülmüş bir mahkemenin, bir savcının uydurduğu sözüm ona gerekçeler bunlar. Daha önce de söyledik, bebeler bile inanmaz buna. Ümit Özdağ’ın kendi durumunu Alparslan Türkeş’in bu eli kanlı binlerce kişinin katilinin durumuyla yan yanadır, diyerek eşitlemesi akıl dışı bir şey.
Bunu ne için yapıyor?
Oy avcılığı için. Bohçalı’nın MHP’si gittikçe bayır aşağı gidiyor, tabanda kandırılmış insanlar tereddütler taşıyorlar ona ve partisine dair, onları safımıza çekebilir miyiz amacı güdüyor. İnandığı için yapmıyor bunu. Yani oy avcılığı için, insan kandırmak için yapıyor.
Ama bu arada geçmişi bilmeyen gençlerimize de büyük kötülük ediyor. Türk gençlerine, 1919’un 15 Mayıs’ında İzmir’e İngiliz-Fransız zırhlılarıyla çıkarılan İşgalci Yunan’ın ve yine ABD ve AB Emperyalistlerinin koruyup kolladığı Andranik Ozanyan komutasındaki 180 bin kişilik Ermeni Ordusu’nun yaptığı katliamdan sonra en büyük kitlesel katliamı, kıyımı yaptırtmıştır Alparslan Türkeş. Böyle bir katil, eli kanlı bir çete liderini getirip masum, örnek alınacak insan diye gençlerimize sunuyor. Gençlerimize yaptığı kötülüğe bakın! İşte bizi öfkelendiren, bizi isyan duygularına yönelten Ümit Özdağ’ın yaptığı bu ahlâk dışı, onur dışı, insanlık dışı tutumdu. Daha önce de yaptı benzer bir tutum.
Böylece düş kırıklığı yarattı bizde. Biz Ümit Özdağ’ı, daha önce de söylediğimiz gibi, farklı bir yere koyuyorduk. Ama bu son tutumlarıyla gördük ki, farklı bir yerde değilmiş. Sinan Oğlan, Testici, Çömlekçi, Kürşat Zorlu’su bilmem nesi, Bohçalı’sı hepsi aynı kategori içinde yer alıyorlarmış bunların, o üzdü bizi.
Bilmiyoruz anlatabildik mi eleştirimizi?
Gençlerden de her zaman halkımızdan istediğimiz gibi anlaşılmak isteriz. Bir tek şey istiyoruz: işleyen bir zihinle, sorgulayan bir akılla söylediklerimizi anlayın, kavrayın.
Ve hatta sorun Ümit Özdağ’a:
Alparslan Türkeş ajan mıydı, değil miydi?
Alparslan Türkeş, beş bin gencin kanına giren, eylemleri yöneten insan mıydı, değil miydi?
Alparslan Türkeş, Fesli Deli Kadir’le, Fethullah Gülen’le, İsmail Kahraman’la, Molla Necmettin Erbakan’la sarmaş dolaş olarak siyasi hayatını geçirmiş bir insan mıydı, değil miydi?
Böyle bir insandan Mustafa Kemalci, Kuvayimilliyeci, Atatürkçü olur mu, olmaz mı?
Evet, Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Sözü daha fazla uzatmayalım, talebimizi tekrarlayalım: Anlaşılmayı bekliyoruz sadece…
Kalın sağlıcakla…
13 Haziran 2025