“Turpun büyüğü” demagojisini sürdüren Tayyip’e asıl büyük turpu sormaya devam ediyoruz: DİPLOMA NEREDE?
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Tayyip, geçen yedi günlük Direnişimize saldırdı bugün de değil mi?
Ne dedi?
“Şehzadebaşı Camimizin yanı başındaki mezarlığı adeta yerle bir ettiler”, dedi.
Daha önce ne demişti?
“Tarihi camilerimizi meyhaneye çevirdiler”, demişti.
Yani adam su içer, nefes alır gibi yalan söyler. Yani bu kadar yalanı, bu kadar hileyi, bu kadar dümeni, bu kadar vurgunu, soygunu, hırsızlığı içselleştirmiş ve bunlar karakteri olmuş bu adamın; zihin dünyasını bunlar oluşturmuş bu adamın.
Şu videosunu bir izleyelim:
***
Videonun çözümü
Tayyip Erdoğan: Bana bir kez, işte büyük kızım öyle bir serzenişte bulundu ama o serzeniş niye geç geldin anlamına değildi aslında. O sadece tabiî bize hasret, ben de onlara hasretim ama verdiğimiz mücadele böyle bir zamanı ayırmaya fırsat vermiyor. Geceleri bir iki böyle geliyoruz eve. O zaman da mücadeleler şu andaki kadar rahat değil, daha zor, sıkıntılı dönemler. 80 öncesini bahsediyorum. Ve bir gece işte, yatak odamızın kapısına ufak bir pusula, büyük kızım Esra asmış; “babacığım bir geceni de bize ayır”, duygulandım, çünkü onların da hakkı var tabiî.
***
Bakın nasıl da yalanı gerçekmiş gibi anlatıyor. Duygulanıyor numaraları yapıyor yani acındırıyor kendisine; 80 öncesi mücadele şartları zordu, diyor.
Ne zor olacak sizler için ya! Devrimci hareketin önünü kesmek için Kontrgerilla, Süper NATO, Amerika, faşist diktatörlükler hepsi sizin arkanızdaydı. FETÖ’nüz dahil hepinizi destekledi. Tek düşmanı bizdik Amerika’nın, Kontrgerilla’nın, Süper NATO’nun, Gladio’nun. Sizler hep onların avanesiydiniz. Ne zorluk var sizin için? Hep alkışlanıyordunuz bugünkü gibi; hep kollanıyordunuz, mamalanıyordunuz. İşkencelerden geçirilen, zindanlarda yatırılan, dar ağaçlarında sallandırılan hep biz devrimcilerdik.
Gelelim işin bir başka yönüne…
Büyük kızı Esra’ya 1980 öncesi mektup yazdırıyor, yatak odasının kapısına astırıyor değil mi?
Oysa Esra Erdoğan’ın doğum tarihi 1983. Yani bu çocuk 1980 öncesinde en az 6-7 yaşında olacak ki, okuma yazmayı biliyor, mektup yazmayı, pusula yazmayı biliyor olsun. Doğmamış çocuğa mektup yazdırıyor, kapıya astırıyor.
Bu tür yalana ne der halkımız?
“Kuyruklu yalan” der değil mi?
Utanmıyor bunları söylerken. Güya kendisini öylesine davasına adamış ki; ailesini, çocuklarını filan hiç düşünmemiş.
Hadi be bırak bu masalları! Hep mamalanıyordunuz, kollanıyordunuz!
Gelelim işin bir başka yönüne…
Ne dedi yedi günlük geçmiş Direnişimize saldırırken, bugün?
“Daha turpun büyükleri heybede”, dedi?
Biz ne diyoruz?
Turpun büyüğü bu!
En baba turp bu!
En kallavi turp bu!
Diploma Nerede?
Ne yazık ki bu soruyu Yeni CHP’nin uyuntu önderleri hâlâ sorabilmiş değiller? Ne İmamın Oğlu Ekrem sorabildi, ne Sorosçu Kemal’in çömezi Özgür Özel sorabildi. Onlarda bu cesaret yok, bu çap yok.
Evet, turpun büyüğü bu Tayyip: Senin Diploman yok!
Bu matematiksel kesinliğe sahip bir gerçek. İki artı iki eşittir dört ederce kesin. O yüzden; sen yok hükmündesin. Hiçbir meşruiyetin yok senin. Bunu sadece burada, evimizde çektiğimiz videoda söylemiyoruz.
Nerede söylüyoruz?
Sana hakaret ettiğimiz savıyla bizi yargılatıyorsun ya mahkemelerinde, işte orada biz seni yargılıyoruz. Senin avukatlarının, savcılarının, yargıçlarının karşısında söylüyoruz. Şuraya gerçek bir diploma koysun bu Tayyip’in Avukatı, isnat ettiğiniz bütün suçları kabul edeceğiz, tek cümle söylemeden çekip gideceğiz buradan, diyoruz.
Ama koyamazsanız, insanı da saf yerine koymayın. Cahil, bilinçsiz insanlarımızı koyabilirsiniz ama bizi koyamazsınız, bizi kandıramazsınız, hiç kimse kandıramaz bizi. Bize numara yapmayın, sökmez bize sizin filmleriniz, diyoruz. Siz gayrimeşrusunuz, yok hükmündesiniz. Attığınız bütün imzalar, yaptığınız bütün anlaşmalar, atadığınız bütün bakanlar hep yok hükmündedir, hiçbir geçerlilikleri yok onların. Ve sen, resmi evrakta sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık yapmış bir mücrimsin, diyoruz.
Şuraya bakın; iki tane birbirinden farklı sahte diploma. “Biri göğe bakar biri çakmak çakar”, halkımızın deyişiyle. Ama gerçekten yüksekokul bitirenlerin tek diploması olur değil mi? Ama bunun, bakın iki tane. Çünkü ikisi de sahte.
Ve ne diyor Tayyip?
“Ben 1974’de Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesine kaydoldum 1981’de de mezun oldum”, diyor.
Fakat burada imzası olan üniversite Rektörü, Profesör Ömer Faruk Batırel. O unvanla imzası var. Fakat Ömer Faruk Batırel’in profesörlüğü 1982 tarihini taşır. Yani 1982’de profesör olan Ömer Faruk Batırel’e, 1981’de profesör unvanıyla imza attırmış sahte diplomasına. Böylesine bir düzenbaz bu, böylesine bir sahteci, sahtekâr.
Bunu eninde sonunda halkımız görecek, anlayacak ve senin bütün icraatların boş düşecek.
Ve ayrıca bugün de senin amigolarından olan Doç. Dr. Abdüllatif Şener, hani partinin dört kallavi kurucularından birisi ya; biri sensin, biri Kraliçenin Gül’ü, biri Abdüllatif Şener, biri Bülent Arınç.
Ekonomi Doçenti Abdüllatif Şener, bir dönem CHP’li oldu, aday gösterilmeyince yeniden senin saflarına katıldı değil mi bugün de?
İşte CHP’li olduğu dönemde ne dedi?
“Tayyip Erdoğan ve yakın aile çevresinin kamudan aşırdığı mal miktarı 300 milyar doları aşkın”, dedi.
Sen böylesine bir kamu malı hırsızısın. Aileni, çocuklarını da yaktın; onları da hırsızlığa, suça bulaştırdın. Yakın çevreni de yaktın. Vatan satıcısın sen. Ege’de 20 Ada’mızı ellerinle Yunanistan’a teslim ettin. Daha binbir suçun var senin de, bunları saymakla baş edemeyiz…
Ayrıca senin bu suçların hakkında 600’ü aşkın suç dosyası hazırlayıp Avukat Yoldaşlarımız mahkemelere suç duyurusunda bulundular, sadece kayda geçirmek için. Yarın senin Kaçak ve de Haram Saray’ın tekerlendiği zaman; elbette namuslu savcılar, yargıçlar ortaya çıkacak bu dosyalar yeniden açılacak, sen onlarca, belki yüzlerce kez ağırlaştırılmış müebbet dahil, binlerce yıllık cezaya çarptırılacaksın avanenle birlikte. Bundan kaçışın kurtuluşun yok. Hiç; kaçarım, kurtulurum, paçamı kurtarırım, diye boş ümitlere kapılma.
Halkımıza sözümüzdür bizim; ABD Emperyalist Haydudu Laik Cumhuriyet’i yıksın, BOP çerçevesinde Türkiye’yi üç parçaya bölsün diye seni başımıza bela etti ve bu hainane işinden dolayı seni yargılayacağız bütün avanenle birlikte. Adın gibi bil bunu!
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
İşte kesin gerçekler bunlar.
Kalın sağlıcakla…
26 Mart 2025