Taliban da, Tayyiban da alınlarında “Made in USA” damgası taşır!
Ne Oldu Hafız?
Mehmetçiği; İnsan Soyunun yüzkarası, Ortaçağ’dan fırlamış gelmiş, kelle kesmekten, kan içmekten şehvani bir haz duyan canavarlara kırdırma hevesin kursağında mı kaldı?
Mehmetçiği katlettirecektin o ifritlere, sonra da diyecektin ki efendin Joe Biden Hayduduna;
“Bak, senin Conilerin ölmesin, sarışın kumral kızlarınızla el ele tutuşup gençliklerinin tadını çıkarsınlar diye, sürdüm ben Mehmetçiği Taliban’ın önüne, bizimkiler ölüyor gördüğün gibi. Biz deriz onların ana baba ve yakınlarına; ‘Oğlunuz kahramanca savaşarak ülkemizi temsil etti dünyada, insanlık adına oradaydı, şehit düştü. Peygamber Efendimiz’e komşu oldu Cennet’te. Ne mutlu onlara falan’, diye. Onlar da yerler bunu. Mecburen yerler… Yemeyeni çıkarsa da tek tük, jandarma kovalar zaten öylelerini. Biz de; ‘Bazı şehit yakınlarının karakteri bozuk’, deriz geçeriz. Sorun olmaz bizim için yani böyle işler…
“Fakat bak, görüyorsun sana, size ne kadar sadakatle bağlıyım ve hizmet ediyorum… Ben yıllar önce de söyledim size, ‘Beni deliğe süpürmeyin, kullanın’, diye. Bende ‘Hizmette sınır yoktur’ siz efendilerim söz konusu olduğunda.
“Eee, bunun karşılığında siz de benim Kaçak Saray’ımı koruyun. Ben ölünceye kadar orada oturabileyim…”
Aynen bu hesap içindeydin, değil mi kriminal psikopat hain, Vatan Millet düşmanı?
Şimdi bütün hesapların boş düştü değil mi? Taliban sekiz on saat içinde Kabil’i kuşatıp ele geçiriverdi…
Senin de Taliban’la Mehmetçiği kapıştırma planın suya düştü…
Demişindir ya da diyeceksindir artık Efendin Emperyalist Çakal Biden’a;
“Ne yapayım? Ben hizmet edecektim senin istediğin şekilde, Kabil Havalimanı’nı koruyacaktım. Senin ve ortakların Avrupalıların diplomatik temsilciliklerinin güvenliğine katkı sağlayacaktım ama olmadı. Bu, benden kaynaklanan bir durum değil.
“Fakat tek hizmet alanı orası değil. Sen göster başka yerler; ben oraya da gönderirim askerimi… Yani sen ne istersen ben varım. Yeter ki üstüme çizik atma…”
Şimdi de Taliban Liderliğine şirinlik yapıyorsun, öyle mi?
“Bak sizinle de inanç yönünden ters bir yanımız yok bizim. Anlaşalım sizle… Askerimi sizin emrinize vereyim. Kabil Havalimanı’ında sizin adınıza, sizin komutanız altında güvenliği sağlıyor olsunlar.
“Bana soracak olursanız Batının diplomatik misyonları da varsın açık olsun. Bunun size bir zararı olmaz ki, hatta faydası olur. Böylece de sizi dünya kamuoyuna yedirmiş oluruz… Tam meşruiyet kazanırsınız… Bunları beraber yaparsak ben de bundan yarar görürüm. ‘Bakın, Taliban’la aranızı ben buluverdim’ diye hava yaparım”, diye hesaplar içindesin, değil mi?
Yine yanlış hesap yaptın…
Seni arabulucu olarak kim ciddiye alır ki? Ülen sizin dünyada bir güvenilirliğiniz, bir saygınlığınız mı var ki? Kaldı mı ki öyle bir şey? Sizinle Suudi Medyası bile dalga geçiyor be… “Kuru gürültü” diye niteliyor sizi…
Size yaklaşanlar sadece kullanmak için yaklaşıyor. “Bunlar her türden kullanıma uygun-müsait varıp bir de biz kullanalım şu işimizde”, diye…
Dünyada kendinizi düşürdüğünüz içler acısı, utanç verici durumu hiç görmüyorsunuz be!..
İşin en acı tarafı da sizin Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ediyor görünmeniz. Bizi asıl bu kahrediyor.
Fakat sonunuz yakın…
Yıkılacaksınız…
Düşeceksiniz Milletimizin yakasından.
Tarihin lanetli sayfaları arasında alacaksınız size uygun olan yeri…
Fakat önce hesaba çekileceksiniz… İl, ilçe başkanlıklarınıza, belediye meclis üyeliklerinize varıncaya kadar tüm avaneniz; Çıkar Amaçlı Organize bir Suç Örgütü olarak çıkarılacaksınız gerçek, yani yasalarla çalışan, bağımsız ve tarafsız mahkemelerin önüne… İşlediğiniz binbir suçun hesabını vereceksiniz… Tabiî “Diploma Sahtekârlığı”ndan başlamak üzere. Malûm ya; Soru Bir: Diploma Nerede?
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
18 Ağustos 2021
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı