Suriye’nin çökertilmesi, ABD-AB Emperyalistlerinin iğrenç içyüzünü bir kez daha ortaya koymuştur!
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
ABD Emperyalist Haydudu adım adım BOP’unu uyguluyor Ortadoğu’da. İşte Irak ve Libya’dan sonra Suriye de düştü. Laik Suriye Devleti’ni de çökertti, Birleşmiş Milletlere üye meşru Suriye Devleti’ni, BAAS rejimini de yıkarak çökertti.
Kimi kullandı bu işte?
Ortaçağcı meczupları.
Kadın düşmanlarını, insanlık düşmanlarını, kadınların sokağa kara çarşafsız çıkamayacaklarını emreden, uygulayan meczupları kullandı.
İşte bu “HTŞ” denen insanlık düşmanlarının lideri Golani 2023’te ne diyor?
“İçişleri Bakanlığına bağlı mollalardan ve din adamlarından oluşacak, denetime sahip bir Ahlâk Polisi kuracağız.”
***
Videonun çözümü:
Golani: Genel ahlâk kurallarını ihlal edenleri Vakıflar Bakanlığının hesaba çekmesi konusunda bu konuda yetki kimde olacak anlaşmazlığa düştük. Ahlâk Polisinin İçişleri Bakanlığının bir parçası olmasını uygun görüyoruz. İçişleri Bakanlığında din adamlarının ve mollaların yöneteceği Ahlâk Polisi olacak. Sopa kullanmadan insanlara şeriata uymaları söylenecek, şeriata çağrı yaparken sopa ile hareket edersek bu bizim şeriatı insanlara ulaştırmakta acizliğimizi gösterir. İslam hak dindir. O zaten güçlüdür. Kim İslam’ın karşısında silahla durursa İslam o zaman silaha başvurur. Bizim şeriatı uygulamamıza güç kullanarak engel olmaya çalışanlara güç ile karşılık veririz.
***
Bu Ahlâk Polislerini mollalar ve din adamları yönlendirecek, diyor. Ve İslam’a karşı gelenlere karşı şiddet uygulayacağız, diyor. İnsanların özgürlüğü de yok, laiklik de yok, demokrasi de yok.
Toplumu nereye götürüyor?
1400 yıl öncesinin Medine Köleci Toplumunun kokmuş karanlıklarına götürüyor.
Ama bu insan sefaletlerini, 13 yıldan bu yana ABD Emperyalist Haydudu destekliyor, silahlandırıyor, koruyup, kolluyor. İsrail destekliyor, koruyup, kolluyor ve silahlandırıyor. Türkiye’de Amerikan devşirmesi, mafyatik bir suç örgütünden başka hiçbir şey olmayan Tayyipgiller iktidarı destekliyor. İdlib’te 13 yıldan bu yana besleyip büyüttü, silahlandırdı, donattı, eğitti bunları. Bunların demokrasiyle, insanlıkla, özgürlükle ne ilgileri olabilir? Bunların hepsi Taliban türevi.
Taliban ne yapıyor Afganistan’da?
Kadınların 10 yaşından sonra okula gitmesini yasaklıyor. Mecbur kalmadıkça, burkalı bile olsalar, sokağa çıkmasını yasaklıyor. Ve bunlar da onun türevi, onun bir parçası ve aynı okullardan, medreselerden yetişmiş meczuplar; bunlar da aynısını yapmaya çalışacaklar. Ama Tayyipgiller zaten aynı kafada.
Ne dedi Tayyip?
“Taliban’la bizim inanç yönünden pek bir farklılığımız yok”, dedi zaten.
Bu adam, bütün avenesiyle birlikte Anayasanın başlangıç ilkelerine bile her sözüyle, aykırı davranıyor. Anayasanın 2’nci Maddesi; “Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuku devletidir”, diyor. Bu hepsine karşı.
İşte CIA’nın devşirip 326 adlı kod adı verdiği İbrahim Kalın, ki şu anda Türkiye’de MİT’in başındadır, gidiyor bugün Emevi Camii’nde koruma ordusuyla birlikte namaz kılıyor. Bayram ediyor bunlar; Tayyipgiller denen ABD yapımı, Ali Yeşildağ’ın tanımıyla “dünyanın en büyük hırsızlık, kamu malı aşırıcısı çetesi.”
Bir de söylemlerinde devamlı, güya İsrail’e karşı olduklarını ortaya koyarlar, öyle bir görünüm vermeye kalkarlar. “Siyonist İsrail” derler, “ona karşıyız”, derler. Fakat pratikte bildiğimiz gibi onunla en derinden maddi ilişkileri, çıkar ilişkileri, ekonomik ilişkileri sürdürürler. Yahudilerin Tayyip’in boynuna taktığı “Cesaret Madalyası”nı gururla taşırlar gömleklerinin altında, Muska taşır gibi. Tayyip, Abraham Foxman’ın boynuna taktığı “Yahudi Cesaret Madalyası”nı taşıyor hâlâ. Ve Kürecik Radar Üssünden ABD Emperyalistlerine, Mossad’a, Avrupa Birliği Emperyalistlerinin casus örgütlerine ve Almanya’daki NATO üssüne devamlı istihbarat bilgilerini aktarırlar. İsrail’in korunması için ellerinden geleni yaparlar.
Ve bir de şu, Suriye’de en son HTŞ’nin meşru hükümeti yıkmasına sevinmeleri ve sonrasında yaşananlara sevinmeleri neyi gösteriyor?
Bunların dinle, insanlıkla, imanla, Allah’la, kitapla zerre miktarda ilgilerinin olmadığını gösteriyor. İsrail Golan Tepeleri’ni ilhak etti. Ki, o tepe değil, kıraç bir tepe değil; çok verimli mümbit bir arazi bu. İsrail orada üzüm yetiştiriyor öylesine verimli topraklar var orada. Onunla yetinmedi Suriye içlerine girdi. Başşehir Şam’a 15-20 kilometre yaklaştı. O bölgelerdeki şehirleri tümüyle işgal etti. Benim güvenliğim için bu gerekli, diyor. Suriye’nin bütün askeri tesislerini imha etti, savaş gemilerini imha etti. Ve burada kalacağım, diyor. Yani Suriye’nin coğrafyasının, toprağının, vatanının bir bölümünü de işgal ve ilhak etti. Hâlâ bu hainler bu Tayyipgiller iktidarı ve benzerleri seviniyorlar.
Namuslu askerimiz, Emekli Komutanımız Naim Babüroğlu diyor ki; İsrail’in son 48 saat içinde, ayın 8’inden sonraki 48 saat içinde yani Pazar gününden sonraki 48 saat içinde yani Pazar ve Pazartesi günü öylesine büyük topraklar işgal etti ki Suriye de diyor, bu toprakların büyüklüğü İsrail’in kurulduğu yıl olan 1948’den bu yana Filistin’de, Lübnan’da, Ürdün’de ele geçirdiği toprakların yüzölçümünden daha büyüktür, diyor.
Öylesine geniş bir coğrafyayı işgal etti. Ama bunların umurunda değil. Çünkü Amerikalı efendilerinin kendilerine verdiği emri yerine getirmiş oldular ve böylece iktidarlarını sürdürebilme garantisi almış oldular; bunların bütün derdi bu. Mal, mülk, küp doldurma, vurgun vurma, soygun yapma iktidarda kalma ve saraylarda yaşama, ballı maaşlar alma. Hep dediğimiz gibi, bunlar Amerika’nın sıfır numara devşirmesi, kuklası, uşağı. Ülkemizin ve bölgemiz halklarının en ağulu düşmanı bunlar. Bunlar bir tek gün dahi iktidarda kalabilmek için her türlü ihaneti yaparlar, her türlü satışı yaparlar. Bunlar böylesine insan görünümlü iğrenç, mide bulandırıcı yaratıklar, varlıklar. Bunları da iyi tanımamız lazım.
Medya bayram ediyor iktidarıyla muhalefetiyle. Tayyipgiller bayram ediyor, Davidson Ahmet bayram ediyor, Yeni CHP’nin soytarı Genel Başkanı Özgür Özel bayram ediyor, Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi-PKK-PYD-DEM-YPG bayram ediyor. Amerikan Emperyalist Haydudu, haydi haydi bayram ediyor.
Daha önce, geçen Pazara kadar, bu HTŞ denen örgüt hepsi için terör örgütüydü. Ama Amerika terör örgütü kapsamından çıkardı. Tayyipgiller terör örgütü saymıyorlar artık HTŞ’yi, çünkü müttefikleri, besleyip, büyüttükleri bir güç. İngiltere bayram ediyor, İngiliz Emperyalistleri, Fransız Emperyalistleri bayram ediyor, Alman Emperyalistleri bayram ediyor. Bunların demokrasiyle de insan haklarıyla da özgürlükle de laiklikle de ilgileri yok.
Zerre miktarda namuslu olsalar, böyle bir Ortaçağcı, insanlık düşmanı grubun meşru laik bir devleti yıkmasına sevinebilirler mi?
Ama hep söyleyegeldiğimiz gibi; yaklaşık 140-150 yıldan bu yana yani burjuvazi emperyalizm aşamasına geçtiği andan itibaren burjuva demokrasisi bitti, kalktı. Artık tekellerin çıkarları var ve sadece onlar gözetilir, onlar korunur. Devletler, tekellerin yürütme organı, yürütme komitesi durumundadır. Emperyalizm bu. Kanun, hukuk, insan hakları hepsi lafta demokrasi. Onların tüm ikiyüzlülüğünü, en son HTŞ denen meczupları, din afyonuyla kafası yakılmış, zihin çürümesine, beyin çürümesine uğratılmış meczupları, insanlık düşmanlarını destekleyip alkışlamaları açıkça bunu gösterir.
Niye alkışlıyorlar?
Çünkü emperyalist haydutvari çıkarları bunu gerektiriyor.
Artık Ortadoğu’da, Türkiye’nin dışında önlerine çıkabilecek ciddi bir direnç noktası kalmadı.
Amaçları ise BOP’u adım adım uygulayıp tüm ülkeleri, o BOP denen namussuzca haritada belirtildiği üzere, parçalamak, küçük parçalara bölmek, böylece onları hem güçsüzleştirmek hem de gönüllerince kukla gibi kullanabilmek.
Demek ki emperyalizme karşı, ABD Emperyalist Hayduduna karşı savaş vermekte ve onun yerli ortaklarına karşı savaş vermekte, Avrupa Birliği Emperyalistlerine karşı savaş vermekte çok haklıymışız. 1967’den beri bu savaşı vermekle gerçek anlamda insanlığımızın hakkını vermişiz biz. İnsan olmanın bize yüklediği sorumluluğun gereğini yerine getirmişiz.
Emperyalizm; yırtıcılıktır, insanlık düşmanlığıdır, savaştır, kan dökücülüktür, zulümdür, sömürüdür, yağmadır, talandır emperyalizm. Ve bizdeki gibi onun yerli uşakları da aynı kategoriye girer; insan sefaletidir tamamı.
Demek ki, biz hep söylediğimiz gibi, insanlığın doruklarında yaşamışız, gerçek insanlarız biz.
Ve eninde sonunda 100 yıl önceki Atalarımız gibi emperyalist haydutları yeneceğiz. Yerli uşaklarıyla birlikte ülkemizden ve Ortadoğu’dan defedeceğiz.
Ne diyor önderimiz Hikmet Kıvılcımlı?
“Bir tek insan kaldığı sürece Kurtuluş Savaşı sürecektir.”
Bu Haydut ABD, AB Emperyalistlerine karşı ve onların yerli uşak, hain, alçak işbirlikçilerine karşı bir tek insan kaldığı sürece savaş sürecek, ki o insanların en örgütlü müfrezesini biz gerçek devrimciler oluşturacağız. Bugüne kadar öyle oldu bundan sonra da öyle olacak. Ve eninde sonunda halkımız bizi anlayacak.
Kalın sağlıcakla…
12 Aralık 2024