Partimiz, hiçbir Meclis faaliyeti olmayan Deniz Baykal’ın milletvekilliğinin düşürülüp 2018 yılından bugüne aldığı maaşların geri alınması için TBMM’ye başvurdu
AKP’giller’in bir proje partisi olduğu artık inkâr edilemez bir gerçek. AKP’giller ve Reisi, iktidar koltuğuna oturtulmalarının karşılığında satmışlardır kendilerini, Amerika’ya. Amerika bunları iktidara taşıyacak, bunlar da BOP’un hayata geçirilmesinde, İsrail’in düşmanlarının bertaraf edilmesinde ve İslam’ın içinin boşaltılarak tam bir CIA-Pentagon İslamı haline getirilmesinde yerel taşeronlar olarak görev yapacaklardır, Amerika’nın emrinde. Anlaşma budur. Ve bu anlaşmada Deniz Baykal da vardır. O da Cumhurbaşkanı koltuğuna oturtulma karşılığında aynı projede yer alacaktır, Tayyipgiller’le el ele çalışacaktır.
İşte bu aşağılık planda yer almıştır, hain, satılmış, ölüsü kokmuş Deniz Baykal, 2002’de. Bu, artık onlarca tanık tarafından ortaya konmuş, hiç kuşku götürmeyecek kesinlikte bir gerçektir. Deniz Baykal, 2002 sonrası kendisiyle yapılan röportajlarda, hiç utanmadan, arlanmadan, yüzü kızarmadan bu ihanetini de savunmuştur.
Sadece bununla da kalmamıştır Deniz Baykal. AKP’giller ile Antalya Kaş’ta arazi vurgununa ortak olmuştur. Bu vurgunu da Parti olarak geçen hafta yargıya taşımıştık. Kısacası Deniz Baykal’da utanacak, ar edecek bir vicdan, bir insani erdem, herhangi bir insani değer yoktur. Bu değerlerin binde biri olsa bu sureta insanda, hiçbir Meclis faaliyeti olmadığı halde 2018 yılından bugüne Milletvekili maaşı almaya devam eder miydi?
Namuslu, insani değerleri olan bir insan, zaten sağlık durumunu gerekçe gösterip Milletvekilliğini kabul etmezdi. Kabul etti hastalığının geçeceğini düşünerek, ama Meclise bile gidemiyor, hastalığında iyileşme yok, “Bana ödenen halkın parasıdır, sağlık nedenleriyle ben görevimi yerine getiremiyorum, milletvekilliğinden istifa ediyorum”, demesi gerekirdi. Tabiî ki bunlar Gerçek İnsanın yapacağı davranışlar. Deniz Baykal’dan da Gerçek İnsan davranışı beklenemez.
İşte, AKP’giller’in ve Resinin Proje olarak Türkiye Halkının başına bela edilme sürecinin figüranlarından Deniz Baykal’ın Milletvekilliğinin düşürülmesi ve 2018’den itibaren bugüne kadar kendisine ödenen maaşların faizi ile birlikte geri alınması için TBMM Başkanlığına başvurduk.
Başvuru dilekçemizi TBMM’ye gönderdikten sonra Partimizin Genel Sekreter Yardımcısı Av. Tacettin Çolak’ın yaptığı açıklama aşağıdır:
***
Meclise sadece Milletvekili sıfatı almak için yemin etmeye gelen ve bunun dışında hiçbir faaliyete katılmayan Deniz Baykal gerek Milletvekili maaşlarını, gerekse danışmanlık ve diğer Milletvekili ayrıcalıklarını haksız yere almaktadır. Bu, aynı zamanda sebepsiz zenginleşmeye neden olmaktadır. Deniz Baykal’ın hastalığı elbette insani bir durumdur. Kendisine acil şifalar dileriz.
Aslında bunu, Meclis Başkanlığı; Anayasanın 84’üncü maddesi ve Meclis İç Tüzüğünün 138’nci maddesi çerçevesinde “bir ay içinde beş birleşime katılmayanların milletvekilliği düşürülür” şeklinde hükümler uyarınca girişimlerde bulunup, bizim taleplerimizi kendiliğinden karşılayabilirdi. Ama maalesef Deniz Baykal’la AKP iktidarı arasında gayri meşru ilişkiler söz konusudur. Bunun en son gündeme geleni de Antalya Kaş Çukurbağ Yarımadası’nda kendisi ve yakınlarına elde etmiş olduğu arazi vurgunudur. Dolayısıyla AKP’ye gerek ana muhalefet partisi liderliği döneminde gerekse sonraki süreçte ciddi anlamda hukuk dışı katkılarda bulunan Deniz Baykal’ın hiçbir Milletvekilliği çalışması görevi yürütmeden Milletvekilliği ayrıcalıklarından yararlanmasına AKP iktidarı da seyirci kalmaktadır.
Halkın Kurtuluş Partisi, tüm haksızlıklar, hukuksuzluklar ve adaletsizlikler karşısında olduğu gibi bu olayda da kamunun hakkını, tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmak için harekete geçmiştir. Çünkü Millet Meclisinin bütçesi halkın vergilerinden oluşmaktadır. Tüm halkın alınteriyle oluşan vergilerden bir kişinin sebepsiz zenginleşmesine neden olunması aynı zamanda da suçtur, hukuk dışı bir davranıştır. Bunun için harekete geçtik.
9 Ekim 2021
HKP Genel Merkezi
TBMM’ye gönderdiğimiz Başvuru Dilekçesini aynen yayımlıyoruz:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
BAŞVURUDA
BULUNAN : HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞI
Karanfil Sokak No: 24/15 Kızılay/ANKARA
VEKİLLERİ : Av. Metin BAYYAR-Av. Ayhan ERKAN-Av. Ali Serdar ÇINGI
Av. Tacettin ÇOLAK-Av. Sait KIRAN-Av. Azime Ayça OKUR
Av. Halil AĞIRGÖL-Av. Pınar AKBİNA- Av. Doğan ERKAN
Halit Ziya Bulvarı No: 33 Kat: 2/203 Konak/İZMİR
KONU : Deniz BAYKAL’ın milletvekilliğinin düşürülmesi talebi hakkında
AÇIKLAMALAR :
1) Deniz BAYKAL 16 Ekim 2017’de beynindeki ana damarın tıkalı olması nedeniyle Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesi’nde yoğun bakım servisinde tedavi altına alınmıştır. Buradaki 51 günlük tedavi sürecinin ardından, Almanya’da da yaklaşık 2,5 ay fizik tedavi görmüştür. 20 Mart 2018 tarihinde Türkiye’ye dönen Deniz Baykal’ın tedavisi devam etmekte olup halen sağlığına kavuşamamıştır.
Deniz Baykal 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan milletvekili seçimlerinde, yukarıda belirtilen rahatsızlığı devam ediyor olmasına karşın CHP lideri Kemal KILIÇDAROĞLU tarafından evinde ziyaret edilerek, hiç bir parti organı kararı olmaksızın CHP listesinden aday yapılmıştır. Ve Deniz BAYKAL bu seçimlerde CHP’den Antalya milletvekili olarak seçilmiştir. Kendisi milletvekili seçilmiş olmasına karşın, devam eden sağlık sorunları nedeniyle, seçildiği tarihten yaklaşık sekiz ay sonra (21 Şubat 2019’da) salt milletvekili sıfatı kazanabilmek için mecliste yemin edebilmiştir. Deniz BAYKAL’ın rahatsızlığı tabi ki her insanın başına gelebilecek insani bir durumdur. Sağlığına kavuşması yönündeki temennilerimizle birlikte kendisine acil şifalar dileriz.
Ancak Deniz BAYKAL’ın, seçim öncesinde var olan ve hâlâ devam etmekte olan sağlık sorunları nedeniyle meclisteki milletvekilliği görevini ifa edemediği açıktır.
2) Anayasanın Milletvekilliğinin düşmesi başlıklı 84. Maddesinin 4. Fıkrasındaki; “Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, durumun Meclis Başkanlık Divanınca tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyuyla karar verilebilir.” hükmü bulunmaktadır. Aynı düzenleme Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 138. Maddesinde de yer almaktadır.
Bu yasal düzenlemelere istinaden, fiilen milletvekilliği görevini yerine getiremeyen Deniz BAYKAL’ın milletvekilliğinin düşürülmesi hususunun, Meclis Başkanlık Divanınca re’sen gözetilmesi ve milletvekilliğinin düşürülmesi için gerekli işlemelerin başlatması gerekmesine rağmen bugüne kadar herhangi bir işlem yapılmamıştır. Zira Deniz BAYKAL, milletvekili seçildikten sonra, sırf milletvekilliği sıfatını kazanabilmek ve milletvekilliği maaşı ile milletvekillerine tanınan diğer olanaklardan faydalanabilmek için usulen yemin etmek dışında meclise hiç gelmemiş, bunun dışında en ufak bir milletvekilliği görevini yerine getirmemiştir.
Ancak; kendisinin milletvekili maaşı ile sekreter ve danışmanlarının maaşları, telefon giderleri, sağlık giderleri, ofis giderleri vs. meclis bütçesinden karşılanmaktadır. Bilindiği gibi Meclis’in bu bütçesi vatandaşların ödediği vergiler ile meydana gelmektedir ve bu bütçede tüyü bitmemiş yetimin hakkı bulunmaktadır.
Oysa Deniz Baykal; zaten yıllardır milletvekillerine sağlanan tüm hak ve ayrıcalıklardan yararlanmaktadır. Sağlık giderleri de devlet tarafından karşılanmaktadır. Milletvekilliği görevini yapamayacak kadar sağlık sorunları olan birisinin daha başta aday olmaması ya da aday yapılmaması gerekirdi. Seçildikten sonra da sadece yemin dışında meclise hiç gelmeyen bir milletvekilinin kendiliğinden çekilmesi ya da partisi tarafından bu çekilmenin sağlanması etik bir davranış olurdu. Üç yılı aşkın sürede ne anılan kişiden ne de partisinden böyle bir davranış gelmeyince kamuyu savunmak müvekkil partiye düşmüştür.
3) Bilindiği gibi, 5018 Sayılı Kamu Malî Yönetimi Ve Kontrol Kanunu’nun 1. Maddesinde;“…kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak…” şeklinde yasanın amacı belirtilmiştir. Bu yasa hala yürürlüktedir. Dolayısıyla kamu harcamalarında bu ilkelere uyma zorunluluğu bulunmaktadır.
Başkanlığınızca; Meclis çalışmalarına hiç bir katkısı olmadığı bilinen Deniz BAYKAL hakkında, yukarıda belirtilen Anayasa ve Meclis İç Tüzüğündeki ilgili maddeler uyarınca, işlem yapılma zorunluluğu olmasına karşın bu açık hukuksuz duruma müdahale edilmemesi, kamu kaynaklarının kişisel menfaatler uğruna harcanmasına göz yumulması da ayrı bir hukuksuzluktur.
4) Ülkemiz insanının; işsizlik ve pahalılık cehenneminde inim inim inlediği, çocuklarına kalem defter parası ve harçlık veremediği için intihar edenlerin bulunduğu bu zor yaşam koşullarında neredeyse ömrünün yarısını milletvekili olarak geçirmiş olan bir kişiye en küçük bir meclis faaliyeti göstermediği halde kamu olanaklarının sunulması; hizmetin gereklerine, adalete, hakkaniyete ve hukuka açıkça aykırıdır.
Müvekkil siyasi parti ve üyeleri Türkiye’nin en Yurtsever en Halkçı ve en Kamucu partisi olarak bilinmekte, tanınmakta ve siyasi faaliyet yürütmektedir. Bu nedenle “Tüyü bitmemiş yetimin hakkı” olan ve halkımızın dişinden tırnağından artırarak yaptığı birikimlerinin, hiçbir denetime uğramadan harcanmasına göz göre göre seyirci kalamaz. Halkımıza olan sorumluluğumuz nedeniyle işbu başvurunun yapılması zorunlu olmuştur.
SONUÇ ve TALEP : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Anayasanın; milletvekilliğinin düşmesi başlıklı 84. maddesi ve TBMM İçtüzüğü’nün 138. maddesi uyarınca; Deniz BAYKAL’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için gereğinin yapılmasını, 24 Haziran 2018 tarihinden bu yana kendisine ödenen ve sebepsiz zenginleşmesine neden olan milletvekilliği maaşlarıyla birlikte, sekreter ve danışmanlarına ödenen maaş ve ek ödemelerin, özetle meclis bütçesinden karşılanan tüm ödemelerin yasal faizi ile birlikte kamu bütçesine dâhil edilmek üzere geri istenmesini, müvekkil parti adına vekâleten talep ederiz. 08/10/2021
BAŞVURUCU
HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ VEKİLİ
Av. TACETTİN ÇOLAK