Parababaları yangınlarda İşçileri katletmeye devam ediyor!
Dün ülkemizde seçim rüzgarları eserken, Büyükçekmece’de tekstil ve plastik malzeme imalatının yapıldığı 4 katlı bir fabrikada yangın çıktı. Yangında, fabrikada mahsur kalan yabancı uyruklu 4 işçi iş cinayetine kurban edildi. Yangın sırasında binanın çatı katına çıkan ve burada mahsur kalan 20 işçi itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı. 2 itfaiye eri ve 4 işçinin de yaralandığı açıklandı.
Yangın gece vardiyasında yaşandı. Yanan fabrikada İran, Afganistan ve Özbekistan uyruklu işçilerin kaçak çalıştırıldığı açıklandı. Fabrikanın daha önce yangına müdahale tedbirlerinin uygun olmadığı gerekçesiyle mühürlendiği ve ruhsatsız olduğu öğrenildi. Yangının ardından işyeri sorumlusu Abdül G. gözaltına alındı. Gazetelerde “işyeri sorumlusu” olarak bildirilen şahsın patron mu yoksa işyerinde sıradan bir memur-sorumlu mu olduğu belirsizliğini koruyor.
Daha bayramda Gebze’de yaşadığımız ve ne acıdır ki yine 4 yabancı uyruklu işçinin yaşamını yitirdiği yangının-iş cinayetinin acısı tazeyken, yabancı uyruklu işçilerin kaçak çalıştırıldığı bir başka fabrikada çıkan yangın, bu konuda hiçbir yaptırım uygulanmadığını, tedbir alınmadığını bir kez daha gösterdi.
Yine kaçak çalıştırılan yabancı uyruklu işçiler, yine yangına karşı alınmayan iş güvenliği tedbirleri, yine ölümler…
Kaçak çalıştırılan işçilerin artık ülkemizin gerçeği olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu durum işsizlik-pahalılığın pençesinde kıvranan Türkiye İşçi Sınıfını daha derin işsizliklere ve pahalılıklara sürüklemektedir. Diğer yandan yabancı uyruklu işçilerin hiçbir iş güvencesi olmadan yaşamları pahasına çalıştırılmasına sebep olmaktadır. Sigortasız, güvencesiz çalıştırdıkları bu işçilere mal bulmuş Mağribi gibi hücum etmektedir Parababaları.
Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından hazırlanan “Endüstriyel Yangınlar ve Patlamalar 2018 yılı Raporu”na göre, 2018 yılında Türkiye’de en az 436 endüstriyel yangın ve patlama meydana geldi. Bu olayların 384’ü endüstriyel yangın, 52 tanesi ise endüstriyel patlamadır. Gerçekleşen bu endüstriyel yangın ve patlamalarda en az 25 kişi hayatını kaybetmiş, 72 kişi yaralanmıştır.
Raporda, sadece endüstriyel patlamalarda 18 kişinin hayatını kaybettiği, 59 kişinin yaralandığı belirtilmiştir. Yüzlerce kişinin de yangından sonra ortaya çıkan boğucu ve zehirleyici gazlardan etkilenerek tedavi gördüğü açıklanmıştır. Tespit edilen yangın ve patlamaların % 25’i tekstil , %16’sı metal, %13’ü kağıt-mobilya, %11’i plastik ve %10’u gıda sektörlerinde faaliyet gösteren endüstriyel tesislerde gerçekleşmiştir.
Endüstriyel yangın ve patlamaların ortak sebebi, Parababalarının maliyetleri gerekçe göstererek gerekli iş güvenliği tedbirlerini almamasıdır.
Ayrıca, Kimya Mühendisleri Odası, rapor araştırması yapılırken firma isimlerinin sadece %23’ünün basına yansıdığını gördüklerini, dolayısıyla firma isimlerine ulaşamadıklarını ifade etmiştir. Onlarca işçinin ölümüyle sonuçlanan yangınlar sonrası, bu firmaların teşhir edilmesi, gerekli tedbirleri almalarının sağlanması, bu yönüyle de diğer firmalara örnek olması gerekirken, firma isimleri Parababalarının “imajlarına” zarar vermesin diye saklanmaktadır.
Yangına müdahale tedbirlerinin uygun olmadığı gerekçesiyle mühürlenen ve ruhsatsız olan işletme tıkır tıkır çalışırken, patronu kârına kâr katarken, firma “imajına” zarar gelir diye endişelenmez. Ama yangında işçilerin yaşamına kast edince kıymetli “imajı” aklına gelir. O zaman biz, “AKP’giller Parababaları düzeninin bekçiliğini-koruyuculuğunu yapıyor”, derken son derece haklı değil miyiz?
Fabrika yangınlarında öne çıkan bir başka konu da; başta İstanbul olmak üzere birçok büyükşehirde yangın ve patlamaların önemli bir kısmının artık yaşam alanlarının yanı başında hatta içinde kalan tesislerde gerçekleşmesidir. Bu durum yangının yerleşim yerlerine sıçrama tehlikesini arttırmaktadır. Plansız yerleşim ve sanayileşme İstanbul Halkı için çok büyük bir risk oluşturmaktadır.
Çalışma Bakanlığı tarafından özellikle yangın ve patama tehlikesi olabilecek işler yapan firmalar sık sık denetlenmelidir. Bu firmalarda ve genel olarak tüm işletmelerde yangınla ilgili uygunsuzluklar için caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır. Yabancı uyruklu olsun olmasın hiçbir işçinin kaçak çalıştırılmasına göz yumulmamalıdır. Bu kanunsuzluk aleni olarak ortada olmasına rağmen göz yuman tüm yetkililer hakkında da caydırıcı cezalar uygulanmalıdır.
İçinde yaşadığımız Parababaları düzeni işçi kanına doymuyor. Art arda gelen yangınlarda-iş cinayetlerinde işçiler katlediliyor. Bu iş cinayetlerinin gerçek sorumlularıysa “imajlarına” zarar verir diye üzüldükleri kadar üzülmüyorlar yaşamını aldıkları işçilere.
Bu katliam gibi yangınların da, iş cinayetlerinin de, işsizliğin-pahalılığın da sonu Halkın Kurtuluş Partisi öncülüğünde kurulacak olan Demokratik Halk İktidarında gelecektir.
24 Haziran 2019
HKP İstanbul İl Örgütü