Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışının 100. yılında hep bir ağızdan haykırdık: Yüzyıl Önce Yendik Yine Yeneceğiz!
Mustafa Kemal’in Ulusal Kurtuluş Savaşını başlatmak için 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışının 100.yılında HKP’liler olarak Anıtkabir’e yürüdük.
Maltepe’den Anıtkabir’e doğru bir yürüyüş gerçekleştirdik. Yürüyüş sırasında, Mustafa Kemal’in “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” sözünün bulunduğu yazılı pankartımızı açtık ve “Mustafa Kemal Ölümsüzdür”, “Yüzyıl Önce Yendik Yine Yeneceğiz”, “Yaşasın 19 Mayıs”, “Samsun’da Yanan Meşale Ellerimizdedir!” sloganlarını coşkulu bir şekilde haykırdık.
“Bağımsızlık Benim Karakterimdir” yazılı pankartımız ile Anıtkabir’e girişimiz 9. kez engellendi
Yürüyüş sonrasında Anıtkabir girişine ulaştık. Mustafa Kemal’in “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” sözünün ve Kalpaklı portresinin olduğu pankart ile Anıtkabir’e girişimiz 9.uncu kez engellendi. Engellemeye karşı, “Emperyalistler, İşbirlikçiler, Geldikleri Gibi Gidecekler”, “Bağımsızlık Bizim Karakterimizdir”,“Yaşasın 19 Mayıs”, “Kahrolsun ABD-AB Emperyalizmi” sloganlarıyla protesto ettik.
Partimiz MYK Üyeleri Anıtkabir yetkilileriyle görüşerek Anıtkabir’e girme talebinde bulundu. Anıtkabir Komutanlığı görevlisi, “Üzerinde yazı bulunan herhangi bir pankart niteliği taşıyan hiçbir şeyi içeriğe alamıyoruz” dedi.
HKP Başkanlık Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Ali Serdar Çıngı, “Mustafa Kemal’in kendi sözü de mi? Olmaz” dediğinde Anıtkabir Komutanlığı görevlisi üzerinde ne yazarsa yazsın Anıtkabir’e almadıklarını söyleyerek girilemeyeceğini savundu. HKP Genel Sekreter Yardımcısı Ankara İl Başkanı Av. Sait Kıran önceden Anıtkabir’e girdiklerine dair görüntüleri Anıtkabir Komutanlığı görevlisine gösterdiğinde, Görevli, “Biliyorum önceden öyleydi ancak kurallar sıkı bir şekilde uygulanıyor, sizde zaten kuralları biliyorsunuz” dedi.
İşte o görüntü:
“ZATEN ANITKABİR KOMUTANLIĞI SİZİ ALMIYOR…”
Çıngı, “100.yılında Anıtkabir’de Mustafa Kemal’e yasak koyuyorsunuz, Mustafa Kemal’in sözü içeri alınmaz mı?, Sadece Mustafa Kemal’in sözü var?” dediğinde tartışmaya emniyetten görevliler geldi. Emniyet’ten gelen görevli ise, “İçeriği tartışmayalım, Zaten Anıtkabir Komutanlığı sizi almıyor” dedi.
HKP Genel Sekter Yardımcısı Av. Tacettin Çolak ise Anıtkabir Komutanlığına bağlı yönetmeliğini Emniyetten gelen görevliye hatırlatarak, Kanuna aykırı davrandıklarını söyledi.
Av. Tacettin Çolak bu yapılan yasağın Kanunsuzluk olduğunu vurgulayınca Emniyet görevlisi kafanıza göre Kanunsuzluk diyorsunuz dediğinde Çolak, “O zaman yazan yasağı gösterin” dedi. Emniyet görevlisi “Biz size her olayda yasayı mı göstereceğiz, Alınmıyor zorlamayın…” dedi.
“MUSTAFA KEMAL’E KEYFİ YASAK KOYUYORSUNUZ”
Daha sonra Av. Sait Kıran’da Anıtkabir yönetmenliğinde bulunan kanunu hatırlatarak, “Mustafa Kemal’in portesi ve Mustafa Kemal’in sözü anısına saygısızlık mı?, Onun düşüncesine aykırı bir şey var mı?” dedi. Emniyet Görevlisi, “Derdinizi bize anlatmayın, benim burada yaptığım yasadışı işlem nedir?” dediğinde Tacettin Çolak, Anıtkabir Yönetmeliğinde bulunan yasayı söyleyerek burada Mustafa Kemal’e ve Mustafa Kemal’in sözüne keyfi yasak koyuyorsunuz. Kanunsuzluk 100. Yılında diz boyu gidiyor”
“DAVA SONUÇLANINCA GELİRSİNİZ…”
Emniyet görevlisi yapılan tartışmayı ayıp olarak niteledi. Bir yoldaşımız “Ayıp olan Mustafa Kemal’i, Mustafa Kemal’in yanına almamaktır” diyerek tepkisini dile getirdi. Daha sonra Emniyet görevlisi gider dava açarsınız dediğinde Çolak dava açıldığını söyledi. Emniyet görevlisi o zaman dava sonuçlanınca gelirsiniz dedi.
Anıtkabir önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Basın açıklamasını HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve Ankara İl Başkanı Avukat Sait Kıran yaptı.
Sait Kıran açıklamasında şunları söyledi:
“Değerli Arkadaşlar, Değerli Basın Emekçileri
100 yıl önce bugün 19 Mayıs 1919’da Ülkemizi işgal eden emperyalistlere ve onların işbirlikçileri çökkün Osmanlı İktidarına karşı Mustafa Kemal, Birinci Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın bayrağını yükseltmek için Samsun’a çıktı. Bütün Dünya’da emperyalistlerin ve ulusal onurdan, savaşçılıktan yoksun olanların; emperyalist yedi düvelin yenilemeyeceğini, onlara karşı çıkmanın çılgınlık olduğunu iddia ettikleri bir dönemde Mustafa Kemal, “Ya İstiklal Ya Ölüm” diye savaşa girdi.
Ve o güne kadar, yenilgiye uğratılamaz, ezilen halklar ulusal kurtuluş mücadelelerini başarıya ulaştıramaz, Emperyalistler tarafından er geç bu mücadeleleri bastırılır diye inananlara karşı Mustafa Kemal önderliğinde atalarımız Birinci Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızı zafere ulaştırarak emperyalizmin yenilebileceğini ispatladılar. Ne mutlu onlara!
Birinci Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın sonucunda Ülkemiz bağımsızlığına ulaşmış, Laik-Demokratik Cumhuriyet inşa edilmiştir. Ne yazık ki yüzyıl sonra bugün 19 Mayıs 1919’u arar hale geldik. Emperyalistler o gün dayattıkları Sevr’i, bugün BOP adı altında Yeni Sevr olarak ülkemize tekrar dayatmış bulunmaktadır. Ve o günkü çökkün Osmanlı’nın benzeri iktidarlar emperyalistlerle işbirliği yaparak Yeni Sevr’in adım adım yaşama geçirilmesi için emperyalistlerle işbirliği yapmaktadır.
Nasıl Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mız da mücadeleye atılanlar bir avuç yiğit insan ise, bugün bizde Ülkemizde Yeni Sevr’e karşı İkinci Kurtuluş Savaşı’nı sürdürmekte kararlıyız. Ve inanıyoruz ki, Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızı zafere ulaştırıp nasıl emperyalistleri ve yerli işbirlikçilerini Mustafa Kemal’in deyimiyle geldikleri gibi geri gönderdiysek, İkinci Kurtuluş Savaşı’mızı da zafere ulaştıracak ve emperyalistleri ve yerli işbirlikçilerini bir kez daha Ülkemizin topraklarına ayak basmayacak şekilde defedip göndereceğiz. Buna inancımız tamdır.
Bu coşkuyla 19 Mayıs 1919’un 100’üncü yıl dönümünü kutlamak için Mustafa Kemal’in Ulusal Kurtuluş Savaşı’mız dönemindeki kıyafeti olan kalpaklı resmi ve Mustafa Kemal’in Ulusal Bağımsızlıkçı, Antiemperyalist niteliğini en iyi ortaya koyan, temel özdeyişi olan “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” pankartımızla Mustafa Kemal’in huzuruna çıkmak istedik. 100’üncü yılın coşkusunu Mustafa Kemal’in huzurunda bir kez daha yaşamak istedik.
Ne yazık ki son iki yıldır Mustafa Kemal’in bu pankartına, bu portresine ve bu sözüne Anıtkabir Komutanlığı’nın emriyle yasak getiriliyor.
Değerli Arkadaşlar, Biz Anıtkabir’de Mustafa Kemal’in huzuruna parti bayrağıyla girilemeyeceğini biliyoruz. Bu pankart ve flamalarımız da Halkın Kurtuluş Partisi (HKP)’ne ait en ufak bir ibare yok. Doğrudan doğruya Mustafa Kemal’in bu portresi ve bu sözü… Hatta bazı anlamayanlar vardır, daha açık anlatalım diye bazı flama ve pankarta doğrudan doğruya Mustafa Kemal’in imzasını ekledik. Fakat buna rağmen Anıtkabir’e sokulmuyoruz. Bu portreler Mustafa Kemal’in anısına saygısızlık oluşturuyormuş, iddia bu… Bu nedenle 100. yılda bir kez daha Mustafa Kemal’in huzurunda söz veriyoruz. Birinci Ulusal Kurtuluş Mücadelemizde nasıl emperyalistleri ve yerli işbirlikçilerini yenilgiye uğratıp Ülkemizi bağımsızlığa ulaştırmışsak, biz İkinci Kurtuluş Savaşçıları da ABD-AB Emperyalizmini ve onların yerli uşaklarını yenilgiye uğratacak, İkinci Kurtuluş Savaşımızı da zafere ulaştıracak ülkemizi ve seni tekrar özgürlüğüne kavuşturacağız.
ABD-AB Emperyalizmiyle işbirliği yapanlar, mevcut iktidarlar sanıyorlar ki bugünler hep böyle devam edecek. Yanılıyorlar… Bu Halk bir daha dirilmez, öldü denildiği bir noktada Emperyalistlerin Hasta Adam artık öldü, biz onu nasıl paylaşacağız dedikleri bir dönemde, bütün orduları dağıtılmış, halkı onlarca yıllık savaşlarda nerdeyse bire kadar kırılmış, silahtan yoksun bir durumdayken Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşımız’ı yeniden dişinden tırnağından oluşturduğu olanaklarla zafere ulaştırmışsa, İkinci Kurtuluş Savaşımızı da er geç zafere ulaştıracağız.
Emperyalistler ve işbirlikçileri halkımıza karşı bugünkü Ülkemizin bağımsız mahkemelerinde, bağımsız yargı önünde er geç hesap verecekler. Bundan kaçışları mümkün olmayacak. Yüz yıl önce emperyalistleri yendik, geldikleri gibi geri gönderdik. Yüz yıl sonrada tekrar söz veriyoruz, Emperyalistleri İkinci Kurtuluş Savaşı’mız da tekrar yeneceğiz. Ve geldikleri gibi bir daha dönmemek üzere göndereceğiz. Buna inancımız tamdır,
Bu bakış açısıyla 19 Mayıs Ulusal Kurtuluş Mücadelemizin ilk meşalesi olan günümüz, 19 Mayıs Bayramımız kutlu olsun..”
Açıklama sonrasında Kurtuluş Partisi Gençliği adına söz alan Uğur Yoldaş’ımız, bizlerin bu ülkenin devrimci gençliği ve Mustafa Kemal gençliği olduğumuzu söyledi. Aynı Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızda elde silah Kuvayimilliye katılan ve emperyalizme karşı savaşan Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı gibi İkinci Kurtuluş Savaşı’mızda emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı mücadele edeceğimizi söyledi. 100 yıl önce yanan meşalenin şu anda bizlerin elinde olduğunu bir kez daha vurguladı.
Eylemiz sloganlar eşliğinde son buldu.
Bizler Kurtuluş Partililer olarak şunu bir kez daha söylüyoruz: Emperyalistleri ve onların yerli uşaklarını, aynı Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızda olduğunu gibi ülkemizden defedeceğiz!
HKP Genel Merkezi