İktidarlarının en hain dönemine girdiler…

Saygıdeğer Arkadaşlarım;

Bu Tayyip ve avenesi, tabiî bunun içine Kaçak ve de Haram Saray’ın arkadan Bohçalı’sı da girer, göreceksiniz Suriye’nin kuzeydoğusundaki Pekekistan’a dokunmak bir yana, aynen Barzanistan kurulurken yaptıkları gibi, eksik gedikleri varsa onları tedariklemeye çalışacaklar. Yani oradaki Pekekistan’ın, ki yüz bin kişilik silahlı orduya sahip, daha da güçlenmesini, daha da her türlü imkâna sahip olmasını sağlayacaklar. Çünkü Tayyip iç desteğini kaybetti. Daha önce de söyledik ya; bu Tayyipgiller adlı hain kere hain iktidar iki ayak üzerinde duruyordu.

Bir; ABD Emperyalist Haydudunun dış desteği, dış destek ayağı

İki; iç ayak: Bunca tarikatın, cemaatin, binlerce İmam Hatip Okulunun, İlahiyat Fakültesinin, Kur’an Kurslarının, şeyhlerin, şıhların ve 211 bin kişilik Diyanet kadrosunun halkımızı afyonlamasıyla oluşuyordu bu ayak da. Yani insanlarımızı Allah’la aldatıyorlardı. Yani insanlarda zihin hasarı yaratıyorlardı

Ama içeride artık ekonomiyi öylesine çökerttiler ki vurgunlarla, soygunlarla, hırsızlıklarıyla, yağmalarıyla. Halkımız kuru ekmeğe, kuru soğana muhtaç hale geldi artık. Öyle olunca din alıp satarak kandırmaları çok zorlaştı.

Bu sebeple şimdi dış ayağa yüklenecek bunlar. Yani ABD Emperyalist Haydudu için bunlarda hizmette sınır olmayacak. Ne derse o haydut anında, “emrin olur” deyip yapacaklar bunlar. O durumdalar… Yani Tayyipgiller iktidarı, 23 yıllık bu hainlik sürecinin halkımız, vatanımız, ülkemiz için en tehlikeli dönemine geldi. Yani ülkemizin yarısını satacaksın, boşaltacaksın deseler onu bile yapacak hale geldiler. Yeter ki bizi iktidarda tut, biz devrildiğimizde de yerimize veliaht bırakalım ve bizden hesap sorulmasını engelle, diyecekler. Öylesine yalvar yakar duruma geldiler bunlar.

Bohçalı da aynı şekilde mahkûm. Zaten kasetten tutsaktı. ABD Emperyalist Haydudu o kaseti yayımlayıverdiği anda, bu Bohçalı denen eskiden yürüyen cesetti, şimdi yürüyemeyen cesedin; bırakalım evinden dışarı çıkmasını, evinin perdelerini bile açamaz duruma gelir. Buna ilaveten bir de Sinan Ateş cinayetindeki infaz emrini vermesi sebebiyle asli suçlu; oradan da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması gerekir. İşte bütün bu sebeplerden dolayı çifte prangaya vurulmuş durumdadır bu Kaçak Saray’ın Bohçalı’sı. O yüzden Öcalan’a yalvarıyor bizi kurtar diye.

Ama bu emri kim verdi?

ABD Emperyalist Haydudu verdi.

Nitekim Öcalan da, İstanbul’daki lüks otelde okuttuğu mesajında, sadece PKK silah bırakacak, diyor. Yoksa PYD-YPG yok, öyle bir şey yok, diyor.

Zaten PKK’nin, DEM’in devşirdiği amigolarından, kraldan çok kralcılık yapan Tülay Hatimoğulları da aynı şekilde, üç kez ne dedi?

“Öcalan’ın çağrısı PYD’yi, YPG’yi kapsamıyor, sadece PKK’yi kapsıyor”, dedi.

Zaten metinde de yok böyle bir şey. O da dedi; “metinde de böyle bir şey yok”, dedi.

PKK yurt içinde zaten bir eylem yapmıyor, bütün ağırlığını kuzeydoğu Suriye’deki Pekekistan’ı kurmaya verdi. Ve Kandil’in şefleri de oradan yönetiyorlar Pekekistan’ı.

Zaten PKK’nin komutanı Mazlum Abdi de ne dedi?

“Öcalan’ın çağrısı bizi kapsamaz”, dedi.

Ve bu açıklama sonrası, ABD’nin verdiği bu emir sonrası diyecek ki, PKK-PYD ya da Amerika onlara dedirtecek ki; tamam Türkiye’de bir iç çatışma olmayacak, sınırlardan da silahlı PKK güçlerinin girişi olmayacak; bunun karşılığında sen de kuzeydoğu Suriye’ye operasyonu sonlandıracaksın, Irak’ın kuzeyine operasyonu sonlandıracaksın. Bunlar da (Tayyipgiller de) kabul edecekler.

İşte bu açılım, saçılım masallarıyla halkımızı buna alıştırmaya çalışıyorlar. Yoksa bu süreç BOP’un Türkiye ayağının uygulamaya konması için atılmış ilk somut adımdır. Biz, Sosyalist Kamp yıkılır yıkılmaz (literatürümüzde, kitaplarımızda kayıtlıdır), ABD Emperyalistlerinin, Avrupa Birliği Emperyalistlerinin Sevr’i yeniden Türkiye’nin önüne koyacaklarını ve Türkiye’nin en az üç parçaya bölünmesi için hainane bir hesap kitap içine, çalışma içine gireceklerini söyledik. Ve 2014 sonbaharında Önderimiz Hikmet Kıvılcımlı’nın bedence aramızdan ayrılışının yıldönümü münasebetiyle yaptığımız etkinlikteki konuşmamızda yaklaşan felaketi netçe ortaya koyduk. İşte o konuşmayı yayıncı yoldaşlarımız kitaplaştırdılar. Ne demişiz?

“Yugoslavya, Irak, Libya, Suriye… Sıra Sende Türkiye”

İşte Türkiye’ye sıra geldi.

Ne diyecek ABD Emperyalist Haydudu?

Seni devşirirken bir anlaşma yaptık, ne dedik orada?

BOP’ta yani Yeni Sevr’de sana verdiğimiz görevleri yapacaksın. Birinci emrimiz buydu ve sen bunu kabul ettin. Hadi bakalım o sözünde dur, BOP Haritasında Türkiye dahil hayata geçirilmesinde sana verdiğimiz emri yerine getir, diyecek. Ve dedi zaten.

Biliyorsunuz o anlaşmada iki emir daha vermişti.

Ne demişti?

İsrail’in Ortadoğu’da düşmanlarının ortadan kaldırılmasında sana verdiğimiz görevleri yerine getireceksin.

Getirdi mi Tayyip?

Harfiyen getirdi.

Ve İslam’ın içinin boşaltılıp bir CIA-Pentagon-Washington İslamı haline getirilmesinde, dönüştürülmesinde sana verdiğimiz görevleri yapacaksın demişti. Onları da yaptı.

İşte mesele bu… Bu dediklerimiz rivayet değil. Yüzde yüz kesinliğe sahip bir gerçek, bir felaketin gelmekte olduğunun netçe tespit edilip ortaya konması. Bunu anlamazsak yarı narkozlu bir şekilde dolaşmaya devam ederiz.

Kalın sağlıcakla…

08 Mart 2025