HTŞ’nin lideri Golani paçavrası Şeriat düzenine geçişi öngören Anayasa taslağını imzaladı…

14.03.2025
66
A+
A-

Saygıdeğer Arkadaşlarım;

Suriye’de bu Ahmet el-Şara liderliğindeki HTŞ adlı insanlık düşmanı caniler örgütünün, Ortaçağcı karanlıklar örgütünün Lazkiye ve Tartus’ta katlettiği Alevi insanların sayısının 1400 civarında olduğunu İngiliz Emperyalizminin temsilcisi Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, yani SOHR deniyor, o bile itiraf etti. Siviller bu katliamda sözü edilenler. Besbelli ki daha bu listeye girmeyen yığınla masum insan katledildi. Ve bunlar katliamlarını durdurmayacaklar, sürdürecekler. İşte katliamlarından bir görüntü ve iki evladı katledilen bir ana ile bu cellatların arasındaki konuşma, diyalog.  Ve ananın ne kadar yiğit ne kadar saygıdeğer insani değerlerle dopdolu olduğu nasıl görünüyor, izleyelim bir videoyu:

 ***

Videonun tapesi

Yaşlı Kadın: Allah sizi affetmesin!

HTŞ Üyesi: Bunlar çocukların mı?

Yaşlı Kadın: Evet vallahi.

HTŞ Üyesi: Allah seni affetmesin.

Diğer HTŞ Üyesi: Valla her bir Alevi’yi ezeceğiz!

Yaşlı Kadın: Hadi ez, ez, ez, ez…

HTŞ Üyesi: Sizi ezeceğiz inşallah yakında. Çünkü siz başlattınız.

Yaşlı Kadın: Hayır biz başlatmadık. Allah başlatanı affetmesin.

HTŞ Üyesi: Siz arkadan vuransınız. Size güven verdik ama arkadan vurdunuz.

Yaşlı Kadın: Yalan söylüyorsun. Biz arkadan vurmadık.

HTŞ Üyesi: Bunlar çocukların, hadi al çocuklarını…

***

Ne diyor iki evladının cesedi gözünün önünde, yerde, kanlar içinde yatan ana?

“Biz arkadan vurmayız sizin gibi”, diyor. İşte eli öpülesi ana bu.

Biz hep boşuna demiyoruz; kadınlar erkeklerden çok daha yiğittir, çok daha insani değerlerle doludur, diye. Çünkü kadınlar hayatı yaratanlardır. Bu bakımdan insani değerler, erkeklerden çok daha fazladır kadınlarda. Zaten hep söyleyegeldiğimiz gibi, bir milyon sekiz yüz bin yıl insanlığı kadınlar yönetmiştir, kadın liderler, önderler yönetmiştir. Erkeğin, erkek egemen toplumu kurabilmesinin tarihi on bin yılı kapsar sadece.

Bu cellatlar, yeni bir geçiş dönemi anayasası yapmışlar, taslağı hazırlamışlar. Beş yıl sonra geçiş dönemi sona erecekmiş, yerel, kalıcı bir devlet oluşturacakmış. O zamana kadar işte bu geçiş dönemi anayasası geçerli olacakmış. Ahmet el-Şara adlı Ortaçağcı vatan satıcı, Mart başında yedi kişilik bir Anayasa Komitesi oluşturmuş. Geçiş dönemi için hukuki çerçeveyi düzenleyecek bir anayasa beyannamesi hazırlama görevi vermiş bunlara. Bu Anayasa Komitesinin Başkanı da Dr. Abdülhamid el-Avak:

“Beyannamenin toplumsal güvenlik ile haklar ve özgürlükler arasında denge kurmayı amaçladığını söylemiş. Aynı zamanda Mardin Artuklu Üniversitesi Öğretim Üyesi olan El-Avak Devlet Başkanının geçiş döneminde olağanüstü hâl ilan etme yetkisine sahip olacağını belirtmiş.”

Şuraya bakın yahu… Taliban mollalarından, IŞİD mollalarından zerrece farklı bir yönü olmayan bu Ortaçağcı insan sefaleti, geliyor bizim Mardin Artuklu Üniversitesinde öğretim üyeliği yapıyor. Türkiye’nin getirildiği durumu bakın. Boşuna demiyoruz; Tayyipgiller Türkiye’yi bir yandan BOP çerçevesinde üç parçaya bölünmeye götürürken, bir yandan da aynen Taliban Afganistan’ı gibi El-Şara Suriye’si gibi, Ortaçağcı bir karanlıklar düzenine götürmeyi amaçlıyor. İşte onun bir uygulaması bu, El-Avak adlı alçağın getirilip bizim Mardin Artuklu Üniversitesinde Öğretim Üyeliği yapıyor olması.

“Şara’nın imzaladığı geçici anayasa bildirgesinde bazı maddeler şöyle;

“Madde 1: Suriye Arap Cumhuriyeti, tam bağımsız ve egemen bir devlettir.”

Yani bu konmuş ama ne bağımsızlığı var ne egemenliği var. Amerika ve İsrail yönetmektedir bunları. Bu açık, kukla bunlar. Ama biz kuklayız diyecek halleri yok tabiî… Egemen ve bağımsızız diyecekler.

“Madde 2: Cumhurbaşkanının dini İslam’dır ve İslam Hukuku (Fıkıh), yasaların temel kaynağıdır.”

Evet, yani Şeriat Hukuku, Şeriat Düzeni kuracak. Açıkça bunu geçici anayasa taslağına koymuş. Aynen Taliban Afganistan’ının, IŞİD’in egemen olduğu bölgelerde kurduğu düzeni kuracak.

İşte o yüzden katliamlar yapıyor. Alevi insanlarımız, bunlara göre; dinden çıkmış, katledilmesi şart olan sapık insanlar kategorisini oluşturur.  O yüzden yok edilmeli bunların gözünde, anlayışında. Zaten anlayışları bu hepsinin, Tayyipgiller’in de ortak anlayışı bu.

Biliyorsunuz, Tayyip şu anda üç amigosunu Suriye’ye gönderdi. El-Şara’yla, sözde onun atadığı bakanlarla görüşmeler yaptırdı.

Kim bunlar?

Kalın İbrahim MİT Başkanı, Dışişleri Bakanlığı yapan Hakan Fidan.

Bir de kimi gönderdi?

İçler acısı bir kukla durum sergileyen, Millî Savunma Bakanlığı görevinde duruyor görünen Yaşar Güler değil mi?

Öbür ikisinin ideolojisi aynen Tayyipgiller’le bire bir örtüşür, El-Şara ile bire bir örtüşür. Onlar da Ortaçağcı bir kafa yapısına sahip.

Ama bu Yaşar Güler neci?..

Bunlar kukla, acınası yaratıklar bunlar. Nasıl bakıyorlar eşlerinin, çocuklarının, kardeşlerinin yüzüne ben şaşıyorum. Neyse…

Bugünün medyasında yer alan önemli haberlerden biri de nedir?

Tayyip’in Din İşleri Müdürü Ali Erbaş’ın, Tayyip’e törenle Fetih Suresinin yazılı olduğu ne diyelim, bir plaket mi diyelim, bir tablo mu diyelim hediye etmiş olması:

“Sunucu:Celi sülüs bir tablo hediye ediyor muhterem başkanımız.  Sana biat ederek bağlılık sözü verenler, gerçekte bu sözü Allah’a vermişlerdir. Allah’ın eli onların elleri üzerindedir. Fetih Suresi 10’uncu ayeti kerimesi.

“Orada şöyle yazıyor Fetih Suresi ayet 10:

“Sana biat ederek bağlılık sözü verenler, gerçekte bu sözü Allah’a vermişlerdir. Allah’ın eli onların elleri üzerindedir.”

https://www.gercekgundem.com/guncel/ali-erbastan-cumhurbaskani-erdogana-tartisma-yaratan-hediye-ne-demek-istedi-diyanetten-aciklama-geldi-524538

Şuraya bakın, Kur’an’da yer alan 6666 ayet içinden neyi seçiyor Ali Erbaş nam Hafız? Ki Arapça da bilmediği meydana çıktı, değil mi?

Yaptığı dış gezilerde bunlar Prof. Unvanını taşırlar, büyük ilahiyatçı unvanını taşırlar ama Arapçadan bile bihaberdirler.

Yani Tayyip’i kimin yerine koymuş oluyor Ali Erbaş böylece?

Hz. Muhammed’in.

Yani sana biat etmiş olanlar, diyor Tayyip’e, aslında Allah’a biat etmiş oluyorlar. Allah’ın eli Tayyipgiller avanesinde yer alanların elleri üzerindedir, Allah’ın korumasındadır, kutsamasındadır onlar, diyor.

Yani yazılı Tarihteki bütün diktatörler gibi, kendisini ilahî, göksel kuvvetlerin temsilcisi ve onların sözcüsü, onların koruması altında, onlarla iç içe olduğunu söylüyor.

Halkımızı kuru ekmeğe, kuru soğana muhtaç ederek halkın içine çıkacak yüzleri kalmayınca işte böylesine din sömürüsüne hız vermek durumunda kaldılar. Hız verelim ki, belki bir kısmını en azından yeniden Allah’la aldatıp saflarımıza çekebiliriz, diyorlar. Başka halka verecekleri bir şey yok ihanetten ve kötülükten başka, zulümden başka.

Bugüne kadar ne verdiler halkımıza?

Hiçbir şey.

Bütün tarikatları, cemaatleri, binlerce sayıya ulaşan İmam Hatipleri, yüze ulaşan İlahiyat Fakülteleri, 211 bin kişilik Diyanet kadrosu halkımıza ne vaat etti?

Sadece öbür dünyayı; cenneti, hurileri. Ama bu dünya bizim olsun, dediler. Bak, fakirler cennete yüzlerce yıl önce girecekler, ne mutlu fakirlere, dediler. Cennet sizin ama bu dünya da bizim olsun, dediler. Böylesine kandırır bunlar insanlarımızı işte. Vatan satıcıdırlar, halk düşmanıdırlar bunlar. Özetçe; insanlık düşmanıdırlar. Ve bütün sermayeleri de Din alıp satmaktır.

Bunların içyüzünü böylece tanımazsak bunların zulüm düzeninden, ihanet düzeninden yakamızı kurtaramayız.

Kalın sağlıcakla…

14 Mart 2025

İletişime Geç
Merhabalar,
Bize buradan ulaşabilirsiniz