Güle güle vicdanlı, dürüst, halkçı Başkan…

Saygıdeğer Arkadaşlarım;

Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, 47 yaşında, bir ev kazası sonucu, elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti yok yere. İşte bugün de toprağa verildi bedeni.

Görünümü, tavırları, konuşmaları içtenlikli, dürüst, halkını seven, mütevazı, çalışkan bir insan izlenimi bırakıyor. Tabiî tanımıyoruz biz şahsen uzaktan yakından ama hayvansever, halkla iç içe olmayı seven, buna önem veren bir kişilik. Ve bir diğer özelliği de Tayyipgiller’in tüm Türkiye’de belediyelere bağladıkları vurgun, soygun hortumlarını kesmekte kararlı bir tutum sergileyen bir insan olması.

Biliyorsunuz belediyeler, başta İstanbul Belediyesi gelmek üzere, Ankara Belediyesi gelmek üzere Tayyipgiller’e on yıllar boyu kaynaklık ettiler. Tayyipgiller buralardan korkunç boyutlarda vurgun, soygun, talan yaptı. Tabiî kendi şirketleri de, başta Tayyip’in yakın aile çevresi gelmek üzere, yakın amigoları gelmek üzere yağmaladılar tüm belediyeleri. İşte o vurgun alanlarının tamamını ortadan kaldıracağım, diyor. İşte şu sevimli kısa videosunu bir izleyelim.

***

Videonun tapesi:

 Ferdi Zeyrek: Ya keşke yok deseydim. Ama maalesef bu koltukların böyle bedelleri olabiliyor. Çünkü ben buraya geldikten sonra rantın önüne geçtim, haksız ihale alanların hepsinin önüne geçtim, haksız alacak olanlarının hepsinin önüne geçtim ve bununla ilgili de insanı yalan yanlış iftiralarla, ailesiyle tehdit ediyorlar. Ben bunu geçen hafta böyle bir olay yaşadık, gündeme düşmedi ama belki düşebilir. Genel Başkanımla da konuştum. Genel Başkanım da dedi ki; bu koltuklarda oturuyorsan bunlara alışman gerekiyor, dedi. Ama buradan şunu söyleyeyim; ben ne istedikleri ihaleleri vereceğim ne tehditlerle benden istedikleri paraları vereceğim. Ben doğru bildiğim yolda, doğru bir şekilde devam edeceğim. Bir süre sonra da dışarıdaki bu kişilerin benim bu duruşuma alışacaklarını düşünüyorum.

***

Evet işte böylesine sevimli bir insan. Ve bir diğer ortak noktamız da sokaklarımızdaki garip, hayatlarını sürdürmeleri ve nesillerini sürdürmeleri, bizim gibi çok az sayıdaki vicdan, merhamet sahibi hayvanseverin ilgisine kalmış, bakımına, gözetimine, ihtimamına kalmış patili sokak canlarımızla da dost. İşte şu resim de açıkça onu gösteriyor.

Bu bakımdan gerçekten yüreğimiz yandı ve üzüldük. Ayrıca bir genç insan yok yere hayatını kaybetti ve ülkemizin başına ABD tarafından çöktürülmüş, Yüzyılın Felaketi olarak adlandırdığımız bu ABD yapımı, ABD işbirlikçisi, Ortaçağcı, Faşist Çıkar Amaçlı bir Mafyatik Örgütten başka hiçbir şey olmayan Tayyipgiller iktidarına da karşı. Ve Tayyipgiller’i Manisa’da yenmiş bir insan. O bakımdan da başarısı kutlanmaya değer. İşte tüm bu sebeplerden dolayı Tayyip’in Akit’i bayram etti, ölümcül bir şekilde kazaya uğraması sonrasında. Şu utanç verici, aşağılık, rezil, insan sefaletleri tarafından atılan başlığına bir bakın, Tayyip’in besleme medyasının manşetine.

İşte bunlar böyle.

Volkan Konak hayatını kaybettiğinde de yine Tayyipgiller’in damardan bir meczubu, bir din alıp satıcısı, insanları Allah’la aldatıcı, Muaviye-Yezid Dininin Tüccarı Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu ne dedi?

“Geberdi”, dedi değil mi?

Utanmadan, arlanmadan, sıkılmadan ve bugüne kadar da hiçbir pişmanlık duymadı bu sözünden dolayı. Tayyip onu Çatalca’dan aldı şimdi İstanbul’a vaiz olarak atadı. Tayyip dedik de, tabiî onun artık yan örgütü olan din işleri müdürü Ali Erbaş, diyanet şefi Ali Erbaş, yani zehrini, afyonunu binlere, on binlere rahatça satsın, onlarda zihin hasarı yaratsın diye vaiz olarak atadı.

Gezi İsyanı’mız sırasında 8 genç kardeşimiz gaz fişekleriyle başından vurularak hayatını kaybetmişti ve Tayyip bununla övünmüştü; “polise emri kim verdi, diyorlar, ben verdim ben”, diye. Yani onları ben katlettirdim, diye övünmüştü bununla. Ve Berkin Elvan’ın annesini Gaziantep’te yaptığı bir miting sonrasında meczuplaştırılmış, çoğu da kadınlardan oluşan taraftarlarına yuhalatmıştı.

Bir insan bunu nasıl yapabilir?

14 yaşında gaz fişeğiyle vurdurmuşsun evladını, bir yıl komada kalmış, 45 kilodan 15 kiloya düşmüş çocukcağız. Sonrasında hayatını kaybetmiş, sen bu yaptığın katliamla övünüyorsun. O yüreği yanık anayı yuhalatıyorsun!..

İşte bunlar böyle…

Biz, boşuna demedik; bunlarda vicdan, merhamet, ahlâki ve insani duygulardan zerre miktarda, eser miktarda bulamazsınız, diye. Bunların alayı böyle.

Ve daha önce de defalarca dedik, eğer güçleri yetse halkımızın şu an yüzde altmış küsurunu oluşturan muhaliflerinin tümünü katletmekten zerre miktarda üzüntü duymaz bunlar, pişmanlık duymaz. Hepsini yok ederler, yok ettirirler; onunla da övünür bunlar. Dincilerde insana dair hiçbir değer bulamazsınız, hiçbir yön bulamazsınız.

Alın işte IŞİD. Alın işte Taliban Mollaları. Alın işte Golani denen Suriye’deki alçağın HTŞ’si… Hep aynı ruh halindedir bunlar. İnsana düşmandır bunlar.

Bizdekiler, şu anda insanlara dair, insanlarla ilgili kitlesel bir soykırım yapamadıkları için zulümlerini ve şiddet özlemlerini, kan özlemlerini; sokaktaki garip, çaresiz patili canlarımıza yönelttiler biliyorsunuz. Hayvanlarımıza yönelik soykırım caniliğini, Meclislerinden çıkardıkları sözde yasalarla yasal kılıflara büründürdüler.

Bunlar böylesine vicdansız. Bu patili canlarımızın kalplerine çamaşır suyu enjekte edip acılar içerisinde öldürmekten hoşnut bunlar.

Ne dedik biz?

Şairimizin dediği gibi:

Bunlar engerekler ve çıyanlardır

Bunlar aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır

Bunlar vatanımıza, halkımıza, doğamıza, hayvanlarımıza amansız düşmanlardır. İşte bu sebepten ABD Emperyalist Haydudu tarafından ülkemizin başına musallat edilmiş, Yüzyılın Felaketi, dediğimiz, boynumuza dolanmış lanet halkasıdır bunlar.

Devrimciler olarak, demokratlar olarak, aydınlar, Mustafa Kemal ve Kuvayimilliye Geleneğini savunan insanlarımız olarak birincil görevimiz, bu lanet halkasını boynumuzdan çıkarıp fırlatıp atmaktır. Yoksa ülkemiz hiçbir konuda olumlu yönde bir adım atamaz.

Kalın sağlıcakla…

10 Haziran 2025