Genel Başkan’ımız, Tayyip’i bir kez daha seçtirenin ABD Emperyalist Çakalı olduğunu anlatıyor
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
TRT’deki propaganda konuşmalarımızın ikincisinde, Türkiye’nin 1950’den bu yana Amerika’nın yarısömürgesi durumuna düşürüldüğünü belirtmiş ve o tarihten beri iktidarlara kimin getirileceğini, onun ne kadar orada tutulacağını ve o gidince yerine hangi ekibin getirileceğini hep Amerika belirliyor, demiştim.
Bu, izleyen cahil, bilinçsiz insanlarımızın çoğu tarafından sanırım, bir komünistin uçuk bir iddiası olarak algılandı. Hâlbuki biz hep gerçekleri konuşuruz, kanıtlı, belgeli konuşuruz. Tayyipgiller’in, başta Tayyip gelmek üzere Abdullah Gül ve benzerlerinin ABD Emperyalist Çakalı tarafından hangi tarihlerde, nasıl devşirildiğini ve nasıl partileştirildiğini, nasıl iktidara getirildiğini, önlerine çıkan engellerin nasıl opere edildiğini ve 20 yıldan bu yana nasıl iktidarda tutulduğunu anlatmıştım belgeleriyle, kanıtlarıyla birlikte size. O sebeple burada yeniden ona girmeyeceğim.
Fakat geçen 14-28 Mayıs Seçimlerinde Tayyipgiller’in bir kez daha iktidara getirilmiş olduklarını biliyoruz, değil mi?
İşte bunu da Amerika’nın yaptığını ve Tayyip’i bir kez daha avanesiyle birlikte, Amerikan Emperyalist Haydudunun iktidara taşıdığını belgesiyle birlikte, kanıtlarıyla birlikte şimdi de Akademisyen, Emekli Asker Erol Mütercimler anlatıyor. Dinleyelim anlatımını.
***
Erol Mütercimler: Şimdi açıkça bir şey söylüyorum bakın, arkadaşlar. Daha önce de ifade ettim, geçen seferde, şimdi daha net söylüyorum. Bir Amerikalı profesör burada, dostum diye ifade edeyim, dostumuz diye ifade edeyim daha doğrusu. Adı Christopher. Caddede, Bağdat Caddesi’nde Akbank’ın önünde, konuştuğumuz yeri de tam size söylüyorum. Merdivenle inilen Fazıl Bey’in kahvecisi var, orası bizim kahvehanemiz zaten. Bak o taraçadayız, dört kişiyiz.
Aylarca önce aynen şunu söyledi Christopher. Dedi ki; “ABD’de CIA dâhil olmak üzere bütün kurumların yaptığı değerlendirme şudur: Cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan desteklenecek.” Ve çok açıkça söyledi Profesör Christopher; “Erdoğan dedi, Cumhurreisi olacak, siz ne yaparsanız yapın.”
Bir; moraller bozulmasın, canınız sıkılmasın diye bunu sizlerle paylaşmadım.
İki; geçen sefer söyledim; Selim Kotil ve ben tanığız. İşte başkalarının ismini vermeyim ama ikimizin ismini tanık olduğumuz için… ABD Şirketi, bir grup şirket adına yapılan kamuoyu araştırmasında çırılçıplak biçimde yüzde 52’yi biraz aşkın Erdoğan çıktı. Onu da sizlerle paylaşmadım moralleriniz, muhalefet kesiminin moralleri yüksek olsun diye.
***
Tayyip’in en önde gelen üçlü ekibi nedir, arkadaşlar?
Kimlerden oluşuyor bunlar?
Ekonomi kime emanet, Ekonomi ve Hazine?
Mehmet Şimşek’e değil mi?
Mehmet Şimşek yıllar boyu hizmet etmişti Tayyipgiller’e. Sonra Tayyip onu kovdu ve kovmakla yetinmedi, hakaretler de savurdu; sahtekâr vesaire bilmem ne diye. Fakat şimdi ekonomiyi yeniden ona teslim etti.
Kimdir Mehmet Şimşek?
İngiliz ve Amerikan vatandaşı, arkadaşlar. Ve Uluslararası Emperyalistlerin yani ABD ve AB Emperyalistlerinin has adamlarından bir tanesidir Mehmet Şimşek. İşte ekonomi bu vatandaşa teslim edildi. Yani sofralarımızda hangi evladımızın kaç lokma yemek yiyeceğini İngiliz ve Amerikan vatandaşı olan Mehmet Şimşek belirleyecek artık. Dolayısıyla da onun efendileri olan ABD-AB Emperyalist Çakal Devletleri belirleyecek.
Dışişleri Bakanlığı kime teslim edildi?
Hakan Fidan’a, değil mi?
Hakan Fidan Amerika’nın ve NATO’nun has adamlarından biridir. Hakan Fidan, hatırlayacaksınız, 2014’lerde yaptığı bir konuşmada, gizli toplantıda yapılan bir konuşmada ne diyordu?
“Ben Suriye’ye dört adamımı gönderirim. Oradan Türkiye’ye sekiz füze attırırım. Suriye bize saldırdı diye biz Suriye’ye rahatça savaş açabiliriz”, diyordu. Yani Türkiye insanlarını kandırarak, tuzağa düşürerek Suriye’ye savaş açmamızı istiyordu. Hakan Fidan, Türkiye’yi Suriye bataklığına sokmak isteyenlerden biriydi, o zamanki Dışişleri Bakanı Davidson Ahmet’le, o zamanın Genelkurmay 2’nci Başkanı, bugününse Milli Savunma Bakanı olan Yaşar Güler ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’yla beraber.
Türkiye Suriye bataklığına daldı, ne oldu?
Sınır diye bir şey kalmadı, 600 evladımız o bataklıkta can verdi. Türkiye 250 milyar dolar maddi zarara uğradı ve 13 milyon Suriyeli, Afgan, Pakistanlı, Afrikalı kaçkın Türkiye’yi işgal etti. Türkiye’nin demografik yapısı tehdit altına girdi böylece.
Sosyolojik araştırma yapan namuslu bilim insanlarımız tespit etmişler ki; Türkiye vatandaşı kadınların doğurganlık hızı 1,9. Tayyip’in TÜİK’ine 2022 rakamlarına göre ise bu hız 1,62’dir. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün 2019 yılındaki tespitine göre ise Suriyeli sığınmacı kadınların doğurganlık hızı 5,3’tür. Ve namuslu bilim insanları diyorlar ki 35 yıl sonra yabancıların sayısı Türkiye nüfusundan daha fazla olacak Türkiye’de. Böylece Türkiye insanı azınlığa düşecek Türkiye’de.
ABD’nin istediği de bu değil mi? Sevr’de, Yeni Sevr’e de konan, BOP’ta da öngörülen bu değil mi?
Böylece ülkemizi Yugoslavya gibi, Irak gibi, Libya gibi, Suriye gibi yapacaklar. BOP çerçevesinde üçe bölünecek ülkemiz. Hakan Fidan bunların, bu felaketin yaşanmasında-planlanmasında en önde gelen, Tayyipgiller’in aktörlerinden biriydi. Şimdi yetkisi daha da arttırılarak Türkiye’nin Dışişleri Bakanı yapıldı.
Bir diğer kişi kimdir, arkadaşlar? Tayyip’in iktidarının sacayağını oluşturan üçüncü kişi kimdir?
İbrahim Kalın, değil mi?
Wikileaks Belgelerinde ortaya konuyor ki; İbrahim Kalın CIA tarafından devşirilmiş. Kod adı TR-326. CIA’ya bu kodla girdiğiniz zaman karşınıza İbrahim Kalın çıkıyor. İbrahim Kalın hakkında biraz bilgi aktarmak istiyorum. Oda TV’de Hikmet Çiçek yazmış 12 Ağustos 2020’de:
“Bir zamanlar Washington’da Fetullahçı kurumlardan çıkmıyordu. FETÖ’nün para aktardığı Georgetown Üniversitesinin 2009 yılında hazırladığı ‘en etkili 500 Müslüman’ listesine Fetullah Gülen’i 13’üncü sıradan sokan oydu. FETÖ’nün Today’s Zaman’ının yazarıydı, FETÖ’nün tarafına en çok demeç verenlerden biriydi. Merve Kavakçı’yla kanka gibiydi. Merve’nin babası Yusuf Ziya Kavakçı’da Fetullah Gülen’e övgüler diziyordu. Yabancı medyada çalışan Türkleri fişleyen Siyaset Ekonomi Ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın, SETA’nın kurucu başkanıydı, İbrahim Kalın. ABD’de eğitim almıştı. ‘Gölge CIA’ diye bilinen Stratfor’un Türkiye’deki istihbarat kaynaklarından biriydi. İbrahim Kalın, İstanbul Üniversitesi Tarih bölümünü bitirdikten sonra Malezya’daki İslam Üniversitesinde yüksek lisans, ABD’deki George Washington Üniversitesinde doktora yaptı. Amerika’da Katolik Cizvit Tarikatının Okulu Collage of the Holy Cross’ta ders verdi.”
Demek ki, o süreçlerden birinde Amerika ve CIA tarafından devşirilmiş, arkadaşlar bu Kalın vatandaş.
“Kalın’ın Stratfor’a gönderdiği bir e-posta arşivlerde duruyor. Kalın, Türkiye’de “Gölge CIA” lehine yaptırdığı haberi patronlarına şöyle bildiriyor.”
Stratfor “Gölge CIA”, diye bilinir, arkadaşlar dünyada. Bunun şefi de George Friedman’dır. George Friedman, ABD Emperyalist Çakalının 1950 sonrası bilinen üç ünlü akıldanesinden biridir. Henry Kissinger biri, Zbigniew Brzezinski ikincisi, bunların ikisi de öldü. Üçüncüsü de George Friedman’dır. “Gelecek Yüzyıl” diye kitabı Türkçe de yayınlanmıştır. İlgili arkadaşların alıp okumasını öneririm. Orada ABD Emperyalistlerinin önümüzdeki yüz yıl içinde dünyayı nasıl hegemonyaları altına alıp, tek bir dünya devleti kurup, dünyayı gönüllerince babalarından kalma çiftlik gibi yönetebileceklerini anlatır George Friedman.
İşte o, İbrahim Kalın’ın en önde gelen ABD’deki ajan efendisidir. Evet, buna şöyle bildiriyor, buna yaptığı hizmeti Kalın:
“Sevgili George (yani kastettiği George Friedman) ve Kamran, bazı medya kuruluşlarına Stratfor’un Türkiye ve Balkanlar hakkındaki raporunu haber yapmalarını söyledim ve ürettikleri haberlerin linklerini aşağıda gönderiyorum. İbrahim.”
Yani “Onların propagandasını etkim ve emrim altındaki medya kuruluşlarına yaptırdım”, diyor. “İşte o haberlerin linklerini de size gönderiyorum.” Yani, “Nasıl sadakatle ve başarıyla size hizmet ettiğimi belgeliyorum”, diyor.
“Wikileaks Belgeleri ortaya saçıldığında görüldü ki; İbrahim Kalın, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu gibi farklı eğilimlerdeki politikacılar Stratfor’un haber kaynakları arasındaydı.”
Bir diğer ajan da yıllardan beri söylediğimiz gibi TR-705, Sezgin Tanrıkulu.
Bu da TESEV’ci, Sorosçu Kılıçdaroğlu’nun has adamlarından biri değil mi, arkadaşlar?
Israrla orada tutuyor. Niye?
O da ABD’li efendilerine sadakatini ve hizmetini belgelemek için.
Bakın George Friedman gene bu Wikileaks Belgelerinde İbrahim Kalın’ı nasıl övüyor:
“Bu adam büyük bir kaynak. Bu adamla kurduğum ilişki ve yaptığım görüşme kesinlikle gizli kalmalıdır.”
İşte böylesine Kalın bir kaynak, CIA için, Stratfor için, ABD Emperyalist Çakalı için İbrahim Kalın. Ve George Friedman 31 Mayıs 2010’da eşiyle birlikte Türkiye’ye geldiğinde altlarına şoför ve araba ayarlayan yine İbrahim Kalın oluyor.
İşte bu adam da şu anda Milli İstihbarat Teşkilatının başında, Tayyip oraya getirdi bunu.
Şimdi bu adam MİT’in başında kime çalışacak, arkadaşlar?
Türkiye’ye mi?
Kesinlikle değil. Devşiricisi, efendisi ve kendisini Türkiye’de devletin en tepe noktalarına kadar tırmandıran ABD Emperyalist Hayduduna, Çakalına çalışacak. İşte Türkiye bu halde!.. İçler acısı durum bu, bizi isyan ettiren durum bu!..
Ve işte bu sebepten herhangi bir kimse, herhangi bir parti ya da kurum; “Biz ABD’ye dostuz, NATO’ya dostuz, onunla müttefik olabiliriz”, derse; en büyük düşmanımız bizim odur, arkadaşlar. Bilin ki o kesinkes haindir, Türkiye Cumhuriyeti Vatanının ve Halkının düşmanıdır. O bize çalışmaz, ABD Çakalına çalışır.
Yıllar yılı önce İsmet Paşa ne demişti bu emperyalist haydutlarla ittifak edelim, diyenlere?
Aynen şunu:
“Büyük devletlerle müttefik olmak ayıyla yatağa girmeye benzer.”
Evet, arkadaşlar; İsmet Paşa Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’ndan görmüştü Alman Emperyalistlerinin Osmanlı’yı nasıl parçalayıp yutmak istediklerini.
Almanlarla müttefik olarak girdik Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’na değil mi?
Enver Paşa ve ekibi bizi savaşa soktu.
Onlara, Enver Paşa’ya ne yemi attı Alman Emperyalistleri?
“Size Asya’da Turan kuruvereceğiz”, dedi. Oysa asıl niyetleri Osmanlı’yı yutmaktı. İşte İsmet Paşa, bir Alman Subayıyla birlikte bir mevzide yan yana çalışırlarken diyor ki; “Yahu bu savaşı niye çıkardınız? Belçika’yı almak için. Küçücük Belçika”, diyor. “Yani değer miydi? Böyle bir iki ufak yer işgal etmek için bütün dünyayı savaşa soktunuz.”
Alman Subayın verdiği cevap aynen şu, İsmet Paşa anlatıyor:
“Şunu dedi, bunu dedi, sonunda Türkiye dedi”, diyor. Yani esas yutmak istediğimiz Türkiye, diyor Alman Emperyalizminin Askeri.
“Nasıl, müttefik değil miyiz ne oldu, nedir bu, deyince, birden toparlamaya çalıştı durumu”, diyor. İsmet Paşa orada çok net gördüğü için, İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’na Türkiye’yi sokmadı. Bütün ısrarlara rağmen direndi sonuna kadar ve Türkiye’yi savaşa sokmadı.
Ama 1950’den sonra ne yazık ki, Türkiye işte bu yerli hainler tarafından Amerika’nın yörüngesine sokuldu. Meclise bile danışmadan Bayar-Menderes çetesi, 4500 kişilik bir Türk Tugayını Kore’ye gönderdi. 1350 vatan evladı ABD Emperyalist Haydudunun çıkarları için hayatlarının baharında yok olup gittiler orada. Ve ondan sonra da devam edip gidildi artık. NATO’ya girildi, Amerika Türkiye’ye geldi, Türkiye’nin ekonomisini, siyasetini, sanatını, kültürünü, eğitimini, istihbaratını, ordusunu yani bütün kurumlarını ele geçirdi. Ve yarısömürgesi durumuna düşürüldük ABD Haydudunun. İşte içinden henüz çıktığımız son seçim de bunu bir kez daha kanıtladı.
Ama biz sonuna kadar savaşacağız. Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrasında işgal altındaki ülkemizi nasıl yoktan bir ordu kurarak, var ederek, o çakallara karşı savaşarak Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızı zafere taşıyan komutanlar olmuşsa, yine biz de o emperyalist çakalın ülkemizi yarısömürge durumuna düşürmesini asla kabul etmeyeceğiz. Ve buna karşı savaşarak yeniden zafer kazanacağız. Ve Tam Bağımsız Türkiye’yi kuracağız. Buna inancımızı hiçbir zaman, hiçbir şart altında kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz. Sonuna kadar savaşmaya devam edeceğiz. Er geç zafer bizim olacak.
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
6 Haziran 2023