Gençliği boş tehditlerle yıldıramazsınız!
Bugün Türkiye’de onlarca üniversitede AKP’giller’in Kaçak Saraylı Reis’i tarafından atanan ve AKP’li olduğu tüm kamuoyu tarafından bilinen insanlar rektörlük yapıyor. AKP’giller’in gençlik üzerinde baskı kurmak, üniversiteleri bilim yuvaları olmaktan çıkartıp Ortaçağcı gericilere mürit yetiştiren tekkelere çevirmek amacıyla yaptıkları bu atamaların en ses getireni Ocak ayının başında Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun atanmasıyla gerçekleşti. O günden beri de Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tarafından başlatılan Özerk Demokratik Üniversite mücadelesi tüm yurdu sardı ve hala devam eden meşru bir mücadele başladı.
AKP’giller, gençliğin bu isyanını bastırmak için kolluk kuvvetiyle saldırdı, arkadaşlarımızı gözaltına aldı, tutukladı ya da ev hapsi verdi. Ancak bunların hiçbiri gençliğin gözünü korkutamadı. Hatta tam tersine mücadeleyi daha da yaygınlaştırdı, tepkiyi daha da büyüttü. Bu yöntemin tutmadığını, öğrencilerin geri adım atmadığını gören AKP’giller bu sefer tehditlerle gençleri sindirme yolunu seçti. Önce organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’dan kayyum rektöre destek açıklaması geldi. Ardından da Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Üniversite Genel Sekreteri Cevdet Kılıç, gençleri açık açık tehdit etti.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Cevdet Kılıç, “Boğaziçili misiniz, Boğazdışılı mısınız onu bunu bilmem. Aklınızın ucundan bile geçirmeyin. Biz abdest alır dışarı çıkmayız. Bizim zaten abdestimiz var. Bilin istedik de… Şöyle söyleyeyim. Siz hani bir ayı geçti eylem yapıyorsunuz ya. Biz eylem falan yapmayız. Biz gece vakti işi bitirir ertesi gün işe gideriz bilin istedim” ifadelerini kullanarak gençleri hedef aldı.
AKP’giller’in bu davranışı, şiddetten başka hiçbir şeye kafası basmayan mahalle kabadayılarından farksızdır. Hatta bu davranış mahalle kabadayıları için bile ‘kolpadan’ sayılır. Olsa olsa, o kabadayılara özenip onlar gibi davranmaya çalışan, kendi korkaklığını halkımızın ‘havlayan köpek ısırmaz’ dediği gibi ‘havlayarak’ gizlemeye çalışan yüreksizlere benzer bu davranış. Ancak unuttukları şey şudur: Gençliğin örgütlü mücadelesi karşısında, ne boş tehditleri, özenti kabadayılıkları söker, ne gözaltıları ne de tutuklamaları… Bu tehditler onların ne kadar çaresiz durumda kaldıklarının göstergesidir sadece.
Kurtuluş Partisi Gençliği olarak bir kez daha tekrarlıyoruz: Özerk Demokratik Üniversite için yürüttükleri haklı mücadelelerinde Boğaziçi Öğrencilerinin yanındayız. Bu mücadelenin ancak ABD-AB uşağı Parababaları düzeninden ve onun bekçiliği görevini yürüten AKP’giller’den kurtularak başarıya ulaşacağını biliyoruz. Bu mücadeleyi eninde sonunda zaferle taçlandıracak, Demokratik Halk Üniversiteleri’ni kuracağız!
9 Şubat 2021
Kurtuluş Partisi Gençliği