Bu ruhları kirlenmiş, fırıldak gibi dönen ABD devşirmelerinde tarla sıçanı kadar bile yürek yok

09.04.2025
35
A+
A-

Saygıdeğer Arkadaşlarım;

Siyonist İsrail yani ABD Emperyalist Haydudunun Ortadoğu’daki ileri karakolu ve petrol bekçisi olan Siyonist İsrail, Amerikan bayrağında görünmeyen yıldız olan Siyonist İsrail, Suriye’nin Hama kentinde Türkiye’nin yapım aşamasında olduğu bir askeri üssü vuruyor havadan. Ve yabancı medyanın yazdığına göre İngiliz, Yunan, İsrail medyasının bile yazdığına göre, 3 mühendis şehit oluyor.

Ve herkese, şarkıcılardan haber spikerlerine kadar anında laf yetiştiren Tayyip’in dili boğazına tıkılıyor, tık yok!

Sadece onun Hakan Fidan’ı; “Suriye’de İsrail’le karşı karşıya gelme gibi bir niyetimiz yok”, diyor.

Yani anında teslim bayrağı, beyaz bayrak çekiyor İsrail karşısında.

İşte bunlar böyle. Bunların alayında, boşuna demiyoruz biz; tavşan kadar yürek yok, diye. Bunların alayı Amerikan devşirmesi, Amerikan kuklası. Boşuna böylelerini bulup getirmiyor iktidara ABD Emperyalist Haydudu.

Ve aynı İsrail, bu Ramazan Bayramı’nda bile Gazze’de kampları, hastaneleri vurdu, çocukları bebeleri katletti. Durup dinlenmeden katliam yapıyor. 7 Ekim 2023’den bu yana katlettiği Filistinli sayısı 60 bini geçti. Bunun yarısını kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Ve Tayyip’in avanesi; “İsrail’le Suriye’de karşı karşıya gelme gibi bir niyetimiz yok”, diyor. Yok tabiî, sizde o yürek, o çap, kalibre yok ki. Sizler ancak Allah’la insanlarımızı kandırırsınız, onların sandıklarda oylarını kaparsınız ve onları sandık kafa haline getirip; “biz milli iradeyi temsi ediyoruz”, diye övünürsünüz değil mi?

Ve bunların hâlâ yüzde 30 oranında oyları var değil mi?

Ne sayesinde?

1400 yıl öncesinin Medine Köleci Toplumunun örfünün, geleneğinin, kokmuş karanlığının din diye, en keskin uyuşturuculardan bile daha etkili olan Muaviye-Yezit dininin halkımıza enjekte etmeleri sayesinde. Ve halkımızın kafasını zihin hasarına uğratmalarından, beyin hasarına uğratmalarından kaynaklanıyor. Yarı narkozlu vaziyette geziyor insanlarımız. Yoksa onların Türkiye’ye çalışmadığını, onların insana, vicdana, ahlâka dair hiçbir değer taşımadığını çoktan görmesi gerekirdi insanlarımızın.

Ve aynı İsrail ne yapıyor?

Bakın, Filistin Kızılay Ekibini vuruyor.

İşte dünün Sözcü Gazetesi:

“Üç büyük çukur kazıp sağlıkçıları gömdüler.

“İsrail saldırısında 8 sağlıkçı, 5 Sivil Savunma çalışanı, 1 Birleşmiş Milletler görevlisi yaşamını yitirdi. Tek kurtulan Münzir Abid saldırının şokunu yaşıyor.”

O da ambulansın arkasına yüzükoyun yatarak kurtuldum, yaralı vaziyette, diyor. Işıkları yanan Kızılay konvoyunu vuruyor İsrail uçakları. (Fotoğraflar göstererek)Ve burada tabutlara girmek üzere kefenlenmiş cenazeler, mezara indirilmek üzere sıralanmış, 14 cenaze.

“Filistin Kızılay görevlisi Münzir Abid arkadaşlarının son nefesini verişine tanık oldu.

“Yaralılara yardıma giderken vurulduk, yüz üstü yatmasam ölmüştüm, dedi.

“İsrail Ordusu’nun Refah’ta İlk Yardım ve Birleşmiş Milletler Çalışanlarına düzenlediği saldırıdan kurtulan tek kişi Münzir Abid oldu. Abid saldırı anını ve sonrasını anlattı. 23 Mart’ta İsrail bombardımanında yaralananlara müdahale için yola çıktıklarını söyleyen Abid olay yerine ulaştıklarında araçlarına ateş açıldığını ifade etti. Araçlarda Filistin Kızılay logosu olduğunu ikaz ve acil durum farlarının yandığını vurguladı. Abid, ateş açılınca ambulansın arkasına yüzüstü yattım, arkadaşlarımın tek kelime ettiğini bile duymadım. Sadece son nefeslerini verişlerini duydum. Aracın arkasına yüzüstü yatmasaydım ben de ölmüştüm, dedi.

“Daha sonra ambulansın yanına İsrail askerlerinin geldiğini aktaran Abid, ölmek isteyecek kadar çok işkence gördüğünü belirtip şunları söyledi; askerler beni yere yatırıp işkence yaptılar. Burası askeri bölge, dediler. Ama orası insanların normal bir şekilde hareket ettiği yeşil bölgeydi. O an ölüp kurtulmayı istedim. Sabah olunca tank ve buldozerler geldi, bir tarafa büyük çukur, karşısına da üç çukur kazdılar. Büyük olana ambulansları, diğer üç çukura da sağlıkçıları gömdüler.”

Evet, böylesine pervasız katliam yapıyor işte bu.

Ve bunların tanrısı Yehova ne diyor?

“Sina’dan yani Nil’den Fırat’a kadar olan arazi sana vaat ettiğimiz topraklardır”, diyor. “Orada herkes sana tabi olacak. Eğer tabi olmazlarsa nefes alan hiçbir canlı bırakmayacaksın orada”, diyor.

Böyle bir insanlık düşmanı, Hitler’in “Kavgam” kitabının bile yanında çocuk hikâyeleri türünden ılımlı kalacağı bir katliam kitabı, bu Tevrat.

Ve onu aynen benimseyen Batı Âlemi, Hristiyan dünyası, “Kutsal Kitap” diyorlar ya İncil’le ikisine birden, işte o yüzden Ortadoğu’daki tüm İsrail dışındaki halkları itlaf edilmesi gereken zararlılar gibi görüyorlar.

“İşgal altındaki Golan Tepeleri’ne turistik tur.

“Esad rejiminin çöküşünden sonra İsrail Suriye’nin güneyinde 390 kilometrekarelik Birleşmiş Milletler eski tampon bölgesine girdi. Burada 6 üs ve karakol inşa ettiği belirtiliyor.

“İsrail şimdi de Suriye’de işgal ettiği Golan Tepeleri’ni turizme açma kararı aldı. Bölgede İsrail ordusunun gözetiminde turlar düzenleneceği ifade edildi. Turların daha önce sivillerin nadiren ziyaret etmesine izin verilen bölgeleri kapsayacağı kaydedildi. Tur kapsamında İsrail, Lübnan, Suriye sınırının birleşiminde yer alan Rakka Vadisi’nin yanı sıra Hermon Dağı (Cebel eş-Şeyh), Cebel er-Rus ve Yermuk Nehri yakınlarında yer alan Hicaz Demiryolu Tüneli’nin de gezilebileceği ifade edildi. Bu gezilerin Golan Tepeleri’nde bulunan yerleşim birimleriyle işbirliği halinde gerçekleştirileceği belirtildi.”

Umurunda değil, turistik turlar düzenliyor şimdi, bayram ediyor; işgal ettik bu kadar bölgeyi, Tanrımızın, Yehova’nın bize vaat ettiği bu kadar toprağa daha kavuştuk, buraları gezelim, diyor sevinç içinde.

Ve bu Tayyip ne yapıyor?

Vatan satıcı, vatan haini Ahmet eş-Şara adlı HTŞ şefiyle el ele, kol kola zafer kazandık havalarında nutuklar atıyor.

Oysa zaferi kim kazanmış?

Amerika’yla, İsrail.

Bir de kim kazanmış?

Kuzeydoğu Suriye’de, ABD Emperyalist Haydudunun Ortadoğu’daki yeni petrol bekçi görevini üstlenecek PKK-PYD-YPG.

Evet, o devletçik. ABD Emperyalist Haydutlarıyla iç içe oluşturdukları o devletçik kazanmış zaferi.

İşte Tayyipgiller böylesine hainane bir iktidardır. Boşuna devşirmedi Tayyipgiller’i ABD Emperyalist Haydudu.

Yıllar önce Tayyip’in mikrofonlardan itiraf ettiği şu ihanetlerine bir bakalım, bir izleyelim:

***

Videonun çözümü

Tayyip Erdoğan: Diğer kritik konu da tabiatıyla Irak’tır. Türkiye Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’ta başarılı olmasını samimiyetle arzu etmektedir. Çok yönlü destek de olmaktadır. İsrail devletinin yaşama hakkını kimsenin tehdit etmesine Türkiye razı olmayacaktır.

***

Ne diyor hain?

Amerika’nın, Irak’ta başarılı olmasını samimiyetle istiyoruz ve bunun için her türlü yardımı yapıyoruz, diyor. Ve İsrail’in güvenliğini hiç kimsenin tehdit etmesini kabul etmiyoruz, buna da karşıyız, diyor.

İşte devşirilirken ABD’nin bu haine verdiği görevler; BOP’ta sana verdiğimiz görevleri yapacaksın, İsrail’in düşmanlarının ortadan kaldırılmasında bizimle birlikte çalışıp ne demişsek onu yerine getireceksin demiş ABD.

Ve; Tayyip, Kraliçenin Gülü, Bülent Arınç, Abdüllatif Şener, Milyar Ali ve diğer ekibi de kabullenmişti bunu. Daha ilk adımda sınırı aşıp hain olmuşlardı bunlar.

Ve ne diyoruz biz?

Ölüm gibidir ihanet, bir kere sınırı aştınız mıydı geri dönüşü yoktur. Ancak onları toprak ıslah eder.

Evet, dediğimiz aynen doğrulanıyor değil mi?

Ve bir de bu hainler haini iktidarın, Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu’nda New York’ ta, 20 Eylül 2023’te yaptıkları şu görüşmeye bakalım bir. Faşist, insanlık düşmanı Benjamin Netanyahu’yla gülücükler saçarak kucaklaşmalarına bakalım bir:

 

İşte bu İslam düşmanı, Ortadoğu halkları düşmanı, Hitler’in bile bunların yanında gölgede kalacağı, bebe kadar gölgede kalacağı Benjamin Netanyahu faşist alçağı bunlarla böylesine dost, içli dışlı. Bakmayın bunların İsrail karşıtı oynamalarına, Filistin-Gazze dostu görünmelerine.

Ne dedik biz hep?

Bunlar ikili, üçlü oynar hep, bunların alayı böyle. Ama artık halkımız bunların içyüzünü az da olsa görmeye başladı. Halkımıza yönelik yarattıkları işsizlik ve pahalılık cehenneminin ateşi uyandırdı halkımızın büyük çoğunluğunu, yüzde 65’ini uyandırdı. Ve böylece bunlar iç desteklerini kaybettiler. Artık sadece ABD Emperyalist Hayduduna ve Avrupa Birliği Emperyalist Haydutlarına güvenir oldular ve o destekleri ayakta kaldı. Ama sonları yaklaştı.

Ana muhalefeti oynayan uyuntuların bunlardan hesap filan soracağı yok. Zaten Özgür Özel gevşeği bizce işi bağladı bu Tayyip’le, o da ikili oynuyor. Ama bizim elimizden kurtulamayacak bu Tayyipgiller.

Biz yıllar önce ne dedik?

“Ya Tayyip’i çelik bilezikle tanıştıracağız ya da biz ömrümüzü Silivri zindanında noktalayacağız, hoş geldi sefa geldi”, dedik.

Hep bu sözümüzün arkasında olduk biz. Ve yine, daha önce de size göstermiş olduğum, ders kitabı ebadında büyük boy, 223 sayfalık şu kitabı yazmışız.

Ne demişiz?

“Kaçak Saraylı Despot ve Çıkar Ortakları”.

Alayı yargılanacak bunların. Emri, sadece hukuktan ve vicdanından alan savcılar, yargıçlar karşısında ve onlardan oluşan mahkemeler karşısında işledikleri binbir suçun hesabını verecekler. Kaçışları yok bunların, kurtuluşları yok. Bunları adları gibi yazsınlar belleklerine. Er geç, bizim ömrümüz yetmese bile, bayrağı teslim ettiğimiz yoldaşlarımız bu görevi yerine getirecek. Genç arkadaşlar tanık olacak buna.

Bu kadar suç işleyeceksin, vatan satıcılık edeceksin, trilyonlarca dolarlık kamu malını aşırıp iç edeceksin sonrada paçayı kurtaracağını sanacaksın öyle mi?

Yok! Hiç erken bayram etme!

Biz sözümüzün eriyiz. Biz bugüne kadar, 1967’de devrimci kavgaya girdiğimizde ne söylemişsek, o günden bugüne kadar söylediğimiz her sözün, savunduğumuz her prensibin, yer aldığımız her olayın arkasındayız. Bir tekini bile terk etmiş değiliz. Biz gerçek insan, gerçek devrimciyiz. Korku yok, yılmak yok, geri adım atmak yok bizde. Tek başımıza kalsak bile doğruları savunmaktan ve o uğurda savaşmaktan asla vazgeçmeyiz biz. Hiçbir güç vazgeçiremez bizi.

Biz Orta Asya’da atalarımızın kutsal hayvanı olan Kurt’un önderiyiz, Alfa Kurt’uz biz. Hayvanlar âleminde korku nedir bilmeyen, zerre miktarda geri adım atmayan Bal Porsuğu’nun, insan suretindeki benzeriyiz biz.

Hiçbir güç bizi yıldıramaz, korkutamaz.

Zamanında, işkenceci faşist cellatların, insanlık dışı işkenceleri altındayken bile onlarla dalgamızı geçip kahkahalar atan adamız biz. Ve onların gözünde “deliyiz”, “manyağız”. Öyle derlerdi bize…

Bal Porsuğunun bir adı da nedir? “Manyağın Oğlu”, değil mi?

İşte can için korku duymak yok bizde. (Mustafa Kemal ve Lenin fotoğraflarını göstererek) İdollerimiz olan  bu kahramanlar da korku nedir bilmezlerdi. Üzerlerine bombalar, kurşunlar yağarken Mustafa Kemal siperden çıkıp sakince sigarasını içiyordu; böylesine korkusuzdu. Ve o günlerde, Almanların komutan olarak Türk Ordusu’nun başına gönderdiği Liman von Sanders ne diyordu?

“Sipere gir öldürüleceksin, delilik yapma”, diyordu.

Ama Mustafa Kemal bir Bozkurt olarak, düşman saflarını keskin gözleriyle gözlemleyip ona göre ordusunu yönlendirmek için siperden dışarı çıkıp savaşı bütün yönleriyle gözlüyordu, göğsündeki dürbünüyle.

Nitekim işte o anlardan birinde, göğsüne bir şarapnel parçası isabet etti değil mi?

Ama sol göğsü üzerinde bulunan cep saati parçalandı ve kahramanımızın hayatını kurtardı. Ve Mustafa Kemal ülkesine dönerken, Liman Paşa’ya o saati armağan etti.

Ve bir de korku nedir bilmeyen kahramanımız kim?

17 yaşında Kuvayimilliye’ye, Yörük Ali Efe’nin Çetesi’ne Kızan olarak yazılıp işgalci Yunana karşı mavzeri omuzlayıp savaşa giren Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı.

O da işkence odalarında, işkencecileriyle alay eden bir kahramandı. Ona da işkenceciler “Deli Hikmet” adını takmışlardı.

Ve Kıvılcımlı Usta’mız, bize bayrağı devrederken, aynen şu nasihatte bulunmuştu:

“Ömrüm boyunca işkencede direnmeyi en büyük ahlâki erdem belledim.”

O bakımdan, Tayyip’in bizden kurtuluşu asla söz konusu olmayacak. Onun peşindeyiz, eninde sonunda tüm avanesiyle yakalanacak ve işlediği binbir suçun hesabını verecek, yargı önünde verecek. Ama kendi uyduruk yargısı, FETÖ’nün karikatür yargısı gibi değil o yargı. O yargı, gerçek hukuka ve vicdana bağlı savcılardan, yargıçlardan oluşan mahkemelerin yargısı olacak. Buna tanık olacaksınız.

Halkımıza sözümüzdür; Tayyip ve avanesini eninde sonunda çelik bilezikle tanıştıracağız.

Kalın sağlıcakla…

09 Nisan 2025

İletişime Geç
Merhabalar,
Bize buradan ulaşabilirsiniz