BOP ihanetini bütünüyle halkımızdan gizli yürütecekler
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Mecliste bu BOP komisyonu ikinci toplantısını bugün yaptı.
Komisyon şefi Tayyip’in koltuğa ve mangıra boğarak, partisini sattırıp yörüngesine çektiği Kurtulmuş Numan her zamanki gibi bir açılış tiradı yaptı.
Ne dedi, ne önerdi?
“Burada yapılan konuşmaların hiçbiri dışarıya sızdırılmayacak. Ve burada yapılan konuşmalar kayda alınacak ama bunların açıklanması ancak 10 yıl sonra olacak”, dedi.
Ve dışarıya karşı, tümden elektronik cihazlarla bir bağlantıyı engellemek için “jammer” deniyor ya, sinyal kesici araçlar yerleştiriliyor Meclisin o komisyon bölgesine. Yani halktan bu kadar korkuyor bu hainler.
Hani CHP’nin Sorosçu Kemal’in çömezleri İmamın Oğlu Ekrem ve Özgür Özel defalarca tekrarladı; “Mecliste her şey şeffaf olacak”, diye.
Nasıl şeffaflık bu?
Şöyle şeffaflık:
Orada yapılan her tür ihanet görüşmesi Tom Barrack’a şeffaf olacak, onun arkasındaki CIA şeflerine şeffaf olacak, Amerikan Başkanı Trump’a şeffaf olacak, ABD’nin “yerel gücümüz” dediği Ferhad Abdi’ye ve Kandil şeflerine şeffaf olacak, Abdullah Öcalan’a şeffaf olacak ama kime şeffaf olmayacak?
Halka, halkımıza…
Çünkü halkımıza karşı nasıl bir ihanet içinde bulunduklarını gizleyecek bu namussuzlar.
Utanmıyor bir de bu Kurtulmuş Numan, diyor ki; “şuradaki bileşim halkımızın yüzde 98’ini temsil ediyor.”
Halkımızın en az, en az yüzde 60’lık kesimi bu ihanet sürecine karşı, kimi temsil ediyorsun sen?
Amerika’yı, onun casus örgütlerini, İngiliz-Fransız-Alman-İtalyan Emperyalist Haydutlarını değil mi?
Bunlar işte böylesine hain…
Suç biliminde ve sorgulama psikolojisinde genel kuraldır:
Bir cinayet zanlısını ya da bir tecavüz zanlısını sorguladığı zaman, sorgulama teknikleri konusunda psikolojik eğitim almış bir uzman, onun önüne bir kâğıt uzatır suç günüyle ilgili. “Şu gün sabahtan itibaren akşama kadar ne yaptıysan buraya ayrıntılıca, hiçbir olayı atlamadan yaz”, der. Suçlu eğer gerçekten suçluysa pek çok şeyi ayrıntılıca anlatır. Sabah kalkışını, tıraş oluşunu, kahvaltı hazırlayışını, kahvaltıda hangi yemeklerin bulunduğunu hepsini anlatır. Ama cinayet saatine gelindiği anda orayı birden geçer, bir iki cümleyle geçiştirir orayı. Şu saatte evden çıktım, cinayet saatini atlayarak, şu aracımla birkaç saat sonraki bir yaşadığı olayın bölgesine, oraya geldim, der. Ondan sonrasını da ayrıntılıca anlatır ama sadece suç anıyla ilgili saatleri hani halkımızın deyişiyle “jet hızıyla” geçer. Çünkü orada gizleyeceği asıl büyük ihanet vardır, namussuzluk vardır, kötülük vardır.
İşte bu hainler de yaptıkları ihanetin bilinmesini, halkımız tarafından öğrenilmesini, görünmesini istemedikleri için toplantılarını gizli yapıyorlar, böylesine gizli yapıyorlar. Ve Kurtulmuş Numan’ın önerisi oy birliğiyle kabul görüyor.
Yani Sorosçu Kemal’in yetiştirdiği İmamın Oğlu Ekrem ve Özgür Özel CHP’sinin 10 katılımcısı da tamamıyla buna “Evet” oyu veriyor. Bizim Sevrci Soytarı Sahte Sol dediğimiz aslında DEM’le zerre miktarda bir farkı olmayan, bu ajan partisi, devşirilmiş parti TİP’in temsilcisi de gizliliğe onay veriyor. Çünkü o da yapılan ihanetin bilinmesini istemiyor. EMEP de aynı şekilde “Evet” oyu veriyor.
Demek ki en dincisinden en milliyetçi geçinenine, sosyal demokratından en solcu geçinene kadar hepsi ihanet ortak paydasında, BOP Açılımı ortak paydasında birleşiyorlar.
Bu neyi gösteriyor?
Bunların alayını, bizim daha önce onlarca kez dile getirdiğimiz gibi, Amerikan Emperyalist Haydudunun ve onun ajan örgütlerinin oynattığını gösteriyor.
Biz TRT Seçim Konuşmalarımızda boşuna demedik:
“Saygıdeğer Halkımız;
“Senin güvendiklerin, senin bel bağladıkların, senin peşinden koştukların, oy yağdırdıkların aslında senin en ağulu düşmanlarındır!” diye.
Evet, bu hainler halkımızın en ağulu düşmanlarıdır!
Bu demokrasicilik denen ABD tiyatrosu; bir oyun, bir hile, bir tuzak. Halkımız kimi seçtiğini bilmeden güya seçmiş oluyor. ABD Emperyalist Haydudunun tamamen devşirdiği parti yöneticileri, birkaç kişilik ekiplerle kimlerin milletvekili olup seçileceğini belirliyorlar; halkımız da gidip onlara oy veriyor.
Yani halkımız burada oy davarı durumuna düşürülüyor. Kendisi seçmiyor aslında, ABD Emperyalist Haydudu seçiyor.
10 yıl sonra açıklanacakmış…
Zaten o kadar süre içinde biz Türkiye’nin canına okuruz, BOP’u tam anlamıyla oturturuz diyorlar, değil mi?
Bakın Irak’ı hallettik. İşte Suriye’yi de aşağı yukarı bu kadar süre içinde hallettik. Libya’yı birkaç yıl içinde hallettik. Türkiye’yi de hallederiz bu süreç içinde, diyorlar.
İşte böylesine hain, böylesine iğrenç, böylesine aşağılık, böylesine mide bulandırıcı bu insanlar…
Saygıdeğer Halkımız;
Hep dediğimiz gibi; her şey gelip senin bizi anlamana, senin uyanışına, bilinçlenmene, bu hainlerin içyüzünü kavrayıp bunların karşısına geçip “Ey hainler!”, diye haykırmana kalıyor.
Kuvayimilliye’nin destanını yazan saygıdeğer büyük şairimiz (Pablo Neruda’yla birlikte) dünyanın en önde gelen iki komünist şairinden biri olan Nazım Hikmet’in 1959’da yazdığı şu şiirini bir dinlersek, aynen bu günleri çok açık ve net bir şekilde anlatmış olduğunu görürüz:
Şehitler, Kuvayimilliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
Şehitler, Kuvayimilliye şehitleri,
Sakarya’da, İnönü’nde, Afyon’dakiler
Dumlupınar’dakiler de elbet
ve de Aydın’da, Antep’te vurulup düşenler;
Siz toprak altında ulu köklerimizsiniz
yatarsınız al kanlar içinde.
Şehitler, Kuvayimilliye şehitleri,
siz toprak altında derin uykudayken
düşmanı çağırdılar,
satıldık, uyanın!
Biz toprak üstünde derin uykulardayız,
kalkıp uyandırın bizi!
uyandırın bizi!
Şehitler, Kuvayimilliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
Evet, bu dizelerin üzenine başka ne söylenebilir ki?
Kalın sağlıcakla…
08 Ağustos 2025