Antiemperyalist mücadelenin dışında hareket edenler, eninde sonunda yok olacaklar!
Antiemperyalist mücadelenin dışında hareket edenler, eninde sonunda yok olacaklar!
Evet, bizler de “başka âlem istiyoruz”. Fakat bizim istediğimiz dünyada, çocukları ve insanları katleden emperyalistler olmayacak. Çünkü bu emperyalist çakallara da, onların işbirlikçilerine de geçit vermeyeceğiz. Kendini “devrimci” diye tanımlayıp, emperyalistlerin ekmeğine yağ süren Sevrci Soytarı Sahte Solcular da Tarihin çöplüğüne gömülecekler.
Bildiğiniz gibi 20 Kasım 2015 Cuma günü, “Biz Başka Âlem İsteriz” isimli, Taksim Hill Otel’de “Gençlik Örgütleri Seçim Sonuçlarını ve Sonrasını Konuşuyor” gündemli bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıya; Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF), CHP, HDP Gençlik Meclisi, Gençlik Muhalefeti, Emek Gençliği, Öğrenci Kolektifleri’nden birer temsilci katıldı.
Peki, bu toplantının destekçileri kimlerdi?
Gelin onu biz açıklayalım: SODEV (Sosyal Demokrasi Vakfı) ve Alman Friedrich Ebert Vakfı’ydı.
Bu vakıfların amacı ise açık ve nettir. Bunlar AB Fonlarından yardım alan ve AB-D Emperyalistlerinin amaçları doğrultusunda hareket eden kurumlardır. Yani bunların amacı emperyalistlere hizmet edecek kişiler yetiştirmektir. İnsanların beyinlerini örümcek ağı ile sararak, kendi söylediklerinden başka bir şey yapamaz hale getirmektir.
Bu gibi kurumlar, AB’den milyon Euro’lar alarak, gittiği her ülkede Avrupa Birliği’nin politikalarını yaymak için çalışıyorlar. AB’nin nasıl bir yapıya sahip olduğunu bütün herkes bilir. Bunlar, Kurtuluş Savaşımız döneminde ülkemiz topraklarını kendi aralarında paylaşan, Sevr Planı’nı hayata sokmak için onlarca, yüzlerce, binlerce insanı öldüren, her gittiği yere kan ve gözyaşı götüren emperyalist katilledir. Bu kurumların amacı net ve açıktır. Emperyalizme hizmet…
Bu toplantıya konuşmacı olarak katılan kurumlar, bu gibi yerleri kendi düşüncelerini aktarmak için bir araç olarak görüyorlarsa, emperyalist örgütlerin önünde düğme ilikleyip, el pençe durmaktan başka bir şey yapamayacaklarını da bilmeleri gerekir. Bizler bu kurumlarının içerisinde yer alan antiemperyalist yiğit insanlara, hiçbir koşulda emperyalistlerle iş yapılmayacağını buradan söylüyoruz. Tabiî, bizim burada amacımız artık hainlik safhasına gelmiş yöneticilere bir şeyler anlatmak değil. Çünkü onlar artık iflah olmazlar.
Şimdi gelelim bu hainler ve gafiller sürüsünün şu anki durumlarına. Bu toplantıya katılan sözde devrimciler, kendilerini emperyalizme karşı olarak tanımlıyorlar. Ama hiçbir zaman öyle davranmıyorlar. Emperyalistlere bilinçli ya da bilinçsiz hizmet ediyorlar. Bu toplantının içerisinde en başta Sorosçu Yeni CHP var. Bunların ne mal olduğunu anlatmaya bile gerek yok. Diğer katılımcılar da aslında HDP bileşenleri ve destekleyicileridir. Yukarıda bunların isimlerini saymıştık. Bunların hepsi HDP’yi açıktan ya da sözde kapalı bir şekilde desteklediler. Kafalarınız karışmasın diye söylüyoruz şunu, bugün HDP’yi desteklemek demek; başta Kürt Halkı olmak üzere Türkiye ve Ortadoğu’da yaşayan bütün halkların, AB-D Emperyalizmi tarafından katledilmesine göz yummaktır. Emperyalistlerin şarjörlerine bir mermi daha koymaktır. Çünkü HDP, AB-D Emperyalizminin söylediklerinden başka hiçbir şey yapmayan bir partidir.
Hepimizin bildiği gibi, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, NATO’yu göreve çağıran bir kişidir. Kürt illerinde “Biji Serok Obama” diyerek çocuklara, gençlere slogan attıranlardır. Bunların antiemperyalist olması mümkün değildir.
Peki, burada bulunan gençlik örgütleri her zaman ne diyorlar?
Bizler Denizler’in, Mahirler’in devamcısıyız. Onların yolunda ilerliyoruz.
Biz de diyoruz ki; Hadi oradan!
Denizler, Mahirler, 68 kuşağı 6. Filo’yu denize dökmüş, emperyalistlere karşı her zaman yiğitçe mücadele etmiş kişilerdi. Siz nasıl olur da, bu yiğitlerin isimlerini ağzınıza alırsınız! Sizin AB-D Emperyalizmine karşı tutumlarınız sadece göstermeliktir. Siz ancak dünyanın en azılı katillerinin bir araya geldiği G20 zirvesinde, Obama’ya taleplerinizi içeren mektup gönderirsiniz.
Kimden ne talep ediyorsunuz?
Halkların başdüşmanı olan bu katillerden şunu mu rica edeceksiniz:
Ya kusura bakmayın ama burası Türkiye, yani burada bizi antiemperyalist olarak biliyorlar. O yüzden siz gidin başka yerde toplanın mı diyeceksiniz?
O yüzden, sizlerin devrimcilik kelimesini bırakın kullanmayı, bu kelimenin sizin herhangi konuşmanızda dahi geçmemesi gereklidir. Siz gidin, AB-D Emperyalistlerinin istediği gibi devrimcilik oynayın. Siz devrimcilere ihanetten başka bir şey yapmazsınız. Gidin emperyalist örgütlerle toplantılar yapın, birbirinize sarılıp el sıkışın.
Bu toplantı öncesi Odatv’de yayınlanan bir haberde, Kurtuluş Partisi Gençliği’nin ve Komünist Partisi Gençliği’nin toplantıya yönelik yaptığı eleştirilere yer verilmişti. Bu haberin içeriğinde FKF Temsilcisi Baransel Ağca’nın da kendilerini eleştirenlere karşı bir eleştirisi olmuştu. Baransel Ağca, kendilerini eleştiren bizleri “meczup” olarak görüyor.
Bu ne pişkinlik, bu ne yüzsüzlük…
Şimdi soruyoruz ona, Avrupa Birliği’nden birebir destek aldığı belli olan kurumlarla birlikte bir etkinlik yapmak ne demektir? Üstüne üstlük sırf yaptığınız yanlışı savunacağız diye emperyalist bir örgütü meşrulaştırmak nedir?.. Eğer bu meczupluk değilse meczupluk nedir?
Bu durum bize göre AB-D Emperyalistlerinin istediği “sol”u yaratmaktır. Bu kurumların amacı, ABD ve AB Emperyalist haydutlarının insanlık dışı vahşi çıkarlarını savunmaktır. Böyle kurumların katıldığı toplantılarda konuşmacı olmayı bırakın izleyici bile olmak, insanlığa yapılmış en büyük ihanettir. Ama siz bunu anlayabilecek durumda değilsiniz. Çünkü sizler devrimci değilsiniz…
Baransel Ağca’nın bize yönelik bir eleştirisi de Friedrich Ebert Vakfı ile Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) yaptığı bir Sempozyumda bizim çalışma yaptığımız sendikanın da orada bulunduğunu söylemesidir. Ağca’nın yaptığı sözde eleştiride konuyla alakalı bölümü aynen aktarıyoruz. “Bu gariplikler devam ederken Ebert Vakfı Türkiye’de neler yapmış diye bakındım. Gerçekten çok iş yapmışlar. Hatta bu etkinliği yerden yere vuran bir zevatın sendika sorumlusunun da katıldığı bir etkinliğe sponsor olmuşlar. (Bu Deniz Gezmiş’li gönderme yapan arkadaştan bahsediyorum)”
FKF Temsilcisinin bahsettiği Sempozyumu bizim içinde çalışma yaptığımız sendika da açıkça ve netçe eleştirmiştir. Bu Sempozyuma karşı tutumlarını, emperyalist örgütlerle düzenlenen ortak toplantıları vb.lerini, her zaman olduğu gibi burada da açıkça sergilemiş, eleştirisini yapmıştır. DİSK’in böyle bir etkinlikte olması demek bizim-Kurtuluş Partililerin olması demek değildir.
Yani biz hiçbir zaman emperyalistlerin içinde bulunduğu hiçbir etkinliğe katılmadık. Herhalde Baransel Ağca bu eleştiriyi yaparken nasıl yapsam da bunları eleştirsem mantığı ile düşünmüş ve böyle içi boş bir sözde eleştiri yapmıştır. Ama bizim bir önerimiz var size:
Bir daha bir olayı eleştireceğiniz zaman biraz araştırın, sırf laf olsun diye eleştiri yapmayın. Demagojiye sarılarak yaptığınız ihanetin üstünü örtmeye kalkmayın. Asla yalan söylemeyin, kitleleri aldatmayın. Ki bu olayda da olduğu gibi, yalanınız bir anda açığa çıkar ve siz yalancılığınızla, siyasi ahlaksızlığınızla ortada kalıverirsiniz… Utanır mısınız yalanınızdan ötürü? Özeleştiri yapar mısınız?
Sanmıyoruz çünkü siz yalancılığı devrimcilik diye yutturmaya kalkanlarsınız.
Bu ülkede yıllardır emperyalizme karşı mücadele veriliyor. Kuvayimilliye’den, Mustafa Kemal’lerden, Hikmet Kıvılcımlı’lardan, Mustafa Suphi’lerden, Denizler’den, Mahirler’den ve burada adını sayamadığımız onlarca antiemperyalist yiğit devrimcilerden bugüne kadar, ABD-AB Emperyalizmine karşı mücadele devam ediyor.
Bizler Kurtuluş Partisi Gençliği ve HKP olarak, yıllardır bu ülke topraklarında AB-D Emperyalizmine karşı mücadele veriyoruz. Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı, henüz 17 yaşında, elde silah Yörük Ali Efe Çetesi’nde ve Köyceğiz Kuvayimilliye komutanı olarak Ege dağlarında, ovalarında emperyalistlere karşı savaşmıştır. Bizler de Usta’mızdan aldığımız bayrağı hiçbir zaman yere düşürmedik. Davamızdan vazgeçmedik. Onca baskılara, saldırılara rağmen asla geri adım atmadık emperyalistlere ve işbirlikçilerine karşı. Mücadelemizi gerçek devrimcilere yakışır bir şekilde yürüttük.
AB-D Emperyalistlerinin dünya halklarının başdüşmanı olduğunu bulunduğumuz her alanda dile getirdik. 1 Kasım seçimleri öncesinde Partimizle görüşmek isteyen, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (AGİT/ODİHR) adlı emperyalist örgütün görüşme talebini reddettik. Çünkü bu örgütlerin hepsi emperyalistlerin çıkarları doğrultusunda hareket eden örgütlerdir. Bu konuyla ilgili yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
(http://odatv.com/uluslararasi-kurulusu-sok-etti-0510151200.html)
Yine geçtiğimiz günlerde bu emperyalistlerin G20 zirvesi adını verdikleri, katillerin bir araya geldiği, Usta’mız Kıvılcımlı’nın “Dünya üzerinde hangi çocuğun kaç lokma ekmek yiyeceğine, lüks kahvaltılarda karar verilir” dediği bir toplantı yapıldı. Bizler bu toplantıların amacının; dünya halklarına zulüm etmek olduğunu, kendilerine karşı olan insanları nasıl öldüreceklerini planladıklarını, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’u nasıl hayata geçirileceğinin konuşulduğu bir toplantı olduğunu söyledik. Buna karşı eylemler yaptık. Bunların bu topraklarda hatta dünya üzerinde yerleri olmadığını haykırdık.
Diyeceğimiz o ki, bizim AB-D Emperyalistlerine ve onların işbirlikçilerine karşı mücadelemiz yıllardır sürüyor ve her zaman sürecek. Antiemperyalist mücadelemiz, dünya halklarının mücadelesi zaferle sonuçlanana kadar devam edecek. Emperyalizme karşı insanlığın kurtuluş mücadelesi eninde sonunda zaferle taçlanacak. Emperyalistler bu topraklardan bir daha geri gelmemek üzere defolup gidecekler! 22.11.2015
Halkız, Haklıyız Kazanacağız!
Emperyalistler, İşbirlikçiler Geldikleri Gibi Gidecekler!
Yaşasın Gençliğin Devrimci Mücadelesi!
Kahrolsun Emperyalizm!
Yaşasın Sosyalizm!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Kurtuluş Partisi Gençliği